Oktay Yılmaz’ı kimler yıpratıyor? Yıldırım hizmet ve Proje dehası Hocaoğulları!
Benzer Konular
Yıldırım Belediyesiyle alakalı çeşitli sıkıntılar ve şikayetlerden bahsetmiştim.
Aslına bakarsanız çok sayıda kişiden aynı konuda sıkıntılar geldiğini ve şikayetlerin neredeyse tamamının örtüştüğü görülüyordu.
Hatta öyle zabazingolar var ki burada yazılmayacak kadar, keza onlar bizi ilgilendirmediği için Allah’a havala edelim.
Biz bizi ilgilendiren tarafına bakalım.
Dışardan sıradan vatandaş olarak bakıldığında içeriklerin çıkış noktası tamamının mantıksızlığa dayandığını göreceksiniz.
Tam da bu nokta da dün akşam edindiğim bazı bilgeler aslında bir çok konudan “başkan Oktay Yılmaz’ın haberinin olmadığını düşünüyorum.”
Bir dostumun çocuğunun düğün merasimindeydim.
Başkan Yılmaz’da teşrif ettiler.
Tabi ki medeni insanlar gibi tokalaştık oturduk.
Şunu gördüm.
Sayın Başkan’ın gayet “mütevazi, olgun, saf ve temiz” yapılı bir görüntüyle etrafına masum bir iz bırakıyordu.
Kendi kendime şunu sondum.
Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ama galiba gelen şikayetlerin bir çoğu onun haberinin olmadığı halde yapılan yanlışların sonucu muydu?
Dünkü gece yarısı düşüncemi bugün yaptığım çalışma sonucunda teyit ettim.
Yani belediyede dönen dolapların çoğundan haberi yok dinelebilir Sayın Yılmaz’ın.
Belki vardır ama bana göre yok gibi duruyor.
Sayın Başkanı yolcu ettikten sonra tanımadığım ve o an oracıkta tanıştığımız bir okuyucumuz yanıma gelerek Belediyeyle alakalı ciddi sıkıntılar olduğunu söyledi.
“Düğün yeri düğün yeri gibi olmalı şimdi değil ama sonra görüsebiliriz” dedim.
Ve sonrasında geç saatlerde bir yerde ayaküstü laf ettik.
Özellikle Başkan Yardımcısı Servet Hocaoğulları’nın kafasına göre uygulama yaptığı, birimler kapatıp birimler açtığı, kapatılan birimlerin personellerini adeta sabah akşam boşta gezenler olarak köşede bucakta çay kahve içerek hiç bir görev vermediği, sözde tasarruf adı altında tam tersi israfın gözüne vurulduğu yönünde amansız şikayetlerdi bahsettikleri.
Konu şu;
Bütçe açığı borç gırtlağa kadar olduğu söylenerek tasarruf edilmesi için bazı birimlerin kapatılması.
Bu anlamda Belediye’ye ait YILMEK (Yıldırım Meslek Edindirme Kursları) kapatılmış, Kreşler kapatılmış, bir çok müdürlükler kapatılarak giderleri azaltılmaya çalışılmıştı.
Buraya kadar normal.
Oysa kapatılan “Yılmek Mahallelere hizmet eden tek kurumdu.”
Üretim, eğitim ve el becerileri geliştirme sanatına adeta darbe vuruluyordu Yılmek’in kapatılmasıyla.
Sonra ne oldu derken, kapatılan yerlerin personelleri çeşitli birimlere dağıtıldığı gibi bir çoğu da boş ve atıl durumda bırakıldı.
Çay ve sigara odaları oluşturuldu adeta.
Neden niçin hangi sebeple kapatıldı sorusununa cevap ararken birde ne görülsün.
İletişim masası diye başka bir şey icat edilmiş.
Ama zaten çözüm masası vardı.
“Roma’yı yeniden keşfetme çabası içine giren Servet Hocaoğlulları kulağını direk sağdan değilde kolunu başının üzerinden dolaştırıp diğer kulağını göstermeye çalışıyordu adeta. Kendini sözde analitik düşünen biri olarak lanse ederken tam tersi ne kadar çok deneyimsiz, İnsan kaynakları konusunda liyakat konusunda çok zayıf olduğu yönünde şikayet ve tepkilere mazhar oluyordu.”
Yani gelen şikayetlerin çoğunluğu Servet Hocaoğulları’na yönelik olduğunun altını çizelim.
Ne de olsa Tahsin Kara’nın has adamıydı.
Kısaca Sayın Hocaoğulları’ndan kaynaklı personel yönetimiyle alakalı profesyonel uzman olmayan şekilde porsonel istihdamı yapıldığı, normal personel görevden alınarak boşalan mahalle konuklarına ve Barış Manço Kültür Merkezine sürülmüş, hiç bir şekilde iş verilmediği halde sabah 8 akşam 5 yaptırılıyordu.
Şimdi üretim alanları kapıtılarak ne amaçlandığı sorusu soruluyor.
İnsanlar boşa çıkarılırken maaşların ödendiği personeller değerlendirilemiyorsa bunun tasarrufla uzaktan yakından alakası olabilir mi zarar dan başka?
Yılmek’te ne yapılıyordu?
“Meslek edindirme, el işleriyle çeşitli beceriler ve üretim ortaya konulan bazı el ürünleri, eğitimle üç beş kuruş girdi sağlanırken, şimdi hiç bir şey yapılmadığı gibi aynı masraf ve gider devam ediyorsa buna nasıl tasarruf gözüyle bakılabilir?”
Kısaca boşa çıkarılan kişiler sağa sola sürülmek zorunda bırakılması Mobing uygulandığı şikayetleri ne neden oluyor.
He ya!
Demek ki İnsan kaynakları bu şekilde çalışıyor.
Çay sigara iç maaş al misali.
Bu da dünya da yepyeni çığır açan buluş, iyi bir örnek olsa gerek!
Adamlar maaş alıyor ama sürgünde.
Çok sayıda kişi sabah akşam kafelerde takılması israfın gözüne vurulması değil midir?
Geleceklerinin ne olacağını bile bilmiyorlar.
“Bir yerde açılış mı var, hadi toplanın kalabalık etmeye gideceğiz.”
Birimleri kapatıp beğendiklerini alıp beğenmediklerini sağda solda mesai doldurması adına çaya sigaraya mahkum edilmesi hangi vicdana sığar?
Yazık değil mi o insanlara.
Bunun adına doğrudan personel kıyımı denir.
Birimleri kapat personele iş vermeyip sandalyelere mahkum et.
Tasarruf ya..!
Öte yandan borç harç tasarruf derken ismi bizde saklı belediye çalışanı olmayan ama belediye adına okullara yardım etme adına ihtiyaç karşılayacakları şeklinde malzeme temini yapmaya çalıştığı ve malzemelerinde belediye bütçesinden ödendiği şeklinde bazı iddialar Yıldırımlıların dilinde dolaşıyor.
Böyle birşey var mı yokmu onu en iyi muhatapları bilir ama konuşulması bile çok abes.
Bu nasıl bir mantık, bu nasıl bir hizmet anlayışı tasarruuf anlayışı?
OKTAY YILMAZ NERESİNDE?
Peki tüm bu yaşananlardan Başkan Oktay Yılmmaz’ın haberi var mıdır?
Olduğuna inanmıyorum!
Mesela Servet Hocaoğulları’nın yukarda bahsini etitğimiz filmlerden ve gelen şikayetlerle alakalı Sayın Yılmaz’ın ne kadardının haberi var?
Belki de yarısı kadar yoktur belki hiç yoktur.
Belki vardır ama doğru şekilde bilgilendirilmiyor olabilir.
YILMAZ’I KİMLER YIPRATIYOR?
Adeta REİS adına kıyım yapanlar misali gibi.
Bununla birlikte asıl önemli şikayetlerden bazıları çok daha vahim.
Başkan Oktay Yılmaz’ı birileri sanki içeriden muhalefetle yıpratma çalışması peşinde koşuyor.
Özellikle bazıları sağda solda konuşup “Başkan’ın süresini dolduramayacağı gibi kamuoyuna güvensizlik aşılamaya çalıştığı, büyük oranda yanlış icraatlara imza attırılıyor” gibi söylentiler Yıldırım kamuoyunda mevcut.
İşte tam da bu nokta da “Sayın Yılmaz, ayağına takoz olan atadığı bazı kişileri yeniden gözden geçirmesi gerekir” diye düşünüyorum.
Yanlış yapıyorsa kesinlikle gözünün yaşına bakmamalıdır.
Tolerans tanıyayım falan filan inter milan diyorsa o zaman herkes kendi günahından sorumludur derler.
Umarım zaten koruması olan ormanlar yerine asli görev olan Yıldırım’ın korunması adına daha önemli projeler geliştirilir.
Her şey Yıldırım için???!!!!
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
yazılan yorumu yayınlayamayacaksanız bırakın bu dürüstlük naralarını
Oktay’ı seçimden önce yerden yere vuran sizdiniz, bu yazıyla evliya yaptınız. Oktay’ın kimin adamı olduğunu, bu göreve nasıl getirildiğini ve kukla olduğunu siz bize açıkladınız. 5 yıl nasıl heba olacak siz bize öğrettiniz. Alim bey iyisiniz, hoşsunuz da, lütfen; Oktay’ın bir kukla olduğunu, öz iradeyle gelmediği için 5 yıl zaman ve para çarçur edip tarih sahnesine geçeceğini dile getirin. Bir AKP’li olarak utanıyorum bunlardan, Ali MOLLASALİH’İN AKP’li olamadan önce AKP için dediklerini bir bir yazsam, adam da biraz yüz varsa istifa etmesi lazım olur. Hepsi aynı ama seçim zamanında bir bağımsız aday vardı yıldırımdan Muammer Akın diye, yanlış hatırlamıyorsam ismini doğru yazdım, cadde de bana seçim kitapçığını verip demişti ki, emin ol bu projeleri oku ama istersen oy verme yeter ki ufkun açılsın ve olabilecek gerçek projeler gör ki hesap sorasın, bu projeler yerelde yıldırımı güçlendirecek buna inanın ve uygulayın, uygulatın. Şimdi hak veriyorum o adaya, adam bize gerçekleri anlatmış ama biz yine beka için AKP ye oy verdik.
Yanılıyorsunuz. Biz Yıldırım’ı yazmaya devam edeceğiz.