Faruk Çelik’e büyük kumpas! Kasabın bıçağını yalamak!
Bursa mitingi sanki gerçeklerin göz önüne serilmesi için adeta bir domino etkisi yaptı.
Bursa’nın evladı, Bursa’nın yetiştirdiği siyasetçisi Urfa milletvekili Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik kısa ama öz bir konuşma yaptı.
Abdurrahim Karakoç’un şu beyitini okudu.
“İnsan kaçarsa itler saldırır emmi, Dik duran insan iti yıldırır emmi
Hele bir yiğitçe hücum eyle de gör, İtler de sahibi de çıldırır emmi.”
Bunu okurken de Hollanda’nın yapmış olduğu saçmalığa atıfta bulundu.
Miting alanında bu dörtlüğü dinlerken, benim kafamda da Bursa’ya uydu şimşeği çaktı.
Aslında hele bir hücum eyle de gör, İtler de sahibi de çıldırır emmi!
Faruk Çelik’e Bursa’da hiç yiğitçe saldırmadılar.
Eğer yiğitse saldırsalardı itler de sahipleri de çıldıracaklardı.
Niye bunu dedim şimdi?
Dün Şehir gazetesinin atmış olduğu manşet “Bursa’ya FETÖ çökerken siz neredeydiniz?” cümlesi aslında bu dörtlüğünde ana fikri.
Çünkü kumpası kuranlar hedefine Faruk Çelik’i koymuşlardı o zamanlar.
Ama yiğitçe saldırmadan, hep bir ayak oyunu ve iftirayla gittiler.
Bülent Arınç’ı Faruk Çelik’e karşı kullandıklarını defalarca yazdım.
Şimdi ne dediğim daha iyi anlaşılıyor mu?
Yazıyıbir daha okuyun ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Sayın Nezir Asaroğlu FETÖ’nün Bursa’da kurduğu kumpası çok iyi analiz etmiş.
Zamanında Faruk Çelik’i acımasızca eleştirmiş olmasına rağmen bugün gerçekleri yine acımasızca yazıyor.
Demek ki, zaman içinde doğru daha iyi anlaşılıyor.
Faruk Çelik’in Bursa’dan gitmesi onların hareket alanını genişletmesine neden olurken, istediği şekilde at koşturdular ve hala da koşturuyorlar.
Buna rağmen Sayın Faruk Çelik, tıpkı Ulu camiinin doğu kapısında yazan Men sabera zafera. (Sabredenler zafere ulaşır) Hep sabretti aldığı siyasi terbiye gereği de partisine zarar vermemek için hiç şikayet eden taraf olmadı. Ve bugün sabrının karşılığını da ne kadar haklı olduğu gerçeği ortaya çıkmasıyla tescilleniyordu.
Yapmış olduğu iyiliği Bursa’ya kazandırdıklarına rağmen acımasızca kumpasın bir parçasının başrolüne koyuyorlardı.
Hatta Bursa’da ki Ak Parti sevdası karşılığında Nilüfer kongresinde yediği kurşunla cezalandırılıyordu.
Oysa birkaç yıl sonra Faruk Çelik’e kurşun sıkanların hangi oyunun başlangıcında olduğunun bir işaretiydi adeta.
Ona kurşun sıkanlar, sıktıranlar, bugün kendileri kurşun yemekten beter haldeler.
Yetti mi?
MARKA’NIN ADI ÇELİK
Faruk Çelik Urfa’ya sürgün gitti derken, Urfa’da Faruk Çelik tarih yazıyordu,.
Yaptığı yatırımlar, çalıştığı başarılar Cumhurbaşkanının bizzat ağzıyla tüm Türkiye’ye deklare ediliyordu.
Sevdası o kadar büyüktü ki, Bursa’da çıkan bir yangında yok olan köyü çıkardığı özel yasayla iki ay gibi kısa sürede yapılmasına sebep oluyor, yıllar sonra çıkardığı yasa Van depreminde kullanılıyor ve Van kısa sürede inşa ediliyordu.
Eğer o yasa Faruk Çelik tarafından çıkarılmasaydı Van kısa sürede inşa edilmemiş olacaktı.
Bedelin de ise Bursa da birileri tarafından sürgün yapıldı diye göbek atıyorlardı güya.
Ama zaman içinde göbek attıkları o göbek bağları, şu an boynuna dolanmış durumda o birilerinin.
Yetti mi?
Hırsları bitmedi.
BURSASPOR’UN İMDADINA YETİŞTİ
Bursaspor’un en zor olduğu dönemde adeta Bursa valiliğinde karargah kuruyor, Bursaspor’a bir anda maddi desteği topluyor, Bursa o sene Şampiyon oluyordu.
Bülent Arınç dönemindeki Bursaspor’un halini de varın siz düşünün.
Yetti mi?
OSMAN ÇELİK’E KUMPAS
Bakanlar kurulu açıklanmadan iki gün önce şu anda içerde bulunan Bursa eski valisi Şahabettin Harput döneminde ve FETÖ den tutuklu olan ekürisi Bursa eski Emniyet müdürü Ali Osman Kahya, Bursa bakanı Bülent Arınç, FETÖ Bursa sorumlusu Cansın Sarıyıldız. bu dörtlünün Nezir Asaroğlu’nun tabiriyle Bursa’ya çökmesiyle Osman Çelik’e operasyon yapılıyor, saçma düzmece ayak oyunlarıyla Osman Çelik cezaevine konuluyordu.
Şimdi bu FETÖ operasyonu değil de kendiliğinden gelişen ilahi adalet mi zannediyorsunuz.
Bu düpedüz Kumpas’ın en büyük parçası.
Çünkü Faruk Çelik’in olduğu yerde ayak oyunlarına müsaade edilmeyeceğini çok iyi bilen kumpas ekibi, onu Urfa’ya gönderterek yapıyordu gereğini kendince.
Aslında burada karanlık kalan en büyük nokta kent gazetesinde o zaman haberi manşete taşıyan gazeteci arkadaşımıza sormak lazım, “Bu bilgi kaynağını nereden aldın?” Diye.
ARINÇ BİR SENARYONUN ELEMANI
Melih Gökçek, canlı yayında dünkü açıklamasında 17-25 operasyonunda başbakan Bülent Arınç olacak derken, Bursa’da yaşayanlar olayın ne kadar doğru olduğunu daha iyi anlıyor.
Bülent Arınç bugünkü açıklamasında cübbesini giymeden iddiaya cevap vermek yerine Hint atasözüyle cevap veriyor.
Oysa biz şunu çok iyi biliyoruz ki, bu açıklamadan sonra taşları yerine koyduğumuz zaman Cemalettin Torun’u o gün için olay tv de ki canlı yayında Bülent Ardınç’ı başbakan yapmak için ne kadar çaba sarf ettiğini ekranlardan itiraf ediyordu.
İşin en vahimi o Arınç’ın kurduğu siyasi ekip hala iş başında.
AHMET KILIÇ’IN DÜĞÜNÜ BAHANE, GİZLİ GÖRÜŞME ŞAHANE
Cumhurbaşkanının külliyede ki yemeğe davet etmesinden cesaret alanlar bugün yine Arınç etrafında dolanıyor, Ahmet Kılıç’ın da düğününde boy boy resim veriyorlar, gece de beş yıldızlı otelde gizli toplantı yapıyorlar.
İddiaların vahametini varın siz düşünün.
Eğer hakikaten bu FETÖ’nün siyasi ayağına dokunulacaksa Bursa bunun başkentidir ve acilen Bursa’dan başlanarak referanduma gidilmelidir. Yoksa bunun faturası ağır olur.
Hatta Melih Gökçek’e fitnenin başısın diye twiti atanlar Bülent Arınç’a yakın olmak adına konuyu anlamadan topa giriyor ofsayta düşüyorlardı.
Ekran görüntüleri bizde olmasına rağmen sonra utançla sayfasından kaldıranlar söz uçar yazı kalır mantığını unutuyorlardı.
Hatta o dönemde Faruk Çelik’e operasyon yapan adliye ayağındaki tutuklu FETÖ’cüler şu anda içerdeler.
Anlayabiliyor musunuz oyunun büyüklüğünü acaba?
Bakan Faruk Çelik’i siyaseten ayak oyunlarıyla silmeye çalışanlar, bugün silinmenin yanında ezik yaşıyorlar. Hatta bu da yetmiyor, Ekran karşısında bana ahmak diyebilirsiniz itirafında bulunuyorlar.
Yav arkadaş ahmaklık kelimesini siz kendi kendinize tarttınız ama o kelimeye hakaret olur. Size ahmakın dışında daha ağır şeyler söylemek gerekiyor. İnanın daha ağır şeyler bulamıyorum Türkçede. Yani REİS’in dediği gibi ‘Men Dakka Duka’
Hani siyasi ders veriyordun ya, AS’tv de canlı yayında ‘deveyi canından eden bir tutam ottur’ diye.
Şimdi bu yardan düşmek için bir tutam ota uzanıyor birileri.
Ama otu alayım derken yardan düşmeye başladınız bile.
Ben bütün bunları Bursa ölçeğinde artık gerçeklerin çuvala sığmadığını bilin diye yazıyorum. Faruk Çelik yıllarca Bursa’da siyaset yaptı da hiç kimsenin ekmeğiyle oynamadı.
Vefanın siyasetteki en küçük birimine en güzel şekilde ne olduğunu öğretti.
Urfa’da olmasına rağmen Bursa’da kim zora kaldıysa el uzatmaya çalıştı.
Hatta Yüksel Baysal’a verdiği bir roportajda Bursa’da ki büyük yatırımların neden Ankara’dan yapılmadığını, Ankara’dan destek alınması gerektiğini, Bursa’da birilerine yol gösteriyor, önünü açıyordu. İşte bu yol gösteriş Bursa mitinginden sonra Başbakan Binali Yıldırım’ın valilikteki toplantısında Recep Altepe’nin Yıldırım metrosuna istediği destekle ortaya çıkıyor ve Binali Yıldırım’ın da ‘siz projeyi hazırlayın getirin gereğini yapalım’ tahhütüne sebep oluyordu.
Oysa Recep Altepe, Yüksel Baysal’a verdiği roportajda direk Faruk Çelik’i hedef alıyor, “Bursa’da yönetim sorunu yok, aday olacaksa olsun” der gibisinden hiç ortada bir şey yokken Bakan Çelik’i kendisine rakip ilan ediyordu.
Faruk Çelik’in Bursa sevdası, birilerinin de Faruk Çelik düşmanlığı vefasızlığın en güzel örneği. Oysa iki roportajı mükayese ettiğin zaman birileri Bursa’nın iyiliğine konuşurken, diğerleri kendine rakip görüyor.
Şunu çok iyi bilmeliler ki, Faruk Çelik’in ne Büyükşehire, nede başka bir yere aday olma gibi bir sevdası yok. Eğer böyle bir sevda olsaydı iki dönem Urfa’da olmaz, verilen göreve itiraz eder, istediğini de alırdı.
Devlet adamı olmuş bir adamın Büyükşehir sevdasını çıkaranlar, FETÖ’nun Bursa’ya kurduğu kumpasın Faruk Çelik düşmanlığının başka bir versiyonu olsa gerek.
Oysa birilerine Faruk Çelik’in kendini ispatlama gibi bir derdi yok ki.
İnsanüstü bir çalışma örneği gösteren Bakan Çelik, Ankara’da ki genel siyasetin, dünya siyasetinin içinde yoğrulurken, o birileri Sayın Çelik üzerinden nemalanmaya çalışıyor geçmişte olduğu gibi.
Geçmişten ders çıkaramayanlar, geleceği okuyamayanlar şunu bilmeli ki, basından takip ettiğimiz kadarıyla bir gün önce Rusya’da, onun sabahı İzmir’de, sonrasında Bursa’da, ertesi sabah Ardahan, Artvin’de, Batum’da canla başla çalışırken, Bursa’nın evladına, Bursa’nın siyasetine sahip çıkmak gerekirken, kurulan kumpasları, FETÖ operasyonunu dile getirecekken ucuz siyaset peşinde koşuyorlar.
Hatta cübbeli Arınç Urfa’ya bavul bavul para götürüldü iftirasını atarken, o bile gerçeği görüp Urfa’ya kadar gidip helallik isterken, yıllarca siyaset yaptığınız, abi dediğiniz, fırıldak gibi etrafında döndüğünüz adama kurulan kumpasları itiraf etmezken, Faruk Çelik’le uğraşın.
Ama size bir şey söyleyeyim.
Bıçağın iki tarafı da keskin..
Ve bıçak Tayip Erdoğan’ın elinde..
Adam dünyayla uğraşırken ve yanındaki çalışma arkadaşları belliyken, siz hala ayak oyunlarıyla bir şey yapmaya çalışıyorsanız yanlış yoldasınız.
Hani yazının başlığında dediğimiz gibi “Öküzün aptalı kasabın bıçağını yalar!”
Şunu kamuoyunun bilgisine sunuyorum ki, bütün bu anlattıklarımdan sonra Öküz kim, aptal kim, kasap kim, bıçağı yalayan kim? Ona da varın siz karar verin.
Ya sahi, FETÖ Bursa’ya çökerken siz ne yapıyordunuz?
.
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın