AK Parti’de siyasi ihtiraslar!
Bursa’da ki siyaset geçmişini hatırladığım zaman özellikle son beş yılda koltuk uğruna küçük düşürmeler, hakaretler bazen de ezilmelerin ortaya çıkardığı makamlara erişmiş ihtiraslar görüyorum.
En bariz örneği Recep Altepe’nin belediye başkanlığı sürecinde Bülent Arınç’ın Sedat Yalçın’dan yana tavrı gerilmeye sebep olmuş, ‘bunun suçlusu ben değilim’ dercesine kameralar önünde Altepe’ye “Altepe sen şöyle yanıma bir gel bakayım” dedikten sonra “Ben sana böyle bir şey, hayırlı olsun dileğinde bulundum mu?” türündeki çıkışına karşın Altepe’nin boynunu bükerek ‘hayır başbakan yardımcım’ demesi derin izlerin en derini olsa gerek.
İster korkudan ister koltuk sevdasından olsun orada oturabilmek adına Sayın Altepe bir nevi bu hakarete katlanmış sesini bile çıkaramamıştı.
Ama onur kırıldı gurur kırıldı bir kere.
En sonunda Tayip Erdoğan Arınça ‘O zat’ dedi, Altepe belediye başkanı oldu, Sedat Yalçın an itibarıyla tabiri caizse siyasi mevta.
Ama yarın ne olur bilinmez.
Oysa siyasi olarak il başkanıyla koordineli çalışan Sayın Altepe şehri emin olarak il yönetimi oluşumunda ki yanlışları Ankara’ya ne derece paylaştığını kimse bilmiyor.
FAHRETTİN YILDIRIM VE DİŞLİ TREN!
Siyasi otoriteden uzak yanında çalıştırdığı danışmanı Fahrettin Yıldırım’ın eseri “KOCA KAFA” lakabıyla Bursa sokaklarında anılıyor olmasıdır.
Hatta iddia o ki, paraya hükmeden bir danışmanın geçenlerde bulvarda ki bir ortam da rahmetli Hikmet Şahin’le beraber çalışan biri olarak ‘Sayın Altepe de onun vizyonunun onda biri bile yok’ şeklinde eleştirdiği konuşuluyor.
Konuşulanlar yenilir yutulur türden değil.
Sayın Yıldırım Başkan’a öyle eleştiriler yöneltiyor muş ki, Bulvardaki dost sohbetinde söylediği öne sürülen “Allah rahmet etsin Hikmet Şahin’in ölümü Recep Altepe için eleştirisel anlamda kimsenin kalmamasına sebep oldu.” Örneği de Sayın Altepe Uludağ’a dişli tren yapacağım projesini ortaya atarak ‘dişli tren olmadı ama Yıldırım’a yer altı metrosu yapıyoruz’ dalgası geçtiği de kulaktan kulağa yayılıyor.
Ve bu iddialar Bursa kulislerini aşarak Ankaralara kadar ulaştığı haberleri geliyor.
Yani Sayın Fahrettin beyin söylediği öne sürülen Altepe eleştirileri Ankaralarda konuşulur olmuş.
Aslında Sayın Yıldırım eleştirilerinde haksız da değil.
Çünkü belediyenin açıkladığı projelerin içinde yokken birden bire hallederiz modun da Yıldırım metrosu ortaya çıktı.
Yani vaat ettiği dişli treni kimse sorgulamıyor. Unutulup tarih oldu.
Seçimleri kaldı üç yıl.
Umarım söylenen vaat bir kağıt üzerinde kalmaz.
ALKIŞLANACAK HİZMET!
Bütün Büyükşehirlerde merkezi kaynaklardan yapılan stadyumlar olurken, Büyük şehir Beleyesi Bursasporumuza el atmış, üç sene gecikmeyle bir stat yapılmış, timsahın kafası yok olmuş, trafik sorunu çileye dönüşmüş. Şimdi harcanan paraya mı yanalım, yoksa belediyeden parasını alamadı diye iddia edilen Engin Çelik’in intiharına mı?
Ve bunun karşılığı olarak da Bursaspor kongresinde Burhan Vatan’ın “Siyaset Bursasporumuz dan elini çeksin” serzenişine mi?
Hatta Fahrettin Yıldırım’ın söylediği öne sürülen“Semih Pala da rahmetli oldu yoksa o da çok eleştirirdi” demesine mi yanalım.
TRAFİK SORUNU, ARENA, VUR KAZMAYI BİR DAHA!
Hala ders çıkarmıyor olsa gerek ki siyaset, şimdi de Keles kendir yaylada ki 260 dönümlük araziye Büyükşehir’in desteğiyle ilk kazma vurulacağı söyleniyor. Oysa spordan daha önemli Bursa’nın siyasi, yapısal, trafik, belediyelerde ki akraba, gelin, damatların işe konulduğu konuşulan bir yapının hüküm sürmesine mi yanalım.
Gerçek şu ki, dünkü yediğiniz soğan sarımsağın kokusu ertesi gün de ortaya çıkıyor. Çıkan kokuları bastırtmak için ne ağzınıza bir karanfil, ne de bir restorasyon çalışması yapıyorsunuz.
10 trilyon liraya kamp yeri yapmak Bursaspor’a çok iyi bir kazanım. Ama Ak Parti’nin bu kadar acımasızca eleştirilmesine sebep olmanızın cevabını verebilmelisiniz.
Bir Bursa ki, il başkanı hemen hemen bütün ilçe başkanlarıyla kavgalı ve sizin gurup başkanınız olarak yanında oturduğunuz il başkanıyla Bursa siyasetini ne yaptığınızı kimse anlamıyor.
NASILDA BÜTÜNLEŞTİK!
Bütün şehir olduk, Sadi Kurtulan’ın Bülent Arınç’ıyla bütünleştik.
Bütün şehir olduk, Osmangazi belediyesinin kurumlardan her yıl bir trilyonun üzerinde zarar ettiğini gazetelerden okumaya başladık. Osmangazi belediye başkanı Dündargazi Paşanın Recep Altepe’nin Büyükşehir belediye başkanı olmadan belediye bu kadar borçlanmış serzenişi, bugün sümbüllü bahçe dahil zararların tablolara yansıması Sayın Dündar tarafından açıklanmıyorsa, Büyükşehir’in de açıklanması gereken bir şeyi yok olsa gerek.
Bütün bunlar olurken, Meral Akşener’in Bursa’daki yakaladığı hava gazete ve köşe yazarlarına bir bir konu olmuşken, güneydoğu ateş çemberin deyken, yeni anayasa çalışmaları hız kazanmışken, belediyeler arasında iddialar dolaşırken bizim il müdürü Cemalettin efendinin de umreye gittiğini duyduk.
Allah kabul etsin.
Kimsenin ibadetine söyleyecek bir sözümüz yok.
Ama Osmanlı’da ki padişahların değil umreye, ‘devlet yönetimi boşluk gerektirmez’ diyerek hacca gitmediklerini biliyoruz.
Size farz ve sünnet olan onlara değil miydi acaba?
Ve dün il başkanlarının genişletilmiş toplantısına İl müdürünün yerine jöleli Abdullah’ın katıldığını öğrendik.
Yani ağlanacak halimize güleyim mi bilmiyorum.
Ulusal gazetelere manşet olmuş Duman’ın sizi temsilen Ankara il başkanları toplantısına katılması tam da Bursa’ya yakışır olmuş.
Hayırlı olsun.
Mekke’ye canlı yayında telefonla bağlanır, yaşananları bir bir size anlatır.
İşte yönetim şeklinin bu olduğu sizin açınızdan tasdiklenmiş olur.
Allahtan döneminizde cep telefonları varda olayın içindeymiş gibi hareket ediyorsunuz. Yani uzaktan yönetim…
Diyeceğim şu ki, Bursa da şu anda geçmişteki yaptığınız hatalar zinciri katlanarak devam ediyor.
ALA VE MÜEZZİNOĞLU YANLIŞ…
Zamanında yanılttığınız Cübbeli Arınç sonradan fark edip ta Urfa’ya kadar Faruk Çelik’i ziyarete gidip de kadim dostum diyerek pişmanlık görüntüsü verdiyse, şu anda da Sayın Efkan alayı ve Müezzinoğlu’ nu yanlış bilgilerle donatıyorsunuz.
Umarım dönem sonuna kalmadan iki bakan Bursa’yla ilgili gerçekleri görecek gereğini yapacaktır. Aksi takdirde ilk seçimlerde Bursa’dan yiyeceğiniz tokat 7 Hazirana benzemez. O seçimde sökmek zorunda kaldığınız platformun altında kalırsınız. Ama kaybeden sizden daha ziyade Ak Parti olur ki buna da hakkınız yok.
YATIRIMA DOYDUK!
Bursa’nın son beş yılda aldığı hangi yatırımdan bahsedebilirsiniz. Sağlık sorununu ilçe başkanı danışma meclisi de Müezzinoğlu’nun yüzüne söyleyecek kadar cesaret gösteriyor da il başkanı olarak neyi takip ettiğinizi bilmiyorum.
Bursa yatırımlardan hangi pastayı aldı çıkın bir açıklayın.
Sedat Yalçın döneminde sizinde olduğunuz yönetim iki günde yüz proje açıklamış ta hala o yüz projenin ne olduğunun cevabını veremediniz.
Allah tan bir kitapçık yaptınız orda okuyup teselli buluyoruz.
En azında kitapçıkla avunuyoruz.
Bunu bir dua olarak kabul edin. Ankara’da ki il başkanlığı toplantısında Jöleli Abdullah’ın saçlarını tazyikli suyla yıkayıp ta buraya göndermiş olsunlar.
İnan Mekke’de ki dualarınız sizi kurtarmaz.
Allah zulmedenleri sevmez.
Siz Bursa’ya siyasi zulüm yapıyorsunuz.
Ya çekin elinizi Bursa’dan yada siyaset adına bir şeyler yapın.
Bu eleştirilerimi de yıkıcı değil yapıcı olduğunu kabul edin. Cübeli Arınç’ın kongre sürecinde size tavsiyede bulunduğu “Deveyi canından eden bir tutam ottur” söylemini sakın ha unutmayın.
Özgül ağırlığı olan Arınç’ın emaneti olarak sizler varsınız.
KARLIK ve TELLİ DOSYA!
Geçen dönem Büyükşehir’e Abdukkadir Karlık, yani Cüneyt Karlık’ın kardeşi neye istinaden olmayan bir makam unvanıyla ödüllendirildi ise bunun sorumlusu Sayın Altepe ve Sayın İl başkanıdır.
Arınç başkahraman, sizde oyuncularısınız.
Ama iddia edilen şu ki, Karlık’ın belediye içerisinde iyi bir dosya hazırladığı, fotokopiler biriktirdiği konuşuluyor.
Zamanı geldiğinde hangi dosyalar önüne çıkacağını kestirmeniz mümkün değil.
Karlık soy ismi lügat ta ki kar gibi erimeye başladığı zaman o suyun ıslaklığı sizi de ıslatacağını sakın unutmayın. Kemalpaşa da ki dönen dolapları iyi bir yazı konusu olduğu zaman okuyunca ne yapacağınızı merak etmiyor değilim.
Bursa’ya neresinden bakarsanız bakın derin ıstıraplarla dolu.
Bu derinlikte siyaset ne kadar boğulursa sizlerde boğulursunuz.
Kavganın hüküm sürdü teşkilatlar bereketin yok olmasına sebep olduğu gibi Ak Partiye zarar verdiğinizi unutmayın.
Ey ehli vatan dediler. Ayağa kalkın dediler. Biz kalktık siz oturdunuz biz ayakta kaldık. Biz ayaktayken yapısal eleştirinizi yapıyor, siz otururken koltuk eskitiyorsunuz.
Son sözüm şu ki; Beni eleştirimden dolayı Ak Parti düşmanı ilan etmeniz hiçbir şey ifade etmez.
Ben doğru bildiğimi söylüyorum. Geçmişte bana kızanlar zaman zaman yanıma gelip koltukları kaybettikten sonra haklısın diyenler gibi bir gün sizde hak vereceksiniz. Ama geç olacak.
Ve tavsiyem zannetmeden önce öğrenin, yargılamadan önce anlayın, yaralamadan önce hissedin, konuşmadan önce de düşünün.
Çünkü bütün bunlar beşeriyetin varlığı insanlara özgü kavramlardır.
Ve insanlığınızın daim olması dileğiyle…
Hadi bana eyvallah.
((( 7/24 Kulis Takip )))
Bir cevap yazın