Hedef Cumhurbaşkanı Erdoğan
Son dönemde Türkiye’ye yönelik kumpasların nedeni, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yerine tecrübesiz ve istediklerini kabul ettirecek bir hükümet getirmek.
NATO’da arka arkaya iki savunma tatbikatında düşman ülke olarak Türkiye’nin yer aldı ama birliğin en büyük askeri güçlerinden biri olan bu şekilde hedef alınıyor? Uzmanlara göre binlerce tır silah neden PKK/PYD’ye veriliyor, Rıza Sarrab dosyası ve dolar üzerinden baskı yapılıyorsa, Türkiye’de o yüzden NATO’dan dışlanıyor: ABD yeni bir Ortadoğu haritası çizdi ancak ulusal çıkarları gereği buna direnen Türk hükümeti değiştirilerek yerine tecrübesiz ve istediklerini kabul ettirebilecekleri bir hükümet getirmek istiyorlar. Suriye ve Irak’ın ardından Azeri ve Kürt kartı üzerinden İran’ın parçalanması var ve bu süreç başlamadan önce bölgesel güçlükten küresel güçlüğe doğru ilerleyen Türk hükümeti devrilmek isteniyor.
NATO tarafından özür dilense de Norveç ve Yunanistan’daki NATO ve ABD tatbikatlarında düşman ülke olarak Türkiye’nin yer almasının basit bir hata değil Türk hükümetini hedef alan bir uygulama olduğuna dikkat çeken ASSAM Strateji Uzmanı emekli Albay İbrahim Keleş, ABD’nin Ortadoğu politikalarına direnen Türkiye’de mevcut hükümetin değiştirilemediği için NATO’nun dışına çıkarılma tehdidiyle hükümetin baskı altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Peki ama ABD ve NATO, Türk hükümetini hangi projeleri önünde bir engel olarak görüyor? “ABD eşittir NATO, böyle düşünmeliyiz” diyen İbrahim Keleş, şunları söyledi: “ABD, Suriye sınırımızdaki PKK/PYD’ye neden binlerce tır ağır silah veriyorsa ya da Sarrab dosyası üzerinden neden yeni bir kumpas kuruyorsa, Türkiye NATO’da o yüzden hedef oluyor. NATO’nun Yunanistan ve Norveç’teki tatbikatı teknisyen hatasıydı da Kanada’daki toplantısında Türk Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar’ın 15 Temmuz’da FETÖ’cülerce alıkoyulduğu sırada boynuna geçirilen ip izinin olduğu fotoğrafın kullanılması da mı tesadüf. Bunların hepsi bir mesaj. NATO, Türkiye’ye müdahale etmeye hazırlanıyor. Zaten içerde de NATO’yu Türkiye’ye müdahale etmeye çağıran bir muhalefet lideri de var. Şu anda 3500 tır silah verdikleri PYD ile sınırımızı kuşatmaya çalışıyorlar. Çünkü Türkiye, ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın 2012’de açıkladığı ‘Bölgedeki 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi’ projesine ulusal çıkarları gereği direniyor. Irak’ta Kürdistan kurulmasını veya Akdeniz’e açılan PKK koridorunu bu şekilde engelledi. Türkiye’ye içerden dışarıdan kuşatmak ve ABD politikalarına karşı durmayan, 15 yıl önce olduğu gibi ne denirse evet diyen bir hükümet getirilmek isteniyor”
HÜKÜMETİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İSTİYORLAR
Türkiye’nin bölgesel güç olmaktan küresel bir güç olmaya doğru ilerlediği, sınırları dışındaki 1.5 milyarlık Türk-İslam coğrafyasını yönlendirilecek hale geldiğine de dikkat çeken Keleş, “ABD’nin şu anda ki küresel politikası var: Pasifik ve Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi. ABD, 22 ülkenin sınırlarını değiştirme planını adım adım uyguluyor. Suriye ve Irak’tan sonra İran, sonra da Türkiye var. Bu sınırları değiştirip, mülkün olduğu kadar mevcut devletlerin küçültülmesi isteniyor. İsrail’in güvenliği, ABD güvenliği olarak kabul edilmekte. Uluslararası davalar, Gezi gibi iç karışıklıklarla hükümeti itibarsızlaştırmak ve değiştirmek istiyorlar” diye konuştu.
İRAN OPERASYONUNA HAZIRLIK
ABD’nin Suriye ve Irak’ tan sonraki hedefinin İran olduğuna dikkat çeken güvenlik uzmanı emekli Tuğgeneral Fahri Erenel ise “ABD’nin bir sonraki hedefi olan İran’ı içerden Azeri ve Kürt nüfusu kullanarak karıştırmak, dışarıdan da gerektiğinde Suriye ve Irak’ta olduğu gibi operasyon düşünülüyorlar. Burada hayati rol Türkiye’de. Türk hükümeti karşı çıkarsa hem İran bölünemez. Ama hükümet değişirse, hem İran hedef alınabilir hem de Türkiye’deki NATO ve ABD askeri alt yapısı İran’a karşı kullanılabilir. Yaşanan son gelişmeleri, Türkiye’nin neden bu kadar hedef yapıldığını bir de bu gözle de değerlendirmek gerekir”
PROF. KÖNİ: HÜKÜMET GİDER, YENİSİYLE DEVAM EDERİZ
Türk ABD ilişkileri ve NATO krizlerinin arkasında Türk hükümetinin hedef alınması olduğuna dikkat çeken Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni de “Buradaki amaç, hükümeti sıkıştırmak. Türkiye’nin Rusya ve Çin’in yer aldığı Shangay tarafına geçmesinin İsrail’i zor durumda bırakabileceğini biliyorlar. Bu yüzden ‘Türkiye’deki mevcut hükümet gider, yeni hükümetle devam ederiz’ isteğindeler. Bütün düşünceleri o” dedi.
PROF. ALKİN: DÖVİZ OYUNUNU HALK BOZDU
Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin ise, dolar kurunun yükselmesinde ABD Merkez Bankası’nın 2018’deki adımlarının belirginleşmemesi ve bunun gelişmekte olan piyasalara etkisi, Türkiye’nin güney sınırındaki belirsizlik ile İran-Suudi geriliminin artması gibi nedenlerin de etkili olduğunu ama asıl nedenin ‘Küreselci grubun Türkiye’ye yönelik döviz operasyonu’ olduğuna dikkat çekti: “Türkiye’nin etrafındaki siyasi ve insani atmosferi zehirlemeye çalışanlar, uluslararası medyada sürekli olarak Türkiye aleyhinde haberler yaptırıyorlar. Piyasalarda sürekli aleyhte haber yapmaya çalışıyor. Piyasalar genel anlamda, bu haberlerde etkileniyor. Bunu yapan bir küreselci gurup var içinde çeşitli şirket ve siyasilerin olduğu. Bu ve buna benzer kur hareketleri, akaryakıt fiyatlarından doğalgaz fiyatlarını ekonomiyi etkileyen gibi halkın geniş kesimini ilgilendiren fiyatların artmasına neden oluyorsa, bu tür çevreler aynı zamanda Türkiye’de bununla ilgili bir huzursuzluk olsun diye özel bir çaba sarf ediyordur. Vatandaşların, döviz kurları üzerinden oynanan oyuna karşı uyanık olması lazım. Nitekim halkımızın bu konuda son derece uyanık olduğunu, kur yükseldikçe son 1.5 ay içersinde elindeki 11 milyar doları satan bir vatandaşımız var ki bu çok ciddi bir rakam”
Bir cevap yazın