Değişime acil çağrı! Çöreklenme… Fışkı yiyenler… Mazeret dönemi (mi?)

21 Kasım 2019 Perşembe, 12:35
alim şahin

Hırsızlar, dolandırıcılar, kadın pazarlayanlar, rant devşirenler zevki sefa içinde yaşayıp bir eli balda bir eli yağda olsun.

Gecesini gündüzüne katarak evine bir dilim ekmek götürmeye, çoluk çocuğunun rızgını helalinden kazanmaya üniversitede okutmaya çalıştığı çocukları aç kalıp başkalarının eline bakmasın diye çırpınmaya, hakkıyla alın teri akıtarak ekmeğini kazanmaya çalışırken olmadık zorluklarla karşılaşsın.

Canı burnunda olan, dertleri katlanarak artan garibanların, hastası olup da maddi sıkıntı çeken, yetkililere sesini duyuramayanların, duyursa da karşılık bulmayan, ocaklarında bir damla aş pişmeyenler kaderiyle başbaşa bırakılsın.

Şimdi gel adaleti  adalet kelimesinin içinde ara da bul!

Diğer yandan insanların haklarını gasp edip fakirin, her deminde hakkı olan yoksulun hakkını  dolandırıcı, hırsızların cenaze namazları rağbet görsün.

Ve “Canezemde namaz kılmayın” diyenlerin cenaze namazı kılınsın.

“Cenazemi yakın” diyenlerinde cenazesi Türk bayraklarına sarılsın, karşısında el pençe divan durarak namazı kılınsın.

Her şey tersten işliyor.

Adamların vasiyetlerine bile uyulmuyor.

Ne günlere kaldık..!

Şu ayrıntıya dikkat çekmek isterim.

“Tüyü bitmemiş yetimin hakkı devletin malında var” ise, o devlet devleti soyanların cenazesini kılamaz kıldıramaz.

Zira “bana cenaze namazı kılmayın” diyenlere rağmen.

“Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel bir şekilde yaklaşabilirsiniz. Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor”

 (İsrâ Sûresi. 34)

“Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar”

(Nisâ Sûresi. 10)

Şimdi neye inanalım, kime güvenelim, kime ne diyelim?

Eskiden CHP Türk halkına “Kara kalabalık” derdi.

Bugünkü ise “milletin düşüncesi fikri hiç önemli değil, biz bildiğimizi okuruz” diyen devlet içinde devlet olma gibi ihanet şebekeleri varlığını sürdürüyor…

Halka tepeden bakan bir avuç şımarık hükümet içinde cirit atarken Ak partinin stratejik noktalarını da hakimiyet altına almış görünüyor.

Halkı hatırlayan yok.

REİS’e herkes yalan söylüyor.

Bahsi edilen dönüşümle alakalı herkesin artık bir an önce istifası alınmalı millete derin bir oh çektirip partiyi rahatlatılmalı önündeki pürüzler kaldırılmalıdır.

Bakınız şu gerçeği çok iyi görüp tedbirler buna göre şekillendirilmelidir.

Hükümeti, Erdoğan ve partisini CHP ve diğer iç ve dış şer güçler asla yıkamaz.

Ne yazık ki AK Parti’yi içindeki kemirgen ve ihanet şebekeleri, yaptığı icraatları yıkar.

Bunu engellemek için de tabanın ve halkın sesine kulak verilmesi en doğru çözüm yoludur.

Ama bu yapılmak yerine tam tersi malesef halkın sesine kulak tıkanıyor.

Bazı kanunlar ise her geçen gün yarayı kanatıp derinleştiriyor.

Bu konularda bir Allah’ın kulu da çıkıp “yahu bu millete sokulan bir hançerdir, hareket edildikçe kanıyor daha derine gidiyor” gibi sıkıntıyı gündem eden yok.

Üniversite önlerinde pazarlanan meyhanede pazarlanan vs. kızlara erkeklere ceza yok, ama dinen evlenmiş insanlara zulüm yapılıyor. Erken evlenene 15 yıl hapis cezası verilebiliyor.
Aileler başlamadan param parça ediliyor.

Geçimsizlik cinnet kavga hasret sabır ve özlemle işkenceye tabi tutuluyor.

Bu sorunu kimsenin çözme gibi bir derdi olmuyor.

Oysa Allah’ın serbest bıraktığını yasaklamakla çözüm olmayacağı gibi “git  zina yap” yoluna teşvik ve adeta serbestlik veriliyor.

Bunlar çok elzem şekilde ele alınmalıdır.

Kimse yapılan yanlışları dile getirmiyor.

REİS her şeyi birebir düşünemez ama alanlarından sorumlu bakanlar müdürler, bürokratlar alenen ihanetin daniskalığını yapıyor.

Menfaati olanlar Parti’ye çöreklenmiş.

Ve dahası fetöden yargılanıp fetöcüleri kadrolaşmasını sağlayıp insanların kariyer ve çoluk çocuklarının rızkıyla oynayanlar beraat edip hiç birşey olmamış gibi kurumlarında keyif sürüyor.

Maddi manevi ve onursal kıyıma uğrayan bir çok vatan evladı hala mağduriyetleri telafi edilmeden fetönün zulmüyle yaşıyor.

Kurumlara fırsatçı, haksız şişirilmiş reklamlarla enaniyet, kibir dolu, liyakat ve nezaket merhamet yoksunu fırsat düşkünleri rektör, müdür vs atanıyor.

Yıllarca ülkeye millete hizmet edenler yok sayılıyor.

Türkiyenin bir ucundan sanki kurumda yıllarca hizmet edip layık kişi yokmuş gibi o kuruma dışarıdan kaba sosyal terbiye düşkünü sırf cemaat destekli kişiler idareci atanıyor.

Zulüm ve yardım istekleri cimer ve bimer den sadece sevk işlemine dönüyor.

Şikayet mercileri ise şikayet  edileni değil şikayet edeni baskı altına alıp olmadık çile ve psikolojik işkenceye tabi tutuyor.

Bunu yaparken de adeta Erdoğan’ı ve AK parti’yi bitirme çabası içine giriyorlar.

Eğitimin baş belası YÖK milletin başına adeta örülmüş çorap gibi bir türlü attığı ağdan kurtulunmuyor.

Fırsatçı bir ekibin fırsatçılıklarına malzeme bir kurum olmaya devam ediyor.

Üniversiteler adeta başı boşluk içinde eğitimden ziyate rant çarkının içinde adeta herkes üzerine düşen görevi eksiksiz yerdine getiriyor.

Fetönün kapatılan okullarında okuyan fetö mağduru anne babalar ücret ödemeye mecbur edilerek fetönün mapduriyetleri devam ettiriliyor.

Tüm bu zabazingolar birbirine girmiş kimlerin ne fışkı yediği belli olmayan bir döngü içinde sürüp gidiyor.

Artık Ak parti’nin ve ülkenin gerçek sahipleri olan milliyetçi, muhafazakar, dini ve milli değerleri özümseyen kadroların yeniden göreve davet edilmesi tek kurtuluş reçetesidir.

AK Parti içindeki makam sarhoşlarından kurtarılıp hizmetle yatıp kalkan 2002 ruhunu yeniden canlandırmalıdır.

Kendilerini buralara taşıyan halkın temel değerlerine yeniden dönmeliler.

Yoksa kırılanların, küskünlerin sayısı gittikçe artıyor.

Yani bu değişimle değişimin olmadığını defalarca gördük yaşadık tecrübe edindik.

Karşı mahalleye şirin gözükmek uğruna tabanı kendilerinden uzaklaştırıyorlar.

REİS’e verilen yanlış bilgilerle yanıltıp çöplük gülistan gösterilmeye çalışılıyor.

28 Şubat’ta millete zulmeden Ergenekonculara af çıkarılırken FETÖ yüzünden kurunun yanında yanan yüzlerce yaş var.

Sivas mağdurları hala ağlıyor seslerini kimse duymuyor.

REİS hem kendine, hem halka hem de devlete kurulan tuzaklmarı görmeli ne gerekiyorsa onu yapmalı, artık uyanmalı, gerçek güvenilir kaynaklarıyla çalışmalıdır.

Bu işin artık mazeret dönemi yok olamaz bu saatten sonra da olmamalıdır.

Zira durum gitgide kötüye gidiyor.

Yani partinin sonunun Anap’ın sonuna benzemesinden korkuyorum.

Netice de kimseye bir şey olmaz ama olacak olan REİS’e olur, devlete olur.

Etrafındaki menfaatçiler çil yavrusu gibi dağılırlar.

Allah korusun gerisini düşünmek istemiyorum.

Bütün emekler heba olur.

Allah REİS’in yar yardımcısı olsun.

Allah Ülkemin önüne aşılmaz engel koymasın.

Amin.


.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz