Kudüs İsrail’e başkent değil, ancak mezar olur
Benzer Konular
Büyük şeytan ABD’nin Kudüs kararı Ortadoğu coğrafyasında infiale neden olurken ABD Başkanı Trump ve terör devleti İsrail’e her kesimden tepki yağıyor.
Akit’e konuşan uzmanlar, Kudüs’ün İsrail’e başkent değil ancak mezar olabileceğini söylerken, bu skandal karara sessiz kalınmasının uzun vadede Mekke, Medine ve İstanbul’u da tehlikeye atacağına dikkat çektiler.
Birleşmiş Milletler’in de kabulüyle Filistin’in başkenti olan Kudüs’le ilgili korsan bir karar alarak provokasyonun fitilini ateşleyen ABD ve işgal devleti İsrail’e tepki yağıyor. Uzmanlar, bu skandal karara sessiz kalınmasının uzun vadede Mekke, Medine ve İstanbul’u da tehlikeye atacağına dikkat çekerek net mesaj verdiler: Kudüs İsrail’e başkent değil mezar olur.
KUDÜS FİLİSTİN’İN BAŞKENTİ
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, “Kudüs şehri, İslam dünyasının kutsal mekanıdır, kalbidir, namusudur. ABD’nin, üç semavi din açısından büyük öneme sahip olan Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesi tarihi bir hatadır ve barış sürecine ciddi zarar verecektir. ABD yönetiminin Kudüs’le ilgili bu sorumsuz ve hukuksuz açıklamasını reddediyoruz ve kınıyoruz. Bölgedeki ve dünyadaki barış ve istikrarın sağlanması için bir an önce bu kabul edilemez hatadan dönülmesini bekliyoruz” diye konuştu.
KUDÜS’Ü BIRAKMAYACAĞIZ
Filistin Halkı Dostları Derneği Başkanı Muhammed Ziya Afifi, “ABD’nin kararını Arap görünümlü liderler seyretmekle yetinebilir ama Müslümanlar bu kararı asla kabullenmeyecektir” dedi. Kudüs kararıyla Müslümanların gözünde İsrail ne ise artık Trump ve ABD’nin de öyle olacağını kaydeden Afifi, “ABD ve İsrail kendi cehennem kapısını araladı. Kudüs, İsrail’e başkent değil ancak mezar olur” diye konuştu.
İsrail’in daha önce de benzeri bir girişimde bulunduğunu ve hüsrana uğradığını hatırlatan Afifi, “Temmuz ayında Mescid-i Aksa’nın kapılarını kapatarak 10 gün boyunca ibadete engel olmuşlardı ama direniş karşısında teslim bayrağı çekerek Aksa’nın anahtarlarını yeniden Müslümanlara verdiler. Yani ‘biz buranın hakimiyiz’ demekle olmuyor. Müslümanların kırmızı çizgisi Kudüs’tür, Mescid-i Aksa’dır. Kudüs hiçbir zaman unutmayacağız, hiç kimseye bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
OYUNU TÜRKİYE BOZAR
ABD’nin gündeme getirdiği Kudüs mevzusunun Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Suud’da yaşanan gelişmelerin devamı olduğunu söyleyen Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan, “Bu karar gerçekçiliği ve uygulanabilirliği olmayan bir karardır. Sadece ABD’nin kabulüyle kalır. Çünkü bu uluslararası etiğe de hukuka da aykırı. Sonuç olarak kaos ve kargaşadan başka bir getirisi olmayacaktır. Siyasi olarak ne İsrail’in de ABD’nin sonuç alması imkansızdır” şeklinde konuştu. Tedbir olarak Türkiye’nin siyasi ve askeri adımlar atması gerektiğine vurgu yapan Ogan, şunları söyledi: “ABD’nin planlarını bozacak ‘karşı karşıya gelmek’ de dahil tüm alanlarda adımlar atmalıyız. Başkasından beklemeyerek öne çıkmalıyız. Diplomatik atakla beraber ne yapmak istediğimizi dünyaya doğruca anlatarak, destek alarak ABD’nin oyununu bozmamız lazım. Afrin’e girerek yapacağımız hamle, Büyük Şeytan’ı sarsacaktır.”
ÖNCE KUDÜS SONRA DİĞERLERİ
Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül ise İsrail’in aynı oyunu defalarca kez denediğini ve amacının his testi olduğunu ifade etti. Akgül, “İslam dünyasında his kaybı olup olmadığı yönünde yıllardır test yapıyorlar. İsrail son 5 yılda bu tepkilerin güçlü olmadığını ve her seferinde daha da azaldığını gördü. Göz göre göre bugün Halep’i, Rakka’yı, Musul’u, Kerkük’ü kan gölüne çevirdiler ne yazık ki burada İslam dünyası intifada yapacağına gösteri-gösterişlerle yetindi. Şu anda İslam dünyasını tam anlamıyla tahrik ediyorlar” dedi.
Kudüs’ün Filistin’in başkenti olduğuna dikkat çeken Akgül, şöyle devam etti: “Burada Yahudilere veya Hıristiyanlara karşı kalkışma değil ama siyonistlere karşı bütünüyle bir intifada zamanı gelmiştir. Kudüs bizim şerefimizdir. Kudüs’ün gitmesi demek, Müslümanların kalbi olan Kâbe’nin, Mekke’nin tehlikeye girmesi demektir. Anadolu’nun, İstanbul’un tamamen ateşe atılması, bu coğrafyayı 1071 formatı öncesine çevirmek demektir.”
yeniakit
Bir cevap yazın