İlaç teröristleri!

25 Ocak 2016 Pazartesi, 22:25
Mehmet Slay

Sınır tanımayan doktordan domuz gribi uyarısı

– Bunlar da ilaç tröstleri!

– Domuz gribi telaşını psikolojik savaşa dönüştürdüler

– Domuz gribi ekonomisi!

İngiltere 30 milyon,

Almanya 50 milyon,

Fransa 94 milyon,

Türkiye 43 milyon ısmarladı.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (Médecins Sans Frontières) üyesi Dr. Mehmet Sılay, gripten ölüm oranının binde bir; Domuz gribinde ise on binde iki olduğu halde ilaç tröstlerinin yaşanan telaşı psikolojik savaşa dönüştürdüğünü söyledi.

Aynı zamanda eski parlamenter olan Dr. Mehmet Sılay, medyanın silah olarak kullanıldığı savaşla birlikte Domuz gribi ekonomisinin oluşturulduğuna dikkati çekti.

Dr. Sılay, Müstakil Gazete için kaleme aldığı ‘Grip ve Domuz gribi’ başlıklı makalesinde, Domuz gribiyle ilgili bilinmeyenleri şöyle anlatıyor:

TÜRKİYE 43 MİLYON DOZ ISMARLADI

“İlaç tröstleri medya vasıtasıyla bu telaşı psikolojik savaşa dönüştürerek tahrik ediyor. Bugün, İnsan sağlığını milyarlarca dolarlık paraya tahvil eden bir pazar var.

2009 yılında büyük bir fırsat doğmuştur. ABD İlaç tröstleri hızla domuz gribi aşısı imal etme yarışındalar. Kışa girmeden her ülke sağlık bakanlıkları aracılığıyla siparişlerini verip ödeme anlaşmalarını yapıyorlar. İngiltere 30 milyon, Almanya 50 milyon, Fransa 94 milyon, Türkiye de 43 milyon doz ısmarladı.

Dünya çapında trilyon dolarlık bir pazar oluştu.

NİÇİN KENDİ AŞIMIZI ÜRETMİYORUZ ?

Başta Refik Saydam Hıfzıssıhha enstitüsü olmak üzere Viroloji merkezlerimiz var. Peki niçin kendi aşımızı kendimiz üretmiyoruz da Amerika’nın eline bakıyoruz. Paramızla rezil oluyoruz.

Türkiye her aşıyı üretecek uzman ve teknolojiye sahiptir.

Hayır, gelişmeler öyle hızlı ki; aşılar tüm dünyayla birlikte test edilmiş bile. Ön kontroller olumlu bulunmuş ve domuz gribi aşısı seksen bir ilimize doğru sevkiyata başlamış.

Aşı, virulansı yani direnci azaltılmış virüsün veya bakterinin kendisidir. İnsanların hastalığı hafif geçirmesi ve vücutta antikor meydana getirmesi için yapılır.

Ancak kısa zaman aralığında virüsün DNA’sı değişince insanı yeniden hasta edebilir.

Domuz gribi virüsü durağan sabit bir virüs değildir. Korunmak için etkin standart bir aşı bulmak mümkün değildir. Her zaman yapısal değişiklik olabilir. Bir ay önce imal edilen aşının bugün domuz gribine hiç tesiri olmayabilir.

AŞIDAN 30 KİŞİ ÖLDÜ, YÜZLERCE İNSAN FELÇ OLDU

Amerika’dan bir örnek verelim. 1976’da ABD’nin Chicago şehrinde görevli bir askeri garnizonda domuz gribi görülmüş, kısa zamanda salgına dönüşmüş. Gripten bir kişi ölmüş. Garnizonla birlikte bölge halkına zorunlu domuz gribi aşısı yapılmış.

Bu sefer aşı komplikasyonundan 30 kişi ölmüş, yüzlerce insan da felç olmuş. Bunun üzerine aşı kampanyası, onuncu hafta durdurulmuş. Bu canlı bir örnekti.

SARS virüsü Çin’e karşı biyolojik silah versiyonu olarak kullanılmıştır. Çin ekonomisini baltalayan SARS virüsü ABD’nin kıta Çin’ine bıraktığı bir biyolojik silah idi.

DOMUZ GRİBİ VİRÜSÜ DE GEN DEĞİŞTİRECEK

Kırım Kongo Kanamalı Humması ile bizim Yozgat ve Çankırı’nın ne işi vardı? Kuş gribi ile ayağına sarı çizmeleri geçirip, mahallede tavuk kovalayan bir bakan düşünebiliyor musunuz? Köylünün tüneğini, beş on sağlıklı tavuğunu yakarak itlaf ettiler.

Kuş gribi virüsü gen değiştirdi. Domuz gribi virüsünün de değiştiğini göreceğiz. Grip sayısı ve virüs çeşitleri, değişerek-mutasyonla artar.”

“KORKMAYIN, ÖNLEM ALIN”

Vatandaşlara “Domuz gribinden korkmayın önlem alın” diyen Dr. Sılay, hastalığın bulaşması, tedavisi ve korunma yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Daha çok sonbahar ve kış aylarında yani hava sıcaklığının değişmeye başladığı mevsimlerde genelde soğuk algınlığıyla karıştırılan griple yeniden tanışırız. Ayrıca yorgunluk, gerginlik-stres ve kötü beslenme gribe davetiye çıkarır. Hava şartlarının ani değişmelerinde insan vücudu ısı değişikliğine uyum sağlayamaz.

Vücut direnci de kırılınca grip virüsü kolayca yerleşir. Halk arasında grip, basit bir rahatsızlık olarak kabul edilir.

NASIL BULAŞIR?

Gribin etkeni Hemofilus İnfluenza adlı virüstür. Genelde solunum yoluyla yayılan bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Dokunmakla-temasla da bulaşabilir. Damlacık enfeksiyonuyla aksırma ve öksürmeyle bulaşır. Eğer solunum sistemi yüzey hücrelerinde yeterli antikor yoksa iki günlük kuluçka döneminden sonra enfeksiyon vücuda yayılır.

Belirtileri: Halsizlik, ateş, öksürük, boğazda yanma, üşüme, titreme ve burun akıntısından ibarettir. Dostlar karşılaştıklarında “aman ha ben gribim” derler ve biraz uzak dururlar. Tokalaşmaz ve öpüşmezlerse bulaştırma ve yayılmayı engellemiş olurlar.

İKİNCİL HASTALIKLARA YOL AÇABİLİR

Fakat basite alınan gribin faturası bazen kabarık olabilir. Menenjit, Ansefalit, rinit, otit, bronşit, perikardit ve pnömoni gibi sekonder-ikincil hastalıklara yol açabilir. Kalp-akciğer hastalığı olanlar, diyabetliler, yaşlılar ve çocuklar gribe karşı risk taşırlar. Tedavi için önce yatak istirahati, stresten uzak, bol sıvı takviyesi ve C vitamininden zengin bir diyetle gribi hafif atlatmak mümkün olur.

AŞI SON TEDBİR

Ellerini yıkayarak hijyene uyanlar gripten korunabilirler. Bir gurup insan için aşı yapılması belki de gereken son tedbirdir. Dünya Sağlık Örgütü her yıl gripten yarım milyon insanın öldüğünü belgeliyor. Gripten ölüm oranı binde birdir. Domuz gribinden ise on binde iki.

Dört işlem bilenlere soruyoruz; hangisi daha tehlikeli?

TELEVİZYON KANALLARI VE GAZETELER, TAM TERSİNİ YAPIYOR

Gelelim domuz gribine.

Grip virütik bir hastalıktır. Virüsün DNA’sı değişince yeniden insanı hasta eder. Grip endemik bir rahatsızlıktır. Mevsim ve bölgeyle sınırlıdır. Ancak yüzyılda bir aynı anda birçok ülkede bir görülebilir. Buna Pandemi diyoruz. Domuz gribi virüsü domuzda bulunur ve domuz çiftliğinde çalışanlara geçer. Ancak domuz gribi (H1N1), insan ve kuş gribiyle birleşiyor, mutasyona-değişime uğrayıp insandan insana bulaşmaya başlıyor.

İnsan bazen farkına varamayacak hafiflikte domuz gribi geçirir. Ne ilaç kullanır ne de yorgan-döşek yatar. Ancak bağışıklık sistemi zayıf, vücut direnci düşük ve zeminde yıpratıcı bir hastalığı olanlar arasında exitus-ölüm vakaları oluyor. Çoğunlukla, yaşlı, kalp yetmezliği, KOAH-Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı olanlar, üremi ve diyabetliler arasında mortalite oranı yüksektir.

Sağlık ve Milli Eğitim Bakanı birlikte “Panik yapmayın, telaşa kapılmayın” açıklamasını yapıyorlar. Fakat televizyon kanalları ve gazeteler, tam tersini yapıyor.

Ama korkmayın önlem alın. Aşı önleyici tedbirlerden biridir. Karantina da bir önleyici tedbirdir.”

Dr. Mehmet SILAY

silaymehmet@hotmail.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz