Kaybediyoruz! Yeni İl Başkanı? Dündar’a çamur atarak prim yapmak!
Bursa’nın kazançlı ve kayıp yılları olarak iki ayrı dönem yaşadık.
Hikmet Şahin dönemi kazançlı yıllar olarak tarihe kazındı.
Sonrasında çıta yavaş yavaş düşmeye başladı.
Son dönem de ise bu düşüş halatı kopmuş misali hızlandı.
Bu süreçler ise bir hazırlığı olmayan, düşüncesi olmayan, gereksiz laf üretenlerle doldu.
Oysa seçimlerde bol bol, bol keseden atanlar özellikle belediyelerin artık böyle bir mazereti yok.
Milletin oyunu almış ve koltuğa oturmuş isen yapacaksın projeni, şehrin sorunlarını sıralayıp gücüne göre hizmet edeceksin.
“Mesela Yıldırım’ın sorunu var olan bir odaya iki çekyat yada koltuk yerleştirerek aşıklar odası ismiyle açmak değildir.”
Bırakın artık bu ayakları.
Milletin kentsel tasarıma, geniş cadde sokaklara, dönüşüme, çağdaş görünümlü yapılanmaya ve doğal ortama ihtiyacı var.
Yıllarca Yıldırım’lı’nın ağzına emzik verip kandırmaca oynadınız.
Nilüfer’e 44 kat imar izni verenler Yıldırım’a 10 katı çok görüyorlar.
Yıldırım’dan oyu alacaksın sonra da hacı baba tekkesi muamelesi yapacaksın.
Maalesef artık Yıldırımlı kanmıyor bu böyle biline.
Ben olsam basit açılışlarda milletin önüne çıkıp konuşmaktan haya ederim.
Yahu kardeşim atanıp gelindi, “asıl biz seçimle gelelim ondan sonra bizi görün” denildi.
Üç yıldır görevde olan bir belediye başkanı.
Ortada bir tane iz yok.
Büyükşehir’in imkanları yetkileri iş yapma kabiliyetinin düşünün, kaynak geliştirme potansiyeli, ilave projeler geliştirebileceğini düşünün ve elinde güçlü argümanlar olduğu bir belediyeyi düşünün.
Ak parti’nin elinde en büyük belediye olan bir kenti düşünün.
Bu bir realitedir.
Beğenmediğiniz eleştirdiğimiz Altepe’nin yaptığı işler orta da.
Sen de yap kardeşim ya.
Ya kaynak üret ya da borçlu yap harçlı yap ama yap.
Diğer yandan baktığınızda ortada bir başarı var!
Üç yıl boyunca ha bugün ha yarın boş konuşarak geçirmekte bir maharettir.
Burada hakkını vermek lazım.
İnsan hiç bir şey yapmadan iş yapıyormuş gibi konuşmaktan biraz hicap duymalı.
Altını çiziyorum: Bu süreci konuşarak doldurmak gerçekten de büyük maharettir.
Bunun adına “Klasik kasabalı siyasetçi tarzı” denir.
Ben hizmetin kitabını yazarım” diyen bir başkana “şehirciliği ne kadar biliyorsun” diye sormalı.
Mesela İnegöl’de ne yapıldı ne üretildi yıllarca.
Siz şehir nasıl tasarlanır kurgulanır, şehrin ana sorunları nedir, ana sorunlarla ilgili neler yaptın, merkezi hükümetten ne ifa ettin?
Mesela Şehircilikle ilgili ne yaptık, mesela ulaşımla ilgili ne yaptık?
Kaldı ki, Sayın Başkan “Bursa’da trafikle ilgili sorun yok” demişti.
Allah aşkına milletle kafa mı buluyor dalga mı geçiyor anlaşılır gibi değil.
Yoksa gerçekten trafik sorunu yok da millete var gibi mi görünüyor.
Millet ana arterlerde serap mı görüyor yoksa.
Bu özgüven nereden alınıyor anlaşılır gibi değil.
Keşke özgüven hizmete endekslenseymiş. Oysa tüm endekslemeler su saatlerine yoğunlaştırılmış durumda.
Sürekli toplantı paylaşımlarıyla sahaya ve vatandaşa yansıyan olumlu yerine olumsuz sonuçlar.
Aslında bildiğiniz gibi Ak Parti’nin elinde kalan tek büyükşehir fırsattı.
Bursa’da böyle projeler hayata geçirilmeliydi ki; ne yazık ki Türkiye ye örnek olacak bir fırsat tepildi. Orta da laf kalabalığından başka şey yok.
MUSTAFA DÜNDAR ÜZERİNDEN PRİM YAPMAK!
Oysa hizmet eser bırakmakla olur, ben hizmet etim demekle olmaz.
Nezir Asaroğlu’nun hedefine koydurtulan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar Tıpkı Faruk Çelik’e yönelik çamur atma politikası gibi elle tutulur hiç bir tutar yanı olmayan iddialarla yıpratılmaya çalışıldı.
Sayın Dündar’ı yıpratmaya çalışanlar ne yazık ki, yıpranmanın zirvesine çıktılar.
Başkan Dündar mega projelere imza atarken hizmetini yapıyor, en uzun belediye başkanlığını yapan kişi olarak yıpranması gereken kişi olmasına rağmen baktığınız da en iyi hizmetleri yapan kişi olarak öne çıkıyor.
Demek ki; ortada yatırımlar var, eserler var hizmet var.
Millette hizmeti konuşuyor demektir.
Mustafa Dündar’la neden uğraşılıyor, neden saldırılıyordu?
Oysa hizmeti layıkıyla yapan kişinin başkasından korkusu olmamalıydı.
Osmangazi dünya çapında müze yaptı, Malum kent meydanı projesi tüm ekonomik saldırılara rağmen ilerliyor. Diğerlerini saymıyoruz.
Büyükşehir’e ise en büyük katkıyı koyan Osmangazi.
Bakınız; Yıldırım’da sular vadisi bir şekilde sonuçlandırıldı ama hala açılmıyor.
Neden?
Göze gelecek, önceki başkana prim yazacak diye.
Böyle bir mantık olabilir mi?
İL BAŞKANI KİM ?
Şimdilerde Ak parti il başkanlığı için gruplaşmalar söz konusu.
Ayhan Salman seçimini Alinur Aktaş’tan yana kullandığı için Hakan Çavuşoğlu ile köprüler atıldı.
Çavuşoğlu’da Salman’ın değiştirilmesinden yana yeni adaylar öne çıkarmış durumda.
Kulislerde dolaşan isimlere göre Tahsin Kara ile Ali Muolla Salih Çavuşoğlu’nun desteklediği adaylar.
Genel merkezde birbirlerinin isimlerini vermeleri konusunda telkinler yapıldığı konuşulurken, Sayın Kara Mustafa Dündar’a karşı Çavuşoğlu tarafından aday gösterilmişti Osmangazi’de.
Şimdi soru şu: Üç adaydan kim olmalı ?
Üçünden biri: Nasılsa parti göçmüş hangisi gelirse iyice biter. Tahsin Kara gelirse kavgalar ve gruplaşmalar iyice keskinlik kazanır.
Üçü dışında biri: Yeni bir umut gözüyle bakılır.
Eğer Tahsin Kara, Ali Molla Salih veya Ayhan Salman arasında isim tercihi yapmak zorunda kalınırsa partinin içine düştüğü durum iç sızlatıcı olur.
Ali Molla Salih’in gelmesi Has Parti’nin Ak Parti bünyesinde güç kazanması ve bölünmeyi hızlandırması demektir. Tahsin Kara’nın gelmesi ortalığı iyice karıştırır, kavgaların hiç olmadığı kadar büyümesi anlamına gelir.
Bu da parti de adam kalmamış anlamını ortaya koyar.
İki isme de tepkiler hiç olmadığı kadar büyük.
İDDİALAR VAHİM!
Bursa il başkanlığı için amansız mücadele devam ederken siyasi arenada konuşulan en önemli konuların başında bu işin parayla halledilmesine dair dedikodular.
Böyle bir durum söz konusu olursa seçmenin, milletin, tabanın, dava erlerinin alın terinin satılması anlamına gelir.
Buda Ak Parti’nin Bursa’da mevta olduğunu ortaya koyar..
Mevcut başkan, daha bitmemiş projeler var bu nedenle göreve devam etmemiz lazım diye genel merkezden aracılarla talepte bulunuyormuş.
Üstelik yeniden görevlendirilmesi adına maddi açıdan hiç bir fedakarlıktan kaçınılmayacağı kulislerde yayılmış.
Hangi projelerin yarım kaldığını açıkçası merak ettik.
Mesela Karacabey’de dönen dolaplar mı, İznik’de dönen dolaplar mı, Bursa’dakiler mi, hangisi hangi projeler?
Eğer Sayın Salman koltuğun elden gitmemesi için her türlü fedakarlıkta bulunmayı göze alıyorsa millete hizmet için hangi fedakarlığı yaptığını iyi bakmalı!
Bursa’yı bitirdiler, Ak Parti’yi bitirdiler ama hala hangi projeden bahsettiklerine anlam vermekte güçlük çekiyoruz.
Türkiye’nin en yüksek oy kaybı yaşanan Bursa’da “üç yıldır hangi hizmetin altına imza attınız?” diye sormak lazım.
Millet isyanlarda.
HANGİ HİZMET?
Yatırım dediğiniz zaman beceremediğiniz hizmetlere devlet el koymuş.
Millet bahçeleri, hanlar bölgesi projesini çevre bakanlığı ben yapacam demiş, Millet mahallesine kent meydanı yapacam demiş, hızlı trenle ilgili yeniden hızlandırılma durumu söz konusu, otomobil fabrikası Bursa’ya gelmiş.
Bunlarla sizlerin bir alakası var mı?
Tabi ki yok.
Yerel yöneticilerin Bursa’ya verdiği hiç bir katkı yoksa yarın belediye seçiminde sandığa ne yansıyacak sorarım size?
Meçhul.
Yani orta da vatandaşa yönelik bir memnuniyet yok, tam tersine memnuniyetsizlik almış başını gidiyor.
Aradaki problemleri, Bursa’nın teşkilatla insanlarla hemhal olan, dertlerine koşturan Bursa büroksasisini zapt altına alıp yönlendiren, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığını yönlendirebilecek kapasite de, Bursa basınıyla demokratik bir ilişki kurabilen öyle bir yetenek var mı?
Yok!
Öyleyse Ayhan Salman’a tavsiyem; Senin en iyi yaptığın iş marketçilik!
An itibarıyla Bursa’da yönetici talihsizliği devam ediyor.
Allah şu Bursa’ya aklı ve kafası yerinde, hizmetten başka şey düşünmeyecek, milletin derdiyle dertlenen, bir o kadar cesaret ve risk alabilecek yatırımlar yapan ehil, liyakat sahibi bir yönetici nasip etsin.
Ak Parti’yi de bu düşünce dışındakilerin eline bırakmasın.
Amin.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın