Kılıçdaroğlu küfür etme özgürlüğü istedi, cevabını aldı
Emin Pazarcı, CHP’nin ağzı bozuk Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara değinerek ”Türk siyasetinde bir ilktir bu” dedi.
Terör örgütü FETÖ, PKK ve DHKP-C ile birlikte her defasında Türkiye düşmanlarının safında yer tutan CHP’nin ağzı bozuk Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kuru iftiraları, hakaret içeren sözleri kamuoyundan büyük tepki çekiyor.
Siyasetten uzak çirkin bir dil kullanan CHP’nin kasetle başa gelmiş Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyaseten baş edemediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile ağzını bozarak ve FETÖ’nün hazırladığı sahte belgelerle mücadele etmeye çalışıyor.
FETÖ’ye diyetini ödeme gayreti içerisinde olan Kılıçdaroğlu’nun bu ağzı bozuk çirkin siyasetini bugünkü köşesinde değerlendiren Akşam gazetesi yazar Emin Pazarcı, Kılıçdaroğlu’nun hakkında açılan hakaret davaları nedeniyle ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ve çok fazla tazminat ödediği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu ancak mahkemenin Kılıçdaroğlu aleyhine karar verdiğini ve sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamına girmediğinin belirtildiğini aktardı.
İşte Pazarcı’nın yazısından bir bölüm;
”Türk siyasetinde bir ilktir bu. Daha önce hiç yaşanmadı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisi için aşağılama, küçük düşürme, kişilik haklarına saldırma, sövme ve hakaret etme özgürlüğü istedi.
(…)
Bir süre önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. ‘Fahiş miktarda tazminat ödüyorum’ dedi, ‘Bu da benim ifade özgürlüğümü ihlal ediyor.’
‘Fahiş’ dediği miktar, sadece 10 bin lira. Aldığı milletvekilliği aylığı karşısında çerez parası bile değil
(…)
Peki ne yapmış da almış bu tazminat cezasını?..
‘Ey hırsızlar, yolsuzluk yapanlar’ diye bağırmış…
Dönemin Başbakanına, ‘Sen dindar değil, din tüccarısın’ demiş.
Gün olmuş, hızını alamamış, karşısındakini ‘bölücü’ diye suçlamış. ‘Ahlaktan uzak Başbakan’ ifadesini kullanmış.
(…)
Ancak, görüyoruz ki amacına ulaşamadı. Çünkü, önceki gün Anayasa Mahkemesi ‘Yoook, kazın ayağı öyle değil’ dedi. Bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamına girmediğinin, ‘kaba, aşağılayıcı, küçük düşürücü, abartılı, kişisel saldırı içeren’ sözler olduğunun altını çizdi. Bakın kararda ne denildi:
‘Bu ifadeler, siyasi bir eleştiri olmaktan çok, bir hakaret zinciridir.’
Her şey apaçık ortada: Artık elimizde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili bir yüksek mahkeme kararı var.
Kemal Bey’in sürekli olarak ‘kaba ifadeler kullandığı’ ve ‘saldırı içeren hakaretlerde bulunduğu’ yüksek mahkeme kararıyla tescil edilmiş durumda! Üstelik, bu karar Kılıçdaroğlu’nun kendi başvurusu üzerine verildi.
(…)
Bu ülke, Nazım Hikmet-Peyami Safa polemiklerine sahne oldu yıllar boyunca. Tartışmalar sertti, ama seviye hiçbir zaman ayaklar altına düşmedi.
(…)
Rahmetli Erbakan’ın, Türkeş’in söylemlerinde ve suçlamalarında bir asalet vardı! Erdal İnönü tam bir beyefendiydi.
Dün gibi hatırlıyorum, rahmetli Özal bir konuşmasında ‘Küçük Turgut’ ifadesini kullanmıştı. Türkiye’de yer yerinden oynamıştı. O da kamuoyunun karşısına geçip, aslında ‘torunundan bahsettiğini’ açıklamak zorunda kalmıştı.
Kılıçdaroğlu ile birlikte her şey alt-üst oldu. Elinde mikrofon halkın karşısında ‘Ana, ama….’diyen ve daha sonra ‘Gerisini söylememeyim, ne demek istediğimi anladınız siz’ diyen bir figürle karşı karşıya kaldık.
(…)
Bu bir kültür ve alt yapı meselesidir. Birikimle birlikte nezaket de gerektirir. Herkes beceremez. Boşuna, ‘Vermeyince Mabut, neylesin Mahmut?’ dememişler!
Mayasında olmayınca, mahkemeye gidip “sövme özgürlüğü” bile ister insan!”
Bir cevap yazın