Tuzak böyle kurulur… Küçük İsmail filmi? Büyükşehir’de dört dörtlük atama…
Ah şu dünya menfaati olmasa.
Yanlışta karşındakini görüp yanındakilere kör olmak.
İnançlı olduğunu söyleyen adaletli olamıyorsa her şey bitmiş ama fişi çekilmeye eli varmıyor kimsenin.
Ah neyleyim gönül senin elinden.
Her zaman ağlarım gülemem gayrı.
Ben bıktım usandım elin dilinden.
Terk ettim sılayı dönemem gayrı.
Yalansın dünyaaaa.
Bir deli bir kuyuya taş attı dünyanın tüm akıllıları onu çıkarmakla uğraşıyor.
Boşa harcanan bir gündem.
Devlet Bahçeli gibi alanında uzman bir değerlendirmeyi hiçe saydılar şimdi adamın yediği haltlarla yatıp kalkıyoruz.
Özrü kabahatinden büyük diye bir söylem var.
Ne diyor ”ordu valisi bana tuzak kurdu.”
Madum tuzak kurulduğunu söylüyorsun.
Hadi büyük tuzaklarda yanılabilir insan ama.
En “bas-it” bir tuzağa düşmeyen başkan lazım.
Keza başkan seçilirse Allah muhafaza.
Zira bu ülkeye ne çetin tuzak kuranlar var.
“Yelkenleri indirecek, heykeller dikilecek, teravihe eşzamanlı pop konserleri verilecek, LGBT’ye alan açılacak değer verilecek, HDP ödüllendirilecek, Diyanet kitap fuarına yer yok denilecek, Avrupa’nın Türkiye düşmanı yazar-çizerleri “milleti aydınlatmak” için misafir edilecek, yıllardır bekleyen imar değişiklikleri sözde “vatandaşın hayrına?” derhal yapılacak.”
İşte böyle böyle hal böyle molur.
Sizinkisi ucube nal böyle molur.
Nolur molur!
TUZAK BÖYLE KURULUR!
Sayın Yıldırım hep böyle iyi niyetli olursa onlarda böyle tuzaklar kurarlar.
İki ucube yayından önce buluşarak, Binali Yıldırım’a nasıl tuzak kuracaklarını kararlaştırıyorlar.
Ne kadar iyi değil mi!
Yani bunu tahmin edememek mümkün mü?
Anlayacağınız al gülüm ver gülümü oynaşmışlar.
Program başladığı ilk saniyeden itibaren İmamoğlu ile küçük İsmail karşılıklı anından rengini belli etti ve kapanışa kadar işaret diliyle imalar ve öksürük ikazlarıyla bakışlarla Binali Yıldırım’a tuzak kurdular.
Ama başaramadılar.
Kurdukları tuzaklar başlarına döndü.
Zamanında yazılıp çizildi ama kimse tınnamadı.
Oysa bu küçük İsmail her sabah Erdoğan’a, AK Parti’ye, Hükümete ve karşıt görüşteki tüm siyasilere çeşitli bahanelerle saldırırken, göz göre göre sözde moderatörden başka kimse kalmamıştı bu işi teslim edecek.
Görüldü ki Küçük İsmail ile yayından üç gün önce bir araya gelen İmamoğlu iyi bir Kumpas ekibi oluşturmuşlardı.
İstanbul bu kadar ‘basit-herif’e bırakılacak basit bir şehir değildir!..
Ekrem’in habire yalan üretmedeki yeteneği tescillendiği halde insanların bu yalanlara kanacak hali yok her halde.
Devletin Valisine dolayısıyla Devlete, dolayısıyla millete ağza alınmayacak küfürler savuran bu zat İstanbul’un tepesine getirilmemesi, getirilmesi halinde İstanbul’u ne kadar büyük tehlikelerin beklediğini herkesin tahmin etmesi lazım gelir.
Bu kadar ağzı bozuk bir o kadar da yalancı.
Söylediğini az sonra inkâr edecek kadar yüzsüz.
Sürekle yalana başvuran bir tip..
“Şunu söyledin” denilince de “Bas-it dedim” diyecek kadar utanmaz.
Yunanlı Gazeteciyle 1 saat görüşüyor.
“Pontus’lu manşeti” duyulunca “Haberim yok birisi komplo yapmış” diyor.
Bu adam hakikaten çok kıvrak!
Bu kadar kıvrak ve yalancı biri olunca da kendine uygun hem kıvrak hem yalancı birini bulmak zor olmayacaktı program sunuculuğu için.
Önce “Binali Yıldırım soruları istedi” diyerek plan geliştirdiler.
Hedef şaşırtmaca oynayıp bizzat bir araya gelerek soruları ya birlikte hazırladılar ya da hazırlanan sorular üzerinde program esnasında nasıl bir yol izleyeceklerine dair çalışma yaptılar.
Yani Binali Yıldırım’a soru istedi diyenler kendileri soruları tas tamam hallettiler.
“Yayın esnasında da Küçük İsmail ile Ekrem karşılıklı öksürük yoluyla, el ve göz temasıyla bakış ve göz işaretleriyle sürekli ani hareketler ile Sayın yıldırımla ilgili kumpasa devam ettiler.”
Ne yazık ki bunu bile eline yüzüne bulaştırmış, muvaffak olamamışlardır.
Kurdukları tuzaklar ellerinde patlamış, Sayın Binali Yıldırım gerek fetö, gerekse veri kopyalama, öğrenciye burs ve diğer her konuda Ekrem’i tarihin derinliklerine gömdü.
Hal böyle iken dün kumpasçıların yayından üç gün önce bir otelde bir araya geldiği, yaklaşık 46 dakika odada görüştüğü görüntüleri ortaya çıkınca Küçük İsmail durumu kurtarmak için olayı kısır bir itirafla doğrulamak zorunda kaldı.
Üç dakika görüştüklerini söyledi.
Oysa odaya giriş ve çakış saatleri kameralarda tam 46 dakika içerde kaldıklarını işaret ediyordu.
Kısaca bunlara güvenmenin ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha şahit olduk.
Zira Sayın Yıldırım sadece iyi niyetini kullanarak programı yönetecek kişinin onlardan olmasına izin vermişti.
Aslında böyle olması Sayın Yıldırım’ın hanesine kocaman artılar yazmış oldu.
Tüm bu rezilliklerin ortaya çıkmasını İstanbulluların iyi değerlendireceğini düşünüyorum.
Aslına bakarsanız Binali Yıldırım gibi devlet adamlığında zirve yapmış gayet efendi birinin bir yalancıyı rakip olarak görüp oturuma evet demesi başlıca hataydı.
Zaten kendisi de bizzat dile getirdi kaçtı “demesinler diye kabul ettim” dedi.
Yoksa Binali Yıldırım’ın kalitesinin zerresine uluşamayan bir seri yalancının rakip görülmesi mümkün değildi.
Şimdi İstanbullu ve tüm Türkiye kimin ne olduğunu daha iyi anlamış oldu.
Pazar günü Millet kararını verecek.
Tahminim odur ki; “Doğruluk dürüstlük bakımından, hizmet ve ehliyet liyakat bakımından, edep ve karakter bakımından, kabiliyet yetenek ve proje bakımından, devlet adamlığı ve İstanbullulara başkan olma bakımından, sempati ve Dünya kenti İstanbul’a yakışacak bir lider başkan olacak Binali Yıldırım’ı Sağcısı solcusu her kesimin tercih edeceğine inanıyorum.”
Zira ayrım yapmaksızın hizmeti ayağa götürecek tek kişinin Sayın Yıldırım olduğunu rakipleri bile çok iyi biliyor.
Allah İstanbul’umuz için hayırlı kapısını açsın.
Allah 23 Haziran akşamı Yunanistan’da sevinç çığlıkları atmalarına fırsat vermesin.
Amin.
NOT. Dört dörtlük atama.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğüne Yıllardır aynı kurumda çalışan davanın önemli erlerinden biri olan Neşet Kaya atandı. Kendisini tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyorum. Hayırlı olsun…
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın