Sanat Allah’a Giden Köprüdür
Bir önce ki yazım da toplum ve kurumların sanata bakış açısından bahsetmiştim.
Toplum kuruluşların sanata verdiği değeri sorgularken değinmeden geçemeyeceğim bir diğer konuda biz sanatla uğraşan, sanata gönül verenlerin sanatsal durumunu sorgulamak.
Sanat nedir , sanatçı özünde kimdir?
Sanat ortamı hoşgörü, güzellik ve sevgi ortamıdır .
Sanat, insana incelik ve zerâfet duygusunu kazandıran çok önemli bir olgudur . Bütün sanatlarda ,sanatçının ince bir ruh, düşünce ve estetik anlayışı görülür ki, bu durum Kur’ân‘da insana kazandırılmak istenen ahlaktır.
Allah’ın güzel isimlerinin cilveleri ve nakışları, kainat üstünde yaratılmış varlıkların her birinde ayrı, ayrı zuhur etmesidir. Yani kainatta var olan eser ve sanatların hepsi, Allah’ın güzel isimlerinin bir tecellisi, bir yansımasıdır. Allah’ın güzel isimlerini üzerlerinde zuhur etmesidir sanatçıyı özel yapan.
Allah’ın kurân‘ da kendisini tanıttığı sıfatlardan ”Sani“ sanatçı demektir. (”Müzeyyin“ süsleyen) “Musevva” (şekillendirici olarak geçer bu güzel sıfatların üzerimizde tecelli etmesi bir lütuftur. Ve İslamiyet’te de sanatın önemini ortaya koyar niteliktedir.
Gerçek sanat erbabı, herkesçe görülmeyen güzelliği görüp içinde ki ince ruhla nakşetmesidir.
Sanat sadece duygudan ibaret değildir. Onda fikrin, tefekkürün ve aklın bütün çilesi vardır.
Sanatçı; düşünen, üreten, yaratıcı fikirleriyle de toplumdaki şartlanmışlıklara, ön yargılara yerleşik kurallara eserleriyle bir anlamda karşı çıkmasıdır.
Sanatçı düşünen üreten ve bu faaliyetleri topluma ulaştıran kitle olmalıdır.
Tüm bunları toparlamam gerekirse sanatçının bir misyonu vardır ve bir arayışı olmalıdır.
Arayışımız aslında o güzeller güzelini bulmaya doğru giden yola emeğimiz, çabamız, acizane katkımız, öğretilen ve bize verilen talimde o cemal sahibini aramak olmalıdır.
“Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik -çomakmış “
(Necip Fazıl Kısakürek )
Çok güzel bir sözdeyiş