MEB İl Müdürü Bülent Altıntaş neden görevden alındı? İşte yaşananların perde arkası…
Bir insanın onuru şerefi haysiyetinden nasıl oynanır?
İşte böyle!
Tüm itibarı yerle yeksan edilen bir operasyon.
Hadi sıradan bir görevden alınma olsa mantıken kabul edilebilir ancak MEB Bakanı kendi atamış, bir ay olmadan kendi eliyle görevden alma, yeni bir atama ne mantık ne vicdan ne de bürokrasi ahlakına sığmıyor.
Kendi açısından normal değildir ama normal sayılsa bile bir kişinin güven itibarı mesleki kazanımları, onuru şerefi düşünülmemesi MEB’ bünyesinde vicdanların harabe olmuşluğunun göstergesidir.
Türkiye’nin 4’ücü büyük kenti olan Bursa’ya atanan MEB İl Müdürü’nün haysiyetini 5 kuruşluk eden ve birilerince yönetilen bu kirli operasyonun faturası ne yazık ki AK Parti’ye kesilir.
Hem de kaçınılmaz şekilde yüzde bin kesilir.
Devlet kurumlarını çiftliğe çeviren sorumsuzlar liyakatı rafa kaldırmış durumdalar.
Bursa’yı karıştıran kirli eller var oldukça Bursa asla hiçbir alanda kalkınamaz sürekli dibe vurur. Bu gibi vuruşun kilometre hızını hızlandıran içerideki hainler ne yazık ki halkın tepkisini arttırmak için ellerinden geleni yapıyor.
Türk siyasi tarihinde hiç bir parti kendi kendine muhalefet etmiş bir konuma düşürülmemişti.
CHP, İP, HDP’nin muhalefeti yetersiz görülmüş olmalı ki Ak parti kendi bünyesinde yeni bir muhalefet oluşturmuş durumda.
Bu nedenle kendi muhalefetini oluşturan bir parti tarihde ilk kez Ak parti döneminde yaşıyor şahit oluyoruz.
Bu durum REİS’in ne derece kıskaca alındığının apaçık göstergesidir.
Düşününki yeni göreve atanan bir MEB bakanı Türkiye’nin 4’ncü büyük kentinin MEB müdürünü görevden alıp yerine başka birini atıyor.
Daha koltuğunu ısıtmadan neyi ne olduğunu anlamadan atadığı MEB müdürünü aradan 25 gün geçmeden bir gece yarası operasyonu ile görevden alıyor.
Kasaca “yeni bakan ne yaptığını kendi de bilmiyor” görüntüsü veriyor.
Aslına bakarsanız kabinenin 6-7 bakan dışındaki kalanlar bakanlıkların başarı çıtasını yakalayamadıkları gibi Ak parti vizyonu ve hizmet anlayışının çok gerisinde kalmış bir trendi ortaya koydular.
Bu anlamda REİS güvendiği isimlere, kendini ispat etmiş başarıdan başarıya koşmuş isimleri yeniden göreve davet etmemesi kendisi ve iktidarı için büyük handikaptı.
Bursa cephesinden bakılırsa Faruk Çelik’in hala kabineden çıtayı yükseltecek en önemli isimlerin başında geliyor.
Kadın aile, Çalışma Sosyal, Tarım-Orman vs gibi yerlerde yeteri kadar verimli olunamaması büyük çapta REİS’in emeklerinin zayi olmasına neden oluyor.
Son zamanlarda yaşanan her şey gelen gideni aratır sözünün sürekli cereyan ettiği bir döngü yaşatıyor.
Bu durum hem yerel hem genelde çıtanın hızla düşmesine neden oluyor.
Ak parti hükumetlerinde Eğitim camiasının başında ne yazık ki sürekli sorunların katmerlenmesine neden olan dönemler her dönem bir önceki dönemi aratır isimlerle donatıldı.
Geriye doğru bakılırsa ZİYA SELÇUK · İSMET YILMAZ · NABİ AVCI · ÖMER DİNÇER · NİMET ÇUBUKÇU · HÜSEYİN ÇELİK gibi isimlerin dönemlerini kalıplaşmış çizelgeler üzerinden yürütülmüş, dönemlerini doldurmuş isimleri görebiliriz.
Bugün Mahmut Özer hangi anlamda liyakat ölçeğine göre bakanlık koltuğuna oturtuldu bunu zaman gösterecek.
*
SABAHATTİN DÜLGER – BÜLENT ALTINTAŞ VEE’si…
Sabahattin Dülger’in layık olmadığı koltuğa ayak oyunlarıyla oturtulması, 4 yıl bir fiil bu görevi yürütmesi, Bursa’da eğitimin tamamen dibe vurması, okullarda yaşanan skandalların koruyucusu olarak tarihe geçmiştir.
Bu kişi yeni bakan tarafından genel kmüdür yapılarak ödüllendirildi.
Yerine mesleki eğitim alanında kendisinin terfi etmesinde en büyük katkıyı koyan isim olan Bülent Altıntaş’ atandı.
Ancak Sayın Altıntaş MEB tarihinin en şanssız biri olarak tarihe geçti.
Kendisini daha önce hiç ismini duymadığımız tanımadığımız bir kişi.
Hangi fikre zikre sahip olursa olsun siyasette dahi karşı çıktıklarımıza bile görev verilmişse ön yargıları bir yana bırakıp şans verilmesi taraftarı olduğumuzu defalarca yazıp çizdik.
Ama bu kez MEB ayağında böyle olmadı.
Kendisini atayan bakan tarafından daha odasının kapısını ezberlemeden atandığı odadan kapıdışıdarı edildi.
Bu çok çirkef bir yaklaşımdı.
İnsanın onurunu zedelemek için bundan daha güzel bir yaklaşım olamazdı.
*
PERDE ARKASI OYUNLAR
Olayın duyulmasının ardından hızlı bir araştırmaya giriştim.
Ortaya çıkan sonuç şuydu:
Perde arkasındaki durum bizim mahallenin sahipleri; “STK’lar Bülent beyi kabul etmeyiz.
Bu mu yani!
Biz izin verilebilir demiyoruz” sonucu ortaya çıkıyordu.
Bu işte bazı STK’ların memnun olmadığı, çünkü kendilerinden icazet almadan kabul etmeyecekleri kamuda beklenti vardı.
Benim sendikam senin sendikan, benim cemaatim senin cemaatin..
Benim adamım senin adamın.
Batsın sendikalarınız cemaatleriniz.
Bu kadar hızlı bir alış veriş, tekrar alış inancı, görevi her ne konumda olursa olsun hiç bir insana layık görülmemeliydi.
20 gün önce bakan beyin tensipleriyle il müdürü atanan Bülent Altıntaş ne oldu da 25 günde apar bir topar gece operasyonuyla görevden alındı kabul edilir değildir.
Bu ne insanidir ne de vicdanidir!
O zaman bu alışverişten şu ortaya çıkıyor.
Atama yapılırken hiç bir liyakat, ehliyet göz önüne alınmıyor mu ki atayan aynı kişi görevden alan da aynı kişi.
Bir başkası atamıyor ki, “beğenmedim alıyorum” desin.
Öyle bile olsa bu hiç etik değil olamaz da.
Bu kadar kısa sürede müdür değişimine gidilmesi apaçık gücü yeten yetene bir orman kanununu andırıyor.
Kimin gücü kime yeterse türünde bir görevden alma yaşatılıyor.
Eğitim kalitesini, toplumun eğitim öğretim sezonunu tamamen ikinci plana iten bu davranış tam bir adamcılığın resmi belgesi olmuştur.
Dün atadığınız kişi henüz hiç bir icraatta bulunma fırsatını elde etmeden, yanlış veya doğru yapma şansı verilmeden, dahası koltuğu ısıtmadan hangi gerekçeyle görevden alınabilir akıl mantık kabul etmiyor.
Bu durum siyasette giden ve gelenler olarak yaşanabilir.
Sev yada sevme yeni göreve başlayanlara mutlaka şans verilmeli anlayışı önemlidir.
Bu davranışla Bursa tarihinde belki de MEB tarihinde bir ilke imza atılıyordu.
Bu da gösteriyor ki, Ak parti hükumetinde bürokrasi artık dikiş tutmuyor.
*
2023 HEDEFİNE EN BÜYÜK DARBEYİ AK PARTİ VURUYOR
Kendi heva heveslerinin, şahsi çıkarların Ak partinin 2023 vizyonu ve geleceğinden daha fazla önceliyor.
En büyük önceliklerine ise Ak Partinin oy kaybetmesini önlemek değil de kendi egolarının tatmini galip geliyor.
2023’e bir adım kaldığı bu günlerde kendi bürokratını hunharca operasyonla görevden alınması kabul edilir değildir.
Ne yazık ki bürokrnat camiasında bunu kimseye izah edemezsiniz.
Başta MEB bakanı olmak üzere bu işlerde dahili olan herkesin istişare kültürü çerçevesinde hareket edip kırmadan dökemeden ve 2023’e zarar vermeden götürülmesinin doğru olacağını düşünüyorum.
Görülen o ki, kimsenin 2023 diye bir hedefinin olmadığı, benim adamım senin adamın, bizim mahallenin, karşı mahallenin çocuğu gibi ayrımlar içerisine görmek hem bu davanın sahiplerini küstürüp hemde davaya büyük zarar veriyor.
*
KORKULU İNİSİTİYATİF!
Hiç kimse unutmasın.
Kişilerin hedefi-istediği kamunun ve vicdanın üstünde değildir.
Yani Bursa’da bir ayda üç ayrı kişi MEB il koltuğuna oturmuş oluyor.
Bu ne kadar abesle iştigal bir durum böyle!
Soruyorum; Şu an görevde olan bürokratlar nasıl inisitiyatif alacak, nasıl sorumluluk alacak elini taşına alatına koyacaktır???
Nasıl nasıl nasıl???
Sonuç: AK Parti muhalefetin faaliyetlerini beğenmeyip kendi eliyle kendi muhalefetini oluşturmuştur.
Birileri ciddi anlamda 2023’ü sabote etmekte Ak Parti kaybetsin diye elinden geleni yapmaktadır.
Şu unutulmamalıdır ki, insanın onuru ve şerefi her şeyin üzerindedir.
Sizin adaletiniz!.. bu mu?
Böyle bir uygulamayı tasvip etmediğim gibi Ak partiye de yakışmadığını ifade etmek isterim.
Ne yazık ki, son zamanlarda yaşananlar Kılıçdaroğlu cenahına koz veriyor olması en büyük yaradır.
Yazık..!!
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın