Bursa’da skandal uygulamalar! Parti içi aykırılık sınırları aştı…. Çiğnedi çiğnettiler… İyiyse kendilerine kötüyse REİS’e yüklediler…

26 Ekim 2018 Cuma, 20:01
alim şahin

Siyasette ‘liyakat esastır’ deriz ya hep.

Liyakatın tanımını değiştirip ‘alın size liyakatli biri’ dersek bu liyakatsızlığın daniskası olur.

Ve de kötü kötü sırıtır.

Yani Liyakat bir kişinin işi yapabilirliği demek.

Ama liyakatı ‘benim tanıdığım benim işime gelen’ kişi diye değiştirirsen bu sefer tanımı değiştirilmiş liyakat gelir karşımıza.

O zaman  gelen gideni arattı dersin.

Tam da bu nokta da REİS’e kızabilirmisiniz Ayhan Salman efendi hazretlerini getirdiği için.

Ama Hakan efendi hazretleri getirdi diye kızabilirsiniz.

Ama Ayhanı getirdiği için Millet REİS’e kızabiliyor.

Böylece Hakan’ın yaptığı yanlışlar REİS’e mal ediliyor.

Sonra da REİS’i zora sokuyorlar.

Adam hangi biriyle Bursa il başkanı atamasıyla mı, Belediye başkanlarının zırıltılarıyla mı, Ekonomik gelişimler, Siyasi gelişmeler, Avrupa, ABD, Rusya, Avrupa Birliğiyle mi uğraşsın.

Hangi biriyle uğraşacak bu adam ya?

Ama birileri rahatlatmak yerine bu kalabalıktan faydalanıp istediklerini getirtiyorlar, sonra da bu kişiyi Reis getirdi diyorlar. Hadi ordan?

Yav sen yönlendirdin sen söyledin.

Ama yoook!!!  Burada artı olsa benim arkadaşım doğru iş yaptı. Eksi olunca Reis getirdi.

Varmı böyle bir delikanlılık!!!…

Delikanlı ol de ki, ‘yanlış oldu hata yaptık’ de.

Bak Reis bile “bazen hata yaptık” diyor.

Sende çık ‘tüm ikazlara hatırlatmalara rağmen Bursa’da hata yaptık’ de.

Delikanlılık bunu gerektirir.

Hatasını bilen, kabul eden erdemlidir. Siyasi konjonktür bunu gerektiriyor.

Bütün kötülüklerin hepsini REİS’e yükleyip REİS getirdi, iyi gelişme yaşandığında biz yaptık deniliyor. Bunu geçmişten beri en çok Bursa zevatı yapıyor.

Bir kez daha altını çiziyorum. Bunlar bu işi Meslek haline getirmişler. İyi şeyler de bağırıp çağırıp biz yaptık diyorlar. Kötü olunca reise yüklüyorlar.

Varmı delikanlı biri çıksın açık açık “biz hata yaptık” desin.

Diyemezler… Diyemediler. Aksine daha fazla yanlışlara imza atıyorlar.

 

Değişim denildi  sadece isimler değişti gelenler daha çürük çıktı.

Teşkilatları batırdılar. Teşkilatların Partiye ve REİS’e zerre faydası olmadığı gibi adeta zarara çalışıyorlar.

Her şey darmadağan.

Yazık size vah size o makamlara Reis sayesinde geldiğini unutanlara.

Halt ediyorsunuz halt.

“Siyasette delikanlılık, iyilikleri güzellikleri partine ve liderine atfedersin, zorlukları ve hataları, yanlışlıkları kendi üzerine alır ateşi söndürürsün. Böylece kendi davana, partine ve liderine laf gelmez zarar getirtmezsin. Siyaset bu demektir.”

Siz tam tersini yaptınız yapmaya devam ediyorsunuz.

 

EN GÜÇLÜ OLDUĞU DÖNEMDE UÇUP GİDENLER!

Siz burada ebedi kalacağınızı, belki öyle sanıyor olabilirsiniz.

Örnek gözünüzün önünde.  “Cemalettin Torun”

Güçlü kudretli Cemo ağa.

Cemalettin öyle büyük bir başarıydı ki.

Vali Cemalettin Torun’un arkadaşı, Hali hazır Milletvekillerinin çoğunu Cemalettin ağa listeye yazmıştı. Büyükşehir, ilçe başkanları ve yönetimleri, Genel Merkezde ise Mustafa Ataş, Mustafa Şentop en büyük destekçileriydi.

Yıkılmaz kalelerle örülmüştü Cemalettin Torun’un etrafı.

Kimse görevden alınmayacağını düşünüyordu, Çünkü güçlüydü.

Diyorlardı ki, bu adamı kim neden görevden alsın?

Ne oldu peki?

Bir gece ansızın gel aşağı edildi.

Türkiye de ilk sırada görevden alınan İl başkanı oldu.

Neden?

Allah’ın yardımıyla yıkılmaz kaleler darmaduman oluyordu.

Kendini vazgeçilmez sananlar bir anda darmadağan oluverdi.

Bu sadece başkaları için değil kendimiz için, herkes için geçerli.

Demekki neymiş?

Geriye doğru bir bakın…

Burada ki herkes il yada ilçe teşkilatları ama herkes en güçlü olduğunu düşündüğü anda gidebilirmiş.

Bundan sonra ki planlamalarda işini düzgün yapmaya, tevazuya, insanlarla doğru düzgün iletişim-ilişki kurmaya, küçük planlarla küçük hesaplarla geleceğe yön vermek yerine işini düzgün yapıp rabbimden neticesini beklemeye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a toz kondurtmayıp iyilikleri ona dertleri kendi üzerine almayı kendine şiar edinmeye çalışmaktır.

 

PARTİ İLKELERİNİ ÇİĞNEDİLER ÇİĞNETTİLER!

Bir kişi çıkıp söylesin.

Parti içi REİS’in verdiği talimat ve alınan prensip kararını, “Parti de görevde olan başka bir görev alamaz” diye.

Varmı söyleyen.

Yok.

Neden?

Çünkü kimse birbirinin ayağına basmıyor.

İl başkanı aynı anda Belediye Başkanı olabilir mi?

Olamaz.

Kadın koları başkanı aynı anda Büyükşehir belediye başkanı danışmanı olabilir mi?

Olamaz.

Çünkü “YASAK”

Bugüne kadar bir tane örneği var mı?

Yok..

Ama Bursa teşkilatı, il başkanı, Büyükşehir belediye başkanı. İl kadın kolları başkanı  yanlış üstüne yanlış yapıyor.

Bu yanlış o yanlış.

Yapılan görevlendirmelerin çoğu yanlış.

İl başkanı makam arabaları bilmem neler transit… Gençlik kolları bakıyorsun makam arabası şoför kullanıyor.

Büyükşehir ise iki makam aracının üstüne para da vererek 1  milyonu geçen maliyeti olan ikinci el mercedes tutkusu peşinde koşarken kime ne anlatacaksınız? Hem de seçim üzeri.

Yarın belediye başkanlığıyla alakalı teşkilat temayülü yapılacak diyelim. Şimdi kadın kolları başkanı onun danışmanı. Nasıl olacak bu iş?

Kime nasıl ne anlatacaksınız. Neresi inandırıcı. Olabilecek şey mi? Bağdaşmıyor, uyuşmuyor kardeşim.

Yani bunlar REİS’in aldığı parti içi prensip kararlarını çiğneyip karşıya geçtiler.

Mesela Parti içi işleyişte ilçe başkanı veya yönetiminde biri belediyle meclis üyesi, hatta yönetim kurulu üyesi, meclis üyesi olamaz, yapılmıyor. İstifa etmesi isteniyor görevinden. Çünkü İktidar partisinin aldığı parti içi işleyiş prensip kararları var. Zira hiç uyuşmuyor.

Hem ilçe yönetiminde olup hem belediye meclisinde başkanının alt kademesinde görev alması uyuşmuyor..

Öyleyse bu yanlışlara en büyük yanlışı yaparak “Eyvallaaaaah” diyen il başkanı nasıl oluyor?

Bu il başkanının eyvallah dediklerine edebi kızgınlık ifadesiyle  “hak lailahe illallah” denir.

Gülten Kapıcıoğlu meclis üyesi olduğu halde nasıl kadın kolları il başkanı oldu.  Bu sorgulandı mı? Kadın Kolları İl Başkanı olduğu halde nasıl Milletvekili adayı oldu. Bunu kim sorguladı? İL başkanı olduğu halde nasıl Büyükşehir Belediyesine Danışman oldu? Ya bunu kim sorguladı veya teamüllere aykırı dedi.

Hiç kimse.

Tam tersine yasaklar çiğnendi hem de bile bile.

Sayın Kapıcıoğlundan çok İl başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş en büyük yanlışa imza atarak suç işlemiştir. Bu suçun faturasını ödemelidirler. Özellikle Ayhan Salman görevinden azledilmelidir.

Bir kez daha kalınca altını çizelim.

AK parti de teamülleri ve parti içi alınan işleyiş prensip kararları vardır. Bursa ili ve  ilçeleri Büyükşehir belediye başkanı bu yasakları hiçe saymış çiğnemişdir.

Bu kararlara göre her hangi bir konuda ne olursa olsun “Kişiler Mevcut görevinden İstifa etmediği halde başka bir yerde görev alamaz.”

“Bu görevlendirmeyi kim neyi neye göre kabul ettiriyor, görev verip görev alıyor?”

Ak Parti nin tarihinde bugüne kadar olmayan görülmeyen şeyler.

Anormallikler birbirini kovalıyor.

 

REİS’İN HİÇ BİRİNDEN HABERİ YOK

Tüm bunlar REİS’in emirlerine tamamen karşı gelmek, çiğnemek, alınan parti içi prensip kararlarını yok saymak bertaraf etmektir.

Bunlardan hiç birinin REİS’in haberi yok.

Haberi olsa aynı gün tümünü bir daha görev vermemek adına  azleder.

Bir duysa bilse Bursa’da böyle şeyler alabildiğine devam ettiğini. İL Başkanı Ayhan Salman’ın bunlara müsaade ettiğini. İl başkanı Ayhan Salman’ın Büyükşehir adaylığında Alinur Aktaş’ı desteklediğini sağda solda konuştuğunu… Yarın başka biri büyükşehir belediye başkanı adayı gösterilirse ne olacak? O zaman sayın Salman çalışmayacak mı? Dava nereye gitti, lidere olan bağlılık nereye gitti. Aday gösterilmeden sen falancı kişiyi destekliyorum demende ki  parti içi saygınlık nereye gitti?

O zaman istifa etmesi gerekir.

O zaman ortaya çıkan tablo şu: Bunların derdi bambaşka!

Konuyu genel merkeze açtım.

Onların Bursa’da olan bitenden haberi yokmuş.  Dahası Bursa’da olan biten uygulamaların Türkiye de başkaca bir örneği yokmuş.

Tüm bunların sorumluları Hakan Çavuşoğlu, Ayhan Salman ve Alinur Aktaş olarak kayıtlara geçti.

REİS, İl başkanları toplantısında: “Kim ki partimizi kendi heveslerinin aracı haline dönüştürmeye çalışırsa onunla külahları değişiriz. Bu tür konumda olan arkadaşlarımız varsa zaten aday adayı olarak bile karşımıza gelmesin. Bizi de yormasınlar. Aday adayı olmasın ‘bana müsaade’ desin ve kenara çekilsin. Görevini unutup kerameti kendinde görmeye başlarsa  milletin tokadını yer” diyerek bu yönde halt işleyenlerin suratına çarptı.

 

Devam edecek…

 

Başlıklar…

  • Bir önceki hafta grup toplantısına katıldım. Bizimkilerinin izini sürdüm. Boy sırasına göre dizilmiş garibanları oynuyorlardı.
  • Ankara kulislerinden ilginç ayrıntılar.
  • Yerel seçimle alakalı iki büyük handikap!
  • Ankara’yı su yolu yapanlar bu zamana kadar Bursa adına ne istediler?
  • Bu sefer değişim olacak ama değişim olsun diye değişim olmayacak.
  • Aday adayları ve kulislerde adı geçenler…
  • Geniş bir içerik…

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz