Ak parti İl danışma… Athos, Porthos, Aramis, Dartanyan!
AK parti Bursa il danışma meclisi toplantısında ilkler yaşandı.
Söylemler ve eylemler tamamen ters işledi.
Bir yandan sözde birlik mesajı verilirken iticilik le, her şekil ve şemayla parti içi bölücülüğe imza atıldı.
Bu hadise aslında hayırlı bir görüntü ortaya koymuştur.
Vicdanı hür, aklı satılmamış yada ondan bundan korkarak, veya geleceğinden menfaat beklentisi olmadan çalışan siyasiler veya gazetecilerin konuştuğu, anlattığı, dertlendiği, davası için yandığı bu konuların çok önemli bir delili o gün o an itibarıyla ortaya çıkmış oldu.
Yani bu hırs bu intikam duygusu, bu parçalama arzusu Bursa’nın neden bu hale getirildiğinin iddiaları bu güne kadar delillenemiyordu.
Yapılıyordu, yaşanıyordu, söyleniyordu, şikayetler ardı ardına geliyordu..
Biz yazıyorduk.
Söylüyorduk…. Sen söylüyordun, o söylüyordu ama dellilenemiyordu.
Yok canım sende… Nasıl bölücük yapılır bakın eş dost sarmaş dolaş dolaşıyor derlerdi.
Şimdi görüldü ki, bunlar birlik bütünlük için dolaşmıyor sadece eş dost ahbap çavuş adına dolaşıyor.
Yani birlik sağlamak için yapılan bir organizasyon değil, amaç eş dost sağlamak organizasyonuydu.
ÜÇ SİLAHŞÖRLER…
Tarihte kahramanlar! Vardır…
Athos, Porthos, Aramis, birde Büyük abiler var Dartanyan.
Athos: Cesur ve soğukkanlı kralın silahşörlerinden biridir.
Porthos: O da kralın silahşörlerindendir. Uzun boyu ve itici görünümlü bir suratı vardır.
Aramis: O da kralın silahşörlüğünü yapar. Porthos’a nazaran soylu bir suratı ve baygın bakışları vardır.
Dartanyan: Zekasını belli eden keskin hatlara sahip suratla üç silahşöre akıl hocalığı yapar…
YUMURTA KAPIYA DAYANDI
Eskiler şöyle der: İnsan şaşırdığı zaman hocasına “Birader” dermiş.
Şimdi Bunlar neden şaşırıyorlar.
Çünkü yumurta kapıya geldi.
O güçler, büyük havalar, cakalar şimdi gitmeye başladı.
Zira Efkan Ala’ya vuruyorlar Sayın Ala ses çıkaramıyor..
Teşkilatlara vuruyorlar teşkilatlar ses çıkaramıyor.
Herke susmuş tırsmış.
Yumurta kapıya gelmiş dayanmış (belediye seçimleri.)
Eğer Belediye seçimlerinde de Bursa da ki miting gibi, Bursa da ki vekil listesi gibi, seçim sonuçları gibi sonuç çıkarsa o kapıya gelen yumurtanın kafada çift sarılı olarak patlama ihtimali var.
Dolayısıyla sinir gerildiği için hocasına birader demeye başlayanlar yumurtanın ne zorluklarla oraya geldiğini iyi analiz etmelidir.
Şimdi Sayın Çavuşoğlu’nun sinirleri gergin ne yapacağını bilmiyor.
Faruk Çelik’in Danışmaya gelmesini beklemiyorlardı.
Şok oldular!..
Elleri ayakları birbirine girdi.
Sayın Çelik’in Partisinin danışmasına gelmesi gayet normal ve olması gereken olağandı.
Oysa Hakan Çavuşoğlu’nun Milletvekili yapan Faruk Çelik’tir Bursa’da.
Yani 2011 de Faruk Çelik milletvekilli listesini yaptı.
Yani O listeye Çavuşoğlun’u yazan Faruk Çelik’ti.
Çok ilginçtir ki, İL danışmada ortaya çıkan görüntü kendisini milletvekili yapan Faruk Çelik’e söz vermeyen Hakan Çavuşoğlu ve ahalisinin düştükleri acziyetin içler acısı görüntüsüdür.
Ama bu yapılan terbiyesizlik, edep, adap ve siyasi ahlakı saf dışı etmek sadece Faruk Çelik’e yönelik değildir.
Oraya Müezzinoğlu ‘da gelse, Ertuğrul Yalçınbayır da gelse, dışarıdan bakanlık yapmış biride gelse, hatta ve hatta Bülent Arınç’da gelse bir selamlama konuşması bir söz hakkı verilmelidir.
Parti içi edep-adap, siyasi ahlak bunu gerektirir.
Kaldı ki, “Faruk Çelik Ak Parti’nin temelini oluşturan, Bursa’ya, partisine ve ülkesine en büyük hizmetleri yapan, Bursa’nın milletvekili ve en uzun bakanlık yapan kişisidir.”
Hakan Çavuşoğlu’nun zerre miskal kadar faydası, hizmeti olmadığı gibi partiye çok büyük yıkıcı zararları olmuştur.
O günkü tavır hareket de bunun en büyük delilidir, ispatıdır.
“Sayın Çelik’in konuşturulmaması salondakileri adeta buz kesmiştir.”
“Efkan Ala’nın Son konuşmacı olarak anons edilirken Sayın Çelik’e söz hakkı verilmeyeceği anlaşılmış, bir anda bir çok kişi salonu terk etmişti.”
Oysa salonda olduğu bilindiği halde toplanan kalabalık Sayın Çelik’in konuşmasını sabırsızlıkla bekliyordu.
Ama bu beklenti teşkilat mensuplarının kursaklarında bırakıldı.
ACI GERÇEK ve EDEP ADAP?
Çavuşoğlu denilen kişi Partinin Osmangazi ilçe binasının karşısında bürosu olduğu halde uzun yıllar Ak Partili olmayan, hatta Ak Parti’nin kapısını bile açmayan biri olarak kendisini Partiye yıllar sonra Milletvekili olarak alan kişi Faruk Çelik’ti.
Sözde birlik bütünlükten bahsedenler aynı anda hocası sayılan Sayın Çelik’e karşı takındığı tavır edep-adap ve siyasi ahlak sınırlarını aşan bir çirkefliktir, parti içi bölücülüğün ta kendisidir.
Söylem ve eylemleri tamamen zıt geliştirme sanatının adına ‘bölücülük’ denir.
“Söylemler ve eylemler tamamen zıt zemine oturtarak insanları ötekileştirip, teşkilatları parça parça küçük lokmalar haline getireceksiniz, parti içi güveni ortadan kaldırıp güvensizlik aşılayacaksınız, sonra da kürsülere çıkıp birlik mesajı vereceksiniz.”
Hadi ordan…
Kürsüde bağırıp çağırarak vermeye çalıştığınız birlik mesajlarında bile hiç samimiyetlik olmadığı, itici bir ses tonuyla dayatma tarzı geliştirmeniz insanları uzaklaştırmaya yetiyor de artıyor bile.
Yoksa başbakanlık beklerken komisyon başkanı olmanızın etkisi mi var bu intikam hırsının dışa yansımasında?
Parti içi bir anket yapın bakın bakalım sevilmediğiniz rakamlarını görmeniz psikolojinizi ne hale getirecektir.
Sevilmiyorsunuz. İstenmiyorsunuz.
Sözde Birlik mesajları vererek avazı çıktığı kadar kürsüde bizim oralarda halk deyiminde adeta ‘yırtınarak bağırma’ kla sözde siyaset yaptığını sananlar siyaset cahilinin ta kendisidir.
Ama şunu unutmamak lazım.
Sayın Çelik başkalarına benzemez, bu tip şeyleri kolay kolay unutmaz.
Bu üç silahşörler Siyasetin edebini, siyasetin adabını, saygısını bırakmış vaziyette bambaşka bir dünyadalar.
Daha önceki bayramlaşma töreninde Efkan Ala’yı Hakan’dan önce konuşturanlar, Genel Merkez başkan yardımcılarını anons etmeyenler bu yanlıştan döndüğü anlamına mı geliyor?
“Biz o zaman yanlış yaptık özür diliyoruz” demeleri anlamına mı geliyor?
Yarın da bugünkü yanlıştan dolayı özür mü dileyecekler?
Tabi ki hayır.
Dilemek istediğinizi sanmıyorum.
Ama seve seve dilemek zorunda kalacaksınız!..
Parti işleyişine ters yüz edenler şimdi sayın Ala’yı son konuşmacı olarak kıyak mı geçtiler dersiniz.
Ama burada asıl üzüntü verici Efkan Ala’nın tutumudur.
Sayın Ala’nın böyle bir duruma bu tavra nasıl müdahale etmediği de şaşırtıcıdır, üzüntü vericidir.
Zira bu yapılanlar Sayın Ala‘nın tarzına aykırıdır.
O halde şu anlaşıldı ki, Efkan Ala’nın siyasi manada vur eline al ekmeğini.
Böyle siyaset hiyerarşisi olmaz.
Bana göre bu yapılanlar Sayın Çelik’i tahrike yönelik girişimlerdir.
Ama bunu yapanlar Sayın Çelik’in oyuna gelmeyeceğini, dava insanı olduğunu bilemeyecek kadar davadan uzak diyarlarda gezinen zihniyet olarak karşımızda duruyor.
SÖZ TEŞKİLATLARDAN ÇIKMIŞTIR
Buraya kim aday gösterilirse gösterilsin söz teşkilatta değil, bu saatten sonra halktadır.
Bir kez daha altını çiziyorum.
Siyasetin edebini adabını saygısını bilmeyenler, ya da bilip de bilmemezlikten gelip bilerek yapanlar Parti içi kuralı kaideyi tamamen ters yüz ettiler.
Ayhan Salman bir il başkanı gibi değil bir emir kulu olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.
Sayın Salman yazılıp eline tutuşturulan kağıdı bile okumaktan aciz bir durum sergilemiştir.
Kaldı ki, Ak parti il yönetimi diye ortalarda bir şey kalmamıştır.
“Hakan Çavuşoğlu’nın hırs ve intikam kasırgası partiyi yakıp yıkıp geçiyor.”
Bursa’da bir önceki yönetimden daha fazla zarar veriliyor.
Korkarım ki, bu zararın önüne geçilmezse telafisi olmayan sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Umarım Bu zihniyet Seçimlerden önce değiştirilmeli sağlam kafa ve düşüncelerle 31 Mart ‘ta halkın huzuruna çıkılmalıdır.
Bu arada MKYK tüm yetkilerini MYK’ya devretti.
Hayırlısı ne ise o olsun.
Allah Bursa’mıza ve ülkemize hayırlı kapısını açsın.
Bu seçimden daha güçlenerek çıkmasını nasip eylesin.
Amin.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın