Yıldırım belediyesinde çapraz takip sistemi…
Bilindiği üzere Yıldırım belediyesi son yılların en büyük projelerini hayata geçiriyor.
Yaptığı hizmetlerle deyim yerindeyse parmak ısırtan Yıldırım belediylesin de adeta proje enflasyonu yaşanıyor.
Hangisine öncelik verileceği yönünde seçim yapılmakta zorlanıllıyor.
Bu hizmetlerin en önemli sebeplerinin başında da yatay-dikey, çarpraz-düz, artı -eksi takip sisteminin hayata geçirilmesi oldu.
Öyle ki, Yıldırım belediyesinde hiç kimse kendi başına her hangi bir projeyi devam ettirmesi mümkün değil.
Mutlaka bir denetleyici, denetleyicinin denetleyicisi, denetleyicilere karşı denetleyici, karşılıklı ve adeta dört cepheden çarpraz ve kuşatılmış bir sıfır hata payıyla başarıya ulaşılıyor.
Tabi bu kadar güvenlik sistemi sigortası olunca başarı da kaçınılmaz oluyor.
Öncelikle kimler kimi denetlediğine bakalım.
Sistemi ve işleyiş detaylarına göz attıktan takip sistemini takip ederek takibi takip üstüne koyarak takipçilerle varılan son takipçiye ulaşacağız.
Dolayısıyla tüm raporların toplandığı ana kumanda merkezi ve çıkış noktasına varacağız.
Yıldırım belediyesi içişleri istihbari çalışmalarımızdan elde ettiğimiz verilere göre takip sistemi en baştan, yani Başkan Oktay Yılmaz’dan başlayarak orta seviyelere kadar iniyor.
Peki, Başkan Yılmaz’ı kim yada kimler takip ediyor?
Tabi ki sizlerinde çok yaktından bildiği üzere Ayşe Ertan takibin en esaslı noktasında yerini koruyor.
Deyim yerindeyse Sayın Ertan’dan habersiz kuş uçmuyor.
Hatta Başkan Yalmaz’a her hangi bir istek talepte bulunanlar direk Ayşe Ertan’a yönlendiriliyor.
Yani “Derdinizi bana değil Ayşe hanıma iletin” maddesi devreye giriyor.
Aslında bu sürpriz bir durum değil.
Ezelinden beri işleyen çarkın geliştirilmiş hali.
Ancak eğer ki Başkan Yılmaz Ayşe Ertan’dan habersiz hata yapacak bir işe kalkışmışsa işte orda istem dışı kayıtlar devreye girerek hazırlanacak raporlarla Başkan Yılmaz’ın hanesine eksi yazılacak.
Sonrasında olası bu ikili yanlış bir şeye imza atar veya kendi başlarına bir tasarrufta bulunursa üçüncü bir takipçi devreye girip her ikisi için raporunda artı veya eksi puan verebiliyor.
İşte bu kişinin adı da Fatih Ören.
Fatih Ören’in yukarıda saydığımız yetki ölçeğinde kuralları ihlal eder yada aykırı bir harekette bulunursa bu kez Ayşe Ertan devreye girerek Sayın Ören’in hanesine eksi çizik atıyor.
Kısaca tüm bu yetki sınırlarını belirleyen çerçevede görevinde yanlış veya doğruyu belirleyen, hatta doğru olduğu halde baş raportörün mantığına ters düşerse cevap şıklarında yanlış işaretlenmek zorunda kalma ihtimal dahilinde oluyor.
Yani doğru olduğu halde merkezi kumanda masasının çalışma sistemine aykırı olursa doğrunun da para etmediği bir noktada takip sisteminin mimarı olan ana kumanda masasının arzu ve isteğine göre neticelendirilmek zorunda kalınıyor.
Kısaca bir noktadan sonra doğrunun para etmediği mantık ve sistem devreye giriyor.
Başkan Oktay Yılmaz’ı Ayşe Ertan, Ayşe Ertan’ı Fatih Ören, Fatih Ören’i Ayşe Ertan, bazı başkan yardımcılarının da dahil olduğu sistemin nihai raporunu ise hiç kimsenin aklına gelmeyen bir kişi de toplandığı bilgisi söz konusu.
Bu durum yaklaşık üç yıldır aynı sistem üzerine bina edilmiş!
Bu aşamadan sonra merkezi kumanda masasına sözlü veya yazılı sunulan rapor veya verilen tekmiller yukarıda adı geçenlerin sunumlarıyla örtüşüyorsa sıkıntı yok, değişkenlik arz ediyorsa fırtınanın ayak sesleri geliyor demektir.
Talimata aykırı hareket ediliyorsa fırça işleri başlıyor.
Örnek: Merkezi kumanda masasının izni olmadan habersiz şekilde Milletvekili Refik Özen’in Millet mahallesindeki ziyaretlerine refakat etmesi “neden sen eşlik ediyorsun, başkan yardımcılarından birini gönderseydin” şeklinde çok sert karşılık bulmuş, başkan Yılmaz’ın boyalı ve renkli fırça yemesine neden olmuş.
Tabi Sayın Yılmaz, “Başkan benim, yetki bendeyse istediğimi yaparım” his ve heveslerine kapılması zaman zaman farklı alanlarda talimatlara aykırı hareketlerde bulunması neredeyse gözden çıkarılma aşamasına gelmiş.
Oysa Sayın Yılmaz’ı o koltuğa oturtan birileri vardı.
İşte nefsi arzuları doğrultusunda o birilerini ekarte etme girişimleri bazen kılıcın kınında parladığını hatırlatma yapılmasına neden oluyor.
Konunun özüne dönersek; yukarıda herkes birbirini takip ederken ismi bilinmeyen bir kişinin yönetim oluştuğundan beri tüm takipçileri takip etmesi ve herkesin hanesine ayrı ayrı artı eksi düşmesi işin kilit noktasını oluşturuyor.
Tüm bu takip sisteminin mimarı olan çıkış noktasında bilgiler depolanıyor.
Acil olanlar gerektiğinde anında uyarı alıyor, olmayanlar ise ileride değerlendirilmek, yeri geldiğinde kişinin önüne konulmak üzere veri deposunda saklanıyor.
Tüm bu sistemin rapor edildiği veya depolandığı yerin adı kim dersiniz..??
Tepe yönetimini kendi kadrosuyla donatan ve adeta makamlarını, koltuklarını, aldığı maaşlarını kendisine borçlu oldukları kişinin adı Tahsin Kara.
Kısaca birinci başkan Oktay Yılmaz ise gizli başkan Ayşe Ertan ile Yılmaz’ı denetleyen kişinin adı Tahsin Kara.
Bu durum silsile-i makamlarda Yıldırım belediyesi iç işleyiş kurallarında adeta yer etmiş durumda.
.
KENDİN PİŞİR KENDİN YE! PROJESİ
Ve en önemlisi ise tüm bunlar bilgi olarak aktarılan Tahsin Kara’nın belediyede tüm önemli konulara vakıf olduğu kulislerde konuşulanların ana maddesi olarak gündemin tepesinde yer alması.
Deyim yerindeyse önemli kararların alınması ve uygulanmasında Tahsin Kara’dan habersiz adım atılmıyor.
O halde soralım;
Oktay Yılmaz’ın çok yakınında görev yapan birinci derece akrabası H… tarafından pandemi yasakları olduğu halde Belediye bahçesinde adeta “kendin pişir kendin ye!” türünde kebapçı dükkanı açanlar (Kebap çevirme) büyük projelerin! istihbari raporları da Sayın Kara’ya ulaştırılmış mıydı, onayı alınmış mıydı?
Kebap çevirme sonrasında ……. milletin dilinde dolanmasıyla bazı uygulamalı icraatlarda bulunulduğuna dair ortalıkta yankılandığı kadarıyla öğrenilenler de ilgili makama sunulup onay alınmış mıydı?
Şimdi bu kebap meselesiyle alakalı etli kebap ballı kebap yalamalı yemeli kebap konusundaki kahramanımız Sayın Yılmaz tarafından işten atıldığı haberleri dolaşılıyor ortalıkta.
Ve sonra öğreniyoruz ki, yalamalı yemeli kebap ustası işten atılmamış tam tersine bir şantiyeye gözden uzak sözde sürgün edilmiş.
Ama bu nasıl bir sürgünse çoğunlukta mesai yerine gitmeden maaş aldığı şikayetleri kulislere düşmüş.
Velhasılı kelam Yıldırım Belediyesi bahçesinde evirip çevirip yalamalı yemeli kebapların tadını tadan bilir.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Ak parti ve mhp ortak adayı oktay ve ekibinden birşey olmayacağını ve 5 yılın hiç olacağını bağımsız belediye başkan adayı muammer akın 2019 tarihinde seçimlerden önce söylemişti ve facebook unda da duruyordu, elim kırılaydıda bu okray a oy vermeseydim ama o bağımsız bir daha aday olsun söz oyum ona adam ne dediyse çıktı.