Mesele adalet değil 123 milyonluk rant!

27 Haziran 2020 Cumartesi, 14:41
avukatlar

Başını baroların çektiği meslek örgütleri düzenlemeye işte bu yüzden karşı.

Mesleki sorunlara çözüm üretmek yerine marjinal çevrelerin sözcülüğüne soyunan meslek kuruluşlarının, üzerinde çalışılan ‘Avukatlık Yasası’, ‘çoklu baro’ ve ‘nisbi temsil’ sistemine ayak diremelerinin asıl sebebi; her yıl ‘aidat’ adı altında elde ettikleri 123 milyon liralık rant…

Mesleki sorunlara çözüm üretmek yerine marjinal çevrelerin sözcülüğüne soyunan meslek kuruluşlarının, üzerinde çalışılan Avukatlık Yasası, ‘çoklu baro’ ve ‘nisbi temsil’ sistemine ayak diremelerinin asıl sebebi; her yıl ‘aidat’ adı altında elde ettikleri 123 milyon liralık rant. Çoklu baro sistemine karşı yollara düşen İstanbul Barosu’nun 22 milyon lira, Ankara Barosu’nun 11 milyon lira, İzmir Barosu’nun da 4 milyon lira yıllık gelirinin olduğu belirlendi.

Milli iradenin yüzde 50’sinden fazlasını temsil eden Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı çirkin ithamlarda bulunan meslek örgütü yöneticileri, seçim sistemindeki usulsüzlükler nedeniyle yıllardan bu yana devasa bir rantı kontrol ediyor. İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları dahil olmak üzere, Türk Tabipler Birliği (TTB), Mimarlar Odası ve Makine Mühendisleri Odası’nın, ‘aidat’ adı altındaki zorunlu haraçtan kasalarına yıllık 123 milyon liraya yakın para giriyor. Türkiye’nin hayrına olan her projeye demokrasi ve hukuk kavramlarını kullanarak karşı çıkan meslek örgütleri, imtiyazlı konumlarına kaybetmemek için halkı kışkırtmaktan da geri durmuyor. Konu ile ilgili Akit’e konuşan hukukçular, barolar başta olmak üzere diğer meslek örgütlerinin yapısının değiştirilmesine işaret ediyor.

Tahakküme son verilmelidir

Çorum Barosu Genel Sekreteri Avukat Yakup Alar, “Ankara, İstanbul ve İzmir baroları, Türkiye Barolar Birliği’ni ve kalan 77 baroyu vesayet altına almışlar ve bu vesayet sistemini devamını istemektedirler. Hukuk devleti, adalet ve insan hakları gibi kelimelerle zihniyetlerini kamufle ederek yüz otuz bin avukat üzerindeki tahakkümlerini devam ettirmek niyetindeler. ‘Savunma’ adı altında statükolarını korumaya çalışmaktan, ‘Hukuk’ adı altında darbeciliği, bölücülüğü ve toplumun değerlerine saldırmaktan, yeni gezi olaylarının fitilinin ateşlemekten, kaos ortamı oluşturmaktan vazgeçmeleri gerekmektedir” dedi. Düzenlemenin şart olduğunu kaydeden Alar, “Yapılacak düzenlemelerle bu vesayet sistemi değişmeli, temsilde adalet sağlanmalıdır. Barolarda temsilde adalet ve çoğulculuk sağlandığında günümüzde olduğu gibi barolar toplumu rencide edici, ülkenin terörle mücadelesine zarar verici söylemlerde bulunamayacaklar, statükoları sona erecektir. Aslî görevleri olan avukatlık mesleğinin gelişmesine yönelik faaliyetlere odaklanacaklardır. Vesayetten kurtulan Anadolu baroları da kendilerini özgürce ifade etme imkanı elde edecektir” ifadelerini kullandı.

Rant mercek altına alınmalı

Hukuk ve Fikir Platformu Başkanı Avukat Faruk Keleştimur, “Avukatlık Kanunu’nun halihazırda öngördüğü nispi temsil anlayışının hakim olması ve bölücü odakların, devlet ve millet düşmanı mahfillerin barolarda oluşturduğu rantın ayıklanması için gereken neyse yapılmalıdır. Barolardaki manzaranın bir benzerini başka meslek odalarında da gözlemliyoruz. Özellikle ekonomik açıdan buralardan yararlanan çevrelerin ihtiraslı tutumları incelenmeli ve irdelenmelidir” şeklinde konuştu. Barolarda büyük bir tahakkümün söz konusu olduğunu kaydeden Keleştimur, “Büyük şehirlerimizde yüzde 20 oy dahi alamayan listelerle tüm baroyu ve kurullarını yönetenler mevcut halin temsilde adaleti sağladığını iddia edebiliyorlar mı? Barolardaki manzaranın bir benzerini başka meslek odalarında da gözlemliyoruz. Özellikle ekonomik açıdan buralardan yararlanan çevrelerin ihtiraslı tutumları incelenmeli ve irdelenmelidir” ifadelerini kullandı.

Yeniakit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz