06 Kasım 2025 Perşembe
Akrabalarını Büyükşehir Belediyesinde makam sahibi yapan CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in skandalları üst üste ortaya çıkmıştı.
Bu skandallar Bugün farklı bir mecrada devam ediyor.
Yeğeni Furkan Bozbey’i Büyükşehir şirketlerinden BURKENT’in başına getirmiş, daha öncede baldızını Nilüfer Belediyesi’ne müdür yapmıştı.
Gelen tepkilere karşın “Yaptığımız iş doğrudur Arkasındayız…” diye savunmuştu.
Mustafa Bozbey, köprünün altından epey sular akınca perde ardından çok sayıda akraba eş dost tanıdıklarını belediyede istihdam etmeye devam etti.
Bunu yaparken de hiç sıkılıp kızarmadan “Güvendiğimiz insanlar olması lazım” dedi.
Hangi anlamda güvenilir diye ! sormak lazım.
Zira CHP’li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in geçmişte de benzer vukuatları olduğu biliniyor..
Dünün akp’leri bugünün chp’lileri, yani paraya göre güce göre rüzgara göre yön alanlar hepsi Bozbey şemsiyesi altında istihdam edildi.
Son gelen bilgilere göre ise tüm bu yaşananlardan sonra başta akraba eş dost olmak üzere işe alınan büyükşehir personellleri çığ gibi büyüyerek adeta Bozbey’in çiftliğine çevrildiği konuşuluyor.
Eş, dost ve akraba atamalarını savunan biri elbette tepkiler olsa da bir müddet sonra bu yolda bildiğini okuyacaktır.
Bu tür işe alımlar birinci planda olurken doğal olarak asli görevi olan millete hizmet ikinci planda kalıyor.
İşte bu yüzden müzik eğlence festival programlarıyla belediyenin bütçesi har vurup harman savruluyor, Bursa’nın trafik çilesi, can damarı olan içme suyu yatırımları elbette 2’ci planda kalıyor.
Ne yazık ki Bursa ve Bursalı bu dönem doğrudan kaderine terk edilmiş, AK Parti zamanında yapılan hizmetlerle yürümek zorunda kalıyor.
Dikkatlerin başka yöne çekilmesi, yazılması gerekenlerin yazılmaması gündeme taşınmaması için de işin kolayını bulmuşlar.
Üç kuruş ilan ver keyfine bak!
YALAN SÖYLEYEN ANKETLER
Yaşanan rüşvet imar rantı ve tüm skandallara rağmen sözde anketlerde CHP adayları pazarlanıyor.
Oysa sahadaki gerçekler hiç de öyle söylemiyor.
Sürekli vatandaşla sohbet eden nabız yoklayan sokakta birebir sorulara cevap edinen birisi olarak gerçeğin yayınlanan tüm anketleri ters yüz ettiğini hem de altını kalınca çizerek çok iddialı şekilde söyleyebilirim.
Tam da bu noktada Murat Çultu’nun bir yazısı önüme düştü.
Sayın Çultu yazısında şu ifadeleri kullanıyor;
“Sözde bilimsel, gerçekte algı operasyonu.
Parası kimden geliyorsa, sonuç da oraya çıkıyor.
İhale ve kamuoyu manipülasyonu tek merkezden yönetiliyor.
Ve şimdi işin can alıcı noktası:
Erdal Akaltun’un Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile özel bağı var.
Her ikisi de Artvinli, sosyal bağları güçlü, yerel dayanışma ağı sağlam.
İhaleler, danışmanlık sözleşmeleri, medya manipülasyonu…
Bütün bunlar kâğıt üzerinde görünmeyen gizli ortaklıklarla destekleniyor.
Yani paravan şirketler ve maskeli ihale düzeni, siyasi koruma ile birleşmiş durumda.
Bu tablo karşısında soruyorum:
Bu kadar şirket, ihale, anket ve medya operasyonu…
Hangisi masum olabilir?”
FONDAŞ OPERASYONU BURSA’YA SIÇRAR MI?
Olaylar gerçeğin tam tersine akarken bu noktada bir operasyon haberi geldi.
CHP’li İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak hakkında “Yalan Bilgiyi Alenen Yayma” ve “Bilerek ve İsteyerek Örgüte Yardım Etme” suçlarından şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmak üzere mevcutlu olarak gözaltına alındılar.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bursa’da ormanlar cayır cayır yanarken Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yurt dışında olduğunu öğrendim.
Hatta yangının devasa büyüklüğü bilindiği halde adam Bulgaristan’da olduğu bilgisi var.
Koca Bursa’nın Büyükşehir Belediye Başkanı tam da bu süreçte yurt dışında geziyor.
Sorsan çalışma ziyareti derler.
Öyle de olsa bu tür afet durumunda ziyaretini kesip anında sorumluluk alanına dönmesi gerekir.
Yangın başlangıcında büyükşehirde kriz yönetim merkezi yokluğu yaşandığı, kriz yönetim boşluğu tepkileri var.
Ve nihayet Bursa’ya dönüş yaptıktan sonra solcu gazete Sözcü’ye açıklamada bulundu Bozbey.
Bu açıklamasında dünyadan bihaber olduğunu ortaya koydu ve “can kaybımız yok” dedi.
Halbuki söndürme çalışmalarına katılan 38 yaşındaki itfaiye eri Ramazan Şaşkın şehit olmuştu. (Allah rahmet eylesin Rabbim ailesine sabır versin)
Şimdi bu kafaların ne kadar sözde sorumlu davrandığını sorumluluk üstlendiğini milletimiz görüyor.
Ve bunlar Büyükşehir idare ediyor!
Düşünün ki, Yeşil Bursa alevler’e teslim olmuş ortada krizi yönetecek bir Büyükşehir Belediye Başkanı yok!
Üstelik yangının kül ettiği Gürsu ve Kestel ilçe belediye başkanları gece gündüz sahada koordinasyon sağlamaya çalışırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in bu iki belediye başkana telefonla dahi iletişim kurup “geçmiş olsun” dileklerinde bulunmadığı ileri sürülüyor .

Bugün bu dileklerini bildirdi mi bilmiyorum.
Bildirse de bu saatten sonra esprisi yok artık.
Hizmette geri bırakılan Bursa’nın ne yazık ki bugünkü Büyükşehir yönetiminden bu dönem çok çekeceği yönünde tepkileri giderek çoğalıyor.
Adam festivallerle şarkı türkü eğlencelerle Bursa’yı idare etmeye çalışıyor.
Oysa Bursa’nın çözüm bekleyen devasa sorunları var.
Şarkı türkü eğlence festivalleri harcanan milyon TL paralar Bursalı’nın derdine derman olmuyor.
Tüm bu eğlenceler varsa yoksa bir kesim mutlu azınlık için.
Ve maalesef Bursa Büyükşehir sahipsizliği, kimsesizliği oynuyor.
Geçmiş olsun Bursa.
Not. Takipçilerimiz okuyucularımızın çeşitli istek taleplerine binaen… Öncelikle Bursa dışında olduğumu, annemi memlekete köye getirdiğimi, bu nedenle gönderilere rutin olarak cevap vermeyeceğimi bildirmek isterim.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Geçtiğimiz günlerde sözde güçbirliği yaparak biraraya gelen CHP’nin Bursa takımı Erdoğan ve iktidarına amansız suçlamalarda bulunmuş, hatta bir tanesi faşist benzetmesi yaparak “Hitler ile Goebbels olsaydı bu kadar becerikli olamayacağını düşünüyorum” ifadesini kullanmıştı..
Yani Erdoğan ve iktidarına çok çirkin ithamlarda bulunmuşlardı.
Oysa kendi partilerini yönetemeyenler, kendi arkadaşlarının ayağının altını kazanlar suçlamalar ve onlarca kavga gürültülerin eksik olmadığı, birbirlerini ihbar eden ele verenlerin yarıştığı, güven ortamının ortadan kalktığı, rüşvet başta olmak üzere her türlü siyasi ferdi illegal yolların kullanıldığı, baskı ve kumpasların alabildiğine uygulandığı, yalan ve dolanın yarıştığı bir partinin elbette başkalarına söz söylemeye hakkı yoktur.
Söyleseler bile gerçekle alakası olmayan çamur laflar olduğunu zaten kendileri ortaya her fırsatta koyuyorlar.
İşte bu minvalde geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Erdoğan-AK Parti ve Cumhur ittifakına her türlü çirkef tazyikler fışkırtmaya çalışanlardan bir tanesi de Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’dı.
Şu hale bakın ki zamanında AK Parti’de yer bulamayan Erkan Aydın kendini CHP’nin saflarına atmış, bugün CHP’nin adeta kolluk kuvvetleri sözcüsü haline gelmiş gibi “CHP Savaş meydanlarında kurulmuş 100 yıllık bir partidir, avukat ofislerinde kurulmuş bir parti değildir” cümlesini sarf ederek siyasi ağalarına nasıl yaranacağının yeteneklerini ortaya koymaya çalışmış.
Zaten ne milletvekilliği döneminde ne de Belediye başkanlığı zamanında pek donanımlı olmadığı, bu görevleri yapacak bir kapasitede bulunmadığını kendi partilileri bile zaman zaman dile getiriyordu.
Kendisine sormak isteriz;
Siz CHP milletvekili olurken millet iradesini yansıtmak için mi vekalet aldınız? Yoksa milliyetçi kanata mensup olduğunu iddia eden bir partiyle iş tutan partinizin saf değiştirmek için yaptığı pazarlık için mi?
CHP’ye zıt görüş olan! Parti’nin saflarına geçtiğinizde vekaletini aldığınız Bursalılara karşı hiç utanç duygusu yaşadınız mı?
Bir kez daha soralım; Vekil olduğu dönemde kendisini ne karşılığında başka partiye göndermişlerdi ?
FAŞİSTLİK VE DİKTATÖRLÜK!
Aslında Sayın Erkan çok doğru söylüyordu!
Erkan ağam! ; Savaş meydanlarında kurulduğunu iddia ettiği partisinin hem kendi içinde hem de idare ettiği ülkede demokrasinin rafa kaldırıldığı, diktatörlüğün en ucra köşede bile hissedildiği, insanların yiyeceğe ve giyeceği elbiseye muhtaç edildiği, açlığın pençesinde kıvranan tek parti döneminde ülkenin tarihe kazanmış zulüm yılları olduğunu yeni nesile hatırlatmak istemiş olmalı.
Ve bugün Sayın Erkan, “Biz vatandaş odaklı hizmet ediyoruz!” diyor..
Diyor da vatandaşın hangi taleplerini yerine getirmişler hangi projeleri hayata geçirmişler, 80 yılda ne yapmışlar, Bursa’da 15 ayda ortaya koyduğu hangi hizmetler var?
Yoksa Ak partili Mustafa Dündar‘ın yaptığı kentsel dönüşümlerle, hayata geçirdiği Osmangazi kent meydanı mega vizyon projesiyle mi övünüyor?
Halbuki borcu çok az olan, getirileri ile kat kat fazla artı sağlayan belediye devralmıştı.
Ama şu ana kadar rutin belediyecilik hizmetleri dışında kendini hatırlatacak herhangi bir projesini Osmangazililer henüz göremedi.
Sonuç olarak Erkan Aydın, Mustafa Bozbey ve Şadi Özdemir’den ahım şahım hizmet beklemediklerini söyleyen CHP’liler var.
Hatta bir gazeteci arkadaşım kendisi radikal chp’lidir, başta Mustafa Bozbey olmak üzere CHP’li belediyelerden çok da bir hizmet beklemediğini defalarca tarafıma beyan etmişti.
Hal böyleyken Erkan Aydın miadını doldurmak için gün sayması daha makbul olacağını düşünüyorum.
Öyle anlaşılıyor ki vatandaşın CHP’li belediyelerden çok da bir hizmet beklediği söylenemez.
O HESABI NASIL VERECEKSİNİZ?
Bırakın hizmeti göreve gelir gelmez belediye barınağında katledilen masum hayvanlardan sadece bir tanesinin bile başta Erkan Aydın olmak üzere hiç biri hesabını veremez.
Bu hesabı hukuk sorsada sormasa da ebette o masumların günahını hiç ummadığınız bir anda cenabı Allah sorar.
O cinayetleri işleyen ve talimat verenlerin tümü Allah’a havaledir.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
CHP’liler Ak Parti’ye karşı güçbirliği yapmış !
Merinos yerleşkesi Hüdavendigar salonunda düzenledikleri basın toplantısında İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa milletvekilleri Bursa Belediye başkanları bir araya geldi.
Toplantıyı Sosyal medya üzerinden takip ettim.
İktidara verdi veriştirdiler.
Özellikle vekil Orhan Sarıbal, Erdoğan iktidarını faşist olmakla suçladı.
Sarıbal “Hitler, Goebbels olsaydı bu kadar becerikli olamayacağını düşünüyorum.
(Paul Joseph Goebbels, Nazi Almanyası’nın ikinci şansölyesi. Adolf Hitler’in en yakın arkadaşlarından)
Açık bir faşizm dönemini yaşıyoruz, herkesin düşman olabileceği bir dönemi yaşıyoruz” dedi.
Zihniyet bu ya Sarıbal, tarihin en başarılı iktidarını faşist olmakla suçladı.
Konuşurken bile bugün elinde imkan olsa tek parti dönemini aratacak ihtimali ortaya koydu.
Halbuki faşistliğin ne demek olduğunu partisinin tarihine baksa görecekti.
Tek parti döneminde bu ülkede demokrasi rafa kaldırılmış, açlık ve fakirlik ülkede kol gezerken, mutlu azınlık kadeh kaldırıp alem yaparken, halk açlık ve fakirlikte mücadele ederken, şapka giymeyenler adeta kendilerine yan bakanlar İstiklal mahkemeleri adı altında darağacına götürülüyordu.
Orhan Sarıbal, İktidara yakın basın mensubu görmek istemedigini de söyledi.
Halbuki mutlak şekilde herkes gibi tüm gazeteciler farklı görüşlere farklı siyasi partilere yakındır.
AK Parti’ye yakın olanlar varsa CHP’ye ve diğer partilere de yakın olanlar var.
Madem öyle Sarıbal efendi görmek istemiyorsa İlk başta Halk TV, Sözcü TV, TV1 ve kendilerine hizmet eden diğer medya kuruluşlarında çalışan ve yazan gazetecileri görmesin.
Yani bu konuda bile asla objektif değil.
Sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey aldı sazı eline.
Bozbey her zamanki yakınmalarıyla başladı, bir noktadan sonra artık çözüme gelir diye ümit ettim ama konuşmasının sonuna kadar hep şikayet hep şikayet!
Borçların sürekli çoğaldığını, toplu taşımaya yapılan zammın yanlış anlaşıldığını, Bursa’nın 45 günlük suyu kaldığını, ( iyi de millete tasarruf edin derken yol kenarı yeşil alanları hangi suyla suluyorsunuz?) abonman kartının yerine başka kart sistemi üzerinde çalıştıklarını, benzeri maddi sorunlar nedeniyle hizmet üretme de sıkıntılar yaşandığını, böyle giderse ilçe belediyeleri Eylül ayında maaşları bile ödeyemeyecek duruma geleceğini vesaire vesaire sıralarken her zaman olduğu gibi tüm suçu önceki dönem yöneticilere yükledi.
Yani anlayacağımız Mustafa Bozbey açıkça şunu demek istedi;
“Ben bu yükü taşıyamam benden bir şey beklemeyin! Borçları ödeyemem.
Beklenilen hizmetleri üretemem.
Yapacağım tek şey günlük rutin belediyecilik çalışmalarıdır.”
Kısaca sözün özü şuydu; Bursa’nın var olan iki yakası 15 ayda paramparça edildi.
Velhasıl Mustafa Bozbey, büyükşehiri kaldıracak kapasitede olmadığını, sorunları anlatırken bile konulara hakim olamayışı, topu önceki AK Parti yönetimlerine atarak çözüm üretemeyecegini anlatmaya çalışmış ve kendini bir nevi feda etmiş!
Dolayısıyla hiçbir başarısı olmayan Nilufer’de 20 yıl boyunca tamamlayamadığı ve atıl durumda bıraktığı sosyal dernekler yerleşkesi olarak bilinen Anadolu arastasını hâlâ örnek göstermesi ne kadar aciz duruma düştüğünün göstergesi olmuştur.
Velhasıl CHP karakter olarak kurulduğundan bugüne kendine hizmetsizliği rehber edinmiş dün olduğu gibi de bugün de topu taca atmıştır.
Mustafa Bozbey’de bunu yapmıştır.
Ancak bugünkü toplantıda CHP’li milletvekillerinin özellikle Orhan Sarıbal ‘ın Erdoğan iktidarına yönelik sarf ettiği benzetmeler bir hukuki sorumluluk içerdiğini düşünüyorum.
Konuyla alakalı AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan bir şeyler söyler diye tahmin ediyorum..
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Son zamanlarda AK Parti yöneticilerine yönelik inceden bir saldırı, aba altından sopa göstermeye çalışanlar türedi.
İl başkanı Davut Gürkan ve ilçe başkanlarına inceden göndermeler..!
Aslında başka hesaplar peşinde koşanlar kendilerine suni malzeme üretme çabası içine girerek kritik süreçlerde rol üstleniyor etki ajanlığı yürütüyorlar.
Geçmişte il yönetimleri ilçeler ve birçok yönetici üzerinde eleştirilerimiz oldu.
Ama şunun altını çizmek gerekiyor.
Uzun zamandır yaptığım gözlemler taban ve teşkilatlar üzerindeki yansımalar AK Parti’nin Bursa’da müthiş bir geri dönüş yaşadığını ortaya koyuyor.
Gelinen noktada Davut Gürkan başkanlığındaki AK Parti il yönetimi önceki dönemlere nazaran daha prensipli daha oturaklı daha akılcı profesyonel yol izlediği, çalışma düzeni ve disiplinin ön planda tutulduğu, vatandaş nezdinde Bursa’da eski gücüne yeniden kavuşma sürecinin hızlandığı gerçeği var..
Bu konu uzun zamandır gündemimdeydi. Partililer üzerinde nabız yokladığım, eskiye nazaran küskün ve kırgınlıklar’ın azaldığı yoğun bir kenetlenme ve toparlanma yaşadığını düşünüyorum.
Bilindiği üzere bir dönem ‘kara liste‘ oluşturan yönetimlerden gelen küslüklere karşın bugün yepyeni hava yakalanarak birliktelik hoşgörü ve kenetlenme, seçmen üzerinde yeni bir heyecan oluşturmuş.
Zira İl Başkanı Sayın Gürkan, klasik başkanlık portresi dışında alternatif politika ve çalışma sistemi geliştirerek başta il yönetimi olmak üzere tüm ilçe teşkilatlarına yayarak yeni bir yol açtı.
Daha samimi, atılımlı, halkın kazanımlarını ve çıkarlarını koruyan mesajların AK Parti hanesine olumlu puan kazandırdığı geri dönüşümler sağladığını görüyoruz.
Tamam, eleştirilmesi gereken yerde eleştirelim ancak hakkını teslim etmemiz gerektiği yerde de edelim.
Bu nedenle bazı hazımsızların öküz altında buzağı aramaları gayet normal.
MİSAFİRE ‘GELME’ Mİ DERSİNİZ !
AK Parti il başkan yardımcısının Bursa’da bulunan hemşehri derneklerini ziyarete gelen aynı zamanda hemşerisi olan bir Parti genel başkanına hoş geldiniz demesi kadar doğal bir şey olamaz.
Siz derneğinize gelen siyasi Parti yöneticilerini kovacak mısınız?
Tabii ki hayır.
Hemşehri derneklerine farklı partiden kim gelirse gelsin misafir etmek adaptandır. Bunu kendi partisine ihanetle yorumlamak beyhudedir, art niyetten başka şey değildir karşılığı da yoktur.
Sonuç itibarıyla AK Parti İl Başkanı olarak Bursa’da ilk defa muhalefetin yerel yönetimlerine yönelik eleştiriler yönelten, hem partisinin hem de milletin hakkını savunan bir başkana şahit oluyoruz.
Bana göre yeri geldiğinde millet menfaatlerini gözeterek biraz sivri biraz da hırçın olmak zamana ve şartlara göre gereklidir.
Sayın Gürkan da tam da bu noktada benim gibi düşünüyor ince bir çizgi de ilerliyor.
Bu da partisine kazanımlar sağlıyor.
Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi yeri geldiğinde posta koyacaksın!
Dolayısıyla CHP belediyelerinin merakla ne yapacağı konusu hizmet bekleyen kesimi karamsarlığa itmiş durumda.
İNANMAYIN !
İşte bu yüzden yıllarca partiliymiş gibi görünen AK Parti maskesi takmış perde arkasından CHP’ye hizmet eden kişiler birçok kanaldan gerek sahada gerek sosyal medyada başta İl Başkanı Davut Gürkan olmak üzere ilçe ve AK Parti belediyelerine yönelik çaktırmadan salvolar yapıyor yeni teknik ve taktikler geliştiriyorlar.
Bu taktikler önümüzdeki seçimlerde Bursa’nın yeniden AK Parti kalesi haline gelmemesi için bir ön alma projesinin ürünü olduğu açıkça sırıtıyor.
Tüm bu yaşananlar, algı ve yöntemler AK Parti teşkilatlarını tabanı ve seçmeniyle daha sıkı bütünleşmesinin önüne geçemiyor aksine tetikliyor.
EN BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANI !
Son dönemde adından sık sık söz ettiren hizmetleri hayata geçirilen projelerle Yıldırım’a yeni bir hava getiren belediye başkanı Oktay Yılmaz, İlçenin geneline yaydığı dönüşüm ve sosyal donatı alanları projelerle ilçenin yıldızını parlatıyor. İlk kez kabuk değiştiren dönemleri yaşayan Yıldırım da ve akabinde Osmangazi’de toplamda 20 kişiye Büyükşehir dahil merkez ilçelerde en başarılı belediye başkanını sorduk.
Başkan Oktay Yılmaz’a daha önce de defalarca ifade ettiğimiz gibi memnuniyet oranının beklentinin üzerinde çıktığını gördük.
10 kişiden 9’u Başkan Oktay Yılmaz’ın hizmetlerinden memnun.
Osmangazi’de ise açıkçası sürpriz bir tablo ile karşılaştık.
Osmangazililer ‘Bursa’nın en başarılı belediye başkanı kim?’ sorumuza çok enteresandır yine Oktay Yılmaz’ı işaret ediyordu.
CHP’nin hüküm sürdüğü Osmangazi gibi bir yerde 10 kişiden 8’i Oktay Yılmaz’ diyordu.
Bu zamana kadar siyasi öngörülerimde yanılma payım çok az olduğunu düşünüyorum.
Bu şu demek oluyor; AK Parti belediyeciliği Yıldırım’a damgasını silinmeyecek şekilde vuruyor.
Başta il başkanı olmak üzere tüm teşkilatlar AK Parti belediyeleri yerel yönetimleri yeni bir güven ortamı sağlayarak eski ruhu yeniden canlandırmış.
Aydınlığı ve geleceği AK parti’de olduğunu unutmayan küskün ve kırgınlar kendi partisi ile yeniden güven tazelemiş samimi olarak üzerine düşen sorumluluğun bilincinde hareket ediyor.
Bu da önümüzdeki ilk seçimlerde AK Parti’nin büyük bir patlama yapacağına işaret ediyor.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin