“Yalnız olmak mı, yalnız kalmak” mı?

20 Haziran 2019 Perşembe, 09:52
sevim pala

Evet dostlar yağmur eşliğinde yazımı yazarken, bir taraftan da yalnız olmanın tadını çıkarıyorum.

“Yalnız olmak nedendir bilinmez ama kulağımıza hüzünlü bir kelime gibi gelir.

Yalnız olmak gerçekten bir sanattır.

Becerebilene!

Yalnız olmayı tercih etmek onu kabullenmek, yalnız olmakla mutlu olabilmek taktir edilesi bir özveridir.

Toplum yalnız olmayı maalesef anti-sosyal, üzgün ve depresyonda olmakla ilişkilendirip acınası bir hal noktasına getirmiştir.

Oysaki yalnız olmak kişinin kendi tercihidir.

”Yalnızlık” ise hiçbir arkadaşa ve dosta sahip olmamaktan ötürü üzüntü duymaktır.

Yani “yalnız olmak” ile “yalnızlık” aynı şey değildir.

Yalnız olmaya yüklediğimiz olumsuz anlamlara rağmen, tek başına olmanın aslında bize kazandırdıklarına bir bakalım.

Yalnız olmak hayata tek başına göğüs germek aslında insan için bir öğretmendir.

Yalnız olan insanların güçlü bir karakter olmalarının sebeplerinden biri tam olarak budur.

Yalnız olmak kendinize düşünecek, öğrenecek, yaşadığımız anla tekrar iletişime geçecek ve hem fiziksel hem de akli açıdan iyileşecek alanı tanıya bileceğimiz kendimiz olma halidir.

Bizi daha üretken ve yaratıcı olmaya davet eder.

Yeteneklerimizi ancak tek başına iken keşfedebiliriz.

Kendi iç sesimizi duymamız, düşünce ve duygularımı tartmamız için de ayrıca bir fırsattır.

—Hayatınızı kendiniz belirlersiniz.

—Kendi gücünüzle yapabileceklerinizin farkına varırsınız.

—Aldığınız karaların sizi bağladığını bilir, günahıyla sevabıyla sonuçlarına da razı gelirsiniz.

—Hayatın getirdiği kaçınılmaz zorlukları tek başınıza göğüsler siniz.

—Kendinize sıfırdan bir dünya inşa edersiniz.

Dolayısıyla bilinçli olarak tercih edilen yalnızlık, mesafe ve kendine emek harcamak sağlıklı, gerekli ve duygusal anlamda iyi hissettirmeye yardımcı bir eylemdir.

Eğer bir kişi yalnız olmayı beceremiyorsa başkalarıyla bir arada olmayı da beceremez.

Asıl sorun ‘yalnız olmak’ değil, kalabalıkların arasında yalnız hissetmektir.

Hiç kimse yanında biri varken yalnız olmayı hak etmez.

Tabi ki, yazımı yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz gibi klişe bir şey le bitirmeyeceğim.

Kaf süresi 16. ayet

“Yemin olsun ki; insanı biz yarattık, nefsinin ona neler fısıldadığını da biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.”

İşte o yüzdendir ki, yalnız olmaktan korkmayın dostlar.

Eğer insan aklı sanat ve akli melekeler üzerine kullanılırsa hiç kimse yalnızlık çekmediğini hissedecektir.

Ancak fani yaratıldığı için iki dünya, iki kapı arasında bir muhtaç üzere yaşar.

Yani yalnızlık sadece ve sadece Allah’a mahsustur.

Öyleyse ona dayanıp ona güvenmek yalnızlığa ilaç olacaktır.

Biliniz ki, “Rabbim ihtiyaç duyanların hep yanındadır…”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz