Yaz ki herkes görsün!
Eski Amerikan kovboy filmleri yenidünya mafya filmleri…
Elinde kazma çukur eştirilir adama.
Aslında eştiği çukura on dakika sonra kendisi gidecektir.
Bile bile kendi kuyusunu kazar.
Yapacak bir şey yoktur.
Çukur eşilir, tek kurşunla kazdığı çukurdadır artık.
Niyedir acep.
Acep ki ne acep bilir misiniz?
Tam da durumu bu misali…
‘Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü’ misali durup dururken Müdür beyin ilgili hikayesini anlattı geçtiğimiz günlerde köşesinde Mustafa Özdal.
Pazar günü ise, genişletilmiş il danışma gibi genişletilmiş şekilde yazdı tam sayfa olarak Olay Gazetesinde.
Durup dururken Cemalettin Torun’un acıklı hikayesini anlatmak nerden çıktı bilmiyorum ama Ak Parti tabanı il danışmada ortaya koyduğu tablo da il müdürüyle birlikte kazdığınız kuyuya düşeceğinizi söylüyordu.
Her ne kadar hikayenin eksiklikleri olsa da simitçi-börekçi, kısmını dinledik sizden Sayın ‘MÜDÜR’ün.
Türkiye de onun gibi siyaset hikâyesi olan yüzlerce kişi var.
Tayip Erdoğan’ın hikâyesini bir dinleseniz sizin attığınız başlık gibi değil Roman olur Roman.
Senin anlattığın müdür beyin hikâyesinde eksikler var!
Bak hatırlatayım…
Hani garibanlıktan geldi ya, çok çile çekti ya, çok ezildi ya, ezile ezile ezmeyi öğrendi ya, şimdilerde gazetecileri şikayet edip ekmeğinden oynayarak eziyordu ya…
Yaz Özdal, bu hikâyeyi de yaz.
Öyle çok çekti ki, ‘Abdullah Duman’la paralelin göbeğinde’ diye ulusal gazetelere manşet oldu.
Bu hikâyeyi de yaz, eksik oldu senin kisi.
Ve ilave et…
Bülent Arınç’ı başbakan yapmak için senin programında acılı arabesk misali anlattı ya. Onu da yaz.
Bülent Arınç’ın kendisini nasıl il başkanı yaptığını da yaz.
Bunlar çileli yollardır yaz gitsin.
Yaz Özdal yaz.
Çekinme…
Sedat Yalçınla beraber partiden ihraç kararlarını hangi yalancı şahitleri göstererek yaptıklarını da yaz…
Eksik oldu.
Daha daha da yaz.
Yaz ki hikâye tamamlansın.
Ve devam et…
Samsun’dan gelip de kaç tane Samsunlu’yu ve aynı köyden kaç kişiyi meclis üyesi yaptığını yaz.
Niye yazmadın, elin varmadı mı yazmaya?
Ortağı olan Zekeriya Birkan, Stajyer olan Emine Yavuz Gözgeç ve İsmail Aydınla çileli ortaklıklarını yaz.
Yaz ki Bursa hikâye görsün.
Yaz ki acıklı hikâye tamamlansın.
Ve devam et de ki; Sadece siyasetten yolları kesişmedi Zekeriya Birkan’la…
Vali beyin avukatlığını yaparken Ak Parti il başkanlığının avantajını kullandı mı? Onu da yaz.
Alkollü zengin sürücünün ölümcül trafik kazasında ki avukatlığı nasıl alınmış onu da yaz.
Sayın Celal Sönmez’e kumpas kurularak mı avukatlık alınmış? Onu da yaz.
BTSO’nun avukatlığını yaparken nasıl vekalet almış? Onu da yaz.
Ve hepsinden önemlisi, bu röportajı yaparken hangi psikolojideydi? Onu da yaz.
Bu röportajı yapmak için etkin yetkin birileri araya girdi mi? Varsa o etkin kişi rica da bulundu mu? Onu da yaz…
Durup dururken üst üste bu konuyu işlemendeki sebep neydi? Onu da yaz.
Gözleri yaşartan Bir acıklı hikayeydi…
Ve devam et…
Sayın Özdal…
Diyarbakır Sur ilçesinde yaşananları yaz.
İl müdürüne Diyarbakır Surda neler oluyor. Polis, Asker öldürülüyor terörle ilgili düşüncelerini neden sormadın?
Belki unutmuş olabilirsin. Ben hatırlatayım da bari sor. Onu da yaz.
Ak Parti içerisindeki bu kırılmayı, bu ikilemi nasıl oluşturdunuzu sor da Onu da yaz.
Ve altına not düş.
Bursa Hakimiyetten, Olay Gazetesine nasıl geçtiğini de yaz.
Yaz ki Ak parti tabanında bu röportajın bir anlamı olsun.
Neden söylüyorum Sayın meslektaşım bilir misin?
Ama nerden bileceksin ki…
Ak Parti tabanını çok fazla bilmezsin.
Ve senin allayıp pullamanla müdür bey orda tutunamaz.
Zamanlamayı çok iyi ayarlamış olabilirsiniz ama bu zamanlama Ak Parti tabanında sizin ve müdür beyin nasıl bir ruh hali içinde olduğu notu düşüldü.
Notun ne olduğunu öğrenmek ister misin?
“Sıfırın altında buzdolabı…”
Kısacası buraya ektiğiniz filiz, tutuşturmaya çalıştığınız müdür, kafanızdaki saçlar gibi gür çıkmaz artık.
Çünkü bu taban, bu teşkilat kendi içerisinde küslük ve kırılganları yaşarken, Sayın Müezzinoğlu’nun ve Bursa sorumlusunun Bursa’ya geldiği gün böyle bir röportajı yayınlaman çok ta tesadüf değildi.
Merak edilen soru şu; Olay Gazetesi gibi bir gazete de bunu yayınlamanın sebepleri neydi?
Yaz ki millet öğrensin.
Çünkü bu Ak Parti senin çok iyi bildiğin CHP gibi kongrelerde sandalyelerin havada gezdiği ya da çarşaf listeler delinerek kadrolaşmaya çalışan bir parti değil.
Bu parti bir misyon partisi.
Hani, Ak Parti ili ilgili köşende yazdınya Müezzinoğlu’nun açıklamasını ‘Çapulcular’ diye.
Ondan sonra yediğin fırçaları, Ak Partiyle ilgili eleştiri yazılarını neden kim çektirdi onu da yaz.
Ak Parti de müdür beyin yanlışlarının da olduğunu, hatalarının da olduğunu eleştirisel yaz.
Yazamazsın değil mi?
Biz yazdık bedel ödüyoruz.
Senin bedel ödemeye yüreğin yetmiyor değil mi?
İşte bütün bunlar olurken sana müdür beyi parlatmak düşmez.
Buna da gücün yetmez.
Kal sağlıcakla.
((( 7/24 Kulis Takip )))
Bir cevap yazın