Tepkinizin esiri olmayın! 

28 Kasım 2017 Salı, 15:20
alim şahin

Mahalle Komiteleri..

Ne işe yarıyorsa.

CHP’nin yeni çalışma stratejisi.

Bu komitelerle mahallelere yayılıp sözde halkın taleplerini yerinde tespit edip çözüme kavuşturacaklar(mış)

Daha bilinmeyen neler var CHP’nin hangarından kim bilir.

Hani Nilüfer akla gelir ye elit denildiği zaman.

Gelir düzeyi yüksek, kültürlü, görmüş geçirmiş insanların mesken tuttuğu yer.

Nilüfer yeni ilçe olduğu dönemlerde yeni imar alanları, gelişmekte olan yeni yerleşim birimi olarak sıfırdan imar edilmesi ve bunun de AK parti Büyükşehir belediyelerinin yönetimlerinde gerçekleşmesi Bozbey için dünyanın en büyük şansı idi.

Nilüfere bakıldığında aslında yeni planlamalar caddelerin tüm mimarı Büyükşehir’e ait.

Büyükşehir atar damarları oluşturup ilçeye görsel alanları çıkarırken inşaat alanında faaliyet gösteren tüm işadamları da bu oluşumun bir parçası oluyordu.

Nilüfer’i nilüfer yapan modern yapılaşmanın önünü açan Büyükşehir olduğunu herkesin bilmesi gerekir.

Eğer Büyükşehir olmasaydı Nilüfer bugünkü görselliğine kavuşamaz bilindik varoş yerleşkesine hızla dönen bir ilçe konumuna gelirdi.

Ak Partili Büyükşehir’in önünü açtığı, kaymağını da Nilüfer belediyesinin yediği bir yeni ilçe oluşumunda CHP’li Mustafa Bozbey’i beleşten öne çıkarmış oldu.

Bursa’nın yeni İlçesi Nilüfer’in bugünkü hali Bozbey’den daha çok Büyükşehir’in emeği vardır.

Bu gerçeği görmekte fayda var.

Sayın Bozbey’in normalde Yıldırım’da başkanlık yaptığını hayal edin bugünkü durumdan çok daha geri kalmış bir yıldırımla karşılaşabileceğinizi tahmin edin.

Zira CHP belediyecilik anlayışında çok ta parlak bir mazisi yok olmadı da.

İzmir Büyükşehir’i göz önüne alırsanız halkın çok ta memnun olmadığına şahit olursunuz.

İyi de İzmir belediyesini neden CHP kazanıyor sorusu ortada.

İşte bu sorunun cevabı şudur:

Genel de değil ama bir kısım İzmirli hizmetten çok idealist düşünüyor, İdealist anlamda Erdoğan ve AK parti düşmanlığında yatıyor.

Ak parti gelirse meyhaneleri kapatacak, İzmir’e yakışmayan giyim tarzını mecbur kılacak gibi kokuşmuş zihniyetlerin asılsız iddialarıyla bir algı söz konusu uzun yıllardır.

Bu nedenle ufku net göremeyen CHP’li bazı seçmen kitlesi de bu yanlış algının esiri oluyor.

İzmir Büyükşehir’lere özellikle CHP’nin üstünlük kurduğu seçmen kitlesinin yoğun olduğu bölgelere AK Parti iktidarı kendi belediyelerinden daha fazla hizmetler götürmüş yatırımlar yapmıştır.

AK parti iktidarı parti ayrımı yapmaksızın Türkiye’nin tüm illerine Cumhuriyet tarihinde CHP’nin hayal bile kuramayacağı bütçeler ayırmış hizmetleri halkın ayağına götürmüştür.

Halkın Erdoğan ve partisine güveni tamdır.

Zira 15 Yıldır Bu millet vefasını en güzel şekilde gösteriyor göstermeye de devam edecektir.

CHP’nin genel başkanı ise basit ayak oyunları ve gündemi saptırmak için sürekli suni konularla halkın kafasını bulandırmaya çalışsın.

Halk artık bu oyunlara gelmediği gibi gerçeği ve hizmetleri de takdir etmesini de biliyor.

Bursa’da öyle.

2019’da Bursa yine Erdoğan diyecek yine Ak Parti diyecek.

Çünkü Bursalı vatanını, bayrağını, milletini, devletini ve bu şehri seviyor.

Sevdiği için de Erdoğan diyecek AK parti diyecek.

Türkiye sevdasına gönül vermiş yiğitlerin alınlarından, bacıların ellerinden öpüyoruz.

 

TEPKİ VERİRKEN ESİRİ OLMAYIN!

Dünyayı ve dünyadaki şeyleri sevmediğimiz, onlardan yalnızca yararlandığımız için yaşamla bağımızı yitirdik.

Şefkat duygumuzu, duyarlılığımızı, güzel şeylere tepkimizi yitirdik; doğru ilişkinin ne olduğunu ancak bu duyarlılığın yeniden kazanılmasıyla anlayabiliriz.

Hayat öyle bir döngü içinde ki dün sevdiğinizi sandıklarınızla bugün nefret etme duygusunu yaşayabiliyorsunuz.

Hani Birinin sizi sevdiğini öğrendiğiniz zaman sizin de ilk tepkiniz onu sevmek olur ya. İşte insanın tepkisiz olmɑlɑrının ɑsıl nedeni korkɑk olmɑlɑrı değil, Rɑhɑt olamamalarından kaynaklanmatadır.

Bugün yaşanan tüm olaylarla karşılaşırken adaleti aramak hakkınız olduğu halde beyinlerde bazı yuvalanmış adaletsizliği kontrol edemiyorsunuz edemezsiniz.

İşte o anda yapmanız ve kontrol edebileceğiniz tek şey, nasıl tepki verdiğinizdir.

Canan Tan’ın şu sözü çok manidardır:  İnsan, yeri geldiğinde ağlamayı bilmeli…  Zira Ağlamak; ruh ve bedenin, yolunda gitmeyene verdikleri ortak tepkidir!

İşte insanlardan bazıları özellikle kendimden örnek verdiğim şu davranış benim için çok önemlidir.

Susmak! İşte o susma mutlaka onaylamak anlamına gelmiyor. Çoğu kez anında tepki verme konusundaki yetersizliğin kanıtı olarak bende öne çıkabiliyor.

Bu herkeste farklı şekilde oluşabilir.

Ya vicdan!::

Vicdan diye kastettiğimiz, insanın haklı ve haksız olan karşısında tepki gösterme yetisi değil midir?

Yaşadığın şeyin seni nereye götürdüğü, yaşadıklarına verdiğin tepkiye göre değir.

Gitmek istediğimiz yerden bizi uzaklaştıracak tepkiler verip sonra da adaletsizliğe sığınmak maalesef ve gerçek tir ki tam insana göre.

Ernest Hemingway’in “Tepki vermeden önce düşünün, harcamadan önce kazanın, eleştirmeden önce bekleyin, dua etmeden önce affedin, vazgeçmeden önce deneyin” sözünden çıkaracağım çok dersler vardır gelecek için.

Bazen hiçbir şey yapmamak en iyi tepki olabiliyor.

Duyduklarına verdiğiniz ilk tepki de insanlar üzerinde onarılmaz yaralar açabileceğini düşünerek aşağılıkça iftiraya gidebilecek sözler sarf etmeyin.

Keza o sözlerin ne özrü ne de telafisi olmaz.

Oysa kişi o an yapması gereken tepkilerinizi kontrol etmek ve bunu, öğrenme fırsatı olarak kabul etmektir.

Tepki verirken de suçlayarak, iftira atarak, çirkin ifadeler kullanarak, ağızdan çıkacakların  şerefi, onuru ayaklar altına altına serecek bir kişilikten ziyade kişiliğinizi ve kalitenizi tepki verirken de konuşturmanız  insanı yücelten önemli kavramların başında gelir.

Tepki verirken de ders vermek kişiliğinizin bir parçası olmalıdır.

Her duyduğunuz şeye elinizde delil yoksa inanmamak gerekir.

Deliliniz varsa gereğini korkmadan yapın. Ama yoksa iftira atmayın. Atarsanız sonuçları hayatınızı kuşatır.

“Ve anladım ki eğer fikirlerin onaylanıyorsa bu seni cesaretlendirir, yok eğer onlara karşı çıkılıyorsa bu seni hırslandırır; asıl trajedi insanlara anlattıklarının hiçbir tepki görmemesidir, sanki bir çölün ortasında çaresizce boşluğa konuşuyormuş gibi ne bir olur ne de bir karşı koyuş…”

Unutmamak lazım.

“Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder.”

Kalın sağlıcakla..

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz