Faruk Çelik’e yapılan kumpas, zulüm ve iftiralar… Önemli açıklamalar… Şeytanın işi şeytanlık yapmak…

21 Temmuz 2019 Pazar, 16:40
alim şahin

Ah şu korkak yalaka dolaka menfaatçi Müslümanlar?

Bir Hakim mini etekli avukatı dışarı çıkardı diye o zihniyetin avukatları nasılda kenetlendi adamı açığa aldılar.

Oysa yıllarca başörtülü bacılarımıza dünyayı dar ettiler de kimsenin sesi çıkmadı.

Korkak Müslümanlar..

Zamanında bir okurum seçimde sandık başkanlığı yaptığını, Saadetin ve CHP’nin sandık görevlileri bu sefer devireceğiz, şöyle yapacağız böyle yapacağız diye birbirlerini pohpohlarken, asalak muhafazakarlarda bir solcunun dava şuurunun milyonda biri yoktu.

Bu ahmaklıkla birbirlerinin altını oyan, rant menfaat için kula kulluk eden, yalakalıkla dava şuurunun tamamen ortadan kaldırıldığı bir süreçteyiz.

Ülkemde ABD’nin avukatlığını yapan ahlaksızlar, önce “Elin papazını niye tutukluyorsunuz ki?” diye sahneye çıktılar.

Sonrasında da REİS’in bazı açıklamalarını istismar ederek algı oluşturdular.

İnanın bugün Türkiye’de ki hainler ABD’ye hizmet ediyorlar.

REİS tabi ki yalnız olacak.

Davanın şuurunu benliğinde en üst seviyede tutanlar partiden veya görevden uzaklaştırıldı.

Oysa bazıları da tam bir ihanet silsilesine dizildiler.

Reis bunlar için ömrünü verdi, zengin ve refah bir ülkeye kavuşturdu, şimdi eski dostlar güç ve makam derdine düştüler.

Altın yumurtlayan tavuğu kesmek için sıraya dizildiler.

Parti kurmak ve ABD ve CHP’nin vuramayacağı darbeyi vurmaya kalktılar.

Millet olarak da vefasızlığın en güzel örneklerini sergiledik.

Sandıkta REİS’e verilen oylarını bile çaldıracak kadar keyfe daldık.

İstanbul – Ankara elden gitti.

Yunan çizmesi ve süngüsü altında kendini ve tarihini unutan bir milleti hiç kimse kurtaramaz.

Tam da bu nokta da Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’nın unuttuğu tarihi hatırlatan gür bir ses yükseldi geçtiğimiz gün.

FARUK ÇELİK’E KURULAN KUMPASLAR VE YAPILAN ZULÜM

FETÖ’nün başından beri hedefine koyduğu, duruşuyla örnek, mert ama bir o kadar da sert uyarılarda bulunan Faruk Çelik, “Her şeyin bir geçerli gerekçesi” olmalıdır diyordu.

Bunu söylerken de FETÖ’nün kendisine kurduğu kumpaslarla mücadele ederek, bu zamana kadar geldi.

Büyük haksızlığa maruz bırakılırken gerçek dışı suçlamalarla da mücadele ediyordu.

Bir yandan da makam gözetmeksizin partisine ve davasına hizmet için gecesini gündüzüne katıyordu.

Yol ayrımına düşenlere karşın partisine sahip çıkıyordu.

Bursa’da FETÖ’nün en önemli hedeflerinden biri olan Faruk Çelik, Arınç’ın da desteğiyle Urfa’ya gönderiliyordu.

Kendi ifadeleriyle Sayın Çelik; “Cumhurbaşkanımız Urfa’ya görevlendirdi ama Bursa’da olmamam gerektiği şeklinde raporladılar. Hiç beklemediğim bir zamanda aldım çantamı Urfa’ya gittim. Gittikten 1 ay sonra Bursa’da görevli, yetkili istihbarat müdürü Urfa’ya tayin oldu. Şu anda kaçak. Bir müddet sonra da Bursa’da vurulmamda asayiş müdürü olan emniyetçi, aynı ekip tarafından Urfa Emniyet Müdürü yapıldı. Yani Bursa’da yapılanmanın karşısına engel görüldük, onun için Bursa’dan gitmemiz gerekiyordu. 15 Temmuz’daki yargılamalarda Bursa’daki üst düzey bütün bürokratlar cezaevinde girdi. Bütün yöneticilerin yargılamalar sonucunda tutuklanmaları tesadüf değil. Bursa’da rahatça at koşturabilmeleri için benim Bursa’dan gitmem gerekiyordu. Gittim ama yalnız bırakılmadım peşime istihbaratçısı da geldi. Ve Urfa’da başarısız olacağımı düşündüler, Urfa’dan başarıyla dönüp geldim, geldiğimin gecesi evde henüz yatmadan ağabeyimi cezaevine attılar. Attıranları da biliyorum, suç ortaklarını da biliyorum. Bursaspor davasında hiç ilgisi olmayan ağabeyimi cezaevine kumpasla attılar. Sayın Cumhurbaşkanımızın önüne gelmeden benimle uğraşmaları vardı.”

Bir gazeteciye verdiği ve sosyal medyadan da tamamına yer verdiğim Faruk Çelik röportajını turkgun com sitesinde Mustafa Önder de köşesine taşımış.

Sayın Önder konuya daha çarpıcı yaklaşımda bulunurken önemli tespitlerde bulunmuş.

İşte Mustafa Önder’in “FETÖ’nün hedefindeki Çelik ve AKP’de olan biten” başlıklı yazısı…

Çelik, Bengü Türk TV’deki programımızda da, “FETÖ’cü tayfa” ve “et lobisi”tarafından nasıl görevden aldırıldığını, Bursa’dan nasıl uzaklaştırılıp Şanlıurfa’ya gönderildiğini, 15 Temmuz’da nasıl tehdit edildiğini, tarım ve hayvancılıkta oynanan oyunları, çalışanların ve EYT’lilerin durumlarının nasıl örselendiğini anlatmıştı… Hem de çözüm teklifleri ile…

“Patates-soğan”a indirgenen seçim, ekonomik darboğaz ve tarım ve hayvancılıktaki yanlış politikalar, AKP’ye birilerinin beklediği zararları verdi…

Faruk Bey’in yeni röportajında da AKP’nin geleceği, sistem ve Cumhur İttifakı üzerinden önemli mesajlar saklı…

AKP teşkilatlarına bir “vefa” ve “şuur” dersi veriyor…

15 Temmuz kahpeliğinin üçüncü yıl dönümünde, yaptığı en önemli açıklama “Urfa’ya gönderilmem, FETÖ projesidir” cümlesi…

“Siyasi ayak” denince bin dereden su getirenler, “Bursa’da FETÖ’nün hedefi haline getirilen”“kurşunlatılan”, yetinilmeyip Bursaspor vesilesiyle “ağabeyi tutuklanan”“Şanlıurfa’da Emniyetin takibine alınan” ve “15 Temmuz’da ölüm mesajları alan” Çelik’in bu samimi açıklamalarına kulak vermeli…

Şu anda ittifak ortağı MHP ve Devlet Bey’e oynanan oyunun, Tayyip Bey ve AKP’ye tezgâhlandığının farkında Faruk Bey…

Devlet Bakanlığı sırasında MHP’nin desteğiyle “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı”nın kuruluşunu sağlayan…

İlk defa “Taşımalı eğitim ile köylerin boşaldığını” anlatan…

İlk defa “millî tarım”dan söz eden ve “Toprak, 82 milyonun malıdır” diyen…

Tarım alanlarını sit alanı ilan edip ve programlı üretim projesini uygulama aşamasına getirmişken birilerinin kumpası “yanlış raporlar”la görevden aldırıldığını…

“Erdoğan ve AKP’ye kumpası” programlayanların, Faruk Bey’i asla yeni görevlere, Külliye’deki çalışmalara katmadığını, ancak Tayyip Bey onu Bursa’da meydana çağırdığında hemen sahaya inebildiğini…

31 Mart’ta Bursa Büyükşehir’in elde kalmasında payının olduğunu…

6 yıl kaldığı Güneydoğu’yla ilgili kimsenin bir şey sormadığını…

Teşkilatların zaafa düşüp her şeyi Erdoğan’a havale ettiğini, oysa Tayyip Bey’in karar verici olması gerektiğini, cesaretle söylüyor…

Şimdi parti peşinde koşan allamelere inat!

Faruk Çelik, “Kopmaya çalışanların, nereden kopuyoruz diye oturup düşünmeleri gerekir. ‘Kişisel meseleler’i kopuşa vesile kılmak doğru değil” açıklaması yaptı ve dedi ki:

“Kılıçdaroğlu 10-15 kez yenildi, Kılıçdaroğlu da orada duruyor, arkadaşları da… Siz Tayyip Erdoğan’ı zaafa uğratırsanız, bir yere kadar getirirsiniz. Bu, şu demektir: Aradan çıkan birisi iktidar!”

Sonra ekledi: “Bu parti hepimize makamlar, mevkiler verdi, neyi paylaşamıyoruz?”

Ve şamar gibi delikanlıca sözler:

“Ayrılıyorum diyen gerekçesini sunacak!”

Hem AKP’den istifa edip hem de eleştirenlere diyor ki:

“Başka bir yola girdiğiniz an, AKP’de ne olacağı sizi ilgilendirmez!”

Daha ne desin arsızlık ve şuursuzluğa?

Eski Devlet, Çalışma ve Tarım Bakanı Faruk Çelik, “Erdoğan’ın ‘tam bağımsızlık’ mücadelesi verdiğini” belirterek, “Erdoğan’ın bu kadar düşmanının olması boşuna değil” diyor.

Kaygısı da şu: “Cumhuriyetin 100. yılına, 2023’e gidiyoruz. Ben bazı mahfillerin 100. yılla ilgili bu kadar hizmet etmiş partimize dönük planları olduğunu hissediyorum!”

Çünkü ona göre, “İmparatorluk bakiyesi Türkiye’de cumhuriyeti kurmak, geliştirmek, korumak kolay değil… Rahmetli Atatürk’ten beri kendi yol haritasını belirleyen bir ülke olmaya çalışıyoruz… Erdoğan ile dost-düşman ortaya çıktı…”

Bu sebeple,“S-400’ler, 82 milyonun geleceği için doğru bir karardı…”

MHP ile ittifakın bir mecburiyet olduğunu belirtiyor ve ayrışmacılara “Aklımızı kullanmazsak ülke başkalarına yâr edilir!” uyarısında bulunuyor.

Birilerinin, AKP’nin MHP ile Cumhur İttifakı’ndan rahatsızlığı boşuna değil yani…

Cumhurbaşkanının kendisini Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine ataması için de, “Bir hatırlanma olarak teşekkür ediyorum ama bizim faydalanılacağımız çok farklı alanlar var, bunun için maaşa da makama da gerek yok” açıklamasıyla “vefa ve liyakat”e dikkat çekiyor Faruk Çelik Bey…

***

ÇELİK’E YAPILANLARI YAZDIĞIM İÇİN BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİM

Özellikle Bursa’da hemen herkesin şahit olduğu Faruk Çelik ile alakalı iftira ve kumpaslara karşın bir Allah’ın kulu gazeteci mertçe ve dürüstçe çıkıp ta gördüğü gerçeklerle alakalı kalem oynatmadı. Köşesinden bir kelam edemedi.

Çünkü Bursa’da korku imparatorluğu kuran birileri vardı.

İşte o birilerine karşı ekmeğimizden olmamız pahasına açık yüreklilikle doğruları yazan kişi olduğum için Allah huzurunda hesabım diğerlerine oranla daha kolay olacağını düşünüyorum.

Hatamız yanlışımız mutlaka olmuştur Rabbimden af diliyorum.

Sayın Çelik’e yapılan zulüm, haksızlık iftiralar ve sahte raporlarla iş tutanları yazarak büyük bedeller ödedim.

Hala da ödemekteyim.

Herkesin gireceği yer iki metrelik çukur.

Herkes bir gün ektiğini biçecektir.

Vicdan asla yalan söylemez.

Tabi vicdanı olmayanlar istisna.

Allah, zulme ve haksızlığa başkaldıranları mükafatlandırırken, konuşması gerekirken susanları, susması gerekirken konuşanları, söylemesi gerektiği yerde söylemeyenleri de hesaba çekecektir.

Er geç Allah’ın adaleti tecelli edecektir.

Rabbim ülkemize, milletimize, devletimize hayırlı kapısını açsın.

Amin…


.



alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz