Ak Parti İl Başkanı kim olacak? Derin özeleştiri! İşte teşhis, işte yanlış, işte doğru ve derin değerlendirme..

26 Nisan 2017 Çarşamba, 14:38
alim şahin

Reis eğer bir başarısızlık olursa bedelini ödersiniz dedi.

Bedeli ödeyecekler.

Bu yapıyla 2019 seçimlerine gidilirse Ak parti dökülür.

İstanbul Ankara, İzmir, Bursa rezalet..

Oy kaybedilen illere bakılırsa tamamında FETÖ operasyonlarında siyasi ayağı olan iller kaybetti.

Çalışmadılar.

Balıkesir bir tanesi, Denizli, Bursa ve diğerleri..

Bu konu Ahmet Mehmet meselesi değil, kimse bunu anlamak istemedi.

Bu davanın içerisinde il, ilçe, kadın kolları, gençlik kolları başkanlarına soralım.

Reisin davası nedir diye soralım.

Verecekleri cevap. Yol hizmeti, su, elektrik hizmetidir.

Ve sorduk tahmin etitğimiz gibi cevaplar.

İşte anlayış farklılığı bu..

Dava yoldan ibaret onlara göre.

Bizim davamız Hz.  İbrahim davasıdır.

Bunu bilemeyecek kadar zil cahil insanlardan yol yürüyemezsin.

Bunu REİS söylüyor.

Bu dava Halil İbrahim davasıdır diyor.

Daha dün yurt dışından gelen bir dostumuzun oradaki Müslümanlar yakasına yapışır ve şöyle der: Yahu utanmıyor musunuz Türkiye de bu sonucu aldığınıza. Hani dava ruhu nerde kaldı?

Bunu söyleyen yabancı ülke insanları..

Çünkü tüm dünya Müslümanlarının tek umudu Türkiye..

Onlar, Reisin davasının ne kadar engin olduğunu biliyor da sen çıkıp hala yol davası su davası diye sığ akılla yönetici oluyorsun.

İşte senin yönetici mantığınla bu kadar olur.

 

ÜST AKIL DEVREDE!

Ve bu güruh gideceklerini anladıkları takdirde kendi ekibini kurup öyle gitmeye çalıştıkları kuvvetle muhtemel.

Zira ili farklı bir isimle yönetmeye devam etmeleri söz konusu.

İşin içinde üst akıl var.

Üst akıl ise Birlik Vakfı Bursa Şube başkanı Mustafa Bayraktar olduğu herkes tarafından konuşuluyor.

Bu isim kulislerde yüksek sesle dillendirilirken, geçmişte İl başkanlığı seçiminde iki ismi birbirlerine koz olarak kullandığı ileri sürülüyor.

Cemalettin Torun ile Tahsin Kara.

Eğer Cemalettin yan çizseydi Tahsin Kara öne sürülecekti.

Zaten sürüldü de.

Ama gelişmeler doğrultusunda son taktik devreyi girdi.

Emri vaki ile uslu çocuk rolü.

Tersi olsaydı Sayın Kara zaten gerekli hazırlıkları yapmış aday olmak için işaret bekliyordu.

Her ne kadar düşman kardeş gibi görünseler de arka planda köprü çok sağlam ve birbirine dolaylı akış sağlanıyordu.

Ortaya serpilen suni renk cümbüşü de tablonun kalan kısmını tamamlıyordu.

 

KİM ONLAR?

Yeni oluşacak yönetimde Cemalettin’in en büyük adayı Hasan Kılıç olduğu tahmin ediliyor.

Ama Cemo işin kurnazlığını bildiği için zaten tutar dalı olmayan Kılıç’ı da devreden çıkarma politikası seçebilir.

Bir diğer isim piyangodan makam sahibi olanlardan İbrahim Güney.

İbrahim Güney uslu çocuktur, söz dinler, söyleneni harfiyen yerine getirir.

Alpaslan Yıldız da aşağı kalır yanı yok.

Sayın Yıldız zaten çok renkli bir sima olması hasebiyle her renge uyum sağlayabilir.

Öyleyse geriye Tek isim kalıyor O da Davut Gürkan.

Sayın Gürkan ise ‘Ben Başkan Torunun yanındayım. O varken asla böyle bir düşüncem olamaz. Parti büyüklerim yani genel merkez görev verirse devam, vermezse böyle bir talebim yok’ diyor.

Yani oyunlar aynı Karakterler farklı.

Tıpkı yerine göz dikenlerin çeşitli ayak oyunlarıyla Sedat Yalçın’ı istifa etmek zorunda bıraktıkları gibi.

Yani Sayın Yalçın’ı oyuna getirdikleri gibi.

Cemo’nun yanında olup da yerine göz dikenler oldukça çok.

Bunu çok iyi bilen Cemo ağa aynı hatayıadüşmeyecek.

 

Eee…

Şimdi kuru fasulyenin faydalarını sayalım da.

Aslında tüm faydalar bir paydada toplanıyor.

MB!

Siz merkez bankası mı anladınız yoksa.

Benzerlik o biçim anlayan anladı bile.

Onu da büyükler karar versin.

Reis Bursa’yla ilgili bilgi sahibi..

Artık bu senaryolar tutmaz.

Bu yapı sürdürülemez.

Sadece Bursa değil İzmir, Ankara İstanbul ve diğerleri.

 

İŞTE TEŞHİS İŞTE YANLIŞ İŞTE DOĞRU

Referandum’da CHP’liler Refah partisi sistemiyle ev ev isim isim birebir çalıştılar.

Ak Partililer de sokaklardan el sallayarak geçtiler.

Siz meydanlarda büyük burunlu olmayın, bire bir görüşün, insanlara değer verin, Bursa da Eczaneler, kurumlar, bürokrasiyi, STK’ları toplayıp sistemi bire bir anlatsaydınız Bir kişi 50 kişiye ulaşırdı, elli kişi ise 500 kişiye ulaşırdı. Katma değer sistemiyle başarı gelirdi.

Ama sokaklarda müzik eşleğinde ilerlerlerken el sallamakla olmamış.

Yeni oy kullanan 1 milyonun üzerinde genç var. “Ben seni 18 yaşında oy kullandırıyorum dersen” ne çıkar.

Kullandırıyorsun ama sana oy vermiyorum der.

Sen gençlere yönelik ne çalışma yaptın bu önemli.

Hayır cephesi gençlere ulaştı.

Uludağ üniversitesinde 70 bin civarında öğrenci okuyor. Lise son sınıfta 600 bine yakın öğrenci voy kullandı. Siz hangisine ulaştınız. Ama Hayır cephesi Refahın çalışma modelini uygulayarak bu gençlere ulaştı.

Araba giydirip sokaklarda dolaşmakla olmamış demekki.

Siz bir eczaneciyi ikna ederseniz o 50 eczaneciyi ikna eder, 50 Eczane tümünü ikna eder.

Sistem bu.

İnsanlarla temas kuracaksın sarılacaksın. Göz göze geleceksin manevi yakınlık kuracaksın siz ne yaptınız koca Bursa’da?

Al broşürü eline yoldan geçenlere uzat, Almayan almaz alan da az öte de çöpe atar.

Çalışma bu değil.

Ak Parti yeniden fabrika ayarlarına dönmesi, 3 Kasımda nasıl hangi sistemle belediyeleri vekilleri seçimleri alındıysa aynı sistemi dönmek zorundasın.

Teşkilatları da değişsen aynı yöntem devame edeceksen değişen bir şey olmaz.

Bu davayı senin benim değil, Allah’ın davası olarak benimseyeceksin.

Allah’ ayeti kerimesinde “Siz onun dinine yardım ederseniz Allah’ta size yardım eder” Diyor.

Öyleyse Allah’ın yardım ettiğine kim engel olabilir ki?

Ama biz davayı yol davası su davası elektrik davası görürsek alacağın netice bu olur.

Biz size yol yaptık, su getirdik, elektrik verdik, hastane yaptık eee niye oy vermiyorsun bize.

Demek ki konu bu değil konu başka?

Konu Halil İbrahim’dir.

Dava büyük dava evrensel, Bursa’yla Türkiye’yle sınırlı değil.

Anlayın artık.

Erdoğan’ın davası Halil İbrahim’in davasıdır.

Kime ulaştınız?

Siz Bir kişi ikna edersen o çok kişiyi ikna eder.

Siz el salladınız, bakan etrafında dolaştınız.

Ötesinde yok..

Seçim bu değil çalışma bu değil.

Bu sosyolojik bir kavram.

Elektonik teknik olarak evet ama aslolan birebir ilişkidir.

Her kşey aynıdır İstihbarat çalışması.

Göz göze gelmek, ona sarılmak, onunla hemhal olmak, derdiyle dertlenmek.

Sen ne yaptın?

Sen kimin derdiyle ilgilendin ki seçimden netice bekliyorsun.

Kime dokundun, kimin elinden tuttun,  hangi garibana sahip çıktın, hangi devlet memurunu derdine çare oldun, hangi belediyede işçiye sahip çıktın, hangi işsize, hangi dışarıda muhtaç olana çare oldun.

Bu olmazsa olmaaaaz.

Ama tam tersi belediyede çalışan özel sektörde çalışanların ekmeğiyle oynadın.

Bakın şu gerçeği hep yabana attık.

Seçimlerin bittiği gün seçim başlar.

Yani bir sonraki seçim için bugünden çalışacaksın.

Dava böyle bir şey..

Ama sen bunu nerden bileceksin?

Siz yıllar boyu yatın sonra bir ay kala sokaklarda müzik çalıp el sallayın.

Yok öyle bir dava.

Milleti enayi yerine koyamazsınız.

Sen her sabah bir cami de namaz kılıp insanlarla sohbet ederek güne başlayacaksın.

Hangi birimleri dolaşacaksan o gün yanına bürokratını, sağlıkçısını, hukukçusunu vs. alıp ziyaretlerini yapacaksın. Bakkalını, esnafını, üreticisini, vs.. dolaşacaksın.

Ayaklarına gideceksin, oturduğun yerde ziyaretçi kabul etmeyeceksin.

Allah seher vaktini niye yaratmış.

Ogün yapılan duaların kabul olduğu eşref saatidir.

Öğlene kadar uyu çık meydana sonra da kabulleri yap.

Yok öyle bedava helal mama.

Öyle gün ortası kahve muhabbeti, yemek sigara muhabbetiyle zaman geçirip akşama doğru ile gelip bir iki görünüp işlem tamam diyemezsin.

Cumhurbaşkanı mısın sen.

Cumhurbaşkanı bile dur durak bilmezken sen kendini bu kadar rahat göremezsin.

Dava bilinci bu değil.

 

SUÇLU AYAĞA KALK!

Özetle şu:

Hastalığın önce teşhisi gerek.

Bu millet bu kadar hizmete rağmen hayır diyebiliyorsa bunun suçlusu millet değildir.

Suç u millete atamayız.

Çünkü bu millet bu partiyi iktidara getirdi.

Suçu kendimizde aramamız lazım.

Sorgulamamız lazım nerde yanlış yapıyoruz.

Reise güvenerek yola çıkıyoruz.

Kendine güveni kaybediyoruz.

 

NEMELAZIMCI!

Bursa da nemelazımcılık yapıldı.

Ak Parti içinde herkes yanlışa göz yumdu.

Dava içinde vurdumduymazlıklar yaşandı.

“Cebrail Bir kavime gelir helak etmek için. Tam helak edecekken saf saf namaz kılanları görür. Ya rabbim Burda sana ibadet eden kulların var onları damı helak edecem?” Allah, “Evet onları da helak edeceksin. Çünkü onlar nemelazımcıydı” buyurur.

İşte 3 Kasım 2002’ samimiyetinden bugünkü tabloya nemelazımcılıktan geldik.

Bursa Ak Parti de “İşime bakayım bana dokunmasınlar zarar görmeyim, parti üzerinden malı götüreyim” derken Allah’a verecek hesabı düşünmediler.

Onlar nemelazımcılık yaptılar.

Kuldan korktular ama Kulları Yaradan Allah’tan korkmadılar.

İşte onlar nankörlerdir ihanet edenlerdir.

Allah insanları yol su elektrik hastane hizmetinden öteye Evrensel kainat Halil İbrahim davası olması bilincine ulaştırsın.

Allah Bu millete, bu devlete, Bu dine zeval vermesin.

Vermek isteyenlere de fırsat vermesin.

Ya rabbim: İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri de helak etme.

Amin.

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz