Ali Babacan kim? Bilderberg ve Babacan? Yeni parti projesi? KADEM? Erdoğan sonrası yeni lider?

Türkiye de parti kurmak Avrupa’da Dernek kurmaktan daha kolay.

Bu nasıl bir imtiyaz ki, her önüne gelene parti kurma yetkisi verilebiliyor.

Bunun devlet yönetme, iktidar olabilme ve muhalefet boşluğunu tamamlayabilme kabiliyet ve yeteneğe sahip olma şartları olmalıdır.

Türkiye de adeta parti çöplüğü oluşmuş.

Kaç tane parti var? Diye sorsanız adı amblemi belli olmayan bilinmeyen zibil gibi partiler olduğundan kimsenin haberi bile yok.

Şimdilerde Ali Babacan önderliğinde bir parti kurma girişimi söz konusu.

İnanın o da diğerlerinin akıbetine uğrayacak.

Hal böyleyken önüne gelen Ak partiye saydırıyor.

Saydıranların tamamına yakını da Ak Parti çatısı altında nemalanan zümre.

Yani hiç kimse kendinde suç hata aramamış.

Bu partinin omurgasını oluşturan bazı zevatların yaptığı nankörlükler bugün gün gibi ortaya çıkıyor.

Bunlar partinin en iyi kademelerinde görev yaparken de aynı kafada olduğu parti ve davayı bitirmek için çalıştıkları şüphesi oluşturuyordu.

Nihayetinde bugün bu düşünceler olduğu gibi sırıtıyor.

Tabi ki REİS’in yanlışları da var.

Ama bunları teraziye koyarsak doğruları yanlışlarını fazlasıyla kat kat geçer.

Hatta zorunlu olarak yapılanlar ve yapılmayanlar mecburiyetler söz konusu.

İnsanın elini kolunu bağlayan durumlar…

İç ve dış stratejiler birçok noktada dengeli bir yol izlemek zorunda bırakır devlet yöneticisini.

Bunu kişisel hesaplar peşinde olan örümcek kafalı siyasiler anlayamaz.

KADEM KİME HİZMET EDİYOR?

Son dönemlerde Ak Parti ye yakınlığıyla bilinen KADEM diye bir oluşum çıkardılar

Tamamen karşıt fikirlere sahip olan konuşmacıları getirip kendi politikası fikri gibi yanlış beyanatlar, Ak Parti’nin misyonuna tamamen ters fikirleri savunup altını oyabiliyorlar.

En büyük yanlışları da karşıt ve solcu güruhları konuşmacı olarak davet edip aile yapısına saldırtmaları oldu.

Daha da vahimi KADEM yöneticilerinden bazıları da aynı konuşmalara paralel çıkışlar yaptılar.

Bu oluşum direk Ak Partiyi vuruyordu.

Zira Ak parti adeta KADEM’in oyuncağı ediliyordu.

Bununla beraber Kadın aileden sorumlu kadın bakan da parti içinde rahatsızlıklara yol açan icraat ve konuşmalarla toplum nezdinde “Ak parti nereye gidiyor?” sorusu ciddi anlamda sorulmaya sebep oluyordu.

Tüm bunlarla birlikte Ak parti ve Erdoğan yapacağı hizmeti fazlasıyla yapmıştır.

Yani üç beş tane kendini bilmez yüzünden Cumhuriyet tarihinde tüm baskı ve saldırılara rağmen adeta yeni bir çağ açan Erdoğan ve partisinin hizmetlerini kimse gölgeleyemez.

Bugün Erdoğan’ın yanlış yaptığını söyleyen ve bu yönde olumsuz propaganda yapan iç piyonlar şunu bilmelidir ki, Erdoğan’ın yanlışları parti içinde ona tuzak kuran, nankörlük ve ihanet edenlerden daha fazla değildir.

Erdoğan’ın en büyük yanlışı dostu düşmanı, iş bilen ve bilmeyeni son zamanlarda ayıramamasındandır.

Bu da Küresel güçlerle dış mücadeleden zaman bulamayarak oluşan parti içi boşluktur.

REİS bizzat her yere yetişemez durumda kalması gibi.

İşte tam da burada kurmayların önemi ortaya çıkmaktadır.

İşte o kurmaylar liyakatten uzak ehliyetsiz benim adamım politikasıyla yaptıkları atamalarla durumu bu noktaya getirmişlerdir.

Bu da Erdoğan’ını partililer ve toplum nezdinde zor süreçlere itmiştir.

Her şeyden önemlisi bu güvensiz kadro dış politikada etkin olamadılar.

Eğer REİS bu konuda başkalarını dinlemeye zafiyeti gösterseydi parti değil ülke büyük risklerle, tehlikelerle karşı karşıya kalırdı.

Bu nedenle Erdoğan partiden çok önceliği dış politika ve tam bağımsızlık mücadelesine ayırıyordu.

Ne yazık ki bunları entegre strateji olarak düşünemeyen, algılayamayan toplum olup çıktık.

Ve gerçekleri göremeyen, geçmişi çok çabuk unutan bu millette bir değişiklik isteği hissi uyanmış gibi.

Tam da bu nokta da

Bilderbergin kararlarıyla küresel masonik güçler Ekrem İmamoğlu’nu sahneye sürdüler.

Bir sonra ki adım genel seçim olacaktır.

İmamoğlu’nun pazarlamak için iyi fırsat.

Oysa Sayın İmamoğlu’nun Millet devlet adamı değil, küresel güçlerin adamı olduğunu bu millet anlamamazlıktan geliyor.

Anladıkları zaman da iş işten geçmiş olmaması için dua edelim.

Ama inşallah Türkiye şer güçlerin oyuncağı olmasına bu millet ferasetiyle izin vermeyecektir.

Zira Ekrem İmamoğlu’nun hiçbir özelliği olmayan sadece konuşma yeteneğiyle insanlar üzerinde al beni oluşturan bir görüntüsü var.

Yani geçmişte yaptığı belediyecilikte hiçbir başarısı olmayan, projesiz içi boş bir gerçekle göz boyar durumdalar.

Aynı durum CHP içinde de bir kaosun habercisi olması da kaçınılmaz görünüyor.

ERDOĞAN SONRASI YENİ LİDER…

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaklaşan bu tehlikeyi görmeli, milletin bağrından çıkacak gerçek vatan millet aşkıyla yanan Anadolu evlatlarını keşfetmeli, kendisinden sonra sevilen sayılan güvenilen genç ve cesaretli yeni cevherler bulmalı, bunları tecrübeli gerçek Anadolu aşığı siyasetçileriyle geleceğe hazırlamalıdır.

Bu ülke sadece üç beş dönemlik değildir.

Geleceğe yatırım yapmak zorundayız.

Yeniden CHP zihniyetine teslim edilecek olursa ülkenin, milletin ve devletin milli menfaatleri, tüm kazanımları bir çırpıda bertaraf edilir, birikimler heba olur.

Türkiye eskiden olduğu gibi bir sente muhtaç ediliyor, batıya peşkeş çekilir, İngiliz ABD ve Avrupa ülkelerinin parçalara bölünmüş mandası haline gelir.

Buradan parti içinde yaşanan bazı sorunlar nedeniyle kafası bulanan partilileri sesleniyorum.

Bak kardeşim Ak parti hizmet partisidir.

Eğer az bir eksiklik olurda sırtını dönüp CHP ve diğer hegomanyası altında bulunanların seni yönetmesine sebep olursan bugün geldiğin huzur ve rahatlığı bulamaz anandan emdiğin sütü burnundan getirirler.

Şimdi yeni bir oyun oynanıyor.

CHP çatısı altında ittifak edenler AK Parti’yi bölme peşindeler.

Zira AK parti bölünmeden iktidar olamayacaklarını biliyorlar.

Bunun için de yeni parti projesini geliştirdiler.

Bu yeni particiler, yani Gül, Davutoğlu ve Ali Babacan Ak parti karşısındaki blokta yer alıp İstanbul’un kaybedilmesine yol açtılar.

Ama şunu iyi biliyorlar.

Başarı için Erdoğan düşmanlığı yetmez!

15 Temmuz’da FETÖ darbe ile ülkeyi ele geçirseydi Gül, Babacan, hatta Davutoğlu ve Arınç’ a dokunacaklar mıydı sizce?

ALİ BABACAN KİM?

Son yirmi yıldır Bilderberger toplantılarına katılıyor.

BİLDERBERG NEDİR?

CIA tarafından korunan ve arka planda Rotschield ve Rockerfeller gibi masonik siyonist derin güçlerin yönettiği bir organizasyondur.

Gayeleri ülkeleri yönetecek ve onların siyasi, ekonomik, eğitim ve sosyal alanlarda reformlarını ve vizyonlarına misyonerlik yapacak olan parti ve yöneticileri belirleyerek ülkelerin başına getirilmeleridir.

Tabi ki CHP’yi yönetenlerin de bunlar olmadığını söylemek saflık olur.

 Zira liberalizm ve kapitalizm merkezli düzen külliyen bunların ürünü.

Son günlerde İstanbul sözleşmesi gibi veyahut sapkın aile ve eğitim politikalarına sözde kendilerini muhafazakar olarak tanımlayan birilerinin onay vermesi yürek ister.

Fakat şarlatanlar yüreksiz oldukları için içimizdeki imanı zayıf olan sefilleri güzel idare ediyorlar.

Eğer böyle uyumaya dev edilirse gelecek günler geçmiş günleri çok aratacak.

Bir gözünüzü açıp bakın.

CHP yüz yıldır yapamadığı, başaramadığı sapkın LGBT’lileri birilerinin sıfatına bürünerek başarma umutları oluşturdular.

Hut kavmiyiz diyerek her türlü ahlaksızlığı kanunla koruma almaya çalışanların cesaret görmesi az bir şey değildir.

Hiçbir şey olmazsa sadece bunların yüzünden bu ülke batar her şeyimiz elimizden alınıp sonra da Hut kavmi gibi Allah muhafaza helak edilme tehlikesi yaşarız.

AMAÇ!

“Dünyaya yön verenlerin gizli karar mercii” denilen gizli ve kapalı Bilderberg toplantılarına iki yıldır Türkiye’den daha çok muhalif isimlerin çağrılması dikkat çekti.

Toplantıya birçok kez katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ismi dikkat çekiyor.

ALİ BABACAN’IN BİLDERBEGR TOPLANTILARINA KATILIM TARİHLERİNDEN BAZILARI

Versaille, Fransa                  2003    Ali Babacan

Stresa,    İtalya                                  2004    Ali Babacan

Rottach-Egern, Almanya     2005    Ali Babacan

İstanbul, Türkiye                  2007    Ali Babacan

Chantilly, ABD                                 2008    Ali Babacan

Vouliagmeni, Yunanistan    2009    Ali Babacan

Barcelona                              2010    Ali Babacan

Düzenlenme şekli, gizliliği ve olağanüstü güvenlik önlemleri nedeniyle komplo teorisyenlerinin ‘Dünyayı yöneten üst akıl gizli kararları burada alıyor’ dediği Bilderberg.

Gezi’yle başlayan darbe girişimi süreci ve seçim sonrası oluşan yeni siyasi tabloyla girilen dönemde kendilerine ‘Acaba Türkiye’de bir kaos ortamı doğurulabilir mi’ diye fırsat kollayan dış odaklar gerek medya organları gerek lobi faaliyetleriyle Türkiye üzerinde baskı kurmak için ortam kolluyor.

PROJE ÜÇLÜSÜ

Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan bir yazısında şu ifadelere yerv erdi.

Abdullah Gül ile Ali Babacan ikilisi 24 Haziran seçimini nihai seçim olarak görmediklerin anlaşıldı.

Cumhurbaşkanlığı heveslerini gündemden çıkarmadılar.

Dünya çapında organizasyonlarla lobi faaliyetlerine devam edecekler.

Ali Babacan, mahrem toplantıdaki konuşmasında isim vermeden Recep Tayyip Erdoğan’ı ve yönetimini eleştirdi.

Abdullah Gül idareyi ele alırsa neler yapabileceklerini projeler kapsamında anlattı.

Ali Babacan, projeleri ve anlatımı ile ortanın solu çizgide bir profil verdi.

(Merak edenler için hatırlayınız; Abdullah Gül Cuma namazı çıkışında “Caminin önünde siyaset yapmam” demişti.)

Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ı kapalı toplantılarda ağır bir dille eleştiren Ali Babacan dün onun en yakın çalıştığı Bakanlardan biriydi!..

İstanbul’daki toplantıdan sızan bilgilere göre, 25 Haziran sabahı şer çevrelerinin Türkiye üzerindeki mühendislik faaliyetleri devam edecek.

Bu millet uyanmalıdır.

Allah REİS’e yardım etsin.

Ülkemize, milletimize devletimize kurulan tuzakları boşa çıkarsın.

Amin.

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin