Yeni parti, Bomba açıklamalar ve can alıcı sorular…

18 Temmuz 2019 Perşembe, 18:08
alim şahin

AK Parti içindeki sayısız kriptolar genel ve yerelde hala siyaseten aktif görevlerini son hızla sürdürüyor.

Hal böyle iken zamanın başbakanı bugün kendisini başbakan yapan Erdoğan’a saydırmayı kendine marifet gibi görebiliyor.

İhanet dedikleri nedir peki?.

Tüm açılardan bakarsanız bazı siyasetçilerin taraflarına hiç utanmaz sıkılmazlık uğramamış.

Tüm makamları Erdoğan’a borçlu olan kişi, bu kadar da fazla dedirtecek türden açıklamalarda bulunmuş bugün gazetecilere.

Sabah sürpriz bir twit yayınıyla karşılaştım.

Ahmet Davutoğlu ismi lazım değil üç gazeteciyle canlı yayında soru cevap yapıyordu.

İlk dikkatimi çeken ayrıntı sürekli, yani dakikada sayısız Sayın Erdoğan ifadesini kullanıyordu.

Anladım ki REİS’e zeytin dalının çubuğunu uzatıyordu.

Yani hem yumuşak hem sert mesajlarla sanki yakınlık içeren mesajlar söz konusuydu.

İlerleyen dakikalarda kendisinin mağdur edildiği izlenimi vermeye, aynı zamanda REİS’e de aba altında duran sopaların olduğu görüntüsü veriliyordu.

Meseleye derinlemesine dalarsak!

Sayın Davutoğlu, siyaseten adam olduğu yere bayrak açan nankör sıfatını bugünkü konuşmalarıyla perçinlemiştir.

Davayı satan derler ya, bugünkü açıklamalarıyla adeta resmen ilan eder durumda olduğunu göstermiştir.

Zira siyaseten satacak hiçbir birikimi kalmamıştır.

Öyle ki, bir yandan CHP’nin muhafazakar gibi takiyye yapması, bir yandan bunların parti kurmaya çalışmaları Tayyip Erdoğan’ı devirmek için emrin aynı yerden geldiğini hissettiriyor.

Hele ki, S-400 meselesinden sonra bütün bu söylediklerinde haklı olabilirdi ama Başbakanlığı döneminde, “AB ilişkilerde, Suriye vs. alanlarda Erdoğan’a rağmen bağımsız bir güç, marka değeri olan bir siyasetçi gibi gereksiz kibir ve artistlik yaparak çok kritik süreçlerde devletin tepesinde gizli sürtüşmeye yol açtı.”

Erdoğan’a karşı yeni bir kutup oluşturma tablosu ortaya çıkarıldı..

Ve bugün öyle bir şey söyledi ki, “Bana yapılanları siyasi rakip olarak görüldüğüm için anlayabilirim ancak sırf benim dönemimde atandığı için AK Partili insanları “Hocacı” diye görevden alınmasını tasfiye eden anlayışı anlayamam” şeklinde adeta “evet suçlu benim” diyordu.

Lafa bak beri gel.

Bu ifade bile parti içinde Erdoğan’a karşı gizli oluşum peşinde olduğunu gösteriyor.

O halde Erdoğan’ın atadıklarını alıp ta kendi tabiriyle Hocacı dediklerini neden atadı?

Kendileri geldiğinde de Binalici, şucu bucu diye tasfiye eden bir anlayışa neden sahipti.

Yani şikayet ettiği şeyi zaten başta kendisi yaptı.

Erdoğan’ın kadrosunu peyderpey tasfiye etmeye başladı.

Parti içinde paralel hoca oluşumunu REİS gördüğü için Davutoğlu’nu partiden uzaklaştırdı.

Ne yapsaydı yani, ‘hoca iyi ediyorsun’ mu? deseydi?

CAN ALICI SORULAR!

Ahmet Davutoğlu açıklamalarında Pelikan grubu adı altında paylaşım yapanları kimlerin finanse ettiğini bildiğini söyledi.

Madem biliyordun da neden bu zamana kadar sustun?

Tabi ki bildiğini parti içindekiler yaptığın Erdoğan karşıtı icraatlarla tahmin ediyordu.

Tabi ki biliyorsundur.

Bilmediğin ne vardı ki?

O halde şimdi de biliyorum demenin ne esprisi var?

Biliyorsan geçte olsa açıklasaydın madem?

Zira o grupla birlikte Erdoğan’a karşı beraber yol tutanları düşünüyorum.

Bugün üç gazeteciyi karşısına almış Hacivat karagözü oynamaya çalışıyorsun.

Eğer ne yaptığının farkında değilsen senin parti kurmak neyine!

Çıkıp, ”Abdullah Gül Ali Babacan beni aralarına neden kabul etmiyorlar anlamış değilim” diyerek “Bakın ben onlardan değilim” şeklinde Erdoğan’a yine de iyi niyet mesajı vermeye çalışıyorsun.

Bir yandan da “hıııı! yoksa parti kurarım” sopasını alttan göstermeye çalışıyorsun.

REİS başbakan yaptığında sana güvenmişti.

Samimiyetinden şüphe duymamıştı ki o makama oturttu.

Ama bu reis için de iyi bir ders oldu.

KIZGIN ÇOCUKLAR DAEŞ!

İslam diniyle alakası olmayan tamamen ABD ve batı güdümlü, hedefte sadece Müslümanı koyan DAEŞ’li canilere hala neden “kızgın Müslüman çocuklar” dediğinin bir açıklamasını yapmalıdır.

Acaba duygusal yakınlık beslediği ve bu sebeple Türk halkına “öfkeli çocuklar” diyerek lanse etmeye çalıştığı o vahşilerin iki askerimizi katlettiğinde ne hissetti?

STRATEJİK DERİNLİK VE ÖTESİ

Ya şu Stratejik derinlik meselesi?

O kitabı acaba kendisi mi yazdı merak ediyorum.

Stratejik derken, Kozmik odada bulunan devletin tüm sırlarının derinliğine inilmesi miydi stratejik denilen şey?

FETÖ’nün TSK’nın kozmik odasına girmesinde büyük pay sahibi Bülent Arınç, ile birlikte Ahmet Davutoğlu FETÖ’ye “ne istedilerse” den fazlasını verdiler mi?

Darbe başarılı olsaydı, Davutoğlu, ve Arınç’ın rolü ne olacaktı?

Ülkenin uluslararası Sıfır sorun modeli dediği neydi?

Sorunsuz bir ülke nasıl olacaktı?

Laikliği aldığımız Fransız modelinden mi esinlenilecekti yoksa batılıların tüm isteklerine boyun eğersek sorun yaşamayız politikası mı geliştirecekti?

Sahi stratejik derinlik neydi?

Sadakat paktı ile ilişkisi var mıydı?

Sayın Ahmet Davutoğlu, “Bizim haberimiz olmadan Ortadoğu’da yaprak kımıldamaz” diyordu.

Doğru!

Ortadoğu’da sadece yapraklar kımıldamadı, ağaçlar kökünden söküldü, Pkk Kobani’de  (Aynel arab) devlet kurdu, yüz binlerce sivil masum katledildi.

EMRİ BEN VERDİM

Ahmet Davutoğlu, “Rus Uçağının vurulması emrini bizzat ben verdim” dedi.

Ve o haberi alır almaz canlı yayında gerekirse yine yaparız demişti.

O dönemler Ak parti içinde konuşulan Rus savaş uçağının Davutoğlu’nun bilerek ve isteyerek düşürttüğü, Türkiye ve Rusya arasında gerilimin iki ülke arasında çatışmaya dönüşmesi gibi çok tehlikeli sürecin eşiğinden dönüldüğü iddiaları dillendiriliyordu.

Ne yazık ki AK Parti içinde böyle sancılı dönemler yaşatıldı o dönemler.

Bu iddiaya tabanda inanmıştı.

Tüm bu yaşananlar ışığında Sayın Davutoğlu’nun Ak parti veya ülke adına görev hayatı boyunca yaptığı iyi bir icraatını veya tek bir icraatı bulunmamasına rağmen hangi akla dayanarak ne akla hizmet parti kuruyor?

Tam da bu nokta da en can alıcı sorumu sorayım.

“Şimdiye kadar sustum dediği şeyler nelerdi?

Şimdi parti kurduğu için mi konuşuyor?

Başbakanken halkın güvenini kazanamayan, tam tersine güven kaybettiren biri parti kurarak mı güven kazanacak dersiniz?

Asıl cevabı alınması gereken sorum şudur;

“Stratejik derinlik kaç santim? bunu kimse öğrenemedi.”

Dediği derinlikten ne kastediyordu?

Tüm bunlardan yola çıkılırsa derinlikten Devletin sırlarının muhafaza edildiği odaya girilmesinde ki derinliği mi anlamalıyız?

Allah makam ve politikada hırs ve nefislerine yenik düşenlerin şerrinden bu memleketi muhafaza eylesin.

Amin.

.



alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz