İskilipli Atıf Hoca iftirayı tekzip etmiş

04 Şubat 2017 Cumartesi, 11:54
İskilipli Atıf Hoca

CHP’nin tek partili dikta döneminde idam edilen İskilipli Atıf Hoca’nın şehadetinin 91. yıldönümünde hakkındaki asırlık iftirayı çürüten belge ortaya çıktı. 1926 yılında şapka inkılabına muhalefet ettiği gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi’nde idama mahkum edilerek asılan ancak bu da yetmezmiş gibi İstiklal Harbi sırasında Yunan ordusu lehine fetva vererek ‘vatana ihanet ettiği’ öne sürülen İskilipli Atıf Hoca’nın, bu yalanı 1920 yılında bizzat tekzip ettirdiği belirlendi.

Şapka kanununa karşı çıktığı gerekçesiyle İstiklal Mahkemeleri’ndeki hukuksuz bir yargılama neticesinde 4 Şubat 1926’da idam edilen İskilipli Atıf Hoca hakkında ortaya atılan İstiklal Harbi sırasında Yunan işgalcilerine destek için bildiri yayımladığı iftirasını çürüten belge ortaya çıktı. Şapka zulmüne imza atan CHP ve türevlerinin sıklıkla dillendirdiği bu yalana ilişkin Atıf Hoca’nın 1920 yılında söz konusu iddiaya yer veren dönemin Vakit gazetesinde tekzip metni yayınlatarak iftiraları çürüttüğü belgelendi.

GAVUR TAKLİTÇİLİĞİNE KARŞI YAYINLADIĞI KİTAPTAN DOLAYI İDAM EDİLEN BÜYÜK ÂLİM

‘Şehadet ayı’ Şubat’ın ilk şehitlerinden olan “sonsuza uçan kelebek” İskilipli Atıf Hoca, ebediyete intikalinin 91. sene-i devriyesinde rahmetle, minnetle ve özlemle anılıyor. Takvim yaprakları’nın 4 Şubat 1926’yı gösterdiği soğuk ve kasvetli bir Perşembe gününde “Üç Aliler” olarak bilinen heyetin yönettiği İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilen büyük âlim İskilipli Mehmet Atıf Hoca’ya isnat edilen suç ise yayınladığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” kitapçığı oldu. İstiklal Mahkemeleri, Atıf Hoca’yı, Türkiye’de her vatandaşa şapka takma zorunluluğu getiren 25 Kasım 1925 tarihli Şapka Kanunu’na muhalefet ettiği iddiasıyla, kanundan 2 yıl önce yayınladığı ve Müslümanları Hristiyan taklitçiliğine karşı uyardığı bir kitaptan dolayı 26 Ocak 1926’da yargıladı. Evrensel hukuktaki “suç ve cezanın geriye yürümezliği” ilkesi hiçe sayılarak büyük bir hukuksuzluğa imza atılan bu yargılama sonucunda Atıf Hoca, 4 Şubat 1926’da Ankara Ulucanlar’da idam sehpasına yürütüldü. Atıf Hoca, zulüm karşısında eğmediği boynunun rejim tarafından geçirildiği ilmekte son nefesini vererek sonsuzluk âlemine intikal etti.

İDAM TERS TEPTİ, ZORBALAR ‘YUNAN’ YALANINA SARILDI

İskilipli Atıf Hoca, bu tarihten itibaren baskı ve zulüm gören Müslümanlara izzet ve şerefli bir duruş örneği oldu. İnananlara direniş gücü oluşturan dik duruşunu zedelemek için şer güçleri tekrar harekete geçti ve Atıf Hoca’yı çirkin bir iftira ile anmaya başladı. CHP yanlıları, Hoca’nın İstiklal Harbi sırasında başkanı olduğu Teâl-i İslam Cemiyeti’nin işgalci Yunan Ordusu lehine, Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye’nin ise aleyhine ifadelerin yer aldığı bir bildiriye imza attığı, bu bildirinin Yunan uçaklarınca Anadolu şehirlerine atıldığı iddiasına sarıldı. Söz konusu bildiride, “Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Zavallı saf ve gafil halktan topladıkları askerlere ‘siz burada onlarla savaşın, biz de arkalarını çevirelim’ diyerek sıvışıyorlar. Yazık ki halkımız Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal gibi beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için gereken fedakarlığı yapmıyor. Usulca oturup yenilginin sonuçlarına katlanmak yerine Yunanlılarla harbe tutuşuyorlar (…) Elinize aldığınız bu fetva Allah’ın emridir. Bunların vücudlarını külliyen ortadan kaldırmak Müslümanlık için farz olmuştur.” şeklinde ifadeler yer alıyordu. Bu bildiriye Teal-i İslam Cemiyeti Reisi vasfıyla Atıf Hoca’nın da imza koyduğu iddiasının yalan olduğu ise uzun sure sonra ortaya çıktı.

YALANI ÇÜRÜTEN TEKZİP

Tarihçi-yazar Mustafa Armağan’ın Derin Tarih dergisinin 2017 Ocak sayısında neşrettiği belge, Atıf Hoca hakkındaki asırlık yalanı çökertiyor. 94 yıl boyunca saklanmaya çalışılan belgeye göre; İstiklal Harbi sürecinde basın yoluyla ortaya atılan yalan hakkında Teal-i İslam Cemiyeti derhal harekete geçiyor ve bu iddialara 1032 sayılı nüshasında yer veren dönemin Vakit gazetesine tekzipyayınlatıyor. Mahkeme kararıyla 25 Ekim 1920tarihinde Vakit gazetesinin 1034. nüshasında yayınlanan İskilipli Atıf Hoca’nın tekzip metninde şu sözler yer alıyor: “Vakit gazetesinin 1032 sayılı nüshasında ‘Teal-i İslam Cemiyeti’nin Bildirileri’ başlıklı bir yazı gördük. Cemiyetin kuruluşundan beri yapılan yayınların resmi mühürle mühürlenmesi kararlaştırılmış usulden olduğu için resmi mühürle mühürlenmiş olmayan yayınların Teal-i İslam Cemiyeti’yle ilgisi bulunmadığı ve Cemiyet’in İstanbul gazetelerinde yayımlanmış bildirilerinden başka risale şeklinde ve diğer şekillerde hiçbir bildiri yayınlanmamış olduğu beyan olunur.”

BİR İFTİRA DAHA TARİH OLDU

94 yıl sonra ortaya çıkan tarihi tekzip metni, İskilipli Atıf Hoca’nın Yunanlılara destek verdiği, uçaklarından Anadolu’da dağıtmaları için bildiri yazdığı yalanlarını tamamen çürütüyor. Şapka takmadığı, bunu Hristiyan taklitçiliği olarak gördüğü ve bu konuda kitap yayınladığı gerekçesiyle asılan İslam’ın nadide şehitleri arasındaki İskilipli Atıf Hoca’nın ebediyete intikalinin 91. yılında ortaya çıkan bu belge, yakın tarihin bir iftirasını daha tarihe gömecek nitelikte.

Bu vesileyle, Akit olarak Müslüman Anadolu’nun ulvî şahsiyetlerinden Atıf Hoca’nın aziz ruhunun şâd, mekânının cennetin firdevs bahçeleri olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, Hoca’yı rahmet, minnet ve hayırla yâd ediyoruz.

• ATIF HOCA’NIN HAKİME VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Yayımladığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” eserinden dolayı 4 Şubat 1926’da İstiklal Mahkemeleri’nde idama mahkum edilen büyük İslâm âlimi İskilipli Atıf Hoca’nın, yargılamasının devam ettiği süreçte mahkeme hâkimi olan Kel Ali’ye verdiği tarihi cevap hafızalardaki tazeliğini koruyor. Gerçekleşen bir duruşmada büyük bir Türkiye bayrağı önünde oturan İstiklal Mahkemeleri hakimi Kel Ali, eline aldığı şapkayı göstererek Atıf Hoca’ya yönelik, “Kafandaki sarık da aynı çaputtan, bu şapka da. Niye bunu takmıyorsun da onda ısrar ediyorsun?” sorusunu yöneltir. İskilipli Atıf Hoca ise Kel Ali’ye karşılık olarak ibret içeren şu tarihi cevabı verir: “Reis Bey, arkanızdaki Türk bayrağı da çaputtan yapılmıştır, İngiliz bayrağı da. Bu bayrağı çıkarıp diğerini takarsanız ne olur?”

•ELBETTE HESAPLAŞACAĞIZ
İdam sehpasında dudaklarında ayetlerle yürüyen İskilipli Atıf Hoca’nın son sözü şu olmuştu: “Zalim ve katillerle mahşer günü elbette hesaplaşacağız”

yeniakit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz