Bursa MEB’de yaşanan skandallara ilişkin gelen şikayetleri defalarca yetkililerin bilgisine sunduk.
Bundan üç yıl öncesine dayanan Şükrü Naili Paşa Ortaokuluyla alakalı bazı öğretmen ile velilerin tarafımıza ilettiği şikayetlerde yer alan Okul müdürünün bazı çirkef uygulamalarını yüzeysel geçmiş, sonrasında konuyu ilgili kurumun başı MEB Müdürü Sabahattin Dülger’in bilgisine özelden sunmuştuk.
Aslında MEB’e yaptıkları şikayetlerden sonuç alamayan veliler ve bazı öğretmenler tek çare dertlerini bizimle paylaşma yoluna gittiğini hatırlatalım.
Durum o kadar vahimdi ki, şikayetler arasında bir öğrencinin bir hafta boyunca altına kaçırdığı, psikolojisinin bozulduğuna dair bilgilerde mevcuttu.
İşin içinde para, kadın ve çocuklara yönelik bazı istismardan bahsediliyordu.
Konuyu gündeme getirdikten sonra MEB İL Müdürü bizimle görüşmek istemiş ve gelen şikayetleri yazılı olarak kendisiyle paylaşmıştık.
Yapılan soruşturmadan Maalesef şu ana kadar bir sonuç çıkmadı.
Sonrasında MEB’de bir çok eğitim kurumunda benzer şikayetler birbirini kovaladı.
Ancak İL müdürü koltuğun verdiği sıcacık rahatlık nedeniyle “bana dokunmayın da ne yaparsanız yapın, eğitim batmış gitmiş bana ne” şeklinde takındığı tavırla olayların sayısını gün geçtikçe artmasına, şikayetlerin çoğalmasına neden oluyordu.
Olumsuzluklar alabildiğini çoğalırken MEB’e bağlı bir çok eğitim yuvasında gerek ahlaksızlık, gerek maddi rant, yetkin ve etkin makam hırsları nedeniyle adeta eğitim eğitim olmaktan çıkarılıyordu.
Süreç öyle hızlı gelişiyordu ki, adeta şikayetler birbirini kovalarcasına yarışıyordu.
Yeni yeni dışa yansıyan olayların yaşanmışlığı meğer uzun zamandır devam ettiği ortayı çıkmaya başlamıştı.
Yazılarımıza konu olan okullarda malum şikayetler ardı ardına gelmeye başlarken ortaya çıkan belgeler bu “kadar da olmaz” dedirtiyordu.
Öyle ki, işi o kadar büyütmüşlerdi ki, devleti dolandırmayı bile göze almışlardı.
“Okullarda vermedikleri kursları vermiş gibi gösterip devletten artı ödeme alan okul yönetimleri ve öğretmenlerin grup yazışmaları ortaya çıkıyor, bir süre sonra da yolsuzluk yapıldığına dair savcılık olaya el koyuyordu.”
Aynı şekilde bir başka sınkıntılı uygulamalar MustafaKemalPaşa Öğretmenevi’nden yaşanıyordu. Ama ondan daha da önce aynı sıkıntı Bursa Öğretmenevi’nde cereyan ediyor, hatta Öğretmenevi adına bir otelle bile anlaşma yoluna gidildiği yeni müdürün karşılaştığı sürprizlerle ortaya çıkıyordu.
Kısaca MEB il, Okullar, Öğretmenevleri ve EĞİTİM-BİR-SEN arasında çapraz ilişki ağı kendini gösteriyordu..
Okullarda ve öğretmen evlerinde yaşanan tüm olayların kahramanları EĞİTİM-BİR-SEN‘de yönetici veya belli alanda görev alanlar olduğu açığa çıkıyordu.
Kısaca MEB’de kilit noktayı oluşturan sendikanın bir dediği iki edilmiyor, MEB İL Müdürü Sabahattin Dülger ise sırf koltuğun altından kayıp gitmesi korkusundan, yani koltuğundan olmamak adına tüm olan bitenlere göz yumuyordu.
Hak hukuk tamamen bertaraf edilmiş, velilerin ve bazı öğretmenlerin vicdanen rahatsız olmaları nedeniyle yaptıkları şikayetlerin havada kalmasına neden oluyordu.
Suçun adaletsizliğe şikayeti misali beyhude bekleyişi doğuruyordu.
Hikayeden göstermelik soruşturmalarla şikayetçi tarafları oyalama taktikleriyle hasır altı edilerek üstü kapatılması tarafların sabır taşını çatlatıyordu.
Gelinen nokta da ise tek çare hak arama yeri gördükleri medya ayağı olmasıyla belgeler teker teker ortaya dökülmeye başlamıştı.
Mustafakemalpaşa öğretmenevinde yaşanan rezillikler 150’yi aşkın sayfa tutan müfettiş raporlarıyla kesinlik kazanırken, Şükrü Naili Paşa ortaokuluyla alakalı soruşturma ise adamcılık nedeniyle hasıraltına süpürülmüş görünüyordu.
Şimdilerde ise Zeki Müren Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’n de çocuklara verilen kurslar üzerinden usulsüzlük yapıldığına dair yazışmalar ortaya çıkmasına ve delil karartma imkanı ve tehlikesi olmasına rağmen kimsecikler açığa alınmadığına anlam verilmiyordu.
Hiç birine neden ceza verilemiyor, görevlerinden alınamıyor diye düşünürkün habercilik refleksimiz gereği yaptığımız araştırmada ulaştığımız sonuç direk EĞİTİM-BİR-SEN’i getirip önümüze koyuyordu.
Kısaca düğüm çözülmüş işin içinde iş olduğu anlaşılıyordu.
Mevcut haliyle yaşanan tüm olayların içinde Bursa Eğitim Bir Sen 1. Nolu Şube Yönetimi, Denetim Kurulu üyeleri ve başkanı olduğu artık su götürmez şekilde ortaya çıkıyordu.
Zeki Müren Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Remzi AYAZ Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu üyesi.
—–
Mustafakemalpaşa Öğretmenevi eski Müdürü Baki KOÇLU, Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şubesi Disiplin Kurulu Başkanı ama ne yazık ki Öğretmenevi Müdürlüğünde belgelere yansıdığı kadarıyla tüm disipleni alt üst eden bir isim.
——-
Bursa Öğretmenevi Müdürü Yardımcısı Mehmet Şükrü OKATAN, Osmangazi Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı.
—–
Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve başkan vekili Adil YAZICIOĞLU (Özel Altinküre Kursu bağlantılı iş pasladığı iddiası).
—–
Veeee Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger.
Okullarda nizam intizamı sağlamak görevi olan Dülger, eğitim yuvalarının ismini lekeleyen bu olumsuz skandallara göz yummakla “görevini kötüye kullanıyor” şeklinde eleştiriliyor.
Yaşananlar karşısında ise sayın Dülger’in “Sendikaya karşı gebeliği mi var, varsa ne tür bir gebeliği olabilir?” sorularına cevap aranıyor.
Bu tablodan da anlaşılacağı üzere Sendika eğitimi kuşatmış; “Suçta işleriz MEB Müdürü de dokunamaz bizim dediğimiz olur” anlamında bir tablo ortayla çıkıyor.
Tüm bu veriler ışığında İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin DÜLGER’in hiç bir tasarrufta bulunamaması sadece MEB İl Müdürü sıfatını taşıyan bir emir eri olduğunu çok net ortaya koymuştur..
—
Şimdi ise EĞİTİM-BİR-SEN 1 Nolu Şube başkanı Ramazan ACAR’ın ortada ayna gibi duran şu sorulara vermesi gereken cevaplar var.
Tüm bu olan bitenlerden haberiniz var mıydı yokmuydu?
Yoksa şimdi öğrendiniz, gereğini yapacak mısınız, ne zaman yapacaksınız?
Bilginiz varsa neden bu zamana kadar ilgili kişilere yönelik sendika olarak her hangi bir yaptırım uygulamadınız?
Resmiyette siz olmanıza rağmen uygulamada Sendika’nın şube başkanı siz misiniz, Adil Yazıcıoğlu mu? artık karar verin.!
Önümüzdeki günlerde acı acı cevabı beklenen aşağıdaki bazı soruları muhataplarına yönelteceğiz.
İlçe Başkanı Mehmet Şükrü Okatan misafirlerinin giderleri için adisyon açmış ücretini ödemiş midir?
Diğer Eğitim Sendikalarına da aynı şekilde görev yaptığı okulu toplantılar için açacak ve ev sahipliği yapacak mıdır?
Bu tür kullanımlara hangi yetkiyle cüret edilmektedir?
Bursa öğretmenevinde Müdür Yardımcısı olarak görev yaparken, aniden Muradiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine müdür yardımcısı olarak görevlendirilmek, Bursa öğretmenevi Müdür Yardımcılığı, okul müdürlüğünden bile daha cazipken, bütün işleri ‘’ye, iç, yat’’ olarak gerçekleşirken neden bir okulun Müdür Yardımcılığına geçmek zorunda kaldı? Bu konuda çok yönlü iddialardan bahsediliyor?
Sahi bir sendika şube başkanı Ramazan Acar’ın asli görevleri arasında neler yer alır?
Altınküre’nin yayınlanan indirim kurs listesinde hangi sıfatla neden niçin yer verildiği gibi bu ve benzeri daha fazla sorular ve konuların detayları işleyeceğimiz konularımız arasında yer alıyor.
Tüm bunlar karşısında Sendika olarak MEB babanızın çiftliği olmadığına ve onur kavramına inanıyorsanız idari ve sendika görevlerinden istifa etmeyi düşünür müsünüz?
*
SELÇUK TÜRKOĞLU’NA CAN ALICI SORULAR!
Tüm bu yaşananlarla alakalı ömrü sendika yöneticiliğiyle geçmiş İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu bu zamana kadar neden sessizliğini koruyor?
Su saatlerini ellerinde sallayarak Buski önünde şov yapıp, verilen vaatlerin yerine getiremediği için Büyükşehir belediye başkanı Alinur Aktaş’ı istifaya davet etmek mi görevi yoksa MEB’de yaşanan kepazeliklerin takipçisi mi olmaktır.
Komşu sendikada adı geçenlerin içinde ahbap, dost arkadaş ortamımı mevcut?
Kendisini ve çevresini sözde muhalefet yaptığına inandırmaya çalışan Sayın Türkoğlu’na gündeme ilişkin çok önemli sorularımız olacak.
Devam edecek…
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
MANŞET
03 Aralık 2024MANŞET
03 Aralık 2024MANŞET
03 Aralık 2024MANŞET
03 Aralık 2024MANŞET
03 Aralık 2024MAGAZİN VİDEO
03 Aralık 2024YAŞAM
03 Aralık 2024