AK Parti kongreleri başladı! Eyvah ki eyvah! Çorbacılar ve kazanı devirenler… Partiyi oyuncağa çevirenler!

09 Mart 2020 Pazartesi, 12:56
alim şahin

Herkesin çorba yemesi farklıdır.

Bazıları da çorbayı yer sonunda da kazanı devirip giderler.

Bazıları da bırakın farklı yemeyi üzerine dökme yarışı içindeler.

Nasılsa çorbayı yapanlar kendileri değiller.

Tencerenin dibini getirene kadar milletin tasını dolduruyormuş gibi görünüp son kepçeyle tası devirip kimseye yedirmeyecek ve sakar denilmeyecek kadar art niyetli ler var.

Bu şekilde milletin çorbasından oynayanlar büyük kazandaki çorbayı kendilerine saklıyorlar.

Ve bir zaman sonra çorba  bitince de kazanı devirip başka yerlerde çorbalanmak için fırsat kolluyorlar.

Dolayısıyla AK Parti kongreleri kazanlar dolusu çorba kimseye yar etmeyen hareketlere sahne oluyor.

Ne yazık ki, “yine biz yeriz, millete çorbayı yedirtmeyiz” tavırları öyle sırıtıyor öyle itici oluyor ki, perde arkasında iğrenç ayak oyunlarına sahne oluyor.

Ve beklenildiği üzere kongreler başladı.

Bununla birlikte İlçelerde büyük rahatsızlık var, kırgınlık dökülmüşlük var.

Bu durumda bile kırıp dökmeye kendisiyle yarışan bir il başkanı ve yönetimi var.

AK Parti’nin içinden geçtiği süreçte daha önce kendi proğramında bulunan çok büyük başarılarla yürüttüğü başlıklara bakıyorsunuz da hiç birinin artık esamesi okunmuyor.

“Neden eski hız yok?”  diye soran vatandaşın beklentisi var.

Çok büyük reformcu partiydiydik hani!

Çok daha kapsayıcı siyeset yapalırdı ya!

Oy vermeyenler bile hayran kalırdı.

AK Parti’nin adı geçtiği her toplantılarda sohbetlerde bile saygısını gösterirdi insanlar.

Şimdi bırakın “eskisi gibi yapısal reformlar neden yapılamıyor” sorularını şimdilerde “ne oldu da kutuplaştı, neden bu hale geldi bu parti, neden birbirimize  çok sert bakılıyor” soruları soruluyor.
Oysa Ak patililer bu başarılara alışmışlardı.

Neden uzlaşmacı bir tutum sergilenmiyor (!..)

Ne oldu da birden körleşti her şey(!..)

Reformcu bir partiydi, şimdi ne oldu da böyle oldu(!..)

En basit sıradan hizmetleri bile yürütmekte zorlanan bir konumla itilmiş gibi.

Hadi böyle olsa bile siz ne yapıyorsunuz?

Bu gerçekleri nereye kadar görmezlikten geleceksiniz?

Hadi bakalım bundan sonra yeniden bir yol haritası belirleyin ve uygulayın da görelim…

Sizden beklenen bu.

Sizin bunu yapma nezaketiniz var mı, yada böyle bir kabiliyetiniz var mı? Gösterin dünya aleme(!..)

Yukarda bahsini ettiğimiz aranılan ve kaybolan özelliklerini sergilemek yerine tam tersine ipi koparmaya yeni halkalar eklemeye devam mı edeceksiniz?

Kongrelerde ilk günden itibaren ayrımcı ve bölücü tutum öyle yansımış ki salonlara halktan vatandaştan esame okunmuyor.

Gördüğünüz bir zümre kalabalık ise benim adamlarım oy kullanmaya geldiler görüntüsüydü.

Yani delege listesini yaptınız anladık.

Adamcılığın en fosforlu hareketlerini sergilediniz bunu da anladık.

Ama bırakın da isteyen istediği gibi aday olsun.

Tek adaylı kongrelerle geçmesin bu yarış.

Zira tek adaylı kongrelerde otomatikmen heyecan azalıyor.

Zaten bu yarıştan ziyade atanmışlık oluyor.

Bu konuda biraz daha rahatlık verilmeli parti içinde …

Kıran kırana kongreler ve demokrasi yarışı havası sergilenmeli.

Sonunda genel merkezin istediği seçiliyor zaten.

Sonuçta yarışanların kucaklaşmasıyla hizmet yarışı görüntüsü verilmelidir.

Sonuçta çoklu adaylı kongreler partiyi her zaman canlı tutuyor bu bilinmelidir.

Ama aday olduğu için de düşman görülmemeli.

Bir parti içinde heyecanı en azından böyle tutmak yüceltmek lazım.

Eskilerden çoklu adaylar yarışında ne güzellikler yaşanıyordu, demokrası örnekleri sunuluyordu.

Şimdi herkes aday olamıyor.

Milletin önüne tek çeşit yemek kornulup  “ye bunu” deniliyor.

Eski medeni seviye ne yazık ki, AK Parti Bursa teşkilatları arasında kaybolup gitmiş.

İşte o medeni seviyeyi yeniden yakalamakla kenetlenme ve başarının kapılarını yeniden açacaktır.

Hani istişareden bahsediyorlar ya!

Yahu ne istişaresi ne fikir alışverişi.

Tek liste işi istişare değil,  İstişare başka bir şey.

Bırakın kendi insanlarının içinde bir rekabet olsun, başarı için heyecan dolsun.

Bu kötülük değildir aksine zenginliktir, kaliteyi geri getirir.

Ama Muhammmet Balta ve onun gibi Bursa’nın’B’sini bilmeyenlere teşkilatların kaderini bırakırsanız insanlar birbirine işte böyle düşer, gelinen nokta da bu tablo ortaya çıkar.

NEYİN MÜLAKATI?

Şu hale bakınız ki, İl başkanı ilçelere gidip tek tek mülakat yapıyor.

Peki neyin mülakatı bu?

Daha önce örneği benzeri olmayan bir uygulama.

İlçe yönetimini oluşturacak mülakat mış.

Yav he he!

Bu sadece hikaye okumak, milleti aptal yerine koymak, salak muamelesi yapmak anlamına geliyor ki, bu daha kötü bir etki bırakıyor insanların üzerinde.

Zira mülakat adı altında milleti kandırıp, inandırıp, umutlandırıp, duygularıyla oynayıp yine bildiği isimlerin düdüğünü çalmak.

“Partiyi oyuncak yapan, siyasi arzularını gideren küçük bir kitle adeta milletle de oyun oynuyor.”

İlçe yönetimlerine kılıf uydurmaya hiç gerek yok.

Seçilecek (atanan) kişiyi bırakın kendi çalışma kadrosunu oluştursun.

Siz ona isimler dayatırsanız zaten başarıya ilk günden darbe indirirsiniz.

“Şimdilerde kırılan dökülenlenlere yeni isimler yeni kitleler ekleniyor.”

KARACABEY

İstişarelerle oluşturulmuş tamamen uzlaşmacı, kapsayıcı, sevici, okşayıcı ve kenetleyici bir yolun kısır kongresi yansıdı orta yere.

Ortada sevilen sayınlan bir teşkilat olmadığı çok net.

Kimler kimleri sevmiş okşamışsa artık!

Eski ilçe başkanlarından bir kişinin haricinde kimse katılmadı kongreye.

Düşünün ki, 100 bin kişilik ilçede 300 kişiyle kongre yapılıyor.

Ve bu kongre AK Parti’nin kongresi.

Neredeeeen nereye!…

Bunun sebeplerini öyle uzun uzadayı aramaya gerek yok.

“İl Başkanı Ayhan Salman’ın bu işi bilmediği artık su götürmez bir gerçek, siyaseti  bilmediği, beceriksiz  ve yetersiz olduğu da bir gerçek.”

Dolayısıyla Karacabey kongersinde AK Parti gibi vizyonu güçlü dev bir iktidar partisinin içine düştüğü içler acısı durumu yaşatanlara vatandaşın öfkesi sessiz ve derinden geldiği de bir gerçek.

Ak Parti’ye bu durumu yaşatanların başında yerel de Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın rolu çok büyük.

Sayın Özkan’dan bir Allah’ın kulunun memnun olduğuna dair bir ibareye, işarete şahit olmadık.

Kimle görüşsek öfke kusuyorlar.

Daha bir kaç gün önce talep dildiği halde hizmet götürülmeyen mahalle sakini ve muhtarlar kendi işlerini kendileri görmek zorunda kaldıklarını sosyal medyada paylaştılar.

 Sayın Özkan’ı önce Allah’a sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şikayet etiler.

Hal böyleyken bir belediye başkanı hizmet yapmak yerine, otel yaptırır pavyon binaları yaparsa işte böyle 100 bin kişilik ilçede 300 kişiyle kongre yapmak zorunda kalırsınız.

Bu sayının ise yarısını Bursa’dan giden yönetici vekil vs. diğerleri de zaten oy kullanacak kendi adamları delegelerden oluşuyordu.

Koca ilçeyi kısır bir döngüye bırakırsınız.

İlçe Belediye Başkanı, ilçe teşkilatı ve il yönetimi olduğu halde AK Parti Karacabey de ölmüş ama ağlayanı bile kalmamış iyi mi!

Zaten seçimlerde istenmediği halde millete dayatılan Ali Özkan, Demokrat parti  adayının ani manevralarıyla Erdoğan’a verilen oylarla milimetrik hesabına düşmek zoranda kaldı.

Ama başka bir isim olsaydı Demokrat parti adayına gerek kalmaksızın farklı bir şekilde ipi gögüslerdi.

Zira Ali Özkan’a istenmeyen adam tepkileri yükselmiş, buna rağmen kankacılıkla kadrolaşmaya giden Ayhan Salman tarafından Millete dayatılmıştı.

Demek ki Ak parti ektiğini biçiyor her yerde.

Aynen Bursa’da olduğu gibi Türkiye genelinde İstenmeyen isimleri millete dayatmanın sonuçlarını acı şekilde yaşadı.

YENİŞEHİR

Yenişehir’in de Karacabey’den çok farklı yanı yoktu.

İnsanların partisine uzaklaştırıldığı, soğutulduğu bir görüntü de bu ilmçemizde yaşandı.

Yani burada da gidişatın pek hayra alamet olmadığı ortaya çıktı.

İZNİK

İznik’te durum biraz daha farklı yaşandı.

Aslında diğerlerinden farksız bir durum vardı.

Eski başkanların, teşkilat mensuplarının neredeyse tümünün kongreye gelmeyeceği duyumu vardı.

İşte bir el devreye girdi ve bu konuya çözüm üretti.

Kongreyi yönetmek İl eski başkanı Sedat Yalçın’a verilmişti.

Katılımcılardan edindiğimiz bilgilere göre Sayın Yalçın kongre saatinden 4 saat önce ilçeye giderek daha önce alın teri akıtmış eski ilçe ve belediye başkanları, meclis üyeleri, kanaat önderleri, STK’lardan önemli isimleri, esnaflardan ileri gelenleri Ayasofya Cami’nde öğle namazında toplayıp sonrasında çay sohbeti yapmış.

Bu isimlerin neredeyse tamamı kongreye gelmeye düşünmeyenlerden oluşuyordu.

Sayın Yalçın ise İznik’te bir ilki gerçekleşti.

Emeği geçenleri onure etmek buna denirdi nihayetinde.

Ama Sayın Salman’ın böyle bir niyeti olmadığı gibi bu yönde kabiliyeti de olmadığını bu zamana kadar sergilediği tutumla ortaya koymuştu.

Ve Sedat Yalçın’ın bu eski çalışma şekli ve sıcakkanlı yaklaşımı ve sergilediği değer karşısında tümü kongreye katılmış oldu.

Ve böylece İznik’de belki de ilçenin en kalabalık kongresine imza atıldı.

Hemde İl Başkanı Ayhan Salman’a rağmen!

Olay bu!

“İşte böyle böyle, git yare söyle (!..)”

Dünya çapında dünyanın tanıdığı bir ilçe var İznik.

Ve her ilçe gibi İznik için öyle sıradan yaklaşımlar var ki, artık konuşmaya gerek yok.

Diyeceğim odur ki, “Ayhan Salman ve bugünkü ilçelerde AK Parti yönetimi küçük hesaplar peşinde  koşmaya devam ederken ne partiyi düşünen var, ne şehri, ne de hizmeti düşünen var.”

Topluma heyecanı, beklentiyi veremleyenlerle bu gidiş çok zor.

Sözün özü: Ayhan Salman AK Parti gibi dünya markası bir partinin il başkanlığını yapabilecek vizyona, ufku genişilğe ve yetkeneğe sahip değil.

Bunu görev yaptığı süreçlerde defalarca ispatlamıştır.

Allah Dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’a  hayırlı kapısını açsın da bu miras yedi belalarından kurtarsın.

Amin.


.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz