AK parti’de yapılanma? Ayhan Salman ve cürmünün aldığı karara saygı duymuyorum
Büyük bir yapılanma söz konusu!
Elde edilen son veriler yapılanmanın boyutlarının telafi edilemez aşamaya ulaştığını gösteriyor.
Reis bunu görmüyor mu sorularına cevap; REİS her şeyi görmemesi için çıplak gözle yani Abdulhamid’i yıkan Mister Hamper taktikleri uygulanıyor.
Özellikle Bursa AK Parti’ye Payitaht olmalıydı ama tam tersi Bülent Arınç ve camiasına Payitaht yapılmak istenmiş ve başarılmıştır.
Ve an itibarıyla Bursa Bülent Arınç’ın emrinde ve onun politikası yürütülüyor.
Konuyla alakalı daha geniş yapılanmayı önümüzdeki süreçte detaylarıyla ele alacağız ama kısa olarak şu noktayı aktaralım; İnce bir politikayla İlk önce Faruk Çelik’in Bursa’dan irtibatını kestiler. Gelinen nokta da kurdukları planların zirvesine ramak kalmış durumdalar.
Bu durun sadece Bursa’yla sınırlı değil.
Özellikle bir ay önce isteyerek göreve başlayan Şamil Tayyar’ın istifası çok iyi sorgulanmalı..
Bu tablo yapılanmanın genel merkezi kuşattığının belgesi olarak ortaya çıkıyor.
Biz mücadelemize devam ediyoruz ama Şamil Tayyar 1 ay dayanabildi.
Keza Birileri REİS’e kendisine sevenlerden daha fazla düğme ilikliyorlar, daha fazla eğiliyorlar önünde. REİS’te sanıyor ki bunlar dost. Ama gerçekte hiçte öyle değil.
Bülent Arınç Mehmet Özhaseki gibi isimler partinin iliklerine kadar hükmeder duruma gelmiş.
Bursa’ya dönersek; AK Parti yönetimi gerçekte dava adamı olsaydı Alim Şahin yazılarından dolayı sorgulanmazdı.
Tam tersi her gün ağırlamaları, davaya hizmet yolunda zarar verici yönleri hatırlatan herkesi el üstünde tutmaları gerekirdi.
Gerçi bizim öyle bir ihtirasımız asla olmadı olmayacak da.
Ayhan Salman ve cürmünün dava erlerine karşı vermiş olduğu mücadele ve almış olduğu karar bizim için ömür boyu taşıyacağımız “Onur madalyası” olacaktır.
Parti içerisinde yapılan ayrımcılık, ötekileştirme, küstürme, partiye verilen büyük zarar, tahribat, davanın ve Erdoğan’ın kazanımlarını hoyratça heba eden yöneticiler olarak samimi ruhu taşıyan bir dava emektarı olarak dertlenen kişiye yönelik takınılan tavır yada aldıkları kararlar Alim Şahin’le birlikte büyük bir kitleyi ne derece yakından ilgilendirdiği görülmektedir..
Özellikle süregelen politika Ak taban üzerinde büyük bir infiale yol açmış ve katlanarak çoğalır durumdadır.
Maalesef olayın yankısının bu kadar olacağını tahmin etmiyorduk.
Ve siz bu zamana kadar tabanın bağrında açtığınız derin yaralara vurabileceğiniz en son ve en büyük darbeyi hız kesmeden vurmaya devam edeceksiniz.
Alim Şahin olarak REİS’in davasını 3 Kasım 2002 seçimlerinde 3 ay boyunca dağ bayır ova çayır demeden milletvekillerinin çalışmalarının sadece davanın yücelmesi adına karşılık beklemeden medyaya yazılı-görsel ve foto olarak servis eden, büyük emekleri olan bu anlamda kesintisiz daha fazla emek verdiğime inandığıma samimi erler şahittir.
Bu çaba, gayret ve davanın yücelmesi adına mücadelemize parti kurulduğunda beri ve ilk seçimde meclise giren ve birlikte saha çalışmaları yaptığımız tüm vekiller de şahittir. Sonrasında gecemizi gündüzümüze kattığımız mesailer aralıksız devam etmiştir.
Bizler davanın derdine düşmüş iken birileri ne yazık ki sadece ve sadece makam ve yetki derdine düşmüştür.
Onlar ile dava erlerinin parti içi mücadelesi süre gelen ve yıllara yayılan zaman dilimi içinde sürekli çatışmıştır.
Ama samimi insanlar davalarına zarar gelmemesi adına sustu gerektiğinde kenara çekilmesini bildi yada ötekileştirildi, küstürüldü uzaklaştırıldı.
Parti de içten içe bir paralel yapılanma başından beri yaşanıyordu.
Ne yazık perde arkasında büyük bir mücadeleye sahne olan parti içi çekişme gerçek zerre yetki eline geçirenler zamanla yarışırcasına tayfasını pencereden içeri sokuyordu.
Yani artık kapı kilit tutmaz olmuş, dağdan gelip pencereden girenler bağdaki samimi ama davasının amele emekçilerini kapıdan dışarı atıyordu.
Bu durum genele yayılmış her bölgeden aynı şikayetler geliyordu.
Ama ne büyük talihsizliktir ki, 15 Temmuz Darbe girişimi sonrası her tarafta operasyon yapıldı siyasete dokunulmadı.
İşte bu da ilk günden bu yana samimi insanları zaman ilerledikçe üzerken, alın teri akıttıkları partilerinin potansiyel olarak düşmesine neden oluyor, her seçimde partinin daha büyük kayıplar yaşamasına neden oluyordu.
Bu acı tablonun ortadan kaldırılması adına başından beri yaşanan sancılar, küstürülen, ötekileştirilen, ayrımcılığa tabi tutulan partiden uzaklaştırılanların şikayetlerine sürekli aracı olmaya çalışıyorduk.
Bizler zararın neresinden dönülürse kâr olduğu düşüncesiyle görevimizi yerine getirmeye çalışırken yapılan yanlışları, partiye verilen zararları, hataları paylaşmaya çalışırken, bu kez malum zihniyet bizleri susturmaya çalışıyordu.
Bunu yapamadıkları için son çare partiden ihraç yöntemine başvurmuşlardır.
Aslında parti üyeliğimizin çok önemi yok.
Zira biz üye olarak değil gönüllü dava eri olarak bu yola baş koymuştuk.
İlk dakikadan itibaren davanın ortasında bulunmaktan şeref duydum.
ÜYE ÇALIŞMASI!
Parti’nin Uludağ Grand Yazıcı otelde yapılan kuruluş ve istişare toplantısına katılmıştım.
Bugün İYİ Parti vekili olan İsmail Tatlıoğlu, Abdullatif Şener, Abdullah Gül, Ertuğrul Yalçınbayır ve benzerleri de oradaydı.
Bugün bunlardan hiç biri yok tam tersine davasına ihanet edenler silsilesine eklenen isimler oldular.
Yani biz Partiye üye olmak için özel bir gayretimiz olmamış zira gönüllü olarak seferber olmuştuk.
2007’ye kadar böyle geçti.
O yıl yeni bir üye çalışmasıyla resmi rakam önemli dediler bizleri de üye yaptılar.
Yani başından beri vaktimizi gücümüzü ortaya koyan biri olarak resmiyette üyeliğimiz 2007’de başlamıştı.
Şimdi ise üyeliğimize son verdik.
Asıl acı olan REİS kapı kapı gezip üye yapın talimatına rağmen bunların hiç bir katkı koyamadığı gibi var olan üyelerin istifa etmeleri için zemin hazırlamalarıdır.
Yeminle söylüyorum parti içi kasırgaya dönmüş kimsenin kimseye güveni olmadığı gibi çöpe atılmış dava ruhuna acı acı bakıp iç çekip ağlayanlara şahit oldum.
Gelinen noktada, dava erlerinin “REİS tüm emeklerimizi ihanetçilere teslim etti” şikayetleri çığ gibi büyüdü.
Zaten malum zihniyet bunu istiyordu.
Partiye ve davaya zarar verecek, REİS’in kazanımlarına halel getirecek herkesin karşısında olduk olmaya devam edeceğiz.
Süregelen süreçte ortada var olan bir ihanet söz konusu.
**
Bugünkü yönetime ise şunu söyleyebilirim.
Benim parti üyeliğimin hiç bir önemi yok.
Ne bir siyasi hedefim ne bir makam hırsım, ne bir yönetim gayretim ne de rant derdim hiç olmadı olmayacak ta.
Bu nedenle dün REİS’e ve partisine sövüp sayanlar bir günde içeri alınıp etiket sahibi oluyorlarsa bu davanın bittiğine delalet eder.
Davanın yükünü omuzlayanlardan biri olarak karşılık beklemeden katkı koyanların başında geldiğimiz ve şahsım ve tüm dava arkadaşlarımız olarak ödediğimiz bedeller ortadadır.
AYHAN SALMAN NE KADAR AK PARTİLİ?
Reis’e sövüp sayan küfrederek ceza alanları destekleyenleri, Adliye önünde slogan atıp pankart açan azılı sol görüşleri REİS’in partisinin tepesine getirip danışman tutan, maaşa bağlayan bir İl başkanı olarak samimiyetiniz taban tarafından ciddi anlamda sorgulanmıştır.
AK Parti’ye karşıt olanlarla işbirliği yaptınız, Reise karşı olanlarla birlikte hareket ettiniz, bu ve birçok işbirliği tuttuklarınızla şu an bulunduğunuz makama ne derece yaptığınız icraatlarla REİS’in davasına ne kadar zarar verdiğinizin fotoğrafı çok net sırıtıyor.
Bu tablo bir ihanet kokusunu çağrıştırıyor.
BİZ ve BİZLER gibi bu davaya alın teri akıtmış, omuzlarında yükseltmiş yüzlerce binlerce samimi emektarların alın terini sömürdünüz çiğnediniz.
Herkesi küstürdünüz, uzaklaştırıldınız, AK Parti’ye karşıt olanları pencereden alıp samimi dava erlerini kapıdan kovdunuz.
Sadece Reis’in davası’ diye sesini çıkarmayıp kabuğuna çekilenler aslında isyanın son noktasında sabırla sabırsızlık arasında gidip geldiğini unuttunuz.
Nihayetinde partiye Türkiye’nen en fazla oy yüzdesi kaybettiren il başkanı oldunuz.
Tüm bu kayıplar durup dururken yaşanmadı.
Sizler bir AK partili değil bir dava adamı olmaktan uzak sadece siyaseten bir yerlerde olan yöneticiler diniz.
SINIRLAR KALDIRILIYOR!
Bundan böyle sınırları kaldırıyor, tüm perdeleri açıyorum. O perdeler arkasında görünen ya da görünmeyen imtiyazlı, iltisaklı, irtibatlı her kim varsa çakacak şimşeklerden, kopacak fırtınalardan, akıp gidecek sellere kapılmaktan kurtulamayacaktır.
REİS’İN DEDİKLERİNE TERSİ UYGULAMA!
Ne yazık ki; siz REİS’in kazanımlarına karşı partiye ve davaya yapabilecek en büyük kötülüğü yaptınız ve yapmakla da çekinmediniz.
REİS ne dediyse ne çağrıda bulunduysa tersini yaptınız.
Velhasıl REİS’e rağmen partiyi harcadınız, küçülttünüz.
Tekrar ediyorum; aldığınız kararlar saygı duymuyorum, sizlere ve sizin gibi düşünenlere saygı duymuyorum.
Ama resmen ama gerçekle AK partili olmayanların alacağı karar bizler için onur ve şeref madalyası olacaktır.
Bununla da gurur duyacağız.
Mücadelemizde asla geri vites olmayacaktır.
Bu anlamda tüm dava erlerini uyandırmakta kararlıyız.
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”
Dava mücadelemize çok daha sert kulvarlarda devam edeceğimizi buradan bütün kamuoyuna deklare ediyoruz.
Bizim davamız günübirlik değil kıyamete kadardır.
Zira Hak ve hakkı üstün tutan inancın mensuplarıyız.
Zira “Benim babam iyi dava adamıydı maskesi altına sığınanlardan olmayacağız.”
‘Sen kimsin’i sorgulayacağız.
TEPKİLERİN BOYUTU!
Ayhan Salman ve yönetiminin AK Parti de alın teri akıtmış, gece gündüz davasını omuzlarında tutup koşturmuş emektarları kapı dışı etmesinin son halkasına şahsımı eklemesine karşın o günden bu yana yığınla telefon ve destek mesajlarıyla bizleri yalnız bırakmayanlara teşekkür ederim.
AK partili olup ötekileştirilen, özellikle Milli görüş kökenli olanlar, dışlanan yada ihanete kurban gidenlerin yanı sıra şahsıma MHP camiasından (kardeşlerimizden) çok yoğun destek mesajlarına muhatap oluyorum.
Gelen mesajların ortak yanı “Sizin dava samimiyet bilincinizi, vatan bayrak aşkınızı çok iyi biliyoruz, her zaman birlikteyiz yanyanayız” şeklinde tam destek oldukları yönünde.
Bu yaklaşımlarını esirgemeyen herkese selam saygılarımı gönderiyor.
Yapılan haksızlıklar karşısında bu süreçte kartopu gibi gitgide büyüyen büyük bir kitlenin oluşturacağı tepkinin hangi boyutlara varacağını maalesef kestiremiyorum.
Üzgünüm.
Ama şu an ufukta görünen ve yaşanacakları Ak Parti adına iç açıcı bulmuyorum.
“Yağacak olan yağmur birilerine rahmet olacak.
Oluşturacağı sel ise dere yatağına yakın ve uzağında bulunan ama görünen ama görünmeyen her şeyi alıp götürecektir (!..)
**
ÖMER AYBAR AK PARTİLİ Mİ?
Sağlıkla ilgili kulislerde yer alan şikayetleri, sol görüşlü kadrolaşmaya yönelik sağlık camiasında dolaşan liste hazırlıklarını içeren yazımız Hüseyin Ömer Aybar’a çok fena dokunmuş.
Ak parti iktidarında CHP’lilerin kadrolaşmasını deşifre etmemiz Sayın Aybar ve ekibini bir hayli üzmüş.
CHP’li ve sol görüşlülerin önemli yerlere getirilmesini eleştirdiğimiz ve bunlar en büyük gücü Sayın Aybar’dan aldığı şikayetlerini yazdığımızda Aybar efendi sözde bizi hedefe koymuş.
Kimse babasından övünmesin!
Soruyorum: Sayın Ömer Aybar Ak Partili mi?
Çıksın samimiyetle ispat etsin edebilirse tabi..!
Önümüzdeki süreçte her şey daha net görülecek.
Önceki gün ihraç istemiyle disiplin süreci başlatmak kararının arkasındaki tek sorumlusu olarak Ömer Aybar ismi karşımıza çıkıyor.
Eeeee Ömer efendi hazretleri yürü yiğidim yürü de millet karizma görsün.
CHP’li kadro oluşturma çabasında olan AK partili bir yönetici.
Gelinen süreçte Ayhan Salman ve yönetimi AK parti’de adeta kıyım yapıyor.
Davaya ve Parti’ye iç ve dış güçlerin ve onların vurmak istediği darbe ne yazık ki içeriden vuruluyor.
ZARURİ ve ZORAKİ LÜZUM ÜZERİNE İSTİFA!
Ankara’nın bilmediğini varsayarak yazının sonunda konuya açıklama getirmek isterim.
Ayhan Salman Alim Şahin’i parti’den ihraç etmek için görevlendirdiği başkan yardımcısı Oktay Çiçek disiplin sürecini başlatmak ve tebligat göndermek için şahsımı aradı.
Ayhan Salman gibi uçuk kaçık bir yönetimin Parti’den ihraç etme girişimini kıyımın son halkası olmuştur. Aynı ifadeyi bir kez daha kullanıyorum: Dava karşıtı oluşumun ihraç istemi bizim için Onur ve Şereftir.
Ama Salman yönetimi istedi diye davamıza küsmeyip, ihanet edenlerden olmayacağım.
Tam tersine Reise ihanet edenlerle mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir.
Bu tayfanın 15 Temmuz darbe gecesinde hangisi meydanlardaydı?
Dava erlerini küstürüp ötekileştiren, ayrıştıran, bölen, parçalayan, ihraç girişiminde bulunan, sadece etiketi AK partili olup gerçekte davadan uzaktan yakından alakası olmayan yöneticiler partinin ve davanın temeline en büyük dinamit koyanlar olarak da tarihe geçecektir.
Dava erlerine yapılan bu haksız, hadsiz muameleyi kitle oluşumu şeklinde Türkiye’nin ve AK Parti’nin gündemine il il dalga dalga taşımakta da kararlıyız.
Ayhan Salman ve ahalisinin yaptığı yada yapacağı işlemler aslında hiç kimsenin umurunda olmadığı gibi derler ya “Çok da tın.”
Siz AK Parti’nin samimi erlerini kağıt üzerinden silseniz’de REİS’i ve onun dava ruhunu gönüllerden silemeyecek siniz…
AK Parti sancağını gönderden İndiremeyecek siniz…
Bu davayı yıkamayacaksınız…
Başaramayacaksınız…
Görünürde resmen olsanız da teşkilatlar orta ve taban nezdinde asla AK partili ve REİS’ci olmadığınızı yeni değil eskiden beri herkesin zaten bildiği gelen tepkilerden çok daha iyi anlaşılmıştır.
Yaptığınız son operasyonla bu mesaj bütün teşkilatlara tabana sinmiş gelen tepkilerin daha fazla kemikleştiğini ortaya çıkarmıştır.
Çiğ ve pişkin siyasi karakter yapısı ile mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir.
Velhasıl Allah REİS’i sizlerin şerrinden korusun, yalnız bırakmasın yardımcısı olsun.
Amin.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.
Bir cevap yazın