BTSO seçimi…
BTSO meclis üyeliği seçimleri yaklaştı.
3 Nisanda dananın kuyruğu kopacak.
Meclis üyeliklerini kazanıp gücü elinde bulunduranlar başkan ve yönetimi de oluşturma yetkisini eline alacak.
Komiteler hızlı şekilde çalışıyor.
Klasik cümle ‘taraf değiliz.’
Gücü etkisinde olmaya çalışanlar çalışmalarını sürdürüyor.
Gözlerden kaçan ama sessiz sedasız devrim yapan bir isim var.
TURSAB (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) başkanlığını yıllarca elinde tutan Başaran Ulusoy’u deviren Bursalı işadamı Hasan Erdem.
Öncelikle kendisini tebrik ediyorum.
Bu alanda yani Turizm konusunda BTSO’ya bağlı Turizm sektörünün seyahat acenteleri ve turizme odaklı şirketlerin temsil edildiği 42’ci komite.
Komite adına Hasan Eker turizm meclis üyeliğine listesini yaparak aday olmuş.
3 Nisan Salı günü oluşacak meclis üyeliği seçimi için çalışmalarını sürdürüyor.
Bu tarihten sonra 10 gün içinde meclis üyeliğine seçilenlerde BTSO yönetim ve başkanı için uygun gördükleri listeye destek verecekler.
Şu ana kadar İlhan Parseker ve İbrahim Burkay’ın başkanlığa aday olduğu biliniyor.
Ama Meclis üyeliği seçimi sonrası şartlara göre sürprizler ortaya çıkabileceğini de belirtelim.
Her şeyden önemlisi BTSO’da işi beceremeyen, iş yapamayanların bertaraf edilmesi gerekir.
Bursa kimsenin babasının malı değil çiftliği hiç değildir.
ÜYELER BURKAY ZİHNİYETİNDEN İLLALLAH ETMİŞ
BTSO üyelerinden gelen şikayetlere bakılırsa imalatçıya ihracat izni ve yetkisi vermeyen bir yönetime artık daha fazla tahammül edilmediği apaçık.
İşadamı ürettiği ürünü yurt dışına direk kendisi pazarlayamıyor, ihraç edemiyor.
Önü kesilip “şu firma üzerinden ihracat yapmak zorundasın” deniliyorsa bu işin rantı cirosu ve alın teri akıtmadan birilerine peşkeş çekilmesi anlamına gelir ki bunu hiçbir vicdan kaldıramaz.
Ürettiği malı başka firma üzerinden ihracat yapmak zorunda bırakılan üretici asıl kazanması gerekirken aracı komisyoncular on katı kazanmak zorunda bırakılıyorsa..
Bu üretici firmaların en büyük sıkıntısı BTSO yönetiminin yasakçı zihniyet olması şikayetleri başta geliyor.
Oysa devlet üreticiye direk ihracat yetkisi vermişken, BTSO’nun üreticiyi başka firma yani bir taşeron üzerinden ihracat yapma zorunda bırakması akıl almaz haksızlığın, rantçlığa, kaymakçılığa çanak tutması, sistem oluşturması vicdanlarda onarılmaz yaralar açmış.
Birileri alın teri akıtmadan başkasının ürününe indirdiği pençenin adalette ve vicdanlarda asla yeri yoktur.
Bir kez daha altını çizelim ki, “ürettiğin malı ancak şu firma üzerinden yurt dışına ihracatını yapabilirsin” gibi şikayetler imalatçıyı taşeron üzerinden ihracat yapmaya zorlanması, başkasına kapı kulu edilmeye zorlanması ne hakta ne de hukukta yeri yoktur.
YURTDIŞINDAN KAYMAKLI TALEPLER KİME YÖNLEDİRİLİYOR
İşadamlarının en büyük şikayetlerinden biri de yabancı ülkelerden gelen talepler yüklü miktarlarda milyonluk yada milyarlık ise benim adamım sistemi devreye giriyormuş.
Nedir o?
Talep kaymaklı ise adrese teslim değilse göstermelik demokrasi devreye giriyor talebi uygun fiyatla karşılayan anlaşma yapıyor.
Firma sahiplerinin ün büyük rahatsızlığına yol açan şikayetler bu ikisi.
Aidat konusu ise başlı başına bir yara.
Adam aidat vermek zorunda bırakılıyor ama yıllarca BTSO’dan zerre fayda görmediğini söylüyor.
Yani BTSO’nun orta direği kemiriliyor.
BTSO’nun büyük balık küçük balığı yutar sistemiyle çalıştığını söyleyenler yönetimin üyelerine hiçbir zaman adaletle yaklaşmadığını dile getiriyor.
“Yahu ben senin gibi BTSO’yu neyleyim o zaman” diyorlar.
Diyorlar da maalesef odaya yine de mecbur bırakılıyorlar.
Sözün özü: BTSO bu zamana kadar uyguladığı yöntemle imalatçıya büyük darbe indirmiş.
Kobilerin önünü tıkamış.
Devlet açmış BTSO tıkamış.
İnisiyatifi bunlara bırakırsan olacağı budur.
İmalatçıya büyük darbe indiriliyor.
İşi bilmeyen ama işin fırıldaklığını çok iyi bilenlerden kent ekonomisi kurtarılmalıdır.
Ha bu arada dün “İbrahim Burkay’a fetöcü diyen, fetöcü işadamlarıyla iş kotarıyor” diyen bazı fırıldakların da bugün amansız destek verdiği gözlemleniyor.
Zamana göre duruş belirleyen, güce göre eğilip bükülen şahsiyetsizlerin olduğu bir dünya da adaleti aramak mümkün değil.
Eğer kişi başından beri Burkay’a ağam paşam diyorsa mesele yok.
Ama dün yerden yere vurup bugün ağam paşam diyorsa…
Gölgelerin gücü adına He Man!
Paranın gücü adına Burkay.
Alkış!
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın