Özel hastaneler, sahtekar hekimler, soyulan hastalar ve kaçırılan vergiler!
Sağlık eski bakanı Mehmet Müezzinoğlu zamanında özel hastanelere tanınan imtiyaz farklı boyutlara taşınmıştı.
Bu husustan doğan açıklar bazı hekimleri hastalar üzerinde farklı mecralara sürükledi.
Özellikle paralel örgüte yakınlığıyla bilinen bazı kurumlarda tam bir vergi kaçırma piyasası oluşturmuştu.
Bunu fırsata çeviren bazı hekimler son günlerde halen çalıştıkları özel kurumlarda bu uygulamayı meslek haline getirdiği yönünde şikayetler var.
Örnek: Özel bir hastanede hekim hastasından bazı sebeplerden dolayı kasaya 700 tl yatırması gerektiğini belirtip rakamın ödenmesini sağlıyor.
Ardından sadece klasik muayene yapılıp hasta gönderiliyor.
Bu ödeme neyin nesi, hangi tedavi karşılığında yapılıyor açıklama yok.
Ödenen paranın karşılığında her hangi bir fatura fiş verilmiyor.
Gelen şikayetlerden bir tanesini hatırlattık ama çok sayıda benzeri örneklendirebiliriz.
Özellikle yaşadığım konu:
Yine bir özel Hastane..
Bir sebepten dolayı Fizik bölümünden muayene sırası aldım.
Hatta en iyi doktor hangisiyse ona verin şeklinde de hatırlatmada bulundum.
Sekreter hanım ‘çok yoğun beklersiniz’ dedi.
‘Beklerim’ dedim.
Doktor muayeneye başladığında ikinci sırada içeri girdim.
Nasıl yoğunsa…
Tabi anlattık.
Doktor efendi bana kasaya hatırladığım kadarıyla 100 küsür tl yatırmamı istedi.
Hemen yatırdım.
Ardından şu ilacı Eczaneden al gel dedi.
Bende bir koşu alıp geleyim heralde enjekte edecek dedim.
Eczaneye gittiğimde ilacın fiyatı 400 küsür tl idi.
Sadece bir iğne..
O an için üzerimde yoktu.
Aradan üç gün geçti.
Benim de evde sıcak uygulama yöntemimle şikâyetim geçmişti.
Üçüncü günü gittiğimde bana hiçbir tedavi uygulaması yapılmayan ödediğim ücretin faturasını istedim.
Sekreter hanım hemen doktor beye iletti.
Doktor alacele beni çağırdı.
“Yahu nerdesiniz kaç gündür” dedi.
Bende istediğiniz ilaç çok pahalıydı alamadım dedim.
Bilin bakalım cevabı ne oldu.
“Yahu acelesi yoktu. Onu iki sene sonra da alsanız olur almasanız da olur.”
-“O halde neden isteyip zor durumda bırakıyorsunuz beni” dedim.
Neyse önemli değil ben halledeceğim.
Neyi halledecekse.
Adam öyle çakal ki.
Geçmiş bitmiş şikayetimden eser kalmamış bir halime yalandan boş enjektörden iğne vurur numarası yaparak beni aldatmaya çalışıyordu sözde.
İnanır mısınız omzumdan iğnenin ucunu dokundurarak vuruyormuş numarası yapıp tamamdır diyebildi.
400 küsürlük gereksiz keyfi ilaç almaktan yırtmıştım ama başta ödediğim 100 küsür liranın ne karşılığında alındığını ve hala tarafıma bir belge, fatura fiş verilmediğini çözmeye çalışıyorum.
İşte bunlar hem hastaları soyuyorlar hem de devletten vergi kaçırıyorlardı.
Bu doktorlar bunu yaparken de tek başlarına yapmıyorlar.
Mutlaka hastane yönetiminin bilgisi doğrultusunda yapılıyor.
Aksi olması mümkün değildir.
İlgili kişiye ilettiğimiz halde aynı şikayetler geliyor.
İşte Özel sağlık merkezleri ve hastanelerde bazı ruhsuz hekimlerin ve hastane yöneticilerinin çakallıkları trilyonlarca vergi kaçmasına, bu da devletin iyiden iyiye borç yükünün altına sokulmasına neden oluyor.
İşte cari açık denilen bu illet bu tür devletini soyan insafsız, merhametsiz hekimlerin kaçırdığı vergiler den kaynaklanıyor.
Eğer özel hastanelerde çalıştırılan kaçak doktorlar ve hastalarını soymaya çalışan hekim bozuntularının kaçırdığı vergiler devletin vergi açığının tümden kapatacak boyutta.
Peki…
Sağlık bakanlığı ne yapıyor?
Sağlık alanında ilgili yetkililer ne yapıyor?
Özel sağlık kurumları yeterince denetleniyor mu?
Denetleniyorsa ciddiyet derecesi nedir?
Yoksa bazı güruhlar bu hastanelerle ortak mı çalışıyor?
Bu tür vergi kaçıran özel kurumların sayısından haberleri var mı?
Bu sorun sadece Bursa’da değil, Türkiye genelinde kanayan bir yara.
Bu yaranın sarılması adına Sağlık bakanlığı radikal önlemler alması gerekiyor.
Eski bakan Müezzinoğlu’nun bir anlamda bıraktığı suistimale açık kokuşmuş miras.
Kesilmeyen faturalar, tedavisi tamamlanmayan hastalar ve daha bir çok şikayet konusu.
Yani alanda oldukça boşluk var.
Tedavi sonrasında faturalandırılmayan o kadar hasta var ki.
Bunlar göz önüne alınırsa kaçırılan verginin boyutları ürkütücü.
Tüm hastalar konuyla ilgili hatta ne tür şikayetleri varsa bize ulaştırabilirler.
Medula;
Sağlık hizmeti veren kuruluşların, GSS kapsamında olan hastalarının provizyon (muayene ön izni), ücretlendirme ve tahakkuk işlemlerinin SGK ile entegre ve eş zamanlı olarak gerçekleştirmesini sağlayan bir bilgisayar sistemi. Hastaneler ve eczaneler, SGK’nın ödeyeceği bedelleri de MEDULA sistemi üzerinden SGK’ya elektronik ortamda fatura ediyor.
Her hastanenin kendi kullandığı bir otomasyon programı var ve bu program, SGK’nın MEDULA programına sorarak, provizyon (muayene ön izni) almakta ardından yaptığı her bir işlemi ücretlendirip fatura haline getirip, MEDULA üzerinden SGK’ya göndererek tahakkuk ettiriyor.
Bilindiği gibi, Türkiye’de vergi mevzuatına göre, vergi incelemesindeki amaç, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. (VUK Md. 134). Buna göre, Maliye Bakanlığı tarafından 213 sayılı VUK’nun 135. maddesinde incelemeye yetkililer tarafından her yıl belirli sektörlerde, sektörel vergi incelemeleri yapılabilmektedir.
Özel hastanelerde vergi incelemeleri daha çok hastanenin kendi müşterilerine tedavi, muayene, ameliyatlar vb. konularda hastalara fatura veya benzeri vesika düzenlenip düzenlenmediği konularında vergi incelemeleri yapılıyor. Yine hastanelerde, hastanenin elde ettiği diğer gelirler ve giderlerinin vergi yasalarına uygun olup olmadığı, doktor, hemşire, teknik elemanlar vb. personele yapılan fiili ücret ödemelerinin doğru olup olmadığı konularında incelemeler yapılıyor. Hastanelerde POS cihazlarından yapılan tahsilatların KDV beyannameleri ile uyumlu olup/olmadığına dikkat sözde denetleniyor. Özel hastanelerde, özellikle dışarıdan gelen doktorlara (hastanenin bordrosunda kayıtlı olmayan) yapılan ödemeler, bu doktorların hastanede yaptıkları ameliyatla ilgili düzenleyecekleri serbest meslek makbuzları önem taşıyor. Hastalara yapılan tıbbı müdahaleler, yapılan operasyonlar ve bu konuda hastaların hastane ve ayrıca doktora ödedikleri ücretlerle ilgili makbuz veya faturalar incelenıyor.
İyi de, Mevzuat kuralları noktasına kadar bilindiği halde bunu kendilerine açık olarak konumlandıranların olup olmadığı ne kadar araştırılıyor?
Bazı kurumlar kullanılan sistemin dışında ek olarak alternatif sistem kullanıldığına yönelik şikayetler olduğu söyleniyor.
Yani yapılan işlemler resmi kanala düşmeden bir şekilde evrak oluşturulduğu şikayetleri var.
Açıkçası bize kadar gelen bu şikayetler acaba sağlıktan sorumlu kişilere gitmiyor mu?
Gidiyorsa vurdumduymazlık mı hakim.
Yoksa bir şekilde idare mi ediliyor?
Ne oluyor bu alemde böyle?
Kim nasıl bir kılıf icat etmişte vergi açığı oluşuyor.
Bir kez daha altını çiziyorum.
Sağlık alanında vergi kazanındaki çatlaklar onarılırsa, kapatılırsa devletin vergi açığı ortadan kalkar.
Bunu ben söylemiyorum.
Birçok sağlık çalışanları söylüyor.
O halde demek ki bir yerlerde birileri malı götürüyor.
Biriler i de hamallık yapıyor.
Bir diğer birileri olan hastalar da soyulup soğana çevriliyor.
Allah’tan korkmayanları yine Allah’a havale edelim ve Allah ıslah etsin diyelim.
Yetkilileri de göreve davet edelim.
Not: Aynı hastane ve aynı kişilerle ilgili şikayetler gelmeye devam ederse bu hastane ve hekim isimlerini açık açık yazmak durumundayım. Kaldı ki göz yumulan birçok farklı detaylar da birbirini kovalıyor.
.
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın