Ortalık ana baba yerine döndü Kaşıkçı ortalarda yok!
Şimdi gel de Bursa’da Sağlığın sağlıklı şekilde yürüdüğünü anlat!
Göreve geldiği günden beri ortalarda görünmeyen, Bursa sağlığı anatomisinden uzaktan yakından yeteri kadar alakadar olamadığı şikayetleri birbirini kovalayan bir Sağlık müdürüyle karşı karşıya koca kent.
Hiç bir olaya vakıf olamadığı, olmak için de hiç bir çaba sarf etmediği sağlık çalışanları arasında habire şikayete konu olan bir tepe yönetimi ne yazık ki en vahim zamanlarda bile ortalarda görünemedi.
Size ihtiyaç duyulduğu zaman ortalarda yoksanız ne zaman olacaksınız?
Havasını soluduğumuz Bursa’da “Ciğerimiz yandı ciğerimiz.“
Bilindiği üzere Bursa’da talihsiz, bir o kadar da üzücü olaylar yaşandı dün akşam.
İki grup arasında çıkan kavgaya müdahale eden Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memurumuz Erman Özcan‘ımız şehit oldu.
Tarafların birbirine ateş etmesiyle çok sayıda kişinin yaralandığı çatışma sırasında çevredeki binaların camları kırıldı.
Yaralıların kaldırıldığı Bursa Yüksek İhtisas ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi adeta ana baba yerine döndü.
Hiç yoktan yere masumca görevini yapmaya çalışan polisimizin ocağına ateş düştü.
Minik yavrusu yetim kaldı.
Acımız büyüktü.
Tüm Bursa ve polis teşkilatımızın ciğerleri dağlandı.
Bir polisimizin bir askerimizin kılına zarar gelse vallahi içim parçalanıyor 🙁
Milli manevi duyguları yaşayan herkes aynı acıyı hisseder.
Ne yazık ki bu acıyı Bursa’da bir kez daha yaşadık.
Bursa Valisi Sayın Yakup Canbolat, Emniyet Müdürü Sayın Tacettin Aslan, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş ve diğer şehrin mülki amirleri hastaneye akın ettiler.
Herkes sorumluluk bilinciyle hareket ederken Bursa’nın İl Sağlığından sorumlu Müdür hazretleri Halim Ömer Kaşıkçı ortalarda yoktu.
Oysa herkesten önce o hastanede kendi sorumluluk alanında olması gereken kişiydi.
Valisinden emniyetine, medyasından siyasetçisine kadar tüm şehrin mülki amirleri oraya akın ederken Sağlığın tepesi adeta yer yarılmış içine girmişti.
Hastanede yapılan açıklamada Vali beyin yanında baş köşesinde olması gereken kişi İl Sağlık Müdürüydü.
Firar etmişcesine ara ki bulasın.
Ortada devletin tepesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı üzen ve telefon açmasına neden olan kahredici bir olay yaşanıyor ama bizim müdür hazretleri Halim Ömer Kaşıkçı yokları oynuyor.
Nasılsa yakın korumayı kaptı, birde makam aracına çakarlı lamba taktı mı no problem!
Ver elini şehir dışı.
Her hafta sonu şehir dışına çıktığı söylentileri dalga dalga yayılan Sağlığın tepesinin iki arada bir derede Türkiye’nin en büyük 4’cü kentinin sağlığını nasıl sağlıklı şekilde yönetebileceği sorgulanmaya başlandı.
Ve nihayet hemşerisi olduğu öğrenilen Vali Yardımcısı Musafa Özsoy’un çektiği kıyakla karantina günlerinde bile her hafta sonu şehir dışına çıkması kural kaidelerin kendilerine işletilemediğini ortaya koyduğu yönünde sağlık camiası arasında kötü bir örnek olduğu algısı yayılmaya başlanmıştı.
Bu minvalde Sayın Kaşıkçı’nın Sağlıklı şekilde olması gerekirken sağlıksız örnek oluşturuyordu kendi camiasında.
Ve bu şikayetlerin tümü kendi yönettiği çalışanlarından geliyordu.
Bununla birlikte dün yaşanan talihsiz olay sonrası yüzde bin beş yüz olması gerektiği yerde olmayan bir sağlık müdürünün ne zaman olacağı sorgulaması yapılmaya başlandı.
Ama nasılsa Kalyoncu grubu var ya!
Nasılsa onlar her ayrıntıya el atıyor ya..
Bu açığı da da kapatır misali mesele yok!
Sağlıkta makam yetki paylaşımına yağma hasan böreği gözüyle bakmaya fırsat verenlerin vebali büyüktür.
Her şeye rağmen Sayın Kaşıkçı ve Ayhan Kalyoncu grubunun tozunu attırdığı sağlık camiasının açığını kapatan isim yine gözden çıkarmaya çalıştıkları iddia edilen Doç. Mehmet Demir Hoca oldu.
Ortalığın karıştığı o gece her yere yetişen, şehrin tüm üst düzey yönetiminin akın ettiği Hastane de sağlık camiasının onurunu kurtaran isim yine Sayın Mehmet Demir olmuştu.
Orada olması gerekenler makam mevki peşinde kadroculuk peşinde oldukları yönünde başında beri sağlık çalışanlar arasında konuşulurken, böyle bir olayda bir kez daha sağlığın sorunlarına duyarlı olamadıkları tepkilerine neden oluyordu.
İşte bu durum vazife bilinci, sorumluluk bilincinin ne kadar ciddiyetle önem arz ettiğinin belgesidir.
Ne yazık ki, bugünkü sağlığın tepesindekilerin ne kadar bu bilinci taşıdıkları merak konusu oluşturmuş durumda.
.
KAŞIKÇI NEDEN GÖRÜNMEZ ADAM!
COVİD-19 salgın döneminde bile tek kelime açıklaması olmayan, (en azından ekranlarda açıklama yaptığını görmedim) toplumu aydınlatmak rahatlatmak adına iki kelamı bile vatandaşa çok gören bir zihniyet.
Ekranlara çıkıp iki laf etmesi belki de kamuoyunda psikolojik rahatlamaya neden olabilecekken ortalarda hiç olmadı.
Covid-19 salgını vakalarıyla alakalı Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş Bursalıları bilgilendirmek zorunda kalıyor.
Başkan Aktaş’ın görevi başından aşkın ama yine de açıklama gereği duyuyor.
Hayır şimdi anlaşılmayan şu; Sağlık müdürü Sayın Aktaş mı Sen mi?
Bu kadar kendini pasifize etmek neyin nesi?
Tıpkı Yıldırım Belediye Başkanı Sayın Oktay Yılmaz misali.
Yahu git işine be!
Reis diyeni “bakkal dükkanı işletmiyoruz devlet yönetiyoruz devlet.”
Siz de devletin birimleri olarak görevinizin bilincini ve sorumluluğunu layıkıyla taşıyın.
Döneminizde zaman ilerledikçe sağlık camiasında il müdürlüğü kapsamında yönetimsel olarak şikayetler çığ gibi artmaya başladı.
O halde siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
.
SAĞLIKTA BÜTÇE GÖZ KAMAŞTIRIYOR!
Sağlık yatırımları ve ihtiyaç dahilinde Bursa’da en önemli bütçelerden biri olduğu biliniyor.
Mali açıdan giderleri ve sürekli çoğalan, ihtiyaçları yeni ihale ve alımların artmasına neden oluyor.
İşte tam da bu minvalde bazı sorumlu zatlar görevi kötüye kullandığına , hatta uzun zamandır bu manada yargılandıklarına dair önemli bilgiler gelmeye başladı.
Camiada “kimlerin haberi var” diye sorsak haberleri olması gerekenlerin dışında kimsenin olmayabilir diye bir durum ortaya çıkıyor.
Ne yazık ki, kimselerin masum olmadığını anlıyoruz.
İşte bugünkü konumuz buydu.
Ancak yaşanan talihsiz olay öne çıktı.
Daha detaylı ve ayakları yere sağlam basan bilgilerle sağlığı masaya yatıracağız.
Ama daha önce buradan Sağlıkta uçan kuşu bilen, kaçırmayan, yazan çizen, hatta hangi personelin görev yerine icap edip etmediği gibi tüm ayrıntıları bilebilecek kadar kendini bir şey sanan Lale Akasoy’a soruyorum.
Sağlıkta yaşanan mali işler konusunda görev kötüye kullanma konusunda hiç mi kulağına su kaçmadı, hiç mi havadan nem kapmadın?
Yoksa birilerinin servis ettiği kadarıyla mı kalem oynatıyorsun?
Nedir senin sağlıktaki zorun?
Vicdanın varsa kalemini daha adaletli kullan.
Yıllarca sağlık yazarıyım diye geçiniyorsun.
Meydan boş ya herkes senin yazdıklarınla amel eder duruma gelmiş istediğin gibi salla.
O halde sağlık konusunda sana arkadaş oluyorum.
Yan yana oturur birlikte yazar çizeriz.
Şöyle birlikte geçmişe doğru yolculuğa çıkar birlikte aydınlatırız Bursa’yı.
Ama sen sen ol Sağlığı hacı baba tekkesi gibi kullanmaya kalkma!
Yavuz Baştuğ, Rüstem Aşkın, Özcan Akan ve bugünkü Kaşıkçı’ya kadar birlikte yolculuk yapalım.
Eğer sıkılırsan uzatmaz kısa keseriz.
Bu arada Sayın Kaşıkçı bu işi pek bilmediğini anlıyorum.
Sürekli birilerinin gazına geldiği söyleniyor.
Eğer böyleyse vah Bursa’nın haline…
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın