Kestel Devlette yaşananlar… Şehir Hastanesinde büyük MOBBİNG!

02 Haziran 2021 Çarşamba, 14:12
alim şahin

Bursa sağlığında yaşanan sıkıntıları zaman zaman gündeme getiriyoruz.

Tabi bunlar belli bir zamana veya döneme has sıkıntılar değil.

Her kurumda olduğu gibi sağlıkta da kurum içi belli problemler yaşanabilir.

Zaten sorunlar olmazsa çözümlerin bir anlamı kalmaz.

Eksiklikler olmazsa hatalar düzeltilemez.

Çatıdan kiremit su akıtır veya uçarsa tamir edilir eskisinden daha sağlam olur.

İşte bu örnekte de olduğu gibi sorunlar ve problemler çözümlerin kapısını aralar.

Bu da başarının anahtarıdır, kişiyi başarıya ulaştıran kapıdır.

Yoksa güllük gülistanlık yerde yöneticilik yapmak basit ve kolaydır.
Ancak sorunlara karşı çözüm üretmeyen veya üretmek istemeyenler sancıların çığ gibi büyümesine neden olurlar.

Takip ettiğiniz üzere geçmişte de yaşanmış şimdide ve gelecekte de yaşanacağı kaçınılmaz görünen sıkıntılı zaman dilimleriyle alakalı iç işleyişte oluşan aksaklık ve olumsuzlukları gündeme getirdik getirmeye devam ediyoruz.

Kişisel nedenlerle kaynaklı bir veyi iki kişinin şikayetlerinin çok fazla büyütecek durum olmadığı gibi kurum içi telafi edilecek çözüme kavuşturulacak şeyler olması gerektiğini düşünüyoruz ..

Ancak şikayetlerin çokluğu ve sayısal olarak tepkilerin büyümesi problemin çözümünü zorlaştıracak durum ortaya koyar.

İşte bu minvalde son zamanlarda buna benzer çok sayıda örnekler yaşanıyor belli kurumlarda.

Bilindiği üzere Kestel Devlet Hastanesinde iki yönetici arasında yaşanan problem personele sirayet etmiş, çalışanlar bu durumdan bizar olduklarını ve huzursuzluğun her geçen gün çekilmez hal aldığını söylüyor, söylemeye de devam ediyorlar.

Şimdilerde ise iki yönetici yüzünden kutuplaşma süreci yaşanan hastane de olumsuzlukların etkisi ve adeta zulüm boyutlarına sirayet etmiş görünüyor.

Son iki gündür çalışanlar yani temizlikçisinden hemşiresine kadar bir çok alanda içinden çıkılamaz hal aldığına yönelik sıkıntılar tarafımıza iletilmeye başlandı.

Yani bu durumun bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini aksi halde durumun çözümü daha da zorlaşacağı şikayetleri söz konusu.

Durum öyle hal almış ki, bakım hizmetleri müdüresi bile kendisini Ali Klay Başkesen konumuna görmeye başlamış.

Tüm hemşirelere baskı (mobbing) uygulamaya hatta baskıların iyice artmasına neden olmuş.

Bu anlamda bizlere ulaşan hemşirelerin adeta hepsinin canı burnunda.

Peki sıkıntı nedir?

Anlattıklarına bakılırsa adaletsizlik mi dersiniz, haksız nöbet ve adam kayırma mı dersiniz, nöbet yazılmayana yani başkasının nöbetinde bir başkasına nöbet ödemesi yapıldığı iddialarımı dersiniz, masa başı bazı hemşirelere sınırsız  tolerans mı dersiniz, sahada çalışan tüm hemşireleri ezebildiği kadar ezen bir soraki uygulama mı dersiniz, hatta daha bir yıllık hemşireleri bile meslekten soğutulduğu iddiaları mı dersiniz yani adına ne derseniz deyin ortada haksız ve hukuksuzluğun yaşandığı yoğun şikayetleri söz konusu.

Ne yazık ki Kestel Devlet Hastanesinde iki yöneticinin sürtüşmesiyle başlayan huzur ortamı bir anda zulüm ortamına dönüşmüş durumda.

İnsanlar artık yaka silkiyor.!

Özellikle hemşirelerin sıkıntılarının gündeme getirildiği bu günlerde…

En basit şikayetlerden biri ise normalde aylık yazılan nöbet listesi konusunda adaletsizliklere tahammül edilemez boyutlara ulaştığı belirtiliyor.

Bununla birlikte itiraz edenleri de “benim tatar damarım tutarsa görürsünüz” tehditlerinin savrulduğu belirtiliyor.

İtiraz eden olursa da bir şekilde görevlendirme çıkartıp çok rahat bir şekilde adeta sürgüne gönderildikleri korkusunu yaşıyorlar.

İddialardan bazıları ise, “insan 10 gün boyunca  gün aşırı 24 saat nöbet tutabilir mi, 700 aşının randevu olduğu gün yığınla hemşire olmasına karşın 3 hemşirenin omuzlarına ağır yük yüklenebilir mi, hemşire nöbete gelmeden nöbet parası yatabilir mi, üstelik bu nöbet parası yatıran arkadaşı usulsüzce nöbet defterine nöbet tutmuş gibi geriye dönük imza attırılabilir mi, şikayet eden arkadaşa o artık emekli oldu boş verin önümüze bakalım diyerek olayı kapatılması yoluna gidilebilir mi?” şeklinde dudak uçuklatan iddialar.

Şimdi diyeceksiniz ki bu iç sorunları neden size yazıyor veya iletiyorlar?

Burada haklılık payınız olabilir ancak öyle tahmin ediyorum ki, başvurdukları üst makamlardan sonuç alamadıkları ve haksızlığın giderek artması olsa gerek.

Tabi bunlar gelen şikayetler.

Bu şikayetler bahiste de geçtiği üzere bütün makamlara resmi şikayet edildiği belirtiliyor.

Alınan cevap;  önümüze bakalım!

Bu ayrıntılardan Sağlık üst yönetiminin haberinin olmadığı kanısındayım.

Şikayetler hastane yönetimine yapıldığı için sürtüşen iki yönetici tarafından kim daha güçlü güç gösterisine dönüşmüş oluyor.

Böyle olunca da gel çık işin içinden.

Aslında bu sıkıntıların başlangıç noktası bir önceki müdür ve ekibi zamanında başlamış ve devam ediyor.

Aslında yeni Sağlık İl Müdürü geldikten sonra bir çok noktada bu ve benzeri sıkıntılar aşılmaya başladığını gözlemliyorum. Mesela İhtisas hastanesinde sorunların büyük oranda çözüldüğünü görüyoruz.

Eskisi kadar bu kurumda aksaklık olmadığına yönelik çok fazla şikayet oluşmadığı söz konusu.

Zamanla küçük ölçekli Kestel Devlet Hastanesi ve diğer ilçelerde varsa yaşanan sorunların giderilmesi adına zamana ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim.

.

ŞEHİR HASTANESİNDE BÜYÜK MOBBİNG!

Şehir Hastanesinde sözleşmeli çalışan kişiler şirket değişikliğine gidileceğinden hizmetli kadrosunda büyük oranda işten çıkarılmaya çalışıldığı iddialara söz konusu.

Bunun için de tazminat ödememek adına asılsız suçlamalar yöneltilerek tutanak tutmaya çalışıldığı, çalışanlara zorla imza atma baskısı ve tehditleri yapıldığına yönelik mobbing uygulandığı belirtiliyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı ekran-gorses.jpg

Konuyla alakalı tarafımıza mağdur cephesinden çok sayıda belge bilgi hatta ses kayıtları gönderilmesi yaşanan haksızlığı doğruladığını söyleyebiliriz.

Öyle ki tabiri caizse giyimine kuşamına, yürüyüşüne çay içmesine bile karışacak duruma gelen temizlik çalışanlarına yönelik ağır baskı ve tahrikler küçük bir hareketle karşılık verilmesine zemin hazırlayıp akabinde tutanaklarla tazminatsız kapı dışarı edilmeye çalışıldığı ifade ediliyor.

Yani düşünün ki, tutanaklardaki akla hayale gelmeyen bahane ve sebepleri okusanız bu nasıl bir mantık der şaşarsınız.

Tüm bu saçmalıklara şahit olan, haksızlıklara isyan eden ve “personellerin yanındayım” diyerek hizmetli çalışanları savunan bir hemşire hanım da personele kan kusturduğu öne sürülen İsmi bizde saklı temizlik şefine tutanak tutarak çalışanların haklarını savunma durumuna gelmiş.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı ekran-gor.jpg

Düşünün ki, bir temizlik firması var kendi personeline zulüm ediyor, bir hemşire de “onların çektiğini ben bilirim” dercesine personele sahip çıkıyor.

Bu şu anlama geliyor.

Sağlık çalışanlarını sağlıksız şekilde birbirine düşüren, menfaat çarkını ön planda tutan şirketlerin yedikleri pastadan daha fazla kar elde etmek için çalıştırdıkları insanların haklarına göz diken bir tablo söz konusu.

Güzelim hastaneyi de yani cenneti de cehenneme çeviren insandır.

Bu haksızlık ve hak gasbına dur diyecek yetkilileri olaya müdahil olmaya davet ediyorum.

İşin enteresan yanı her konuya nane olan siyasiler bu dönem nerede haksızlık var oraya kulakları tıkamış görünüyorlar.

Misal; Önceki müdür Halim Ömer Kaşıkçı kendi aracı yerine devletin makam aracını kullanarak her hafta sonu İstanbul’a gitmesine ses çıkarmayanlar.

Neymiş efendim, yakıtını kendi karşılıyormuş!

Yok öyle bir şey..

İç kural kaideler prosedürler de “resmi araç görev harici il dışına çıkamaz” deniyor.

Buna Vali bey de izin veremez.

Ama verildi.

Görmedim duymadık ayaklarına yattılar.

İşte şehrin eminlerinin ne kadar emin olduklarını gözler önüne seren bu olay Bursa tarihimize kazınmıştır.

Şimdiler de ise sağlıkta hızla düzelme yoluna gidildiği görülüyor.

Kurumlar içi bazı olumsuzlukların da yakın zamanda düzeltileceğini umuyorum.

Yeni müdürle henüz tanışmışlığımız çay kahve içmişliğimiz olmamasına rağmen bir gerçeğin altını çizmek isterim.

Kısa süre olmasına rağmen özellikle Bursa sağlığında yeni müdürle başlayan kovid mücadelesinde ki başarı takdire şayandır.

Umarım bu başarı kurumlara da yansır.

Bu arada şu “çay içmişliğim yok” cümlesini Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın “Nezir Asaroğlu ile çay içmişliğim bile yok” yalanıyla karıştırmayın.

Harbi den Sağlık müdürünü tanımam etmem çay içmişliğim yok.

Not: Kimseyi zor durumda bırakmamak adına iddiaların gerçeklik payı olduğuna dair belgeler buzlandırılmıştır.

.
alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz