Referandum, 15 Temmuz’un devamı
Gazeteci Hüseyin Gülerce, bugün yayınlanan yazısında, Barzani’nin yaptığı gayrimeşru referandumun 15 Temmuz’un devamı olduğunu belirtti.Gazeteci Hüseyin Gülerce, yazısında, Barzani’nin yaptığı gayrimeşru referandumun 15 Temmuz’un devamı olduğunu bildirdi.
İşte o yazı:
Kuzey Irak’ta bağımsız Kürdistan için yapılan referandum, Kürtlerin değildir. Referandumdan sonra Erbil sokaklarında sallanan İsrail bayrakları aslında ne olup bittiğini de özetliyor: İşin içinde İsrail, ona destek veren ABD Yahudi lobisi ve tabii ki ABD ve bazı Avrupa ülkeleri var.
Nedim Şener Posta’da dün “Başkasının bayrağıyla bağımsızlık” başlıklı yazısında, 19 Ocak 2007’de bir suikast sonucu (bu suikasttaki FETÖ parmağı, her geçen gün ortaya çıkıyor) aramızdan ayrılan Hrant Dink ile ilgili ibretli bir hatırlatma yaptı.
Dink’i, Paris’teki Abant toplantısında ben de dinledim. Bir Anadolu insanı olarak cesurca konuştu. Ermeni ve Kürt meselesinin çözümünün bizde olduğunu, Batı’nın tarih boyunca Ermenileri ve Kürtleri kullandığını, hep ikiyüzlü politikalar uyguladıklarını anlatmıştı. (Fransa’nın başkentindeki o konuşmanın metnini çok aradım, ortaya konulsa, Dink’in neden katledildiğine dair aydınlatıcı bir belgeye de kavuşuruz.)
Nedim Şener, ABD’nin, Irak’ı işgal planını uyguladığı 2003’ten sonra Kuzey Irak’ta başlayan “Federasyon süreci” hakkında Hrant Dink’in, 2006 yılında Malatya’da katıldığı bir toplantıdaki şu sözlerini aktarıyor:
“Geçmişte İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Almanların şu topraklar üzerinde oynamış oldukları rol neyse bugün de aynen tekrarlanıyor. Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi. Kendilerini Osmanlı zulmünden kurtaracak sandılar ama yanıldılar. Çünkü onlar geldiler, kendi işlerini, hesaplarını yaptılar, çekip gittiler ve burada kardeşi kardeş ile kan içerisinde bıraktılar. Ve bugün Kürtlerin yaşadığı aynı budur. Bugün Amerika geldi, Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti oluşturmak üzere. Kürt kardeşlerimiz için orası bir çekim alanı oldu. Bu çok tehlikeli bir gidiş… Amerika bu, gelir kendi hesabını yapar, işine bakar, işi bittiğinde de çeker gider. Ondan sonra insanları burada kendi didişmesi içinde bırakır.”
Barzani referandumunun gerçek yüzünü anlatan bu ifadeler; hala PKK’ya, bölücü/ırkçı Kürt siyasî hareketine güzellemeler yapanları, ümmet/vicdan kamuflajı ile emperyalist Batı’nın safında yer alanları da deşifre ediyor…
Kuzey Irak’taki referandumu, bölgede olan bitenlerden ayrı düşünemeyiz.
ABD, Irak’ı işgal etti, çünkü İsrail’in güvenliğini sağlama almak istiyordu. Bunun için bölgede yeni ABD askeri üsleri kuruldu. Ama İsrail’in komşularının parçalanması, saf dışı bırakılması yeterli değildi. Bir de bölgede İsrail’in en yakın müttefiki olacak bir Kürt devleti kurulması gerekiyordu. Nihai hedef ise İran, Suriye, Irak ve Türkiye’deki Kürtleri tek çatı altında toplayacak “Büyük Kürdistan”ın kurdurulmasıydı.
ABD, bunun için Suriye’deki PKK koluna (PYD/YPG) binlerce TIR ile silah yardımı yapıyor.
Düşünebiliyor musunuz, NATO’da müttefikimiz, güya dostumuz ABD açıkça “Kürdistan devleti” kurulması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Peşmerge’nin salladığı İsrail bayraklarına, ABD bayrakları gibi de bakabilirsiniz…
Barzani referandumu, neden 15 Temmuz’un devamıdır. Çünkü 15 Temmuz aslında FETÖ’nün kullanıldığı, Türkiye’nin parçalanması kalkışmasıdır. Başarılı olunsaydı, Türkiye’nin 11 vilayeti vatan topraklarından koparılacaktı.
15 Temmuz’da başarılı olamayanlar şimdi Kuzey Irak’tan, Barzani üzerinden dolanıp gelmek istiyorlar.
Türkiye, FETÖ’nün TSK’ya yaşattığı zaafa rağmen PKK ile mücadelede, bilhassa iHA ve SİHA’lar sayesinde 40 yıldır görülmemiş bir başarı sağladı. PKK’nın beli kırıldı. İsrail, ABD ve AB bundan çok rahatsız. Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti oturtarak, Türkiye’deki PKK bölücülüğünü yeniden canlandırmak istiyorlar.
Daha önceki hesapları/planları gibi Allah’ın izniyle bu defa da başaramayacaklar…
Bir cevap yazın