Bursa’nın sağlıksız sağlığı, bir akademisyenin feryadı ve kent elden giderken seyredenler…


Geçenlerde bir arkadaşım aradı.
Akademik kariyer için uğraşıyor !
Dosyasını hazırlamış ve hak ettiği halde gidiyor gidiyor adeta duvara tosluyordu…

Bir türlü dosyası öne çıkılmıyor, her dönemde doçentliği sümenaltı ediliyordu.
Çömezleri gelmiş, çıkmış prof olacaklar neredeyse bu arkadaşımız hala eğitim görevlisi olarak yerinde sayıyordu .

O kadar da haksızlık olmaz ki !..
Kim yapıyor bunları diye sordum .
Kim olacak sağlık bilimleri Üniversitesi şürekası…
Anlamadım dedim !
Anlamayacak ne var abi ;
Dekan, eşi , Şehrin hastanesinin tepesi, kurulu bir oyun ve tıkır tıkır işleyen bir sistem. Etik kurulu ele geçirilmiş; işlerine gelen kişileri anında yükseltiyorlar işlerine gelmeyen meslektaşlarımızı da süründürüyorlar adeta …
Bu işleri milimetrik takip edenlerden biri ne yazık ki, asıl sorumlu olduğu hastaneyle ilgilenmediği yönünde çığ gibi büyüyen şikayetlere konu olurken, hem sağlık camiasının hemde hastaların tepkisini almış.

Ama bu kimin umurunda!
Yapılan soygunları bile pişkin pişkin zaten “haberim yoktu” diyecek kadar ilgisiz! …

Diğeri de Türkiye’nin en güzel Şehir hastanesinden birinin fizik tedavi bölümüne hakimiyet kurmuş makam olarak kullanıyor!

Devlet bu Şehir hastanelerinin her birine dünyanın kirasını verirken makam olarak kullanacak başka yer bulamadınız mı?
Makam olarak kullandığınız fizik tedavi bölümü biraz tuzlu olmuyor mu devlete!
Gidin şehrin merkezinde yıllardır bitirilmeyi bekleyen hastaneyi bitirin de en güzel yerini makam olarak kullanın !
Hem de devlete maliyeti daha düşük olur, hemde hastalara yer açılır!

Bu hâliyle vatandaş tabi iktidara hatta Erdoğan'a, Ak Parti'ye köpürücek, tepkili olacak.

Şikayetlere konu olan bölüm adeta işlevsiz hale getirilmiş, hastalar randevu bile alamayarak perişan olurken, birileri oynanan oyunlara katkı koymak için verilen rolü eksiksiz oynuyorlar, bu nasıl bir zihniyet !

Ne sağlık, ne hasta, ne eğitim, ne kariyer umurlarında değil, üstelik hiçbir korkuları da yok..!

Artık bunlardan birini de sağlığın başına müdür yaparlar bu gidişle!

Yaklaşık altı yıldır benim önümü keyfi bir şekilde kesiyorlar!..
Artık bıçak kemiğe dayandı!
Araştırmaya başladım, "bu kadar korkusuz ve fütursuzca, ketum ve bu kadar teşkilatçılık sevdası nereden geliyor" diye.

Dekan beyefendi Konya’da bir köylü çocuğu, zor şartlarda büyümüş fakat yöneticiliğe atanırken hep yukardan birileri var diye milleti korkutmuş…

Milletin arkasından film çevireceklerine batan hastanelere, soyulan hastanelere bir baksalar ya !
Randevu alamayıp da avuç dolusu parayı özellere veren zavallı insanları düşünseler ya !
İnsanları soydurmak için mi buraya geldiler bu efendi hazretleri?

Bu derinliği oradan mı geliyor bilemem ama 'Emir’in sultanlarından bir abinin "bu dekanı ben atadım" demesini de, hapis yatmış bir akıncıya hiç yakıştıramadım!…

Biraz daha karıştırınca gördük ki, bu Emir’in sultanındaki abi ,15 -24 Aralık'ta Zaman gazetesine abone olan sigorta hastanesini eleştirirken, aynı hastanenin müdürünü de daha sonra çok daha güzel bir yere müdür yapmış!

Sıkı durun; şehrin hastanesinin başhekimini de bu Emir’in abisi o günkü bakan yardımcısına ve Sayın Bakana önermiş!
Vay ki vay öl ki ölesin!
O malum .. izi .. izine karışmış!
Bu zevat, zamana ve mekana göre birilerini arkalarına almayı başarmış, bu dönemde de akıncı abisi geçinen bazı zevatlar da adeta bunlara payanda olmuşlar !!!
Kandırılmışlar yani …
Bunu yalnız mı yapmışlar ?
Hayır tabi.

Başta Büyükşehir olmak üzere belediyelere aday olmak isteyen bazı üst düzey siyasetçi ve il başkan ve yardımcıları ile birlikte da çevirdikleri filmler dudak ısırtıyor.
İstenirse bu mübarek(!) zevatları da belgelendiririz !…

Zaten bu kentin canına okuyan değil miydi o bakanın yardımcısı!

İhtirasları yüzünden o gün etkili olan siyasetçi ve o günkü ithal il başkanını da yanına alarak ne kadar başarılı bürokrat varsa önlerine engel olmasın diye hepsini bir şekilde uzaklaştırıp, bu kentin canına okudular !..
Bütün bu tezgahlarda ithal il başkanının da asıl rolü oynadığını herkes biliyor…

Gelinen noktada ne oldu ?
Bu kadim şehirde eğitimden sağlığa, kültürden belediyecililiğe kadar herşey dibe vurdu.

Çöktü bu il, çökertildi bu il !

REİS'te Bursa'yı hâlâ 'payitahtım' diye biliyor.

Bursa, ta o zamanlar elde çıkarılmış haberi yok.

Sonuç itibariyle bugün Bursa'da hastalar perişan, hastaneler perişan, okullar perişan, yöneticiler perişan, belediyeler perişan, insanlar perişan ve bunun bir tek sebebi var ;
işte bu yeteneksiz - muhteris (aşırı tutkuları olan) abicikler, sözü geçen bazı siyasetçiler, bakan yardımcıları ve ithal siyasetçiler ve ithal il başkanları.
Yazıklar olsun bu bunlara ki Bursa'yı ne hale getirdiler.

Ve maalesef birileri de bu şehir elden giderken sadece seyretti ve hala da seyrediyor!!!

Çok yazık oldu.

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Benzer Videolar