Ak parti genel merkezine manifesto! Gizli ajandanın getirdikleri! İnegöllü rahatsızlığı…

16 Ekim 2020 Cuma, 14:53
alim şahin

AK parti’de ilçe kongreleri bitti İl Kongreleri için geri sayım başladı.
Süreç bir hayli sancılı geçeceğe benziyor.
Bir çok İl’de teşkilatların uygulamalarına yönelik rahatsızlık alabildiğine devam ederken Büyükşehir’ler de Bursa başı çekiyor.
Bu minvalde geçtiğimiz günlerde eski il ve ilçe başkanlarının tamamı vekiller, bakanlar meclis üyeleri, teşkilat mensupları ve partinin hafızasının çoğunluğunun bir araya gelmesiyle oluşturulan manifesto genel merkeze iletildi.
Manifesto da Partinin temsilcileri değil sahipleri olarak sıkıntıların dile getirildiği belirtildi.
Özet olarak gidişatın iyi görünmediği, 2023 hedeflerine ulaşmada yara alınmasını önüne geçilmesi gerektiği, Ankara ve İstanbul gibi Bursa’nın da sol partinin hakimiyeti altına geçmemesi gerektiği bunun için de mevcut il başkan ve yönetimiyle bir yere varılamayacağı dile getirildi.
Dolayısıyla Ayhan Salman yönetiminin ilk günden itibaren kucaklayıcı birleştirici bir politika üretmek yerine tamamen ayrıştırıcı bir nevi partili görünümle sistematik şekilde yok edici yol izlediği ifade edildi.
Parti içi bölücülük ve ötekileştirme bir yana Bursa kamuoyu nezdinde yıllarca kazanımları yok etme girişimleri ve halkın tepkisini çeken olayları on dakikada çözmek yerine susarak kışkırtıcı rolünü üstlenilen mesajı verildi.
Partinin gerçek sahiplerinin Genel Merkeze vermiş olduğu NOTA’nın çok önemli mesajlar içerdiğini hep birlikte okuduk.
Düşünün ki, bir Uludağ çaycısının meselesi bir ay Bursa gündemini işgal ediyor.
On dakikada çözülecek bu durumun gerçek sorumlusu İl başkanıydı.
Olay vuku bulduğu anda il başkanı çağırıp da bu işi on dakikada çözemez miydi.
Elbetteki çözebilirdi ama yapmadı.
Kentte oluşabilecek her hangi bir olumsuzluğa İl başkanı göğüs gerekirken yaşanan ve gelişen olayların tümü karşısında adeta gelinlik tutup sus pus kesiliyordu.
Bu olayın iyice büyümesi için sadece seyirci kaldı.
Ve konu valilik önünde kendini yakma eylemine kadar taştı.
Basit çözülmesi gereken her şey ısıtılıp kaynatılıyor büyütülüyor.
Bu da parti içi parçalanmanın yanı sıra toplum nezdinde de Ak Parti’nin tamamen gözden düşmesine, itibar kaybı yaşamasına, artık bir noktadan sonra halkın tepkisinin direk REİS’e yönelmesine sebep oldu.
Belki de amaç buydu ve bunda da başarılı oldular.
Bu ve benzeri tüm sıkıntılar Bursa halkı üzerinde İnegöllü furyası alerjisine sebep oldu.
Geldiği günden itibaren yepyeni bir il başkanlık portresi ortaya koyanlar ne hikmetse hiç bir şeye müdahil olmayan, bana dokunmayın modun da masallar diyarındaymış gibi kendi partisi ve toplum yararına hiç bir icraat yapmadan VİP’lerle hayat sürmeyi tercih etti.

İNEGÖL RAHATSIZLIĞI!
Şu an itibarıyla vatandaşın en büyük şikayet ettiği nokta Bursa’nın İnegöl’e esir edilmesi söz konusudur.
Tüm önemli noktalarda nereye baksanız İNEGÖL referanslı yöneticiler söz konusu.
Öyle görünüyor ki, bu durum önü alınamaz sonuçlar doğuracağa benziyor.
Aslında işin gerçeği İnegöllü seçmen ve partinin ilçe tabanı da bu durumdan büyük rahatsızlık duyuyor.
Kendilerinin böyle bir algıyla anılmasına sebep olanlara adeta ateş püskürüyorlar.

İL BAŞKANININ GİZLİ AJANDASI
Süreç dahilinde emektar insanlar ve parti mensuplarının tamamını yok sayma olduğu tepkileri her geçen sürede çığ gibi büyüdü.
“Bir il başkanın gizli ajandası var” demekte ne?
Sen ne ajandası tutuyorsun, kime karşı ajanda tutuyorsun?
Bir ajanda tutacaksan İyi parti il başkanına karşı tut.
Var mı böyle bir cesaretin?
Adam Bursa’yı sallıyor.
Sen bu partiye ne için İl Başkanı oldun?
Kara kaplı ajanda tutmak için mi?
Kara liste oluşturduğunu söyleyen ve böyle bir ajanda tutan birinin partiyle meselesi vardır.

Elbette herkesin hataları olabilir ama “ajanda tutuyorum, Kara listesi olmalı” demek parti içi gizli düşmanlık güdüyorsun demektir.
Bu bir ihanet ölçüsünün dışa yansımasıdır.
Sayın Salman’ın görevde olduğu sürede partiye kazandırdığı getirdiği hiç bir artı olmamakla beraber yüzde 50 büyük bir kitlenin ayrışması, küsmesi ve köşesine çekilmesine neden oldu.
Bu da her geçen gün üzerine yeni olumsuzluklar ekilince insanların bir noktadan sonra REİS’i sorgulamaya yönlendirmeye sebep oldu..
Bugün Sokaktaki vatandaşlar Artık Ayhan’ı mayhanı sallamıyor direk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan tepkilerini ortaya koyuyorlar.
Öyle tahmin ediyorum ki gerek İl başkanı gerekse Büyükşehir belediye başkanının amaç ve gayeleri bu olsa gerek.
Eğer buysa bu zoru başardılar tebrik edelim hep birlikte!!

KONGRE DE DEĞİŞİM BEKLENTİSİ!
Gidecek olanda eksilerin gelecek olanda olmaması lazım.
Davasını ve partisini bugünlere omuzlamış sırtlamış cefasını çekerek getirmişlerin hiç biri bir yere çağrılmadığı, istişarelerde bulunulmadığı, danışılmadığı, danışılsa bile tam tersinin uygulandığı bir dönem büyük zararlarla hali hazırda faturalar oluşturuldu.
Yıldırım İlçe kongresinde Balta Teşkilat başkanı Erkan Kandemir’in telgrafını okuyor ve diyor ki “eski yeni hep beraber çalışıyoruz.”
Peki nasıl hep beraber çalışılıyor merak ediyorum.
İyi de İl başkanı eski vekilleri çağırıyor da gelmiyorlar mı yoksa çağrılmıyorlar mı?
Oysa hiç kimse bir faaliyete çağrılmadıklarını söylüyor.
Şimdi “il mi çağırmıyor, il çağırın diyor da ilçe başkanları mı çağırmıyor, ilçe başkanları çağıracak ta il mi çağırmayın diyor, yoksa genel başkan yardımcısı benim öyle telgraf çekmeme bakmayın boş verin onları mı diyor.
Ortada bir yalan olduğu aşikar da bu yalanı kim söylüyor?
İşte bu sorunun cevabı çok önemli.
Cevabı bulana ödül vermek için cidden bir yarışma düzenlemeyi düşünüyorum.

BAĞIMSIZ EKİP RAPORU!
Genel Merkez yada Külliye merkezli bağımsız bir ekibin gizli şekilde Bursa’da çalışma yaptığı ortaya çıktı.
Bu ekip özellikle toplumun sürkilasyonun çok olduğu taksici esnafı, berberler vs benzeri meslek dalları üzerinde AK Parti yönetimi ve belediye çalışmalarıyla alakalı memnuniyet veye memnuniyetsizlik anketi yaptığı ve üst makamlara raporladıklarını öğrendik.
Sonuç olarak acı tabloyla karşılaşıldığı bilgisine ulaştık.

Ak Parti’yi bitiren iki isim Ayhan Salman ve Alinur Aktaş öğrendik.
Bunu da ayrı bir anektodu olarak bir köşeye not edelim.

TİTANİK
Bursa’da Ak Parti’yi bir gemiye benzetirsek şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor.
Üç Katlı bir gemi uzun bir yolculuğa çıktı.
Alt kattakiler fakir, ikinci kat orta üst kattakiler zengin.
Yolculuk esnasında alt kattakilerin yiyeceği bitiyor orta kattakilerden yardım istiyor ve onlar yiyeceklerini alttakilerle paylaşıyor. Bir süre sonra orta kattakilerin de yiyeceği bitiyor üst kattaki zenginlerden yardım istiyor. Onlar bir gram yiyecek vermedikleri gibi “burası elit tabaka buraya sizin zaten çıkma hakkınız yok” diyerek alt ve orta kattakileri kovuyorlar.
Gemi uçsuz bucaksız okyanusta yol alırken alt ve orta kattakiler “bizi açlığa terk ettiler o zaman gemiyi batırıp birlikte boğulalım” kararı alırlar.
İşte sokaktaki vatandaşın tepki ve şikayetlerine göre Ak Parti’nin Bursa’da getirildiği nokta bu.

NE OLMALI?
Bu aşamadan sonra bırakın yanlışı, hataya bile yer olmadığı ve küçük bir hatanın kaldırılamayacak durumda olunduğu ciddiyetini kavramalıyız.
Herkesi kucaklayacak, tartışma ortamına partiyi çekmeyecek, menfaatlerini kendi menfaatleri üzerinde tutacak, halkla diyalog içinde olacak, sadece VİP ‘ler de poz vererek Cumhurbaşkanının twitleriyle gündemde kalmaya çalışan değil mahallede vatandaşa ulaşan, teşkilatlar ve tabanla bire bir görüşen kaynaşan, milletin sorununu kendi sorunu olarak gören, birliktelikten ne pahasına olursa olsun taviz vermeyen, kendini ispat etmiş kişilerle istişarelerde ve isitaşe kültürüyle kucaklayıcı politika sergileyen, istişareleri uygulamaya döken kabiliyet içtihadı tefekkürü ve hedefi amaçlayan bir AK Parti il başkanına ihtiyaç olduğu kaçınılmazdır.
Başka söze hacet yoktur.


Allah Bursa’mıza hayırlı kapısını açsın.


.


alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz