Ak Parti’nin Nilüfer Kaderi, Bozbey ve Durak!
Ak Parti’nin değişmez kaderi midir? Nilüferi kazanamamak.
Bütün bunlar tesadüf müdür?
Önceki gün Bursa’nın göz bebeği sayılan Gölyazıyı yüksek bir rakımdan seyre daldım.
Kendi kendime edebiyatları param parça ettim.
Bir ilham ki, tarihte bilip bilmediğiniz tüm ünlü edebiyatçıları unutun derim.
Ama gelin görün ki, o hayalleri süsleyen göl yazının içi kan ağlıyor.
Kaçınılmaz son Durak!
Mezarlıklar..
Ve karşısında hayırda kullanılmak üzere sahibi tarafından bağışlanmış bir yer.
Üzerinde mezarlığa komşu içki bayi..
Gündüz bayi gece meyhane türünden..
Çevre sakinleri isyan içinde..
Kimi kime şikayet edersin.
Öğrendiğimiz kadarıyla Balıkçı Kadınlar Derneği başkanına ait olduğu ileri sürülen kişi CHP’li Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yeğeni Nurten Üner olduğu söyleniyor. Aynı zamanda yengesi Ramiz Bozbey’in dünürü olduğu iddia ediliyor.
Bir başka iddia, Mezarlığı takip eden ve Büyükşehir’e ait yol üzerine doğayı hiçe sayarak sahili tahrip eden görüntüyü ortaya çıkaran derneğin gözleme barakaları oluşturularak bütün köy kadınlarına dışarıda satış yasaklanmış, barakaya zorunlu kılınarak Nurten Üner zimmetli gelir gider havuz oluşturulmuş.
Köyün üç ayrı kahvehanesi olduğu, ama bunlardan birinin yine dernek başkanı Üner’e ait olduğu ve adeta bir hükümranlık kurulduğu iddiaları kol geziyor.
Nurten Üner, aynı zamanda Osmanlı Kadınları Derneğinin Başkan Yardımcısı ve AK Parti Milletvekili Bennur Karaburun’la yaşanan olayın mimarlarından olduğu öne sürülüyor.
Yukarıdakilere İlave olarak..
Bölge halkının şikayet ettiği konuları sıralayalım.
Ağlayan CINAR.
Ziyaretçilerin çevresinde dinleneceği bir tabure yok. Mevcut çay bahçesi yıkılarak işletme sahibine barakalarda yer gösterilmiş. Ortama yayılan pis kokularıyla çınar altında tuvalet açıldı. Hemen yanında tezgah açılarak yiyecek içecek satışı serbest hale getirildi. Bütün bunlar hayırda kullanılması için bağışlanan alan üzerinde yapılıyor.
Buna karşın halkın isyanı arşa yükselmiş.
Gölyazının gerek tarihine gerek demirbaş sakinleri ve günü birlik gelen misafirlerine adeta zulüm yapıldığı konusu tüm köyü sarmış.
Üstüne üstlük geçen yıl turist sayısında rekor kıran Gölyazı da bir otopark dahi olmaması sürücüleri çileden çıkartıyor. Ziyaretçiler dışarıda yol kenarlarına araçlarını park edip minibüse binmek zorunda bırakılarak maddi ve yolculuk işkencesine tabi tutuluyor.
Duyan gören yok
Defalarca şikayet edildiği söyleniyor. Vali Münir Karaloğlu’n dan tutunda Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe’ye, AK parti il başkanlığı ve Ak parti Nilüfer İlçe başkanlığına kadar yer yer şikayetlerde bulunulmuş.
Ama tüm kapılar suratlara deyim yerindeyse şimşek hızıyla çarpılmış.
Sonuç mu?
Geldikleri gibi giderler ilkesiyle geriye marş marş yapmışlar.
DİLEK DURAK’TAN AK PARTİLİLERE DUR!
Gölyazı (Apollonia) Koruma Güzelleştirme Ve Yardımlaşma Derneğinin istek ve talepleri dikkate alınmazken, Balıkçı Kadınlar Derneği üzerinden tüm icraatların yürütülmesinde ortaya çıkan soru işaretlerine cevap aramak gerekiyor.
Gölyazı Koruma Güzelleştirme Ve Yardımlaşma Derneğinin tüm çabalarına rağmen hiçbir muhatap bulunamazken, Balıkçı Kadınlar Derneğine gösterilen ilgi alakanın esrarı sorgulanıyor?
Şikayetlerin asıl hedef noktası:
“Bizler 4 yıldır AK parti’ye oyumuzu veriyoruz. Buranın kahrını çeken ve derdiyle dertlenenlere Ak Parti kapılarını kapatıp CHP’lilerle organize yapıyor?”
Ve can alıcı şu noktayı açıklıyorlar.
“Konuyu Ak Parti Nilüfer İlçe başkanı Celil Çolak ve Kadın Kolları Başkanı Dilek Durak’a ilettik. Bırakın sorun çözmeyi tam tersi cevaplar aldık. Sayın Durak AK Parti’li Gölyazı Koruma Güzelleştirme Ve Yardımlaşma Derneğinin değil de Balıkçı kadınlar derneğiyle CHP’li belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in desteğiyle organizasyon yapıyor. Ve bize Sayın Bozbey’i savunarak “Ben 25 dernek kurdum Bozbey Araç göndererek geziye götürdü. Helal olsun adama” şeklinde sert çıktı. Halbuki Nilüfer belediyesi Zabıta göndererek AK partililere yönelik sürekli psikolojik baskı yapıyor.
Şikayetlerden anlaşıldığı üzere.
Bozbey’in değil de AK Parti Kadın Kolları Başkanı Dilek Durak’ın 4 Yıldır Ak partiye oy üstünlüğü sağlayan partisi değil de rakip partiyle hareket etmesi ve onlarla birlikte organizasyon yapmasıdır. Sayın Durak’ın etik dışı bu tutumu elbette kendi partisi adına utanç vericidir. AK Parti destekli Gölyazı Koruma Güzelleştirme Ve Yardımlaşma Derneği ile CHP’tandanslı ve destekli Balıkçı Kadınlar Derneği konusunda Seçme hakkı elbette partisine yakın olanıdır. Ama Sayın Durak partisinin ilkelerini çiğneyerek, alt üst ederek Balıkçı Kadınlar Derneğiyle birlikte organizasyon düzenleyerek karşı tarafa Bozbeyin savunuculuğunu yapmasıdır. Bu etik dışı ve yanlıştır. Tüm bu yaşananlara İlçe Başkanı Celil Çolak’ın suskun kalması da oldukça manidar gibi görünüyor.
Sorunun çözülmemesi ve daha da çıkmaza girmesi sonucu vatandaşın bize kadar gelerek derdini anlatmasına neden oldu.
Zira kimi kime şikayet edeceksin serzenişinde bulunuyorlar.
Bu zihniyetle giderse Nilüfer hep Ak parti için hayalleri süsler.
Dolayısıyla Ak parti nilüfer zihniyetini değiştirmesi gerekir.
Allah tepe yöneticilerinin ve Cumhuru Reisin yardımcısı olsun.
(((7/24 Kulis Takip)
.
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Sayın Alim Şahin;
Uzun zamandır yazılarınızı keyifle takip eden biri olarak sizleri; mesleğinizin gerektirdiği, dürüstlük ve cesaret erdemlerine sahip biri olarak tanıyoruz. Bu sebeple siyasete uzak olsam da bildiğimi paylaşmadan edemedim. Dilek Hanım’ın mensubu olduğu AK Parti ile ilgili dudak ısırtan ve kıskandıran, olağanüstü temposunun ve fedakarâne gayretinin normal bir insanın limitlerinin çok üstünde olduğu herkesin malumudur. Aday gösterilmeyen kişilerin köşelerine çekildiğine sıklıkla rastladığımız bir ortamda Dilek Hanım verilen her görevi ve yönetilecek her süreci kendine has enerjisi ve üslubu ile çözüme kavuşturan biridir. Yazınızda Dilek Hanım ile ilgili eleştiri konusu yaptığınız hususa gelince; öncelikle bu olayın her siyasetçinin sıklıkla, özü itibariyle bağımsız olan dernekler ve farklı partilere ait belediyeler, kurum ve kişiler ile de temas halinde olması gerçeğinin tezahür ettiği bir olay olduğunun bilinmesini isterim. Sizin gibi deneyimli bir gazetecinin böylesi ibir gerçeği ıskalayacağını zannetmiyorum. Burada ki yanlış anlamanın tek taraflı bilgilendirmenin yol açtığı bir konu olduğunu düşünüyorum. Siyaset mesleği icra edilirken art niyetli kişilerin suistimaline en açık olan böylesi konuların muhatapların tam olarak dinlenmesi neticesinde çözüleceğine inananlardanım. Sevgi ve saygılarımla.
Sayın Alim Şahin, sizi özü sözü bir, ne yazdığı ne söylediği tartışmasız kabul gören değerli bir gazeteci, daha ötesi bir kanaat önderi olarak tanır, öyle biliriz. Siz de Dilek Durak’ı yıllardır siyaset sahnesinden yakından tanırsınız.Çalışmalarını nasıl yürüttüğünü de çok iyi bilirsiniz.
Bu yazınızda görülüyor ki -sizin tarzınıza hiç te uymayan – tek taraflı bir dinleme ile sanki sizi alelacele yargısız infaz ın içine itmişler.
Biliriz ki Alim Şahin, her iki tarafı da dinlemeden yazısını yazmaz, yanlışa düşmez.
Anlaşılıyor ki Dilek Durak la konuşup işin aslını öğrenmeniz, birilerinin işine gelmiyor, ufuklardaki bereketli yağmur bulutları, fırtına, boran felaket bulutları olarak gösterilmeye çalışılıyor. Sizin de belirttiğiniz gibi etik dışı ve yanlış hareketler ne bize ne size yakışır. Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın, doğruyu bilen, hesap gününün sahibi o dur.
is-mail