Şenol Güneş ve Milli Takım! Can alan tatiller azaltılmalı… Senenin 4’te biri tatil! Düşen iş gücü, üretim ve kaybolan milli servet.
Şenol Güneş yönetimindeki A Milli Takımımız 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri H Grubu’nda, son Dünya şampiyonu olan Fransa’yı 2-0’lık net bir skorla avlayarak hiç gol yemeden liderliğe yükseldi.
Bu sonuçlara göre Grubumuzda puan durumu şöyle oluştu.
Takım OGB Y AY P
Türkiye 3 3 0 0 8 0 9
Fransa 3 2 0 1 8 3 6
İzlanda 3 2 0 1 3 4 6
Arnavutluk 3 1 0 2 3 3 3
Moldova 3 1 0 2 2 8 3
Andorra 3 0 0 3 0 6 0
Şenol Güneş ile yakalanan Ruh ile Finallere gidip iyi bir derece elde edeceğimize inanıyorum.
Teknik direktör Şenol Güneş ile tüm oyuncularımızı kutluyorum.
TATİL CAN ALMAMALI
Milli takımla giriş yaptıktan sonra terörden beter can alan tatil kazalarına dikkat çekmek istiyorum.
Bayram birçok insanımıza zehir oluyor, acı oluyor, mutluluk yerine yas oluyor.
Yollar kan gölüne döndü.
Bu kadar uzun tatili fırsat bilenler yollara düştü.
Özellikle İstanbul’dan Anadolu’ya memleket ziyaretlerine giden vatandaşlarımız kilometrelerce alabildiğine kuyruklar oluşturdu.
13 saatlik yolu 24 saatte gitmek zorunda kaldı.
Hal böyle olunca da uykusuzluk ve yorgunluk dikkat dağılımı ve kazalara yol açtı.
Onlarca insanımız hayatını kaybetti, yuvalara ateş düştü.
Dokuz günlük Ramazan Bayramı tatilinde, yapılan tüm uyarılar ve alınan tüm önlemlere karşın çok sayıda ölümlü ve yaralamalı kaza oldu.
Cuma günü saat 18.00’den, bugün saat 23.00’e kadar yurt genelinde meydana gelen toplam 201 kazada, 91 kişi öldü, 650 kişi de yaralandı.
Sayının artmasından endişe ediliyor.
Terörden beter kayıplar yaşıyoruz.
İnsanımız basit ihmaller sonucu uykusuz da olsa mutlaka şu saatte gitmeliyim gibi düşünceye kapılıyor.
Geç geldi demesinlere takılmalar, erken gitme arzuları ortaya ne yazık ki acı haber ve kalıcı hasar bırakıyor.
Keşke geldi desinler ama hiç gelemedi demesinler.
Bunun hayatı zehir etmeden daha iyi olduğu bilincini taşımalıyız.
Kimseye gösteriş hava basma gibi desinlere yaşamamalıyız.
Allah beterinden saklasın.
UZUN TATİL KAZALARA SEBEP OLUYOR
Bu kadar uzun tatile ihtiyaç var mı?
Zaten insanlar yıllık izinlerini tatillerde kullanıyor.
“Senenin 4’de biri resmi ve dini tatil.“
Yan gel yat Osman.
Bu kadar uzun süreli tatiller hem can ve mal kaybına hem de üretim ve ekonomi alanında büyük kayıplar yaşatıyor.
“Ramazan Bayramı’nda 9 gün iznin ardında şimdilerde Kurban Bayramı’nda ne olacağı merak konusu. Bir vatandaş olarak ülkemin kayıplarının önüne geçilmesi adına Devlet yetkililerinden beklentim kesinlikle dört günü geçmemesidir.”
Dünyanın en uzun tatilini yapan ülke konumundayız.
Yok böyle bir şey.
İnsanımızı çalışmaya alıştırmak, teşvik etmek yerine tatile ve tembelliğe itmenin adı tatil olmuş.
Bu yeni bir şey değil.
Eskiden beri süregelen bir gelenek.
Devlet kendi eliyle ülke ekonomisinde verimin düşmesine neden oluyor.
Bir günlük iş gücü kaybı milyon dolarları buluyor.
Acilen yapılması gereken konuların başında tatil sürelerinin kısaltılmasıdır.
Hatta “çıkarılacak yeni yasa ile haftanın iki günü yerine bir günü yani sadece Pazar günü resmi tatil uygulamasına geçilmelidir.
Veya Müslüman ülke olmamız hasebiyle haçlı dünyasının tersine sadece Cuma gününün tatil olarak kanunlaştırılması yerinde olur.”
İnsanımız zevkine düşkün.
İnsanımız çalışmayı sevmiyor, tatil denilince akan sulan duruyor.
Dünya ekonomik krizle yoğrulurken, bilim ve teknoloji savaşları yaşanırken biz tatillerde günümüzü gün edemeyiz.
Tatil yapmalıyız tabi ki.
Ama mütevazi olarak ayağımıza göre yorganımızı uzatmalıyız.
Bir çok aile zenginlerin tatillerine, onlar olmak gibi takıntıya sahip.
Oysa ne gücü ne de bütçesi yetmiyor.
Yine de borç harç bulup o zevki yaşamaya çalışıyor,
Oysa olduğunla yetinmek kanaat etmek berekettir, aksi israftır, bereketsizliktir.
Çoğunun ekmeği yemeği olmazken tatili abartarak geçirenler sadece israfa kapı aralıyor demektir.
Umarım bu konu makamı mevkilerde birilerinin kafasına donk eder de zıvanadan çıkan bu tatil hegomanyasına dur denir.
Özellikle “Üç günlük dini bayram tatillerini keyfi olarak Dokuz güne çıkarılması kazalara adeta zemin hazırlıyor, davetiye çıkarıyor.”
Bu kadar uzun süreyi insanımız memleketlerinde geçirmek için top yekun yola düşüyor.
Hal böyle olunca da yoğunluk nedeniyle kazalar kaçınılmaz oluyor.
Ramazan ve Kurban bayramlarında gidiş ve dönüşlerde yaşanan kazalar ve hayatlarını kaybedenlerin sayısı bir yıllık can kaybına bedel oluyor7.
Sadece bir haftada yaşanıyor tüm bunlar.
Yazık günah değil mi?
Böyle bir mantık olur mu?
Bu uygulama nerden bakarsanız bakın her konuda Ülke ve insanımıza koca bir zarar getiriyor.
Mal ve can kaybının yanı sıra iş gücünün ve üretimin düşmesi ülke ekonomisine büyük darbe vuruyor.
Düşünün bir fabrikada işçiler çeşitli nedenlerle bir günlük iş bırakma grevine gittiğinde tüm dengeler alt üst olur ve trilyonlarca kayıp yaşanır.
Bunu ülke adına düşünürseniz bunun altından kalkmamız mümkün değildir.
Bu anlamda Devlet büyükleri hem kazaların önüne geçilmesi hem de üretimin düşmesinin önüne geçmek için Resmi ve dini bayramlarda yasal sürelerin uzatılmaması, hafta sonu tatilinin iki günden bir güne düşürülmesi konusu ciddiyetle ele almalıdır.
Sonuç: Yıllık zararlara rağmen Dünyanın en uzun tatilini yapan ülke biz olmamalıyız.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın