Bayramınız bayram olsun
Bayramlar küçüklüğümden beri bana hep hüzünlü gelmiştir.
Bayramlar bayram olmadığı için mi?
Ya da çocukluğumuzda yaşadığımız bayramların bende hatırası olmadığı, belki de hiç çocuk olmadığım için kim bilir.
Düşlediğim bayramlar faklı benim.
Can Yücel’in yazdığı gibi.
Nefes almak bayramdır.
Mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan…
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir, sevmeninkini ise yalnızlık…
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihninden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek…
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Yoğun bakımda geçen bir geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmekte öyle…
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
“Ona güvenmiştim yanılmamışım sözü bayramdır.
Yeni eve alınan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram…
Can Yücel
Duygularıma tercüman olmuş, benimde bayramı mı bayram yapan;
Kazasız belasız sevdiklerimle birlikte çok şükür bugünü de gördük diyebilmek, gazetelerde ki haberlerde çocukların ölmediği, annelerin ağlamadığı, dostlukların tükenmediği, hırsızlığın olmadığı her insanın eşit olduğu, zenginin elinden tutup yoksula götürdüğümüz ve yoksulluda zenginin kapısında kuyruğa sokmadığımız her gün bayramdır mesela.
Ya da ne bileyim randevu almadan çat kapı akrabalarına, komşuna gidebildiğin zamandır bayram…
Huzurevlerinde gözü yaşlı ne çilelerle büyüttüğü evlatlarını beklemediği, sorumsuz anne babaların evlatlarını çocuk yurduna bırakmadığı günde bayramdır.
Evet dostlar…
Yaşayabildiğiniz bir hayat, hatırlandığınız vefa, paylaşabildiğiniz dostluk, sofranızda afiyet, paranızda bereket, kararlarınızda isabet, yuvanızda muhabbet, kalbinizde merhamet olduğu müddetçe deliye değil akıllıya her gün bayram.
Ve bayramlar aşktır.
Öyle bir aşk ki, sevenlerin kavuştuğu, hasretlerin dindiği, büyükten küçüğü damarlarda atan heyecanların ve kalplerin adeta aynı anda Allah dediği, tüm sevgilerin eşitlendiği tek amaç için hedefe kilitlendiği andır bayram.
Geçmeyen zamanın bir an önce geçmesini isteyenlerle neşe kaynağına inilen o dilime kavuşmanın özlemiyle hasretlerin noktalandığı o acıdaki lezzetin ta kendisi olsa gerek.
Ve sevdalı kalplerin uzanan elleri tutup gözlerinin içine bakıp, bayram derinliğinde yok olası gelen duyguların yaşandığı gün işte o gün dediğimiz gönüllerin birleştiği gün bayramlardır.
Ve nihayetinde son söz o ki; Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir.
Yarınlar için yeni bir başlangıç yeni bir gelecektir, niyettir.
Bayramız bayram olma ümidiyle…
İyi bayramlar…
Bir cevap yazın