AK Partide acı gerçekler, sorunlar ve çözümler.. Üstü çizilmesi gerekenler ve yeniden Ak Parti aklına dönüş…
Düşmanına bile adaletle davranan bir neslin torunlarıysak ve “bir topluma olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin” ayetine itaat ediyorsak hangi konudan yargılanırsak yargılanalım herkese adaletli davranmaz isek alacağımız ahlar bizi istemediğimiz sonuçlarla karşılaştırır.
Dolayısıyla cesarete, doğruluğa ve kararlılığa evet, yanlışta ısrara ve inada hayır.
Bu zamana kadar girdiği her seçimi açık ara farklarla kazanan AK Parti bugün ilk defa sandıktan çıkan değişim talebiyle karşı karşıya.
Daha önce de paylaşmıştım.
İlk defa taşlar yerinden oynadı.
Dengeler her an değişebilir.
Bu da AK Parti’de değişime, birlik ve beraberliğe en çok gereksinim olduğu bir zamana tekabül ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bursa’da yaptığı konuşmada parti içinde beklenen yeniliğe gidileceğini açıklamıştı.
2023’e doğru yenilenme kaçınılmaz olarak görülüyor.
Ama Başkan Erdoğan’nın her defasında parti tabanından gelen şikayetler sonrası aynı mesajları verdiği ama verilen mesajların gereğini yapmadığını görüyoruz.
Bu da zamanla parti içi tepkilerde trendin yükselmesine neden oluyor.
Artık partide sıkıntıların hat safhaya ulaştığı, genelde teşkilatlarda aynı şikayetler ve olumsuzlukların yaşandığı görülüyor.
Yani sadece tabana verilen mesajların yerine tabandan gelen mesajların aynı ölçüde değerlendirilmesi gerekirken, mesaj mesajla karşılık verilerek geçiştirilemeyeceği görüldü.
İşte bu nokta da hiçbir önlemin alınmayışı tabanda tepki oylarının çoğalmasına neden oldu.
Bu da sandığa tahminlerin ötesinde AK Parti aleyhine yansıdı.
Çözüm nedir?
Artık AK Parti de köklü radikal değişime gidilmesi, buda sadece değişim olması adına değil liyakat ve parti ilkelerine bağlı olan sağlam iş bilen kadroların yeniden yetkilendirmesiyle mana kazanacaktır.
Bir kez daha altını çizmek gerekirse yapılması gereken “halka mesaj vermek değil, halkımızın verdiği mesajı almaktır.”
Ak Parti bu zamana kadar makam ve menfaat düşkünleriyle eritildi hala da eritilmeye devam ediyor.
Oysa bu parti kurulduğu ilk günden itibaren sadece hizmete yönelen kadroların varlığıyla önemli mesafeler kat etmişti.
Şimdilerde ise makamlar menfaat ve cüzdan kavgalarıyla anılmaya başlandı.
Neredeyse tüm teşkilatlar yerini hizmet mücadelesi yerine cüzdan ve rant mücadelesine bıraktı.
Burası makamların bağlı olduğu tavana şirin görünmek yeri değil, tabana ve millete hizmet etme yeri olduğu unutulmamalıdır.
Değişim değişim denilerek gelenler gidenlerden daha fazla nasıl rant sağlayacağı hesabı kitabını yapmanın çaba ve gayreti içinde olduğu artık su götürmez bir gerçektir.
Oysa değişimin kafalarda olması gerektiğinin unutulduğu, tersine yeme içme anlamında değişime imza atıldığı şikayetleri tavan yapmasıydı.
Durum o ki, yıllarca partilerine oy verenleri nefretle burnunu tutup başlarını başka tarafa çevrilmesini sağlayan zihniyetle mümkün olmadığı görülmesidir.
Gerek genel merkez gerek yerel teşkilatların kendinden bıkmışlık görüntüsü vermesi ortaya heva hevesleri peşinde koşanların, davasına sevdalı olmayanlarla süratle güven kaybı yaşanmasına sebep oluyor.
Bursa dahil neredeyse tüm teşkilatlardan gelen birbiriyle örtüşen şikayetler istişare ve fikir pazarını ortadan kaldıran bir zihniyetin partiyi uçurumun eşiğine getirmesi, bundan sonra alınacak radikal kararları acil eylem plan çerçevesi ilk sırasında olması gerekmektedir.
Paylaşma, bölüşme, kardeşlik edebiyatıyla asalakların, ikiyüzlülerin kol gezdiği bir devirde partide maliyet üreten insanlar AK Parti’nin imajına büyük zarar verdiler ve hala son hızla da vermeye devam ediyorlar.
Hiçbir zaman toplumun beklentisine cevap verilmeyen ama sürekli istişareden bahsederken bildiğimizi okuruz ayak ve tatbikatlarıyla koca Bursa’yı ateşin kenarına itilmesini sağladılar.
Sözde hikayeden ilkeler, samimiyet, heyecan ve sevdalı olmaktan bahsedenler hiçbir zaman koltukların hakkını veremeyip davasının adamı olamadıkları gelinen noktada her şeyi tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur.
Belediyelerde bile yapılacak icraatların halka pozitif yansımasına bile parazit olmaları, paçalarından asılarak yük olmaları, Ak parti teşkilatlarının asli görevlerine aykırılık organik hiçbir pozitif gelişmeye katkı koymamaları söz konusu şikayetlerde görülmüştür.
Ne yazık ki, iş bilmez teşkilatların belediyelerinin başında adeta demoklesin kılıcı olarak durduğu şikayetleri de öne çıkmaktadır.
Gelinen noktada dertli ve sevdalı olma, davasının adamı olma hususunda sokağın uyarıları var.
Her zaman insan merkezli düşünen AK Parti uyarılara artık kulak vermeli ve bu sesleri kısanlar partiden uzaklaştırılmalıdır.
Değişime direnenlerden bunun hesabı sorulmalıdır.
Asıl üzüntü verici bazı yüzlerin itibar gördüğü, döneklerin makam, servete boğulduğu bir devirde hayat arayan, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen, süreklilik içinde değişimi başarabilen bir parti yüklerinden kurtulmalı ve kendi içindeki reform ve yenilenmeyi başarmalıdır.
Değişim furyası olmaktan ziyade kuruluş felsefesi, ürettiği politikalar ve siyaset diliyle bir zamanlar Türkiye’nin merkez sistemi olarak kabul edilen gerçek Ak Parti aklına ihtiyaç vardır.
Şunu açık ve net söylüyorum.
AK Parti ilk yıllardaki aklını alenen kaybetmiştir.
Hamasetle, duygu patlamalarıyla, öfkeyle değil gönül kırmadan ve kimseyi dışlamadan bir değişim ve dönüşüm operasyonu gerçekleştirilmelidir.
Türkiye’nin tek şansı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la puslu kirli havalarda özgüven, cesaret ve sadeliğiyle yeniden bütünleşmelidir.
Bayramdayız.
Bu bayramı şans olarak değerlendirmek gerekirken, hava civa edasıyla tabana burnunun ucundan bakılmaması artık kaçınılmazdır.
Zira sorunları sıkıntıları görmeyip olması gereken ruhu doğru okuyamaz, yeni gelişmelere ve sorunlara cevap veremez hale gelinirse parti içinde oluşan ‘siyasi beka’nın gelişine şahit olunur ki, bu da iş işten geçmiş anlamına gelir.
“Bu zamana kadar yaptığımız uyarıları ciddiye almayanların gelinen noktada yaptıkları hatalar zincirlerin açtığı deliklerin sayısal ve hacim olarak büyük olduğu acı bir tablo olarak karşımızda duruyor.
Yaptığımız gözlem ve analizlerden ortaya çıkan sonuç açılan deliklerin adeta kevgir gibi tahminlerin ötesinde büyüdüğünü görüyorum.
Bunun için de çok ama çok büyük ve acil çok ciddi ve de gerçek uyarılarda bulunuyorum.
Gelecekte büyük tehlikenin yaşanmaması adına acil önlemlerin şimdiden alınması artık hata kaldırmaz olarak yorumluyorum.
17 yıllık yolculuk göz önüne alınarak yapılacak tespitler ve bundan sonra izlenecek yol, AK Parti’nin kaderini belirleyecektir.
AK Parti artık bıçağın sırtına itildiği ve sendelemeye başladığı gerçeğini söylemek zorundayım.
Öncelikle başta genel merkez ve Bursa olmak üzere sıkıntılı tüm teşkilatlarda acil liyakat üzerine yeniden yapılandırılması adına zamanın çok iyi değerlendirilmesi gerekir.
Seçmen gerekli uyarıyı yapmış ve parti içinde kara düzene şu ana kadar hiç müdahale edilmemiş bir anlamda umudun kesilmesi noktasına kadar itilmiştir.
“Acil eylem plan ile biraz olsun nefes alınması adına yapılması gerekenler, milletle inatlaşmak yerine barışık olmak ve milletin suçladığı kişilerin üstünü çizmektir.”
Örnek: TBMM Başkanı Mustafa Şentop gibi halktan uzak, ağzından çıkanı kulağı duymayan kibir abideleri tüm birikimleri yok eder.
Bu yapılmadığı takdirde malum delikler sayısal olarak çoğalır hacim olarak ta adeta kocaman bir kara delik olup Ak partiyi yutma tehlikesiyle karşı karşıya bırakır.
Kısaca tabandan gelen tepki ve eleştirilerin bir an önce sürüncemede bırakılmadan gereğinin yapılması artık kaçınılmazdır.
Öyle parti kadrolarıyla, kabineyle oluşacak değişimlerle yeni bir sancının başlangıcıyla bir adım atılmayacağı bilinmelidir.
“2023’te kötü bir sürpriz yaşamak istenmiyorsa, siyaset dilini değiştirmeli, millet nezdinde hükmü kalmamış, kendisini değişmez ve değiştirilemez olarak gören siyasilere “yeter” demelidir. “
Gücünü milletin değerlerinden alan milleti, değerleriyle birlikte hâkim kılmaya çalışan, büyük Türkiye dava hareketi olan AK Parti kendisine yük olanlarla değil, yük omuzlayanlarla yola devam etmelidir.
AK Parti kibir, makam düşkünlüğü, hizipçilik ve şahsi menfaat gibi sorunlarla değil bu sorunları çözmeye çalışanlarla yola devam etmelidir.
Bunun için de ilkesel ve fikri anlamda zemin aranmalıdır.
Bu minvalde Kurban bayramınızı kutluyor, İslam alemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini yüce Allah’tan diliyorum.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın