Kapıcıoğlu’nun önlenemez yükselişi! Aktaş üzüyor! Salman ve uçuruma itilen Ak Parti…

13 Temmuz 2020 Pazartesi, 19:12
alim şahin

Son yaşanan gelişen olaylarla alakalı ortaya çıkan tablo adeta şok edici.
Bursa’da üç beş kişinin haricinde kimse dava adamı değilmiş miş!
Mesela; en koyu dava ve REİS’çilerin başında Gülten Kapıcıoğlu geliyor muş!
Tüm sorumluluğu omuzlarına yüklenmiş emektar bir dava insanı imiş!.
Hiç kimsenin başaramadığı sorunlu işleri düze çıkarmış mış!
Bu nedenle vazgeçilemeyen bir karakter olarak adeta tüm siyasileri ders niteliği taşır duruma gelmiş.
Bursa’da bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar sayılı kişiler tüm makamları idare edecek şekilde ağır sorumluluklar üstlenmiş!
Sormak lazım;
Gülten Kapıcıoğlu’nun üstesinden gelemediği hangi iş ve görev var?
Tabi ki yok!
Her vazifeyi alnının akıyla başarıyla sonuçlandırmış!
Ondan başka davayı sahiplenecek kimse kalmamış!..
Öyle ki; son olarak Özel kalem makamına oturtulması bir kaç ay sonra da Memurluğa geçiş hakkını elde etmesi “yok daha neler!” dedirtiyor.
Sahi Gülten Kapıcıoğlu’ndan başka kimse yok muydu tüm bu görevleri yürütecek?
Bursa’da o kadar emekçi var ki, ailesinden, emeğinden kısarak gecesini gündüzüne katmış yorgun argın, REİS’in davasını omuzlarında taşıyarak adeta deyim yerindeyse beli iki büklüm olmuş gerçek dava insanları adeta kapı dışarı edilerek haksız ve hazıra konma misali tepeden inme yöntemiyle birileri tüm makamları bir bir egale ederken, dayandıkları nokta arkalarına aldıkları güç ne kadar samimi olduklarını pis pis sırıtır hale getiriyor.
Bakınız Gülten Kapıcıoğlu’nun ne özelliği var, hangi liyakat veya ehliyete sahip ki makamları kısa sürede hızlı adımlarla koşarak tepeye kadar varmış.
Oysa yıllarını verip yönetimlerde bile zar zor görev alan o kadar bilgi tecrübe ve birikimli dava insanları var ki her biri dışlanmış artık esamasi okunmaz hale getirilmiş.
Bu dava bugün zirve yapmışsa onların hürmetinedir.
Ama haksız ve hak etmeden makamlara getirilenler nedeniyle de hızlı bir düşüş yaşandığı gerçeği suratlarda patlıyor.
Bu da bugünkü yöneticiler Davayı ve Bursa’yı kaybetmek için ellerinden geleni ardına koymuyor demektir.
Bugün torpille bir yerlere oturanların başında Gülten Kapıcıoğlu geliyor.
Öyle ki; kısa sürede durdurulamaz bir yükseliş yaşıyor.
Başarı mı?
Asla.

Ne denli bir yükseliş?
Birlikte bakalım.
Yıl 2014; Yer Mudanya Belediye Başkan aday adaylığı.
Ne hikmetse ordan kapıyı Karacabey’e atar bir şekilde Meclis üyeliğine getirilmeyi sağlar.
Stop mu?
Tabi ki hayır.
Hedef yükseklerdir.
Bir yolunu bulur Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğine demir atar.
Artık Büyükşehir meclis salonunda olanı bitene şahit olma imkanı vardır.
İşi iyice kavrayınca İmar komisyonunda söz sahibi olma yetkisi edinir.
Yeter mi?
Asla!
Önlenemez yükseliş devam eder.
Tam da bu nokta da “İstemem yan cebime koy” mantığı devreye girer.
Ak Parti Bursa Kadın Kollarına istifa eden başkanın yerine üç isim çağrılır.
Nasıl oldu nasıl yaptı bilinmez ama kendisini bir şekilde Üç İsim arasında Ankara’ya çağırttırır.
Naz yapar.
Hal böyle olunca kurnazlık devreye girer.
Ben istemiyorum ayaklarına yatar.
Öyle olunca dikkat çeker ve Kadın kolları başkanlığı görevi verilir.
Aslında işin arka kısmında başkaları vardır.
Görev süresinde hiç bir başarı elde edemez, tam aksine önceki yönetimlerin tüm kazanımlarını bertaraf eder.

Yönetimdekilerine korku salar, gözdağı verir, hiç kimseyle konuşmayacak kimseye bilgi vermeyeceksiniz tehditleri savurur.
Bir şekilde başarısızlığına dair bilgiler bizlere ulaşır, yazılır çizilir.
Kendince seçtiği yönetimden birilerine hesap sorar, hatta çocuklarının memurluğu üzerinden bazı sindirme yöntemlerine başvurur.
Başkanlığı döneminde tüm Yönetimi ve ilçe teşkilatlarınca memnuniyetsizlik haf safhaya ulaşmıştır.
Buna rağmen 2019 yılı seçimlerinde destekçisi kimdir nedir, in mi cin mi bilinmez ama milletvekili adayı olarak gösterilir..
Tabi kazanması imkansızdır, sondan birinci olur.
Ama Hakkını yememek lazım gidenlerle gelenlerle öyle sıkı dostluklar edinir ki, parti adına kaçınılmaz birliktelik sağlanır.
Yani üst kademe yetkililerden üst düzeyde bir geçim köprüsü kurar.
Herkesle iyi geçinir diyemiyoruz, zira alt kesimleri tanımazdan geldiği gibi imkanlar ölçüsünde ezer hoşaf eder perişanlığı oynatır.
Alt tabaka da herkes ondan korkacak tavırlar sergiler.
Havalar bin beş yüz kibirler iki bin beş yüz olur.
Seçimlerde zerre çalışma ve özel çaba gösterilmez.
Hem Kadın kolları başkanı hem meclis üyesi sonrasında Milletvekil adaylığını aynı anda yürütür.
Ama partiye zarardan başka zerre kârı olmamıştır.
Zira Partinin İL ilçe kadın kollarındaki herkes tarafından adeta istenmeyen gözüyle bakılır olmuştur.
Ama buna rağmen Gülten Kapıçıoğlu yılmaz, gözünü Büyükşehir’e diker.
Başkan Aktaş’la bir şekilde arayı uydurur.
Sanki Büyükşehir’de yada koca Bursa’da başka kimse kalmamış gibi Sayın Başkan onu kendine danışman tutar.
Ne bilgisi varsa ona danışmak ister.!
Sonra neler olmaz ki; Danışmanlık devam ederken Büyükşehir’in birden fazla iştirak şirketlerinde yönetim kurullarına getirilir.
Nasıl bir başarı sergiler bilinmez ama Sayın Kapıcıoğlu’nun yükselişi bir türlü durdurulamaz.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın talebi ve onayı ile İçişleri Bakanlığından özel istisnai kadro tahsis edilir.
Artık Gülten Kapıcıoğlu İçişleri bakanlığı topraklarına ayak basmıştır.

Görevi ise Özel Kalem Müdüresidir.
Tümü topu topu çok kısa sürelerde oldu bitti gitti tarzında tüm makamlar kendisine esirdir.
“Benden başka kimse bu işleri yürütemez” tarzı ortaya konulmuşcasına zaten ondan başka da bu başarıyı kimse elde edemez.
Etti de.
Başarı!!!
Hızını takip etmekte zorlandığımız Kapıcıoğlu açıkçası tüm siyasilerin hayranlığını kazanmış durumda.!
Bu aşamalar partiye hiç bir şey kazandırmasa da çok şeyler alıp götürdüğüne hepimiz şahit olduk.
Yani Bursa’da aciz bir siyaset geliştirilmesiyle birbirlerinin tamamlayıcısı olup partinin bölücülüğünü yapan yönetimlerle sadece kişisel makam ve çıkarlar üzerine inşaa edilen siyaset tarzı oluşturulmuştu.

Sayın Kapıcıoğlu’nun bitmez tükenmez azmi ve hırsı yükselişine son nokta konulamaz olduğunu da gösteriyor.
Bundan sonra ki hedefte ya İmar’dan sorumlu daire başkanlığı veya milletvekilliği söz konusu.
Tüm makamlar adeta kendisine çalışır konumuna getirilmiş.
Peki daha dün siyaset sahnesine adım atan bir kişi bu gücü nereden alır?
İşte onu ne siz sorun ne ben söyleyim.
Bilmiyoruz!
Bilemiyoruz!
Bilene de aşk olsun..!
Bu durum gelinen nokta da Bursa siyasetinin çirkinliğiyle örtüşen aciz bir durum olmasıdır.
Sorunlar problemler kaybedilen oylar kazanımların elden çıkarıldığı bir ortamda birilerinin özel ihtiyaçları için seferber olması çiğ ve pişkin yöneticiler olarak tarihe hangi harflerle kazınacağını açıkçası toplumun en merak ettiği nokta olsa gerek.
Sözde prensipler bir bir çiğnendi.
Tanıdıklar akrabalar birden fazla kişiler yönetimlerde vs yer alamayacağı, tamamen çiğnenmiş parti prensipleri ayaklar altına alınmıştı.
Tüm etik kurallar etkisizleştirildi.
Bugün yaşananlarla tabandan gelen tepkilere kulak tıkayan bir il yönetimi varken, AK parti ve REİS’in ilke ve talimatları yerel yöneticiler tarafından umursanmaz bir halde gidene kadar ne yaparsak kâr meselesi güdülür mantığı işletiliyor.

Nedir yani bu özel kalem esprisi? Başkan Alinur Aktaş’a yakışmayan bir atama olarak tarihe geçen Gülten Kappıcıoğlu’yla alakalı şikayetler alabildiğine çoğalırken, Sayın Kapıcıoğlu’nun bu denli taleplerine neden karşı konulamaz soruları ortaya çıkıyor.

Şu bir gerçek ki İl Başkanı Ayhan Salman’ın Partinin tüm etik kurallarını çiğneyerek solcularla iş tutması, sol kadroların bir yerlere yerleştirilmesi REİS düşmanlarını himaye etmesi ne kadar çirkin ve itici olduğu Ak parti camiasında kendilerini tiksindirici konuma getirmiştir.
Sadece kendileri bu itici durumlar yaşasalar iyi, tüm Ak parti adına kara bir tablo oluşturulması tabanda büyük kopuşlar ve istifalara neden oluyor.

Ak parti İl Başkanı kendi eliyle zor zamanlarda yükü omuzlayanları partiden istifa etmesi için elinden geleni ardına koymuyor.
Bunu yaparken de REİS’in sözlerini paylaşarak kamufle olmaya çalışıyor.
Ama bu yöntem ihanete tepkileri dindirmiyor.
Ve Sözde üye çalışması başlattıklarını belirtip kazanım sağlayacaklarını belirtirken, vatandaşların kendilerine olan tepkileri yüzünden partiden istifaların önüne geçilmiyor.
Bu günah bu vebal partiyi çökertiyor.
Yalnız şununda altını çizmek gerekiyor.
Ayhan Salman’a her halukarda sahip çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da bu günahta büyük vebali vardır.
Bu ikili Sahte REİS’ci Nezir Asaroğlu denilen kişiye verdikleri destekle şımartıp parti büyüklerine olanca gücüyle saldırması, çamur atması gibi hadsiz iftiralarda bulunmasına yardımcı olmuşlardır.
Hiç kimse de bu duruma müdahale etmedikleri gibi arka planda destek vermiş bölücülüğe zemin hazırlamıştır.
Bugün önüne geleni çirkin yakıştırmalar yapan Nezir Asaroğlu’nun gerçek yüzü ortaya saçılmış adeta kendi kendini rezil etmiştir.
Laçkalık tavan yapmış hiç bir paylaşımlarının ciddiyeti değeri kalmamıştır.
Partiyi harap eden Ayhan Salman ve onun desteklediği sahte fetö avcısı Asaroğlu gibiler aracılığıyla çeşitli beslemelerle gerçek dava erlerine çamur silsilesi başlatırken, şahsımıza yönelik çirkin yakıştırmalar yapacak kadar ileri gitmişlerdir.

Şimdi Sayın Başkan Alinur Aktaş’a hatırlatıyorum..
Bu zat ve onun gibilere arka planda destek vermediğinizi belirtmeniz toplum nezdinde vallahi billahi inandırıcı değil.
Bu zihniyetle birlikte iş tutan AK Parti ve REİS’e en büyük zararı veren bugünkü il ve ilçe teşkilatlarıdır.
Hiç birinin getirisi olmadığı gibi partiye kaybettirdikleri her geçen gün alabildiğine çoğalıyor.
Olabilecek bir erken seçimde bugünkü şartlarda Büyükşehir’in Ak parti saflarında kalamayacağını görmeniz gerekir.

Ak Parti Bursa’da uçurumun dibine getirilmiş itilmiştir.

Bunun vebali günahı İl Başkanı Ayhan Salman ve Büyükşehir’den başkası değildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz