19 Kasım 2025 Çarşamba
İyi Parti Bursa milletvekili Selçuk Türkoğlu en ufak bir konuda cıngar çıkarıyor, büyük sorunları bırak küçük problemlerde bile iktidar ve AK Parti’ye hesap sormaya çalışıyor, her tür konuda iktidarı ve AK Parti’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor, ihtiyaç duyduğunda meclis kürsüsüne çıkıp konuşuyor önerge veriyor.
Son olarak milli maçta yaşanan bilet problemini meclise taşıyor, gençlik ve spor bakanından konuyla ilgili açıklama istiyor ve benzer her konuda AK Parti’nin ve iktidarının üzerine yürüyor.
Aslında Selçuk Türkoğlu‘nun çoğu konuda taraflı gözle hareket ettiğini söyleyebilirim.
Şu ana kadar çözüm üretmemekle birlikte daha fazla öne çıkma çalışması da olabilir.
Yani şu ana kadar Bursa’ya getirisi olmadığı gerçeği var!
Sayın Türkoğlu haklı haksız bu tartışılır.
Zaman zaman agresif tavırlarını da açıkçası kınıyorum!
Ama herşeye rağmen o inandığını yapmaya çalışıyor.
Tamam da o bu derece olayların, sorunların üzerine gitmeye, bu yönde en küçük bir fırsatı değerlendirmeye çalışırken yahu AK partili milletvekillerine ne oldu ki hiçbir şeyde hiçbirinin ne adı ne sanı ne görüntüsü ne de herhangi bir beyanatını göremiyoruz.
Bu adamlar Bursa’nın milletvekili olarak seçilmedi mi, AK Parti seçmeninin iradesini temsil etmiyorlar mı..
Bursa adına hemen her konuda kendilerini perde arkası geri plana neden çekiyorlar, neden kimse onları bir adım ileride görmüyor göremiyor?
Haa.. “onlar görevini yapıyor ama siz görmüyorsunuz” diyebilirler.
Hayır… benim de görmemim bir önemi yok vatandaşın görmesi gerekiyor.
Zaten bu sorunlar sitemler vatandaştan bize geldiği için köşemize taşıyoruz.
Mesela AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan partisine yönelik salvolara karşı mücadele ederken, her fırsatta açıklama yaparken, partisinin hakkını hukukunu dolayısıyla milletin hukukunu savunurken, yaşanan sorunlarla ilgili çeşitli girişimlerde bulunurken AK Parti’nin milletvekillerinden neden çıt çıkmıyor?
Partisine yönelik çeşitli saldırılara bir tane AK partili milletvekilinin göğüs gerdiğini ne yazık ki göremiyoruz.
Yahu Bursa’nın vekilleri siz misiniz il başkanı Davut Gürkan mı bunu çözmeye çalışıyorum!
Allah aşkına bugünden sonra bütün vekilleri Bursa’yı ilgilendiren her konuda daha aktif olmaya çağırıyor, ellerini taşın altına koymaya hem sahada hem de medyada bu yönde girişimci olmaya davet ediyorum.
AK Parti’nin milletvekilleriyle alakalı sahadan hiç de iyi notlar yansımıyor bunun altını kalınca çizerek hatırlatmak isterim.
Bu monoton süreç böyle giderse ilk seçimde AK partili tüm vekillerin tamamının değişeceğini düşünüyorum.
Umarım herkes sürecin ciddiyetine varıp daha aktif bitirici görevler üstlenir.
Ez Cümle;
Cumhur-u Reis’i, partinizi düşünmüyorsanız bari kendinizi düşünün!
Kim ya da kimler üzerine alıyorsa alabilir.
Geçmiş olsun dememek için şimdiden kolları sıvayınız.
Zira vekillerle ilgili sahadan hiç içaçıcı haberler gelmiyor.
Bilin istedim.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Hatırlayın!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer eski Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de aralarında bulunduğu 21 kişinin gözaltına alındığı “rüşvet” operasyonuna çok erken ivedi biçimde tepki göstermiş, “Kaçma şüphesi bulunmayan, belediye başkanının bu şekilde gözaltına alınması, toplumun vicdanını ve adalet duygusunu yaralamaktadır” demişti.
Sonra… Turgay Erdem ve beraberindekiler havaalanından çıkış yasağı olduğu için geri çevrildiği haberleri medyaya düştü.
Devamında yaşananlar herkesin malumu.
Tutuklamalar ve yargılama süreci.
Aslında herşey o kadar netti ki, olaylar sırıta sırıta bu aşamaya gelmişti.
Şimdi işin içinde tıpkı Ekrem İmamoğlu’nun fonladığı gazetecilerin ortaya çıkmasıyla birlikte Bursa’da hangi gazetecilerin fonlandığı soruları sorulmaya başlandı.
Turgay Erdem dosyasında gazeteci yada medya yöneticilerinin fonlandığına dair iddialar söz konusu.
Bu fonlamaların öyle az boz olmadığı konuşuluyor.
Benzetme yerindeyse tıpkı jetonla çalışan isimlerden bahsediliyor.
Zamanında Turgay Erdem’i yere göğe sığdıramayanlar kaçak villasına milli servet yakıştırması yaparak yıkılmaması için mücadele eden gazeteci müsbetteleri gibi.
Hatta o dönemde şahsıma bile baskı yapılarak “Sen Alinur Aktaş’ı eleştiriyorsun bak adam Turgay Erdem’in villasını yıkacak, Turgay’ı savunalım milli serveti yıkmasınlar (milli serveti çok düşünüyorlar ya) yazıktır günahtır” diyen tetikçi gazeteci tiplemeler oldu.
Bana baskı yaparak isteklerini yazdıramayan foncu tiplere, “Alinur Aktaş’ı eleştirsem de doğru yapılanı da desteklerim. Kaçak binaysa yıkılacaksa yıkılacak. Garibanın kulübesini bile kaçak diye affetmeyenler Turgay Erdem’in göz göre göre koca villayi kaçak kurmasına göz yumacaksa asıl bu affedilmemeli” diye sert tepki koymuştum.
Bana baskı yapanların tersine göl manzaralı kaçak binanın yıkılması için o dönem mücadele verdim.
Bugün jetonla çalışan gazetecilerden bahsediliyorsa fonlanma tonlanma iddiaları boş değilmiş diye düşünüyorum.
Hali hazırda dosyayla ilgili mahkemenin gizlilik kararı var. Süreç rutine döndüğünde herşey daha net belli olacak.
.
FATİH ERBAKAN TELAŞTA!
Son seçimde aldığı oy oranıyla dikkatleri üzerine çekmişti.
Bugün partisi içten içe eriyor.
İstifa eden üye sayısı parti yönetimini şok etti.
Yeniden Refah Partisi, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde 2 milyon 787 bin oy alarak yüzde 6,19’luk oy oranına yakalamıştı. 39 ilçe ve 24 belde belediyesi olmak üzere toplam 65 belediye başkanlığı kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştı.
Zaman ilerledikçe parti içi sancılar büyüdü.
Çok sayıda il, ilçe ve belediye başkanı başta olmaz üzere yüz binlerce üye Yeniden Refah Partisi’nden yollarını ayırdı.
Haber 7’de yer alan habere göre Bir milyona yaklaşan Fatih Erbakan’ın partisinde yaklaşık 250 bin kişi istifa etti. Partide üye sayısı başladığı noktalara 600 binlere kadar düştü.
Yeniden refah partisi çevrelerince istifaların ana nedeninin Fatih Erbakan’ın Erdoğan’a yönelik çıkışları ve CHP mizacına yakın politika belirlemesi olduğu öne sürülüyor.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Akrabalarını Büyükşehir Belediyesinde makam sahibi yapan CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in skandalları üst üste ortaya çıkmıştı.
Bu skandallar Bugün farklı bir mecrada devam ediyor.
Yeğeni Furkan Bozbey’i Büyükşehir şirketlerinden BURKENT’in başına getirmiş, daha öncede baldızını Nilüfer Belediyesi’ne müdür yapmıştı.
Gelen tepkilere karşın “Yaptığımız iş doğrudur Arkasındayız…” diye savunmuştu.
Mustafa Bozbey, köprünün altından epey sular akınca perde ardından çok sayıda akraba eş dost tanıdıklarını belediyede istihdam etmeye devam etti.
Bunu yaparken de hiç sıkılıp kızarmadan “Güvendiğimiz insanlar olması lazım” dedi.
Hangi anlamda güvenilir diye ! sormak lazım.
Zira CHP’li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in geçmişte de benzer vukuatları olduğu biliniyor..
Dünün akp’leri bugünün chp’lileri, yani paraya göre güce göre rüzgara göre yön alanlar hepsi Bozbey şemsiyesi altında istihdam edildi.
Son gelen bilgilere göre ise tüm bu yaşananlardan sonra başta akraba eş dost olmak üzere işe alınan büyükşehir personellleri çığ gibi büyüyerek adeta Bozbey’in çiftliğine çevrildiği konuşuluyor.
Eş, dost ve akraba atamalarını savunan biri elbette tepkiler olsa da bir müddet sonra bu yolda bildiğini okuyacaktır.
Bu tür işe alımlar birinci planda olurken doğal olarak asli görevi olan millete hizmet ikinci planda kalıyor.
İşte bu yüzden müzik eğlence festival programlarıyla belediyenin bütçesi har vurup harman savruluyor, Bursa’nın trafik çilesi, can damarı olan içme suyu yatırımları elbette 2’ci planda kalıyor.
Ne yazık ki Bursa ve Bursalı bu dönem doğrudan kaderine terk edilmiş, AK Parti zamanında yapılan hizmetlerle yürümek zorunda kalıyor.
Dikkatlerin başka yöne çekilmesi, yazılması gerekenlerin yazılmaması gündeme taşınmaması için de işin kolayını bulmuşlar.
Üç kuruş ilan ver keyfine bak!
YALAN SÖYLEYEN ANKETLER
Yaşanan rüşvet imar rantı ve tüm skandallara rağmen sözde anketlerde CHP adayları pazarlanıyor.
Oysa sahadaki gerçekler hiç de öyle söylemiyor.
Sürekli vatandaşla sohbet eden nabız yoklayan sokakta birebir sorulara cevap edinen birisi olarak gerçeğin yayınlanan tüm anketleri ters yüz ettiğini hem de altını kalınca çizerek çok iddialı şekilde söyleyebilirim.
Tam da bu noktada Murat Çultu’nun bir yazısı önüme düştü.
Sayın Çultu yazısında şu ifadeleri kullanıyor;
“Sözde bilimsel, gerçekte algı operasyonu.
Parası kimden geliyorsa, sonuç da oraya çıkıyor.
İhale ve kamuoyu manipülasyonu tek merkezden yönetiliyor.
Ve şimdi işin can alıcı noktası:
Erdal Akaltun’un Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile özel bağı var.
Her ikisi de Artvinli, sosyal bağları güçlü, yerel dayanışma ağı sağlam.
İhaleler, danışmanlık sözleşmeleri, medya manipülasyonu…
Bütün bunlar kâğıt üzerinde görünmeyen gizli ortaklıklarla destekleniyor.
Yani paravan şirketler ve maskeli ihale düzeni, siyasi koruma ile birleşmiş durumda.
Bu tablo karşısında soruyorum:
Bu kadar şirket, ihale, anket ve medya operasyonu…
Hangisi masum olabilir?”
FONDAŞ OPERASYONU BURSA’YA SIÇRAR MI?
Olaylar gerçeğin tam tersine akarken bu noktada bir operasyon haberi geldi.
CHP’li İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak hakkında “Yalan Bilgiyi Alenen Yayma” ve “Bilerek ve İsteyerek Örgüte Yardım Etme” suçlarından şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmak üzere mevcutlu olarak gözaltına alındılar.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bursa’da ormanlar cayır cayır yanarken Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yurt dışında olduğunu öğrendim.
Hatta yangının devasa büyüklüğü bilindiği halde adam Bulgaristan’da olduğu bilgisi var.
Koca Bursa’nın Büyükşehir Belediye Başkanı tam da bu süreçte yurt dışında geziyor.
Sorsan çalışma ziyareti derler.
Öyle de olsa bu tür afet durumunda ziyaretini kesip anında sorumluluk alanına dönmesi gerekir.
Yangın başlangıcında büyükşehirde kriz yönetim merkezi yokluğu yaşandığı, kriz yönetim boşluğu tepkileri var.
Ve nihayet Bursa’ya dönüş yaptıktan sonra solcu gazete Sözcü’ye açıklamada bulundu Bozbey.
Bu açıklamasında dünyadan bihaber olduğunu ortaya koydu ve “can kaybımız yok” dedi.
Halbuki söndürme çalışmalarına katılan 38 yaşındaki itfaiye eri Ramazan Şaşkın şehit olmuştu. (Allah rahmet eylesin Rabbim ailesine sabır versin)
Şimdi bu kafaların ne kadar sözde sorumlu davrandığını sorumluluk üstlendiğini milletimiz görüyor.
Ve bunlar Büyükşehir idare ediyor!
Düşünün ki, Yeşil Bursa alevler’e teslim olmuş ortada krizi yönetecek bir Büyükşehir Belediye Başkanı yok!
Üstelik yangının kül ettiği Gürsu ve Kestel ilçe belediye başkanları gece gündüz sahada koordinasyon sağlamaya çalışırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in bu iki belediye başkana telefonla dahi iletişim kurup “geçmiş olsun” dileklerinde bulunmadığı ileri sürülüyor .

Bugün bu dileklerini bildirdi mi bilmiyorum.
Bildirse de bu saatten sonra esprisi yok artık.
Hizmette geri bırakılan Bursa’nın ne yazık ki bugünkü Büyükşehir yönetiminden bu dönem çok çekeceği yönünde tepkileri giderek çoğalıyor.
Adam festivallerle şarkı türkü eğlencelerle Bursa’yı idare etmeye çalışıyor.
Oysa Bursa’nın çözüm bekleyen devasa sorunları var.
Şarkı türkü eğlence festivalleri harcanan milyon TL paralar Bursalı’nın derdine derman olmuyor.
Tüm bu eğlenceler varsa yoksa bir kesim mutlu azınlık için.
Ve maalesef Bursa Büyükşehir sahipsizliği, kimsesizliği oynuyor.
Geçmiş olsun Bursa.
Not. Takipçilerimiz okuyucularımızın çeşitli istek taleplerine binaen… Öncelikle Bursa dışında olduğumu, annemi memlekete köye getirdiğimi, bu nedenle gönderilere rutin olarak cevap vermeyeceğimi bildirmek isterim.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Geçtiğimiz günlerde sözde güçbirliği yaparak biraraya gelen CHP’nin Bursa takımı Erdoğan ve iktidarına amansız suçlamalarda bulunmuş, hatta bir tanesi faşist benzetmesi yaparak “Hitler ile Goebbels olsaydı bu kadar becerikli olamayacağını düşünüyorum” ifadesini kullanmıştı..
Yani Erdoğan ve iktidarına çok çirkin ithamlarda bulunmuşlardı.
Oysa kendi partilerini yönetemeyenler, kendi arkadaşlarının ayağının altını kazanlar suçlamalar ve onlarca kavga gürültülerin eksik olmadığı, birbirlerini ihbar eden ele verenlerin yarıştığı, güven ortamının ortadan kalktığı, rüşvet başta olmak üzere her türlü siyasi ferdi illegal yolların kullanıldığı, baskı ve kumpasların alabildiğine uygulandığı, yalan ve dolanın yarıştığı bir partinin elbette başkalarına söz söylemeye hakkı yoktur.
Söyleseler bile gerçekle alakası olmayan çamur laflar olduğunu zaten kendileri ortaya her fırsatta koyuyorlar.
İşte bu minvalde geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Erdoğan-AK Parti ve Cumhur ittifakına her türlü çirkef tazyikler fışkırtmaya çalışanlardan bir tanesi de Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’dı.
Şu hale bakın ki zamanında AK Parti’de yer bulamayan Erkan Aydın kendini CHP’nin saflarına atmış, bugün CHP’nin adeta kolluk kuvvetleri sözcüsü haline gelmiş gibi “CHP Savaş meydanlarında kurulmuş 100 yıllık bir partidir, avukat ofislerinde kurulmuş bir parti değildir” cümlesini sarf ederek siyasi ağalarına nasıl yaranacağının yeteneklerini ortaya koymaya çalışmış.
Zaten ne milletvekilliği döneminde ne de Belediye başkanlığı zamanında pek donanımlı olmadığı, bu görevleri yapacak bir kapasitede bulunmadığını kendi partilileri bile zaman zaman dile getiriyordu.
Kendisine sormak isteriz;
Siz CHP milletvekili olurken millet iradesini yansıtmak için mi vekalet aldınız? Yoksa milliyetçi kanata mensup olduğunu iddia eden bir partiyle iş tutan partinizin saf değiştirmek için yaptığı pazarlık için mi?
CHP’ye zıt görüş olan! Parti’nin saflarına geçtiğinizde vekaletini aldığınız Bursalılara karşı hiç utanç duygusu yaşadınız mı?
Bir kez daha soralım; Vekil olduğu dönemde kendisini ne karşılığında başka partiye göndermişlerdi ?
FAŞİSTLİK VE DİKTATÖRLÜK!
Aslında Sayın Erkan çok doğru söylüyordu!
Erkan ağam! ; Savaş meydanlarında kurulduğunu iddia ettiği partisinin hem kendi içinde hem de idare ettiği ülkede demokrasinin rafa kaldırıldığı, diktatörlüğün en ucra köşede bile hissedildiği, insanların yiyeceğe ve giyeceği elbiseye muhtaç edildiği, açlığın pençesinde kıvranan tek parti döneminde ülkenin tarihe kazanmış zulüm yılları olduğunu yeni nesile hatırlatmak istemiş olmalı.
Ve bugün Sayın Erkan, “Biz vatandaş odaklı hizmet ediyoruz!” diyor..
Diyor da vatandaşın hangi taleplerini yerine getirmişler hangi projeleri hayata geçirmişler, 80 yılda ne yapmışlar, Bursa’da 15 ayda ortaya koyduğu hangi hizmetler var?
Yoksa Ak partili Mustafa Dündar‘ın yaptığı kentsel dönüşümlerle, hayata geçirdiği Osmangazi kent meydanı mega vizyon projesiyle mi övünüyor?
Halbuki borcu çok az olan, getirileri ile kat kat fazla artı sağlayan belediye devralmıştı.
Ama şu ana kadar rutin belediyecilik hizmetleri dışında kendini hatırlatacak herhangi bir projesini Osmangazililer henüz göremedi.
Sonuç olarak Erkan Aydın, Mustafa Bozbey ve Şadi Özdemir’den ahım şahım hizmet beklemediklerini söyleyen CHP’liler var.
Hatta bir gazeteci arkadaşım kendisi radikal chp’lidir, başta Mustafa Bozbey olmak üzere CHP’li belediyelerden çok da bir hizmet beklemediğini defalarca tarafıma beyan etmişti.
Hal böyleyken Erkan Aydın miadını doldurmak için gün sayması daha makbul olacağını düşünüyorum.
Öyle anlaşılıyor ki vatandaşın CHP’li belediyelerden çok da bir hizmet beklediği söylenemez.
O HESABI NASIL VERECEKSİNİZ?
Bırakın hizmeti göreve gelir gelmez belediye barınağında katledilen masum hayvanlardan sadece bir tanesinin bile başta Erkan Aydın olmak üzere hiç biri hesabını veremez.
Bu hesabı hukuk sorsada sormasa da ebette o masumların günahını hiç ummadığınız bir anda cenabı Allah sorar.
O cinayetleri işleyen ve talimat verenlerin tümü Allah’a havaledir.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin