Üzüntü ve çaresizlik! Ağaya sor paşadan ses gelsin! İki büyük kahraman! Kapısının önünü temizlemeyen (pis) insanlar? Terfi için yalakalığın da bir adabı olmalı!

30 Eylül 2019 Pazartesi, 09:11
alim şahin

Ailecek üzüntülü bir hafta geçirdik.

Elimiz iş güç yapmaya varmadı.

Düşünce olarak gündeme bir türlü konsantre olmadık.

Bahçemizde beslediğimiz sokak kedilerinden adeta evimizin birer ferdi olan sevimli miniğimize ayağını firene atmayacak kadar insafsız, gaddar, merhametten nasibini almayan yaratığın biri çarparak kaçmıştı.

Ağır yaralanan ve adeta yardım dilemek için sürüne sürüne bahçemize kadar gelen yavru içimizi parçaladı.

Bir haftadır Uludağ Üniversitesi veteriner Fakültesi hastanesinde tedavisini sürdürüyorduk.

Ameliyat edildi ancak sürekli kucağımıza gelip uyuyan yavrunun kurtarın beni yalvarışlarına çare olamadık.

Adeta yasa büründü ortalık.

Sevgi, sahiplenme, vefa, yakınlık ve merhamet gibi tüm kavramları kendisine sevgi duyanlara gösteren bir sevimli kedicikti.

Peygamberimizin hadis ve sünnetlerinde geçen Kediler’de bulunan özellik bir çok insandan daha vefa örneği sergiliyordu.

Başta kızım olmak üzere evdeki herkes hüngür hüngür ağladığımızı itiraf edeyim.

Neticede bir can, vefakar tam bir dost canlısı merhamet timsaliydi.

Evde kedi beslemek sünnettir.

Yaradılanı yaratandan ötürü sevmiştik.

Zira İslamiyet’te kediler “temizlik” ile simgelenmiş saygın bir yer edinmişlerdir.

Kainatın efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin bir kedi dostu olması Müslümanlar için bir övünç kaynağıdır.

İşte kedilerin Müslümanlar’ın hayatındaki yerine dair önemli bilgiler.

( KEDİ’NİN İSLAMİYETTE ÖZEL YERİYLE ALAKALI TÜM BİLGİLERE BU LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ. http://bursahafiza.com/2019/09/29/islamda-ozel-bir-hayvan-kedi/ )

.

KEDİ DEĞİL AMA  İNSANLAR ÇOK NANKÖR!

İşte tam da bu süreçte uzaktan yakından her şeyden habersiz olduğumuz, gündeme dair siyasetin entrika dünyasından hakkımızda üstü kapalı çirkef yakıştırmalar yapan bir zatın zerre menfaat için arkadaş satmayı göze alacak kadar ve yalakalıkta yapabilecek fırıldaklığa sahip olduğunu bir kez daha haberdar olduk.

Geçtiğimiz günlerde Yıldırım’da yolun altıyla ilgili mahalle sakinlerinden yaptığımız sohbetlerde şikayetlerini sıraladığımız bir paylaşımın altına şimdilik ismini vermeyeceğimiz memur olduğunu bildiğimiz bir kişi şu yorumu yapmıştı:

Yukarıdaki paylaşımımız da da Sayın Yılmaz’ın ormanlarda eşofmanlı yürüyüş yaparak çöp toplama görüntüsüne karşılık mahallelinin tepkisi yer alıyordu.

Altına da zatın yorumu böyleydi.

Şimdi bahsi edilen mahallelerde alakası olmayan bu zat o mahallelerde yaşayanların kapılarının önünü süpürmediğini nereden biliyor. Mevzunun kapı önü olmadığını bile bile bu yakıştırmayı hangi hakla yapıyor?

Akabinde köşeyazımızda konuyu daha geniş şekilde: “Ne yazık ki,  mahallelerde konteyner eksikliği olduğunu, millet naylon poşetlerle çöplerini yolların kenarlarına bırakmak zorunda kaldığını, çöp arabası gelene kadar da sokak hayvanlarının dağıtıp ortalara serdiğini ve pis kokuların oluştuğu alabildiğine şikayet konusu” olduğunu ifade etmiştik.

Biz halkın şikayetlyerini konu ederken, muhataplarınca ilgili yerlerde çözüm üretilmek, varsa eksik olan konteynerlerin tamamlanması gerekirken, ses başka yerlerden geliyordu.

Peki ama neden?

Sol görüşlü olduğunu tahmin ettiğimiz zat hadsiz bir şekilde “milletin kapısının önünü süpürmediği” suçlamasında bulunup bir anlamda pis insanlar yakıştırması yaparak suçu vatandaşa yüklemesindeki mantığa her zamanki CHP zihniyetiyle örtüştüğünü göreceksiniz.

Daha sonra İsmini gerekirse (ihtiyaç hasıl olduğu taktirde) vereceğim bir başka zat ise,  “Öyle sosyal medyada bol keseden yorum yapan, evinin önünü temizlemekten aciz olup, başkasını çalışmalarına çamur atanların anlayamayacağı duyarlılıkla Yıldırım belediyesinin çalışmalar yaptığını savunurken, aynı mahallede oturduğunu bildiğim bu kişinin ise mahallelinin şikayetlerinin haksız olduğunu ima ederek bizlerinde kapısının önünü süpürmeyerek temiz olmayan (pis insanlar) olarak yorumlaması çok büyük anlamlar içermektedir.

Mahalle sakinlerinin şikayetlerini konu alan yazılarımız muhatapları yerine neden bu ikiliden gelmesi banidardır. Sebebi de tarafımızdan bilindiği gibi gayet açıktır.

Bunu gerektiği taktirde ilirlleyen zamanlarda ayrıntılarıyla aktarmayı şimdilik bir kenarda bekletelim.

Bu terbiyesiz çıkışın direk şahsımızı bire bir hedef alması ve çevreye alenen pis insanlar damgası vurmaya çalışması insani değerlerden uzak aşağılıyıcı bir üslup takınması elbette cevabını fazlasıyla alacaktır..

Oysa biz yazımızda aktardığımız ifadeler gayet net ve anlaşılır şekildedir.

Bir kez daha altını çizmek gerekirse Mahalle sakinlerinin şikayetleri doğrultusunda aşağıdaki linkte ara başlığı “ÇEVRE TEMİZLİĞİ” olan yazımızda  

( ilgili link http://bursahafiza.com/2019/09/24/ak-parti-kongreleri-yildirimin-kurtulus-umudu-kimse-kimseyi-sekerle-kandirmadi/ )

“Geçtiğimiz günlerde mahallelinin şikayetleriyle bazı konuları paylaşmış, çevre temizliği konusunda yolun altı yeteri kadar hizmet görmediği şikayetlerini sosyal medyada sıralamıştık. Ne yazık ki,  mahallelerde konteyner eksikliği olduğunu, millet naylon poşetlerle çöplerini yolların kenarlarına bırakmak zorunda kaldığını, çöp arabası gelene kadar da sokak hayvanlarının dağıtıp ortalara serdiğini ve pis kokuların oluştuğu alabildiğine şikayet konusu oluyordu. Zahmet edip gelip bakarlarsa özellikle cadde türünde aşağı doğru uzanan ve kapalı Pazar yerine çıkan sokakları da kendine bağlayan Yavuzselim Aslan sokakta doğru düzgün konteynerin olmadığı göreceklerdir. Mahalle sakinleri çöplerini poşetlere doldurarak sokaklara bırakmak zorunda kaldığını görecekler”  bölümde bulunan uyarıyı yapmış bir anlamda eksiklerin giderilmesi konusunu eleştirel şekilde gündeme taşımıştık.

Bu yazımızdan sonra konteyner eksikliği yolun altında bulunan mahallelerin bir çok yerinde olduğu bilgileri tarafımıza ulaştırıldı.

“Kamu görevi yapan gazetecinin vatandaşa hizmet adına eksik veya noksanlar üzerinde gelen şikayetleri hatırlatmamıza muhatapları yerine birilerince hakaret dili kullanarak karşılık verilmesi hizmet adına ahlakın yerlerde süründüğünü göstermektir.”

Böylece vatandaşın şikayetlerinin haklılık payı olduğu ortaya çıkarken, muhatapları ilgilenmek yerine başkaları onların adına kalem oynatması hem mahalle sakinlerini hemde şikayetleri gündeme taşıyan bizleri hedef tahtasına oturtmasının arka pilanında hangi gerçeklerin yattığını az çok tahmin ediyoruz.

“Şimdi dost bildiğiniz, güvendiğimiz kişiyle alakalı başkalarının aleyhte konuştuğu yerde “kes lan sesini” diyecek kadar korkusuzca savunduğunuz “sözde dostunuz zerre menfaat için yüz seksen derece anında sizi satıyorsa” demekki kendisi için başkalarıyla kötü olmanız edindiğiniz dostluğun samimiyetini yeteri kadar ölçemediğinizden kaynaklanıyor.

Bu da menfaat düşkünü olanlar tarafından anında satıldığınızı resmidir..

Bu zavallı güruha, kapısının önünü temizlemeyen (pis insanlar) olarak suçladıklarınız sayesinden bir yerlerde olduğunuzu hatırlatmak isteriz.

“Kaldı ki bu millet çevre temizlik vergisi veriyorsa çevre temizlik hizmetini layıkıyla yeterince beklemesi de haktır ve gerçektir. Layıkıyla alamıyorsa da şikayet etmeside haktır.”

Buna karşılık birileri adına başka birileri terbiyesizce muameleye tabi tutamaz.

Bunun için bazılarınca hadsiz ve adabsız insanlara yol yordam öğretmeye kalkışması da terbiyesizliğin ötesindedir.

“Yıldırım’da yolun altında ikamet eden tüm sakinler Anadolu kültüründen aşine ebediyyen temizliğine dikkat eden toplum olduğunu bilemeyecek kadar zil cahil solakların millete öğreteceği hiç bir şey olmadığı gibi, onlara çanak tutan yalakaların da zerre miskal menfaat için yalana yalana daha üst makamlar beklemesi gayet normal olabilir.”

Kısaca en yakın dostunu, arkadaşını menfatine satanlardan hangi makama oturursa otursun hiç bir şey olamayacağı tecrübeyle sabittir.

Bahsini ettiğimiz konuların kahramanlarında hem nankör, hem vefasızlık söz konusuysa hala utanmadan sıkılmadan isim vermeden hakkımızda atıp tutmaya devam etmeleri içinde bulundukları psikolojinin adrenalin hale geldiğini göstermektedir.

Gazeteci olarak vatandaşın şikayetlerini aktarırken bu ikili hiç yoktan yere neden bizi hedef almıştır?

Üstü kapalı da olsa şahsımızla alakalı uzaktan yakından yorumda bulunmaları durumunda bir dahaki yazımızda isim isim çok net ifadelerle detaylı olarak zatı muhteremleri Bursa’nın bilmesinde hiç bir sakıncı görmediğimi, hatta geçmişte süregelen amaç ve gayeleri masaya yatıracağımızı hatırlatalım.

Ama şu bir gerçek ki kimseleri üzmeden, hatta geçmişte sıkı dostluklar, güzel anılar paylaştıklarını kırıp dökmeden yalakalığında bir adabı bir seviyesi olmalı.

Allah kimseleri nefislerinin esiri olmaya müsaade etmesin.

Nefislerinin esiri olmayanlara selam olsun.


.



alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz