Abant’ı göremeyenler, Dolmabahçe’den bahsedemezler!!!

04 Şubat 2016 Perşembe, 11:38
bülent arınç

Bülent abiye karşı hiçbir önyargım yok.

Hatta, eleştirilerin tam aksine..

“Gözyaşı döken insan”lara, sempatim olduğu için..

Bülent abiye de sampatim vardır.

Çünkü, Bülent abinin ağladığını gördüm.

Başka?

Tayyip Erdoğan’ın ağladığını gördüm.

Dolayısı ile Tayyip Erdoğan’a da sempatim olması doğal.

Ama ben..

Aydın Doğan’ın ağladığını görmedim.

Taha Akyol’un ağladığını görmedim.

102 kişinin cenazesi için yürürken bile, Selahattin Demirtaş’ın güldüğünü gördüm de.. Ağladığını görmedim..

Niye bu isimleri örnek verdim?

Çünkü “gözyaşı akıtabilen” iki siyasetçi tartışırken..

Birbirlerine söz yetiştirirken..

Diğerleri el ovuşturuyor..

Bizim burda safımız..

“Kardeşleri birbirine düşürmek” değil..

“Kardeşleri birbirine düşürmek isteyenleri deşifre”dir..

Değineceğim konuların hemen hepsi, tartışmayı başlatan Bülen Arınç’ın sözlerine yönelik olacağı için..

Tayyip Erdoğan’ın arada kalan açıklamasındaki tek yanlış ile başlayayım..

“O zat” ifadesi, bence yanlış..

Halktan % 52 oy alan bir Cumhurbaşkanı..

Kendisi gibi düşünmeyenlere bile kucak açan bir Cumhurbaşkanı..

Gezi isyanında en ağır hakaretleri kendisine yapan, hatta hükümeti devirmeye çalışanları gece yarılarına kadar dinleyen Tayyip Erdoğan..

Yıllardır yol arkadaşlığı yaptığı Bülent abisine “O zat” demese, daha şık olurdu..

Peki tartışmayı başlatan Bülent abinin sözleri, ne derece doğru?

Daha önemlisi, ne derece haklı?

Önce şu tespiti yapalım.

Bülent abinin itiraz ettiği hususların, “yanlışlığı-doğruluğu” bir yana..

Eleştiriyi hafif tutmak için..

Şu açıdan konuya gireyim..

O itirazların, “itiraz edilecek yanlışlar” arasında sıralaması ne?

Abant-Dolmabahçe ikileminde örnekleyeyim..

Abant toplantısında, PKK’lılarla kol kola giren..

Bizzat Fetullah Gülen’in öncülüğündeki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın organize ettiği Abant toplantısındaki PKK söylemlerinden hiç bahsetmeden..

“Dolmabahçe’de kimin nerde oturacağını bile, Erdoğan biliyordu” demek, ne derece doğru?

PKK ile görüşmeler konusunda Abant toplantısındaki konuşulanlara bir bakın..

Bir de..

Dolmabahçe’deki toplantıda yapılan açıklamalara bir bakın..

Eğer yanlış ise..

Hangisi daha vahim, onu söyleyin..

Ve daha vahimine itiraz etmeden, daha az vahimini niye eleştiriyoruz, bunu açıklayın..

Bülent abi..

“Haksız gözaltılar var” demese..

Tabii ki Abant’ı kendisine soracak değilim..

Ama Bülent abi..

“Cübbe giymesi”ni gerektirecek kadar vahim haksızlıklardan bahsediyor..

O halde..

Bu mağduriyeti yaşayanların, PKK ile kol kola olmasına bir izahat getirilmesi gerekir..

Ki..

Sıra Dolmabahçe’ye gelsin.

30 Mart seçimlerinde, alnı secdeli insanlara, manevi baskı ile, CHP’ye oy verdirilmesinin, bir açıklaması yapılmalıdır.

7 Haziran seçimlerinde, PKK’nın uzantısı partiye oy verdirten Pensilvanya’nın talimatını görmezden gelip, “Dolmabahçe’de her şeyi, Erdoğan biliyordu” dememek gerekir..

Daha vahimi..

1 Kasım’da aynı talimatı tekrar edenlere tek kelime etmeden..

“Dolmabahçe’den haberin yok idiyse, sorumlularını niye tekrar bakan yaptın” denilmemesi gerekir..

Kaldı ki..

Şöyle düşünelim..

Velev ki Erdoğan’ın, Dolmabahçe’de yaşanan her şeyden haberi vardı.

Daha da abartayım.

Varsayın, Dolmabahçe’de Yalçın Akdoğan suretinde gördüğümüz kişi, aslında Tayyip Erdoğan idi..

Böyle olsa bile..

“Bu ülkede asker-polis ölmesin” diye oturulup konuşuldu ise..

Suç mu bu?

Ama..

PKK kan akıtmaya başladıktan sonra..

Yani Dolmabahçe’de verilen söz tutulmadı..

Hainlik edildi ise…

Bunun için de..

Onların tepesine binildi ise.. 

Neyini eleştiriyorsunuz, bunun?

Kan akmaması için her şeyi yapmışsınız.

Hainlik etmişler, siz de cevabını veriyorsunuz.

Bunda eleştirilecek ne var, söyler misiniz, Bülent abi?

Paralel yapıya bağlılar için yürütülen soruşturmalardaki gözaltılara yönelik eleştirileri için de..

Bülent abinin sıralamada yanlışı var.

17-25 Aralık faillerinin yaptıklarını görmeden..

Onların hainliklerini konuşmadan..

Paralel yapıya yönelik son gözaltıları nasıl tartışabiliriz ki?

Başörtülü bir annenin, gözaltına alınması.. Eline kelepçe vurulması yanlış..

Ama bu yanlıştan çok daha büyük bir yanlış var..

O başörtülü anneye..

Batı’da yaşıyorsa, CHP’ye..

Doğu’da yaşıyorsa, PKK’nın uzantısı HDP’ye oy verdirilmesi..

Böyle yapmadığı takdirde, dinden çıkacağının söylenmesi..

Yani..

Bir partiye oy verilerek dinden çıkılacaksa eğer..

Tam da dinden çıkılacak partiye oy vermesi söylenip.,.

Aksi halde dinden çıkacağı ihtarı ile..

Din istismarı yapılmasını görmeden..

Bugünkü gözaltıları, nasıl değerlendirebiliriz?

Söyler misiniz Bülent abi..

Aydın Doğan’ın..

28 Şubat sürecindeki günahlarına.. Başörtü yasağı lehine yayınlarına..

İmam Hatip karşıtı, askreri de tahrik eden manşetlerine..

Yerim kalmadı..

Bülent abi anlamıştır onları..

Soru şu: Velev ki Tayyip Erdoğan’ın, bazı noktalarda hatası var.. O hataların yüz katı, Fetullah Gülen’de.. 1000 katı Aydın Doğan’da yok mu?

Güneş görmemiş gerçekler, Gülen ve Doğan grubunda, Erdoğan’la kıyaslanmayacak kadar çok değil mi? 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

Ali Karahasanoğlu – Yeniakit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Seçkin Talanöz