Dürüst(süz), karakter(siz), şeref(siz) olmak!
İnsan hayatında cok şey görür, yaşar, şahit olur ve çok yüzlerle karşılaşır.
İşte yaşam bu açıdan hem çok uzun hem de çok kısadır.
Dolayısıyla hayat, “Ne pişmanlıklarla ne keşkelerle harcanacak kadar değersiz, ne de böyle gelmişlerle gider” diyecek kadar basit değildir.
Dürüstlük ilkesi, gerçekçi, dobra ve mertçe delikanlılık çizgisinde merhamet ve yardım severliği ilke edindiğime ve bu uğurda var olma mücadelesi verdiğime inandığım şu menfaat çıkar ilişkilerinin kol gezdiği dünyada herşeye rağmen insani değerlerin ulvi yüceliğine hep inanmış, bu değerler üzerine yol yürüme gayreti ve çabası gütmüşüm dür.
Böyle olmakla birlikte her insan gibi hayatımda yanlışlar da, yanlış insanlarla karşılaştığımız gibi doğrular da vardır.
Tüm bunlar yaşadığımız hayatın akışı içinde karşılaştığımız gerçeklerdir.
Bu gerçekleri defalarca yaşayan ve tecrübe edinen biri olduğumu düşünüyorum.
İşte bu şiar çizgisinde yürürken şahsen ben “değerini bilmeyene fazla önem verilmemesi” gerektiğini yineliyorum.
Zira kişilere hak etmediği hâlde verdiğin değer karşılığında gün gelir senin değerini çalmaya kalkar.
Yıllarca biriktirdiğin değerler manzumesi birilerinin eliyle harcanıp gider..!
İşte bu ince çizgiyi çok iyi ayırabilmek gerekir.
Dolayısıyla şu dünyada kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir atık ot kadar değersizdir.
Herkes bir şekilde kendi çapında yaşıyor işte!
Kimileri vasıflı kimileri vasıfsız, kimleri karakterli kimileri karaktersiz, kimileri kaliteli kimleri kalitesiz, kimileri şerefli kimileri şerefsiz.
Velhasıl tüm değerlerin celladı olan “YALAN” söyleyen bir ağzın diğer insani değerleri kendine sakız yapması ise en büyük iki yüzlülükdür.
Karakter kişinin özünde vardır karaktersizlik de.
Ama vasıfsız olmak ayıp değildir zira vasıf sonradan da edinilebilir.
Kalitesizlik de ayıp değildir, yeter ki kaliteli olmayı düşüncesine hakim kılsın.
Ama şerefli olmayı herkes gösteremez, zira şerefsizlik onun yol göstericisi olmuştur.
Ancak tüm bunların üzerinde dürüst olmak, merhametli olmak, şefkatli olmak, içinde sevgi barındırmak en büyük yücelik ve erdemliktir.
Öyle sanıyorum ki şu hayatta yukarıda saydığımız özelliklere mahsus çok sayıda kişiyle karşılaşmayan yoktur.
Kimini sevdik, kimine saygı gösterdik, kimine hürmet ettik.
Kimini de layık olduğu şekli ile davranmak zorunda kaldık.
Ancak yanıldıklarımızda oldu!
Hiç hak etmediği kadar değer verdiklerimizde.
Günün sonunda herkes layık olduğu kadar sevdikleriyle bir olacaktır.
Allah bizi hatta hiç kimseleri hayırsızlarla, vefasızlarla, zerre menfaat için elli türlü renge bürünen, eğilip bükülen, söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmayan yalancı, iki yüzlü, karakter yoksunlarıyla yol arkadaşlığı yapmayı nasip etmesin.
Zira ameller niyetlere göredir.
Düşünceleri, niyetleri, yaşantısı doğru olanlar olmamız dileğiyle.
Mübarek Kurban Bayramı son gününe nasip olan bu satırları paylaşırken tekrardan bayramınızı kutluyorum.
Sevgi ve hürmetlerimle.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın