Sosyal platformlar, kağıt gazeteler ve medyadaki sahtekârlar
Hiç düşündünüz mü?
Dünya genelinde medya zemin değiştirirken, Türkiye’de neler oluyor?
Facebook, YouTube, Twitter, Instagram, niye büyüyor?
Eğer düşünmeye vakit ayırırsanız geleceğinize de yön verirsiniz.
Yok ayırmazsanız, geleceğinize düşünebilenler yön verir.
Basılı Medya sektörü her geçen gün sos veriyor.
Bunu ekonomik imkanlara bağlayanlar sadece kopya yapıştırın dışına çıkamayan kalıplaşmış düşüncelerden başkası değildir.
Değişime ayak uyduramayanlar “eski düzen iyiydi” sitemlerini bozuk plak gibi cıvıldar durur.
Her meslekte olduğu gibi Gazetecilikte özgün içerik gerekir.
Bunu yapamayanlar ajans servisleriyle aynı iadelerle aynı noktalı virgül konularla okuyucuyu avutmaya, kandırmaya çalışır.
Bilmez ki kendini kandırıyor.
Bir zaman sonra bitişin eşiğine geldiğinde ilk uyanması son uyanması olacaktır.
Öyleyse bu tür zihniyet, halâ kese kağıdında domates satmaya çalışsın.
Sözde gazetecilik yaptıklarını sananlar gerçekte sırtından geçindikleri kişilere hakkını verme yerine dışardan kelime dizilişlerinden bi haber gazeteci olmayan bazı kişilere köşe yazdırıp sadece sayfa dolması için arka kapıdan dolanmaya çalışıyorlar.
Gündemden uzak, hikayeden renklilik olması adına farklı isimlerle çoğunluk görüntüsü vermenin kimseye bir şey kazandırmayacağını bildikleri halde gerçek gazetecilere, mesleği alın terinden yoğrulmuş insanların hakkını gasp ediyorlar.
İstisnalar hariç kendilerini patronu sanan bazı zıvanadan çıkmışlar bu zamana kadar çalıştırdığı emekçilerine yeterince haklarını vermedikleri gibi alın terini sömürmek için çeşitli arayışlar atraksiyonlar içine girmişlerdir.
Kazanmak uğruna ne tür şeytanlık varsa uygulamaya çalışmış, bilmedikleri de varsa öğrenmekten geri durmamışlardır.
Bursa yerel medya da bu tür örnekler yaşandı yaşanmaya devam ediyor.
Ulusal medya kanallarını işgal edenlerde aynı kafadan geri değiller.
Çoğu sahiplerinin sözünden çıkmayanlar.
Düşük zeka seviyesine göre idare eden zihniyet, toplumu koyun gibi güdüyor.
Toplumun bu seviyeye gelmesinde en büyük pay bu zihni bulanık, yeri gelince kör sağır olan, ama şeytanlıkta dört gözüde açılan sözde aydın geçinen kara kafalı medya sektörüdür.
Türkiye’de gazeteyi davası bilir, okumasa da destek olmak için para verip alır, çöpe ve yere bile atmaktan hicap duyan saf bir anlayışa hakim toplumduk.
Şimdilerde sahip çıkmaya çalıştıkları ve sırtından para kazanıp holdingleşenler artık halkı umursamadıkları gibi tam bir zehirli yılan olmuş beslenip büyüdükleri vatandaşı sokmaya çalışıyorlar.
Bu zavallı zihniyet vatandaşa olduğu gibi devletini de zehirlemekten ve ihanet etmekten geri durmuyor.
Gelinen nokta da Ulusal ve yerel Medya görevlerini yapmak, faydalı olmak yerine tam bir zararlı organ haline glemiş, devletten para koparmak adına üç beş yapraklı yüz tane gazete basıp ayak oyunları oynamaya devam ediyor.
Topluma hiç bir yararı olmadığı gibi haberlerinin aynı merkezden çıkması, hiç bir özgün içerik taşımaması, kendilerini yok etme durumuna itmiştir.
Özellikle İnternet haberciliği, sosyal medya ve cep telefonları zaten bu tür havadan geçinen gazetelerin sonunu getiriyor.
Aslında çok ta iyi oluyor.
Ötesinde ise Sosyal medya, televizyon ve internet medyasını da gölgede bıraktı.
Gazetelerin artık esamesi okunmaz durumda.
Matbu gazeteler sadece lafta varlığını sürdürmeye çalışırken onlara verilen reklamın hiç bir getirisi olmadığı artık bir gerçek.
Ciddiyetleri de kalmadı.
Dünyanın en önemli yayın organları, televizyonlar bile artık sosyal medyadan besleniyor.
TV haberlerinde bakıyorsunuz haber olan görüntü veya fotoların bir hafta önce sosyal medyada çoktan yayınlanmış, bir kişinin telefonunda anında servis edilmiş, herkesin haberi olmuş, izlenilmiş, hükmü geçmiş, bitmiş gitmiş görüntüler..
TV’lerde bile yayınlanması bayat konumuna düşüyor.
An itibarıyla sosyal medya hem İnternet haberciliğinin hem de TV ve basılı gazetelerinde yüz adım önünde gidiyor.
Kısaca sosyal medya tüm alanları besler durumda.
Güncel olaylar ve Siyasal gelişmelerin ilk servis edilidği yer Sosyal medya platformları.
Anlık paylaşımlar ve duyumlarla haber servislerine konu olan Sosyal ağ her geçen gün gücünü güç katarken, Türkiye’de binlerce haber sitesi olmasına rağmen sosyal paylaşım platformu oluşturamayan kafalar ağzını açıp seyreder.
Mesela AK parti ile alakalı duyumlarımızı anında hesaplarımızdan paylaşıyoruz.
Bunu gazete baskısı ertesi gün yayınlıyorsa o matbu gazetelerin artık bir hükmü kalmamıştır.
O halde Kağıt gazeteler hükmünü kaybetmiş, sadedece devletten basın ilan yoluyla hak etmediği parayı almanın derdine düşmüş, topluma değil, sahiplerinin cebine doldurmaya hizmet eder duruma gelmiştir.
Sonuç: Kağıt gazetelerin hükmü, ciddiyeti, etkisi, özgünlüğü ve gerçek habercilikten uzak devrini tamamlamış, sadece toplumu kandırmaya yöneliktir.
Türkiye artık teknolojiyle yarışır hale gelmiş, yedisinden yetmişine kadar 24 saat elde dünyayı taşıyan cep telefonları sosyal medya platformlarıyla zamanla yarışır durumdadır.
Bir tik öte de ise “sosyal medya üzerinden sahte hesaplar açarak sürekli kaşınarak isim değiştirip çamur ve iftira politikası güden, gazeteciyim diye geçinen, rezil olmaktan bıkmayan bazı soytarılar ise her zaman olduğu gibi çok yakında kayaya toslayarak rezil olacak. Kendi isimlerini kullanamayan ve her şeyiyle deşifre olan mesleğin yüz karası bu zibidi takımı için sonun başlangıcı başladı.”
Hangi meslek olursa olsun mesleğin kural ve kaidelerini yerine getirip alın teri, emek akıtıp namusuyla doğruluk ve dürüstlükten ayrılmayan cesaretli, mert, delikanlı gazeteci ve emekçilere selam olsun.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın