Diriliş Ertuğrul, Sadettin Küpek, Fahrettin Yıldırım

13 Mart 2016 Pazar, 07:41
alim şahin

Bugünlerde moda, reyting rekorlarını alt üst eden TRT’nin sevilen dizisi Diriliş..

Tarihi anlatan ve tarihten ders çıkarmamızı gerektiren yeni nesle tarihimizi doğru öğreten bir dizi..

Ve diziyi izlerken enteresan bir şey oldu son iki haftada.

İlginç bir isim, ilginç bir karakter Sadettin Köpek dizi de yüzünü gösterdi.

Tarihte gerçek adı Köpek bin Muhammet, lakabı ise Sadettin.

Alaattin Keykubat döneminde emirlik görevinde bulunmuş.

Yani 1226 yıllarına dayanıyor.

Selçuklu ordusunun kumandanlığını yapmış Sadettin Köpek.

Ama hayatı ihanetlerle dolu..

Sonucunda da Alaattin Keykubatın zehirlenerek öldürülmesinde veli ahtı İzzettin Kılıçarslan’ın tahta çıkmasının engellenmesinde önemli rol oynadığı belirtilmektedir.

Ama işi ihanete döküp devletine, dostlarına ihanet edince 1239 yılında Hüsamettin Karaca’nın yardımıyla öldürülmüş.

Cesedi demir bir kafes içerisine konulup Kale duvarında asılarak halka gösterilmiş.

Asıl buradaki önemli konu dostlarına, vatanına ihanet eden Sadettin Köpek’in nasıl bir sonla karşılaştığının örneğini de dizide izleyeceğiz Allah nasip ederse.

Bunlar bir yana…

Bende dostlarımdan ihanet gördüm.

Özellikle son dört haftadır güvendiğim dostlar inşaat firmalarında toplantı yaparak benim akıbetim hakkında karar verdiler.

Tabi baskıyı yapanlar elinde şu anda mührü olanlar.

Dizi de Saadettin Köpek çok uğraştı mührü eline geçirmeye ama mühür asıl sahibine bir şekilde geri döndü.

Ve benimle uğraşmakla mührün gerçek sahibine ulaştığı andaki halinizi şimdiden görür gibiyim.

Bir emekçi amelenin patronuna baskı yapmak bizim dinimizde de tarihimizde de yeri yoktur.

Bunları yeri geldiğinde olayların akışına göre daha da detaylandıracağımdan kimsenin şüphesi olmasın.

İnsanın kaybedeceği bir şey olmaması ticarette de  gerçek hayatta da daha cesaretli olmasına yol açıyor.

“MALUM REZİLLİK”

Orhangazi’deki rezilliği yazarken de “Ya sen ne yapıyorsun. Bu işin ucu il başkanlığına, bu işin Büyükşehir’e, bu işin ucu Büyükşehir danışmanlarına takılıyor” dediklerinde de “Ne yapalım gerçekleri yazmayalım mı. Dilsiz şeytan mı olalım” cevabım insanların ne kadar sindirildiğini, ne kadar bastırıldığını gördüm.

Oysa ne kadar doluymuş insanlar.

İl müdürünün Orhangazi sporun içine kadar girecek cesareti var ise, Bursaspor’un benzinlik sorununu çözmeye Sayın Fahrettin Yıldırımın görevlendirildiği söyleniyor ise benim bu konuları dile getirmem kadar doğal ne olabilir.

Usta kalem Mustafa Gültekin’in il müdürünü açık açık istifaya davet etmesi, Müezzinoğlu’na açık mektup yazması ne kadar doğal ve doğru ise, bizim de eksik yanlarını gündeme getirmemiz o kadar doğrudur.

Sadettin Köpek’ten ders almayanlar, Tarihten ders almayanlar, inlerine girildiği zaman ne kadar rahatsızlarsa bizde Bursa’daki rezilliğin inlerine girmemiz o kadar doğrudur.

Şimdi bütün bunları söylerken Fahrettin ismini analizini yapayım size.

Bir anlamı, hayattan sert dersler alan, karar vermekte zorlanan, üzüntü ve sevinci bir arada yaşayan anlamında.

Şimdi bütün bunlar, bu anlam Fahrettin Yıldırım’ın sinek ilacı operasyonundan sert ders almadığını gösteriyor.

Ama buna rağmen üzüntü ve sevinci bir arada yaşayabiliyor.

İşte bu yeteneği takdir edilir türden.

Sevinci, 1.40’lık boyuyla elindeki mührü.

Ama bu mührü koca kafalı dediği Sayın Altepe’den alıyor.

Ama bir şeyi unutuyor.

Bu Sadettin Köpek’in elindeki gibi tam yetkili mühür değil bunu bilemiyor.

Kulislerin son dönem konusu ve gelen şikayetler de şu iddia çok konuşulur oldu son zamanlarda. Burulaş’ta kendisinin referans olduğu Hülya Alişoğlu, Burulaş’ın içerisinde adeta Hürrem Sultan gibi terör estiriyor muş.

Haksızlık karşısında direnenlere de benim referansım Fahrettin Yıldırım diyor muş.

İnsanlara hakeret, rüzgar, karayel, poyraz ne varsa olduğunca esiyormuş. Burulaş koridorlarında.

Artık orda çalışanlar bu arkadaşın gözüne görünmemek için köşe bucak kaçacak delik arıyormuş.

Hadi bütün bunlardan Sayın Altepe’nin haberi olmadığın kabul ediyoruz.

Ama gündeme getirerek kendisine zarar verildiği gerçeğini görmesi gerektiğini haykırıyoruz Sayın başkana.

Hani derler ya; Dünya kadar malın olacağına, fındık kadar kadın ol.

Bu fındık kadar kadın koca Burulaş’ın içerisinde Levent Fidansoy’un bile gıkını çıkaramadığı Muhteşem Yüzyıl başrol oyuncusu Hürrem Sultan’ın ta kendisi olduğu söyleniyor.

Bir insan belediyede ekmeğini kaybetmemek için çalışıyor ise Referansları güçlü Fahrettin Yıldırım olmuş olması oradakilerin ezilmiş olması anlamına gelmez.

Zulümle abat olunmayacağını 28 Şubattan sonra öğrenemedin mi ey Fahrettin Yıldırım.

Benimle uğraşacağına, o yaptırıyor bu yaptırıyor diyeceğine sen kendi yaptırdıklarına bir bak.

16. kat inşaat ofislerinde benim adıma yapılan toplantılarda bu şehre nasıl hizmet edebilirim diye düşün.

Bak hem sen bekar bir insansın.

Bu şehre hizmet etmek için daha çook zamanın var.

Çünkü evlilik sorunun yok.

Çoluk çocuk yok.

Hizmete kendini ada da Recep Altepe’yi nasıl iyi temsil edebilirim onun hesabını yap.

Sana yakışan mütevazi olman ve insanlara bir danışman olarak yardımcı olman değil mi?

Gözün aydın.

Ben şu an Bursa TV’de program yapmıyorum. Veya yaptırılmıyorum.

Ekran meraklısı değilim.

Zira meslek hayatımın yüzde 70’i TV’ler de geçti.

Bu benim illa ekranda olup da sesimin çıkacağı anlamına gelmez.

Söz gider yazı kalır.

İşte biz de bu yazıyı kalsın diye yazıyoruz.

Ama şunu hiçbir zaman unutma ki, Alemi kör milleti aptal sanman hiç de yakışmıyor sana.

Evli ya da bekar olman da beni ilgilenmiyor.

Bu kardeşimize referans olmanda beni ilgilendirmiyor.

Hatta bu memlekette bir vergi mükellefi de değilsin.

TC numarandan başka hayatında bir numara da olmadı! devlet adına.

Takke tespih sattığın dönemde vergi numaran da büyük ihtimal muhterem baba adınaydı.

Türkiye’nin dördüncü ya da beşinci büyükşehrine başkan danışmanı olman ağırlığıyla davran.

Hayat Bursa’da Cemalettin Torun, Asım Amil ve Ali Yılmaz etrafında dönmüyor. Bu gerçeği kabul et.

Büyükşehir’de kefen ihalesi alan il yöneticisiyle oturup kalkmış olman seni büyük danışman yapmıyor.

Netice de o kefen ihalesini almış olmak bile bazı yöneticilere ölümü hatırlatmıyor tam tersi dünya malına daha fazla meyil etmesine sebep oluyor.

Senin kalbini karartıyor bunlar.

Şimdi bana sakın demeyin ki hangi yöneticiydi bu.

Bu yönetici kendi adına fatura kesecek kadar aptal değil.

Ortağının firması adına kestiği faturalarla alıyor kefen ihalesini. Bunu sen benden daha iyi biliyorsun.

Bu memlekette paralel yapının Bursa imamı Sarı kafalı Cansun, Bursa’daki bütün paraya hükmettiği halde şu an Bursa’da yok kaçtı kaçtı.

Yıldırım Belediyesi cesaret gösterip Orhangazi Üniversitesinden arsayı aldı.

Hani o bir lira bedelle verilen arsayı.

Hadi Cansun sarı kafalı Bursalı değildi.

Siz Bursalısınız kaçacak yeriniz yok. Bu memleket sizin…

Yarın hayırlı kısmet çıkacak belki de evleneceksiniz Bursa’da.

Çoluk çocuğa karışacaksın.

36-37 yaşına geldin hala bekarsın ama hayat hep böyle gitmeyecek.

Dolayısıyla bu şehirde hoş bir seda bırak.

Bak sana bir örnek daha vereyim Sayın Yıldırım.

Rahmetli Semih Pala Büyükşehir danışmanıydı.

Hikmet Şahin’e iyi bir muhalefet yapmıştı ama bugün rahmetle anılıyor.

İyi şeyler yaptı diyor Bursa’ya.

Yerine gelen Hasan Çepni de Büyükşehir danışmanı.

Geçenlerde bir Televizyon programında bir anayasa profesörü gibi yeni oluşacak anayasaya katkı koyacaklarını söylüyor.

İki danışman verin kafa kafaya anayasaya madde hazırlayın.

Bunu yaparken de aman ha, sakın ha kefen ihalesi, elemana referans, takke tespih, vana conta, tekstil koymayın anayasaya bir de başımızı belaya sokmayın.

Sen bekar, Hasan Çepni evli.

Sen gençlere, ‘bekarlara nasıl bir gelecek hazırlarız o maddelerle çalış, Hasan Çepni de  aile kurumu nasıl olmalı o maddelere çalışsın.. Kafa kafaya verin birbirinizi tamamlayın.

Netice şu ki…

Siyasi iradenin temsilcisi olan il müdürü ve büyükşehir danışmanı olarak sen şunu çok iyi bilin ki, bu kadar şikayetin içinde hala o makamlarda duruyorsanız, hakikaten elinizdeki mühür çok güçlü.!!

Ama Ankara ayağınız mı Bursa ayağınız mı onu bilmem.

Ama şunu çok iyi biliyorum ki, Saadettin Köpek’in elindeki mühür nasıl asıl sahibine geçtiyse dizide, o sizin elinizdeki mühür de bir gün mutlaka ehlinin ve sahibinin eline geçecek.

Bakın ben yazdım.

Hadi siz de bir kenara yazın.

Siz orda ben burada…

Bekleyeceğiz göreceğiz.

Mevla diyelim neyler. Neylerse güzel eyler.

Sadettin Köpekler, Deli Demirler yada Cinalinin serüvenleri bu köşede aynen devam edecek.

Kalın sağlıcakla…

 

((( 7/24 Kulis Takip )))

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz