Dava ve ötekileştirme… Teşkilatlar değişiyor… Bu nasıl başkan vekilliği? Siyasetteki Fetöcüler… Laga Lugalı değişim! Faruk Çelik ve büyük kayıp… Uyarı!

18 Nisan 2019 Perşembe, 16:46
alim şahin

AK Parti üzerine içte ve dışta plan kurmak bugün ortaya çıkmadı.

2005’den beri mesela 2007 yılında Türkiye’yi ayağa kaldıran e-Muhtıra neden verilmişti diye sormak lazım.

Şüphesiz ki, burada amaç AK Parti’ye geri adım attırmaktı.

Eğer AK Parti’yi durdurabilmek için kalkışılan operasyonlardan herhangi biri başarılı olsaydı Türkiye bu kadar şahlanamazdı.

“Bugün hâlâ ayakta kalmayı başarabilmişsek bu büyük devletin büyük lideri olmanın sonucudur. Yoksa İsrail’e ve ABD’ye bağımlı insansız hava araçlarının verdiği istihbaratlarla boş kayalıklara bomba atıyor olacaktık.”

Terörü önlemekte bir arpa boyu yol alamayacağımız gibi trilyonlarca ekonomik gücümüzü boşa heba edecektik.

Yıkamadılar; vuruldukça dirildik, dirildikçe güçlendik.

Bir olduk, birlik olduk dünyaya meydan okuduk.

Baktılar ki, dışardan bu işi başaramayacaklar partinin damarlarına kadar inecek kriptolar yetiştirdiler.

Bizden birileriymiş gibi içimize sızdılar.  

Sızanlar ise ak partili ama dava ruhu zayıf olanları kendilerine benzettiler, bizi bizden çaldılar.

Ve o andan itibaren partide bozulmalar baş gösterdi.

İşi dava ruhundan çıkarıp maddiyata döktüler.

“Dava adamları kurulan kumpaslarla teker teker partiden uzaklaştırdılar.”

Üstat Dilipak’ın dediği gibi gelinen noktada adil bir yönetim, adil bir yönetici veya yöneticiler adil bir dağılımı istiyorsanız ve de başarıya ulaşmak zorundaysanız benim adamım, senin adamın demeden adil şahitler olup, gereğini yapmak zorundasınız.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demeyeceksiniz.

Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, önce parti içinden adaleti sağlayacak, mazlumdan yana, varsa zalime karşı olacaksınız.

Ayıptır, yazıktır, günahtır, milletin zekâsı ile alay etmeyin.

Bir de ne olur Allah rızası için “Bizim de bu hatamız, ihmalimiz, eksiğimiz oldu” deyin.

Bunu diyemiyorsunuz, diyemediniz bu kafalarla diyemeyeceksiniz.

Çünkü derseniz menfaatinize dokunacaktır.

Bakın şu parçalanmışlığa?

Ekrem İmamoğlu denilen adama mazbata verildi.

Ona oy verenlerin sevinmesi normal, lakin Yunan seviniyorsa burada sorulması gereken soru, Yunan niye seviniyor?

Hatta Yunanla birlikte Ak Parti içindeki yunandan farkı olmayanlar da seviniyorsa burda bit yeniği var.

Orayı anlamaya çalışıyorum.

Zerre miskal kalmıştı ki Bursa’da elden gidiyordu.

“Yanlış üzerine yanlış yapanları şimşekler gibi eleştirdiklerime DAVA elden gidiyor diye en kritik süreçte amansız destekler vermek zorunda kaldım.”

Bu onların yüzüne gözüne heves kaldığımdan değildi.

Ama bunu anlamayacak kadar bazı budala ve menfaat düşkünleri bugün hala kulaklarını tıkayabiliyor.

Tam da bu noktayı oturup düşünün sorgulayın nerde hata yaptık diye.

Ama ne düşünüldü ne sorgulandı ne hata yapıldığı kabul edildi.

Oysa hataları yanlışları bas bas bağırdık çatlayana kadar gözlerine soktuk.

Onlar için var yok makam sevdası ve rant kapısıydı.

Şimdi ise söylenecek söz; hiç ama hiç ders alınmamış.

NASIL BAŞKAN VEKİLLİĞİ BU?

AK Parti de tüzükleri büzükleri, parti içi kural kaideleri, yerel yasa ve kasaları kendi çıkarları için kullananlar partiyi bitirme noktasında hızlı adımlarla ilerliyorlar.

Çıksın birileri Meclis üyesi olmayan üstüne üstlük hala Kadın Kolları Başkanı olan birinin hangi kanuna, hangi büyükşehir yasasına dayanarak, hangi sıfatla başkan vekili yapıldığını açıklasın.

Hangi yetkiyle imza kullanacağını açıklasın?

Bu ve benzeri yanlışa susanlar önceden olduğu gibi bu davaya en büyük zararı veriyorlar.

Dava mı?

O da ne?

Ve yanlış alabildiğine tekamüle uğrayarak devam ediyor.

Bunları yazınca yıpratıyorsun diyen hainlerle dolu bir partiyi yıpratıyorsun diyenlerde haindir.

Açıkça söylüyorum.

Alinur Aktaş’a oyumu verdim.

Ama bundan sonra bakın bakalım yıpranma nasıl oluyormuş.

“Yanlışları bilip de susan, sorulduğun da konuşmayan, görüp de ikaz etmeyen, başı kıçı oynayan şeytanlar, yalaya yalaya bir hale dönenler sizde bu suça ortaksınız.

Hiçbiriniz masum değilsiniz.”

Bundan böyle Bursa halkı sizi de tanıyacak.

“AK Parti’yi Bursa’da bu duruma düşenlerin başında sırf yalakalık olsun diye belli makamdakilerin paylaşılanlarını olur olmaz her şeyi, yanlışı, yanlış atamaları beğenen, yanlışlara alkış tutan, dalkavukluk yapan, yalakalık yapan sahte samimiyetsiz partililerdir.”

İFLASIN DA BİR ONURU VARDIR

Bakınız parti içi siyasi ahlak iflas etmiştir.

Artık bu yanlışları yapanların yetkileri ellerinden alınmalıdır.

Hatta Seçim sonrası çoktan bu işleme başlatılmalı gerekli dava ruhuna sadık ehil kişiler kurtarıcı olarak göreve davet edilmeliydi.

Bundan böyle REİS, partide ehemniyet ve önem bakımından gerekli köklü temizliğe gitmezse fetöcülerin kumpasına gelip dışlanan gerçek dava adamlarını göreve davet etmezse yaşanacak süreçte parti bugünleri bile arar duruma gelir.

Durum bu kadar açık net.

AK Parti’nin 26-27-28 Nisan tarihlerinde Kızılcahamam’da düzenleyeceği ve MYK-MKYK üyeleriyle, il başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanlarının tam kadro katılacağı kampta fetonun siyasetteki aktif rolü masaya yatırılacağı ve parti içinde tepeden tırnağa bir temizliğe gidileceği konuşuluyor.

Bu iyiye işaret ancak her dönem konuşulan aynı şeyler icraata dökülmüyor.

Açıkçası pek umutlu değilim ama…

Dilerim öyle olur.

FARUK ÇELİK

Gerek genelde gerekse yerel bazda Faruk Çelik başta olmak üzere onun gibi dava üstatlarına çok büyük haksızlık yapıldı, iftiralar atıldı, kumpaslar kuruldu ve kriptolar amaçlarına ulaştı.

Daha Fetö diye bir örgüt ortalarda adlandırılmamışken onlarla mücadele eden Türkiye’de tek kişi oldu.

Ailece kumpasa uğradı.

Ne yazık ki, tüm bunlar olurken Reis uyanmadı.

Ama şunu söyleyeyim; Bu davayı en zor zamanlarda omuzlayan en önemli isimlerden biri olan Faruk Çelik’i Reis olduğu kadar özellikle Bursalılar da havada karada çok arayacak ama elinize geçmez.

Bugün bakan değil, vekil değil sade bir vatandaş.

Ne oldu?

Sayın Çelik’in kafası rahat işine gücünde.

Ama asıl olan o değil.

Yıllarca emek verdiği partinin içine düşürüldüğü durum karşısında her dava adamı gibi onunda içi cız ettiğini düşünüyorum.

Bunu hissediyorum.

Oysa Türkiye’nin önde gelen siyasileri ve bakanları: “Şaşılacak iş, Faruk Çelik varken Bursa’da Hakan Çavuşoğlu gibi olur olmaz isimlere yetki verilmesine anlam veremiyoruz” diyenlere yüzlerce kez şahit oldum.

Bu durumun takdir ve açıklamasını kamuoyuna bırakıyorum.

UYARI!

Öngörüm şudur:

Bu kadrolarda bu kafalarla davanın hiçbir esprisi kalmadı.

AK Parti’yi bilerek öğütüyorlar.

İnsanlar arayış içinde.

Bu gerçek ve çok ciddi bir durum.

Sıkıntıya bu pencereden bakılması ve ona göre tedbir alınması şarttır.

Kimse laga luga yapmasın.

Secimler de alınan başarısız sonuçlarda en büyük etken fetonun siyasi ayağı oldu.

Maalesef siyasi ayağına dokunulamadı.

FETÖ ile mücadelede “milat” kabul edilen 17/25 Aralık’tan sonra bile bu örgütle arasına mesafe koymayanlar hâlâ Ak Parti’nin tüm kademelerinde kol geziyor.

Dava adamları yok edildi gerçek sebep budur.

Parti içinde sorunları, sıkıntıları, gerçekleri acı şekilde dile getirenlere kulak verilmeli, bu kişileri çok iyi dinlemelidirler.

“Her şey güllük gülistanlık gösterenler bu davanın en büyük düşmanlarıdır.”

Yeni bir değişimden bahsediliyor.

Sadece yönetenleri değiştirmek bir anlam taşımaz.

Zira adaletin olmadığı bir yerde huzurun olması mümkün değil, kurumlarda atanan çoğu yöneticiler denetlenmiyor, denetlemeye gelenler kendi kurumuna bağlı eş dost tanıdık hatır gönül formaliteye uyduruyorlar.

Kimse müfettişten korkamıyor, kimin eli kimin cebinde beli değil ciddi bir otoriter yok.

Bu kurumların malı kimsenin babasının malı değil kimsenin de çiftliği de değil.

Devletini seven bu kurumlara namuslu dürüst adaletli vicdanlı imanlı insanları getirin bu ülkede bu vatan için şehit olan var, gazi olan var, yetim olan var, bir zerresi dahi değerlidir.

SİYASETTE FFETÖCÜLER

Şu soruyu soralım: Feto’yu temizlemek makamında olanlar kripto fetöcü ise bu nasıl olacak?

Şu anda olduğu gibi garibanlarla, sahibi olmayanlarla, parası olmayanlarla, has bel kader sevmediği halde devletin onlara teslim edilmesi nedeniyle fetoyla tanışmak zorunda kalanlarla ve saftirik sırf din adına diye din için onlarla ilişkisi olmuş ibadet takımıyla mücadeleyle sınırlı kalır.

Herkes açıkça biliyor ve dillendiriyor ki, siyaset ve üst bürokrasi hala onların elinde ona göre de işler yönlendiriliyor adaylar belirleniyor yasa ve yönetmelikler çıkarılıp REİS yıpratılıp itibarsızlaştırılıyor.

Eğer Siyasi temizlik yapılacaksa iş olsun diye değil samimi insanları yetkilendirilmelidir.

Bunun için ise taaa tepeden, REİS’in en yakın çevresinden, Genel Merkez’den, teşkilatlardan belediyeler ve diğer kurumlara kadar.

Allah Memleketimize milletimize devletimize hayırlı kapısını açsın.

Kalın sağlıcakla.


.


alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz