Büyükşehir Belediyesi CHP’de olsaydı bu kadar avantajlı olamazdı, Ak parti bu kadar zarar göremezdi.
Ak Parti bugün olduğundan itibarı daha da güçlü olurdu.
Ne yazık ki, gelinen noktada tam tersi yaşanıyor.
Ak Parti’nin yönettiği kentte tüm argümanlarıyla hızla güç kaybı yaşanıyor.
İnanç, itibar ve güvensizlik oluşuyor.
Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın amansız gayret ve çabaları, diğer yandan bu çabaların ve talimatların tersine uygulamalar.
Yani bir el hem REİS’i hem de partisini paçasından tutmuş aşağı çekiyor.
Söz de omuz veriyormuş gibi görünüp müthiş bir ağırlık oluşturuluyor.
Bunların en belirgin örnekleri de yerellerde yaşanıyor.
Bugün AK Parti’nin yönettiği Bursa Büyükşehir’in performansı ne büyük bir talihsizliktir ki CHP’ye artı yazıyor.
Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz kişisel Youtube kanalında bugün belediye seçimi olsa Ak Part’nin elindeki Bursa, Balıkesir, Denizli, Uşak ve Samsun belediyeleri ile MHP’nin elindeki Manisa Belediyesi’nin CHP ve İYİ Parti’ye geçeceğini açıkladı.
Özkiraz, Twitter üzerinden de paylaşım yaptı.
Demek ki Bursa’da oluşan karamsar tabloyu görmezden gelen, sümen altı edenlerin gerçekleri saklayamayacağını ortaya koyuyor bu gidiş.
Büyükşehir açısından değerlendirildiğinde durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
Tersine Bursa’ya atandığı dönem de İnegöl’de gün yüzüne çıkan “biz kurtulduk Allah Bursa halkının yardımcı olsun” tepkileri olmuştu.
Bir nevi kurtulduklarına sevinç naraları atan inegöl halkı vardı.
Yeterli olamayacağı bilindiği halde Büyükşehir gibi bir koltuğa oturtulması AK parti adına adeta yılların kazanımlarının bir çırpıda heba edilmesi anlamı taşıyordu.
Şimdi ise Partinin eskiye özlemi sadece rüyaları süslüyor durumda.
“Gelen gideni aratır” sözünün ayna gibi tecelli ettiği Bursa’da zamanında şiddetli eleştirdiğimiz Recep Altepe‘yi iğne iplikle arar duruma gelinmiş olması Ak Parti’nin kötü kaderinin rüştünü ispatlayamayanlar vasıtasıyla bugünden yarına yansıması olarak değerlendiriliyor.
Zira eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Sayın Altepe borç harç şekilde de olsa yatırımlarını yapıyor bir şekilde hizmette ilerleme sağlanıyordu.
Ama Sayın Aktaş döneminde bu ilerleme durmakla beraber tamamen “U” dönüşüyle 3 buçuk yılda müthiş bir başarısızlığa imza atılmış oldu.
Sözün özü; 3 buçuk yıl sadece konuşarak geçildi.
OSMANGAZİ SÜRÜKLÜYOR!
Bursa’nın tek parlak yüzü, Osmangazi belediyesinin ortaya koyduğu performans olarak görülüyor, dolayısıyla Bursa’yı bir nebze de olsa Osmangazi sürüklüyor.
Özellikle üç dönem üst üste başarıya imza atan bir başkan bu dönemde mega projeleri ilçeye kazandırması konusunda önemli yatırımlara imza attı… Adından çoksa söz ettirdi.
Sadece yerelde değil Türkiye’de parmakla gösterilen hizmet ağı örüldü Osmangazi de.
Ve bu kadar uzun dönem başkan olmasının esrarı sadece ve sadece hizmetlerinin karşılığı olarak yorumlandı.
Yani Osmangazi Belediye Başkanı Sayın Mustafa Dündar bileğinin hakkıyla bugünlere geldi.
Hiç bir şeyin tesadüf olmadığını gösterdi.
Ama Sayın Aktaş’ın “hangi başarıları mevcut” diye dünde soruluyor bugün de.
YILDIRIM’DA KARA FARKI!
Aynı şekilde Yıldırım’da İsmail Hakkı Edebali‘yi aratan bir portre karşımıza çıktı.
Özellikle AK Parti’nin kalesi olarak bilinen Yıldırım’da hiç bir ciddi atılım, gayret, proje, üretim tatbik edilemediği gibi iki yıla yaklaşan süreçte çıtanın daha da aşağı çekildiği gerçeği acı şekilde ulu orta göz önünde serildi.
Gelinen noktada “Yıldırım’a odun koysak kazanırız” diyenlerin Yıldırım halkına ne kadar önemsediklerinin en belirgin örneğini gösteriyor.
Sayın Edebali’nin Altepe örneğinde olduğu gibi bir şekilde çeşitli yatırımlara imza atması, bazılarının da görevi devrettikten sonra açılışının Sayın Yılmaz’a nasip olması, sonrasında rutin hizmetler dışında hiç bir yatırıma imza atılamaması Ak Parti ve Erdoğan’ın paçasına iliştirilen yeni ağırlıklar oldu.
TAHSİN KARA’NIN NEGATİF ETKİSİ
Özellikle Tahsin Kara ve ekibinin Yıldırım’da inisiyatif edinmesi bu başarısızlığı tetikleyen etken oldu.
Diğer yandan Sayın Kara İL Başkanlığı koltuğuna göz dikmesi, kazara böyle bir talihsizlik yaşanması durumunda Bursa’nın hepten elden çıkarılması anlamına geliyor.
Bursa’da Ak parti temeline ilk kavganın tohumlarını eken Tahsin Kara sonrası o gün bugün partinin beli düzelmemiş, iflah almamış, başarının önünde en büyük engel olarak set oluşmuştu.
Ve bugün Tahsin Kara kavga ve ayrıştırmacı tutumunu perde arkasından boş durmamak kaydıyla aralıksız sürdürüyor.
Bu da Erdoğan’ın partisinde başarısızlığın her geçen gün daha da derinleşerek devam edeceği anlamı taşıyor.
Durum bu kadar net iken hala İl başkanlığı belirleme sürecinde bazı isimlerin gündeme getirilmesi partinin geleceği ve kazanımlarından ziyade açık ara rant güdümünden başka anlam taşımıyor.
Tahsin Kara ismi ise bunların başına geliyor.
İl başkanlığına kim gelirse gelsin Bursa’yı kendi başına toparlayacak, dağınıklığı giderebilecek bir gücü olmadığını sanırım herkesin bildiği malum.
Tüm bu olasılıklarla birlikte artılar eksiler ortaya konularak Bursa’da büyük bir lidere ihtiyaç duyulduğu gerçeği tüm kesimlerde hemfikir oluşturmuş durumda.
Bu toparlanmanın mevcut vekillerle olamayacağında da hemfikir.
Bursa uçurumun kenarına itilmiş, dokunsan aşağı düşecek pozisyonda.
REİS’İN CEBİNDEKİ İSİM!
Herkes bastırıyor, aman benim adamım olsun da ne olursa olsun.
Partiyi davayı çok ta tınlayan yok.
Herkes kendi adamının yetki alması sonrasında gelsin siyasi ve okonomik rantlar.
Yani davayı düştüğü yerden kaldırma gibi bir çabanın olmadığı heva hevesi güdenler.
Şimdiye kadar yanılmadım umarım bundan sonra yanılırım.
REİS’in önüne hangi isimler giderse gitsin daha öncede söyledik il başkanının aslında belli olduğu ve adının tarafımıza bir şekilde ulaştığını paylaşmıştık.
Yani her zamanki taktik, bir kaç isim ve sonrasında “sen olacaksın hadi bakim birlikte çalışın hayırlı olsun” denilmesi gibi.
Son saniyeler ne getirir ne götürür bilemeyiz ama bize gelen REİS’in cebindeki ismin tebliğ edilene kadar paylaşmama sözümüzün olduğudur.
Sanırım bu hafta tebliğ edilir herkes öğrenir kim olacak macerası da son bulur..
News
