Alinur Aktaş projeleri… Aktaş’ın rakibi Bozbey değil! Mustafa Dündar ipi göğüsleyecek! Ah şu eleştiri ve Liyakat. İşte istediğim aday…

05 Mart 2019 Salı, 01:37
alim şahin


Az laf çok iş olsun, gurur, kibir değil; Tevazu olsun, haksızlık, zulüm, değil adalet olsun, partizanlık değil, eşitlik olsun, torpil değil, liyakat olsun işte o zaman kim ne derse desin sen doğrusun.

Yani Liyakat, Tevazu ve Samimiyet.

İşte istediğim aday budur.

Şimdi biz eleştiri yapıyoruz.
Eleştiri niçin yapılır önce onu birileri öğrenmelidir.

Zaten eleştirinin eleştirilenin tabiatına göredir.

Bizim şehrimizde Ak Parti her seçimde yüzde 50’nin üzeri veya civarı oy aldı.

Şimdilerde ise yerel yöneticilerimiz ittifakla bu çıtanın korunmasını bir başarı olarak lanse ediyor.

Hani teşkilatlar yenilenecekti ya…

Yenilendi?

Bir düşünüp içinizde düğümlenenler var birde zamanın ruhu…

Hepsi bu partilerde koşturanların, hatta her daim iktidarların yanında içinde bulunup bunu çıkarları ekseninde değerlendiren kişiler var.

Teşkilatlar iyi yenilenmiş meğer.

Hep gözlemlerim bu çıkarcı türler öyle inanç ve fikirlerle bunu makyajlarlar ki, herkes bunlara inanmak zorundadır.

Su ve sıvı madde gibiler her kalıba girer, içine girdikleri kabın şeklini alırlar.

Ne yazık ki, dün de bugün Bursa’da ki pür meal bu.

Bu vurguyu yaptıktan sonra AK Parti Bursa Büyükşehir adayı Alinur Aktaş’ın seçim projeleriyle ilgili birkaç cümle.

AKKM’de tanıtımını yaptı.

İnanın izlemesi bile zevkliydi.

Yani sinemaya gitmiş heyecanlı bir film izler gibi takip ettik.

Sunum iyi hazırlanmış gerçekten muhteşemdi!

Beklentiler ve hedefler büyüktü.

Birçok proje vardı hepsi birbirinden önemli.

Puanlama yapmak gerekirse on üzerinden on verilmesi gereken muhteşem projeler olarak öne çıktı.

Hazırlayanlar konuya oldukça ciddi şekilde eğilmişler bunu gördük.

Asıl şu noktayı görmekte yarar vardı.

Bursa trafiği maddelerin anasıydı ve çözülüyordu.

Tek sorun bunu kısa vadede sağlamak en gerçekçi olanıydı.

Bunun teminatını Sayın Cumhurbaşkanının Bursa ziyaretinde verdiğini öğrendik.

Öyleyse 31 Mart sonrası Bursalılarca trafiğin çözümünde ilk adımların atılacağı beklentisi var.

Buraya kadar geçer not düşelim.
Ancak organizasyona aynı geçerliliği veremiyorum.

Burada bir acemiliktir gidiyor.

Teşkilat dersine ya iyi çalışamıyor ya da bu işi bilmiyor.

Bu teşkilatla seçim süreci iyi idare edildiğini söylemek sanırım gereğinden fazla iyimser yaklaşım olur.

Şimdi biz hatalar, eksiklikler yönünden yaptığımız eleştirileri hazmedemeyip tüm yanlışları doğru olarak kayıtlara geçseler de yanlış bir nokta da artık sırıtıp ben “buradayım ve yanlışım” diyor.

Bu nedenle artık bizler yazmaya usandık onlar yanlışta usanmadılar.

O zaman varın yanlışa doğru diyerek devam edin.

AKTAŞ’IN RAKİBİ?

Bu süreçte Alinur Ataş’ın en büyük rakibi bana göre Mustafa Bozbey değil.

Bu zamana kadar ortaya koyduğu yanlışlarla Sayın Çavuşoğlu ile Ayhan Salman yanlışlarla büyükşehir yarışında Sayın Aktaş’ın önüne çıkıyor.

Bu durum AK Parti adına 31 Mart akşamına nasıl çıkacağına büyük bir handikap oluşturuyor.

Aslında Sayın Aktaş’ın önünün açık olduğu düşünülürken, bazı itici ve uzaklaştırıcı, insan üzerinde sempati yerine negatiflik saçanların bıraktığı izler derin yaralar açtığı şikayetleri var.

Sayın Çavuşoğlu’nun seçim çalışmalarında yaptığı konuşmalar ne yazık ki bu izlerin oluşmasına yetiyor.

Yani vatandaş elektrik alamıyor.

Elektrik alamayınca da şarj olmuyor.

Dolayısıyla bağırarak değil de daha sevecen, okşayıcı bir üslup kullanılmasında fayda olacağını düşünüyorum.

Seçim çalışmalarında ak gönüllüler gönül işini sahaya iyi yansıtamadıkları bir gerçek.

Zira Reis’in talimatı Bursa’da yeterince uygulanamıyor.

Bunun tek sebebi de İl başkanı Ayhan Salmanın yeterli olmayışından kaynaklanıyor.

Kısaca Ayhan Salman koltuğu dolduramadığı gibi bu işi hem bilmiyor hem de bilmediği işi biliyormuş gibi yüzüne gözüne bulaştırıyor.

Ne yazık ki, bu seçim çalışmalarında bunu daha iyi gördük.

Bunları yazıyoruz ama o yine bildiğini okuyacak.

Okusun tabi ama olan REİS’e ve Ak partiye oluyor.

Bu anlamda daha profesyonel samimi insanlar seçime 4 ila 5 ay kala seçim özel ekibi olarak atanmalıydı.

Şimdi ise başa gelen çekilir.

MUSTAFA DÜNDAR İPİ GÖGÜSLEYECEK…

Bakıyorum da CHP adayı Erkan Aydın’ı şişirdikleri kadar kapasiteli biri olmadığı görüldü.

Şu kelimeyi çok açık söylüyorum.

Adam ne sahalarda ne belediyecilik bilincinde hiçbir birikimi yok.

Sadece bir isim ile geçici olarak yer edinmiş imajı vardı o da bitti gitti.

Yani kişi ER Meydanında görülür misali.

Bu iş Erkan Aydının harcı olan bir iş değilmiş bu görüldü.

İstenildiğinde parti değiştirmeye elverişli yapıda olanlar belediyecilikle uzaktan yakından alakası olduğunu düşünemiyorum.

Zaten Sayın Aydın’ın da böyle bir iddiası olduğun söylenemez.

Sadece git gel talimat üzere hareket eden biriyle bu tirenin yürünemeyeceğini herkes biliyor. Ziyadesiyle Sayın Aydın’la CHP ne suya gidebilir ne sudan dönebilir.

Kısaca CHP Osmangazi’den bir beklenti içine girmediği görülmüştür.

CHP hayatının en büyük hatasını Erkan Aydın’la yarışa girerek yaptı.

Söylemek istediğim şu; Sayın Mustafa Dündar’ın bir belediyecilik ve siyaset tecrübesi var.

Bir defa bu durum karşılaştırılırsa Mustafa Dündar Erkan Aydın’a en az on gömlek daha üstün olduğunu göreceksiniz.

Zira Borcu olmayan Bursa’nın en başarılı belediyesi hatta Türkiye’nin en başarılı belediyeciliğini yapmış Bir Osmangazi’yi görebilirsiniz.

Bu da şu demek; 31 Mart sonrasında Bursalılardan alınacak vizeyle AK Parti Osmangazi’de yoluna devam ederken, Büyükşehir’de Alinur Aktaş’ın da en büyük destekçisi olacak.

Yani Osmangazi’nin kazanılması Büyükşehir’in AK Parti de kalacağı gözüyle değerlendirilebilir.

Bu durumda Yıldırım, Osmangazi ile Büyükşehirle AK Partinin yoluna devam etmesi bir ahenklik oluşturacaktır.

ELEŞTİRİ VE LİYAKAT!

Şu eleştiriye net açıklık getirmek isterim.

Bu zamana kadar eleştirimiz aslında liyakatini kaybetmemesi içindir. Kaybederse, yapacak bir şeyimiz kalmaz.

Eğer bir darbe olursa, gemiyi ilk terk edecek olan Ak Parti’nin içerisine çöreklenmiş Akçeciler ve hainler olur. Bu millet yine liderinin yanında yer alır.

Karaman Hoca der ki “İktidar liyâkatını kaybetmişse, yerini bir başka siyasi kadroya terk etmesi gerekiyorsa, doğrusunu ve daha iyisini yapabilecek böyle bir kadro da varsa iktidarı yıpratacak ve muhalefetin eline koz verecek ölçüde de olsa eleştiri yapılmalıdır. Eğer bu şartlar mevcut değilse, mevcut eksiklere ve kusurlara rağmen iktidarın devamı gerekiyorsa bu takdirde eleştiri, iktidarı zayıflatıp düşürecek, daha beterine fırsat verecek ölçüde olmamak gerekir.”

Şimdi bizim eleştirilerimizin amacı, gayesini anlayabildiler mi acaba…

Abdullah Şanlıdağ’ın şu cümleleri çok önemlidir.

İki kesim var.

Birincisi 31 Mart yerel seçimlerinde yine Ak Parti’yi destekleyecekler. Ama içten içe kaynıyorlar. Listelere itiraz etmek istiyorlar lakin Reise zarar gelmesini de istemiyorlar.

Bir kez daha Erdoğan’ın hatırına destek verecekler.

İkinci kesim ise, sonradan Ak Parti’ye dahil olanlardır. Bunlar içerisinde de zamanla gerçeği görüp gerçekten samimi olanlar var.

Bir kısmı ise rantçı, akçeci, şucu, bucu olanlar.

Bunlar her devrin adamı oldukları için, Ak Parti ve ülke batmış, umurlarında bile olmaz.

Tabi bir de hayatın getirdiği zorluklar ve gerçekler var ki, ona da değinmek gerekiyor. Biz savrulduk, inançlarımızdan, ahlakımızdan, yaşantımızdan ödün verdik.

Ahlak ve yaşantımızı iktidar bozmadı ama açılan imkân ve kapılar o tarafa yöneltti.

İktidar bir yol açtı, biz o yolu kullanamadık.

Velhasıl iyi bir imtihan veremedik. Dolayısıyla eleştiriye önce kendimizden başlamamız gerekiyor.

Ve acı son.

Eleştiri bir nimettir.

Burnunun dibinde yaptığı yanlışları göremeyenler bu nimeti göremiyorsa, görüyor da yararlanamıyorsa Allah ona en önemli dersi zamanı gelince çok acı şekilde önüne koyacak.

Sen, o, bu, şu, ben, siz ve biz ama herkes eleştiriden payını almalı ders çıkarmalıdır.

Eleştiri yapanı dışlamamalı, kapıları kapatmamalı tam tersine eleştiriyorsa ona sahip çıkmalı. Başarıya giden yolun en büyük anahtarı da budur, eleştiridir.

Son olarak: “Devrin hükümdarı parayla adam tutar, hatam yanlışım olursa beni uyar der. Adam hükümdarın yaptığı her şeyi över, yere göre sığdıramaz.  Aradan yıllar geçer Hükümdar adamı çağırır. Beni hiç uyarmadın Neden?

-Efendim hiç yanlışınız olmadı, hatanız olmadı.

Sen yaptığım yanlışlara bile doğru dedin, seni tutmakla yanlış yapmışım, o halde serbestsin gidebilirsin diyerek yanından kovar.”

Yanlışlara hatalara alkış tutanlar başarının önündeki en büyük engeldir.

Kalın sağlıcakla.


.


alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz