AK Parti İl yönetimi ve kendimiz olamamak.
Ah Bir kendimiz olabilsek.
En azından olmaya çalışsak.
Çalışsak da olduğumuz kadar olabilsek.
Sorun ne biliyor musunuz?
Söylediklerimizle yaptıklarımızın birbirine eşit olmaması..
Mesela şu sosyal alemde o kadar süslü cümleler paylaşılır ki, sorsanız hepsi dört dörtlük yaşantı içinde.
Paylaştıklarıyla işleyişleri arasında dünya kadar farklılık arz edenler.
Yeri gelir ayetler, hadisler hak hukuk sevgi saygı, aile, arkadaşlık, dostluk vs. alabildiğine iyi adam rolü kesenler..
Bir de bakıyorsunuz sanki o paylaşımı kendisi yapmamış tam tersi iş peşinde olanlar.
Maalesef ve ne yazık ki kendimiz olamıyoruz.
Gerçek kişilikler, karakterler kafaların arka bölmelerinde gizli.
Ne olurdu insanlar göründüğü gibi olsa ya da olduğu gibi görünselerdi.
Olmuyor olmuyor vesselam.
İşte tam bu noktada “Bizi en çok utandıracak şey, kendimiz olamamaktır.”
Peki, utanılıyor mu?
Tabi ki de hayır.
Zaten utanma düşünülseydi herkes olduğu gibi görünür, göründüğü gibi olurdu.
İşte benim tam da bu noktaya itirazım var.
Yapı itibarıyla gerçekleri yazdığım zaman çok gerçekçisin biraz olsun kıvır ayak uydur ortama diye telkinler alıyorum.
Hadi kendileri yapıyor da birde başkalarına akıl vermeye kalkıyorlar.
AK YÖNETİM VE GERÇEKLİK..
AK Parti’nin dünkü tanıtım toplantısına gitmeye karar vermiştim.
Aslında aynı vakitlerde farklı bir organizasyona davetliydim.
Ancak Sayın Torun’dan bu yana ilk kez Parti koridorlarını arşınlamaktı amacım.
Sebep o ki, siyasi tarafım ağır bastı.
Geldim gördüm ve gittim.
Öncelikle şunu itiraf edeyim.
Ak Parti temsiliyette düzgün ve akıcı hitap eden başkanlık açığını kapatmıştı.
Beklenti güzel, başlangıç güzel, tanıtım oldukça güzel..
Ancak güzel olmayan tarafları da vardı.
Daha doğrusu benim her zaman gerçekçi olma yönümü hatırlatmak adına ilk akşamdan itibaren sitemizden paylaştığımız yönetim kurulu listesine çok farklı eleştiriler ve tepkiler gelmeye başlamıştı.
Aslına bakarsanız bu kadar tepki beklemiyordum.
Bende anlayamadım.
Bir yerlerde yanlış olmalıydı.
Nedenler, niçinler ve sebepler.
Yazının girişinde de bahsini yaptığım gibi biz olamamaktı tüm bunların altında yatan gerçek.
Biz olmak ya da olamamak..
Tepkileri yumuşatarak sığ şekilde iki cümleyle aktarmak gerekirse…
Önce şunu belirteyim.
Yönetimde çok fazla kişiyi tanımıyorum.
Tanıdıklarımız var onlar kendilerini biliyor.
Bazı İsimlere yönelik oldukça yoğun eleştiri geldi ki, bunların dozu zaman zaman sınırları aştı.
Ama genel kanı bu isimlerle 2019’a doğru yaşanacak olası hayal kırıklığına yönelik ağır eleştiriler.
Çoğunlukla Başkan Ayhan Salman’ın kuşatıcı, kucaklayıcı ve birleştirici mesajları oluşturulan yönetimde karşılığı olmadığına yönelik görüşler hakimdi.
Tabi sayısız düşünceler, olumlu olumsuz eleştiriler aldım.
O da listenin kamuoyunda çok beğenilmediği gerçeğiydi.
Tepkiler bu yönde.
Eski yönetimden şunlar var yeni isimler şunlar diye bir anatomik yapıdan bahsetmiyorum.
AK parti’nin bağlayıcı, güçlü, kucaklayıcı, kuşatıcı ve birleştirici bir yapıya kavuşacağı beklentisi hakimdi.
Belki öyledir.
Zira çoğunluğu tanınmayan bir liste.
Ben yine de umut var olmak istiyorum.
Ama gelen tepkiler bu umutları kırmıyor da değil.
Buradan bize düşen Sayın başkana Ak Parti içinde bana gelenleri eğip bükmeden gerçekçi bir yaklaşımla doğruları aktarmak.
Yani eleştiriler varsa hataları, açıkları kapatmak adına algılanmalı.
Umarım kamuoyu yansımaları olumsuzluk olarak değil de iyiye, güzele ve doğruya yönelmek adına bir kamçı olmalıdır.
Samimi olarak şunu ifade etmek istiyorum.
Sayın Salman’ın iyi niyetinden şüphem yok.
Ama hatalar azımsanmayacak ölçüde.
Öyleyse yapılacak çalışmalarda amaç tüm bu eleştirilerin boşa çıkarılması taşımalıdır.
Sözün özü.
Genel Görüşler: Listede sıkıntı var. Kadro 2019 için yeterli değil.
Şimdi yürütmenin şekli gerçek amacın ortaya çıkmasına neden olacak.
Mesela Teşkilat başkanı Muhammet Karaman olacağı söyleniyor.
Hal böyle böyle git yare söyle.
Umarım her şey yolunda gider..
Aslında söylenecek söz, ifade edecek dil.
İşte Son Söz: Büyük adamlar çoğu zaman talihsizliklerden hoşlanır, tıpkı cesur askerlerin savaştan hoşlanması gibi.
Bekleyelim.
Sabır…
Saygılarımla..
.
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın